• Sonuç bulunamadı

Tarla Kapasitesi ve Solma Noktası

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ

3.2.3. Ölçme Analiz ve Değerlendirmeler

4.1.1.5. Tarla Kapasitesi ve Solma Noktası

Araştırma kapsamında belirlenen 2007 ve 2008 yılı ÜP dönemine ait tarla kapasitesi (TK) ve daimi solma noktası (SN) değerleri Çizelge 4.13’te verilmiştir. Çizelge incelendiğinde 2007 yılında D1Ö yöntemindeki tarla kapasitesinin 42,08 m3/100m3 ile en yüksek değeri aldığı belirlenmiştir.

2008 yılında ise yine örtü bitkisinin yüzeye parçalanarak bıraktığı D2Ö yönteminin 40,12 m3/100m3 ile en yüksek tarla kapasitesine sahip olduğu saptanmıştır.

83

Çizelge 4.13. 2007 ve 2008 yılları domates üretim periyoduna ait 0-30 cm toprak derinliğindeki tarla kapasitesi ve solma noktası değerleri.*

Toprak

*: TK ve SN değerlerine ait varyans analiz tabloları Ek Çizelge 23 ve 24’de verilmiştir.

SN değerleri incelendiğinde ise, yine 2007 yılında D1Ö (22,15 m3/100m3), 2008 yılında da D2Ö (18,24 m3/100m3) yönteminin diğer yöntemlere göre üstün olduğu belirlenmiştir. Örtü bitkilerinin ve köklerinin toprak işleme ile bozulmadan bırakılmasının toprak içerisindeki fiziksel aktiviteyi düzenlediği ve yüzey akışını azalttığı bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla tarla kapasitesinin de zorlanarak dolan boşluklardan etkilendiği ayrıca, yüzeydeki bitki artıklarının evaporasyonu engellemediği ve SN değerlerinin yükselmesine katkıda bulunduğu da söylenebilir. Geleneksel toprak işleme yöntemleri, azaltılmış toprak işleme yöntemleri, D3 ve D3Ö yöntemlerinde saptanan TK ve SN değerlerinin birbirinden her iki yılda da istatistiksel olarak farksız olduğu belirlenmiştir. Bu durumda toprak işleme uygulandığında örtü bitkisinin kulaklı pullukla veya diskaro uygulamaları ile toprağa karıştırılmasının TK ve SN değerlerini etkilemeyebildiğini de söylemek mümkündür.

Ugalde et al. (2009)’ da toprak işlemesiz yöntem uygulanan alanlarda tarla kapasitesi değerlerinin 0-30 cm toprak profilinde geleneksel toprak işleme uygulanan alanlardan istatistiksel farkla büyük olduğu bildirilmiştir. SN değerlerinin ise 0-5 cm toprak derinliği hariç diğer derinliklerde (5-15 ve 15-30 cm) birbirine yakın değerlerde olduğu saptanmıştır. Toprak işlemenin bitkiye alınabilir kullanım suyunun bulunduğu TK ve SN arasındaki toprak nem içeriğine dolaylı olarak agregasyon, ortalama granül çapının kapilariteyi etkileyerek etki ettiği ve özellikle Biga yöresi ile benzerlik gösteren yarı kurak iklim kuşağında

84

toprak nem içeriğinin korunabilmesi için toprak işlemeden kaçınılması gerektiği de vurgulanmaktadır.

4.1.1.6. Doygun Hidrolik İletkenlik

Araştırma kapsamında 2007 ve 2008 yıllarında örtü bitkili ve örtü bitkisiz toprak işleme yöntemlerinde saptanan doygun hidrolik iletkenlik (Ks) değerleri Şekil 4.27, 4.28, 4.29 ve 4.30’da gösterilmiştir. Örtü bitkisi uygulanmayan toprak işleme yöntemlerinde TİÖ dönemden ÜP dönemine geçişte geleneksel toprak işleme yöntemleri doygun hidrolik iletkenlik (Ks) değerlerinde bir artış olduğu gözlenirken, doğrudan dikim alanlarında D3 yöntemi hariç bir azalma olduğu görülmüştür. Toprak işleme öncesinde varolan doğal bitkilerin kökleri tüm yöntemlerde toprak içerisindeki boşlukları doldurmuş ve doygun hidrolik iletkenlik doğal olarak bu dönemde düşük olmuştur. Toprak işleme ile birlikte toprağa gömülüp karıştırılan bitki artıklarının çürümesiyle beraber boşluklar tekrar artmış ve Ks oranları bu yöntemlerde yüksek bulunmuştur. Örtü bitkisi uygulanmayan tüm yöntemlerde Ks yaklaşık olarak 2 cm h-1 olarak saptanmıştır.

Örtü bitkili yöntemler incelendiğinde ise bu değer yöntemlerdeki toprak işleme işlem sayısı ile ters orantılı olarak etkilenmiştir. Geleneksel yöntemlerde örtü bitkisiz alanlardakine benzer D1Ö ve D2Ö yöntemleri hem TİÖ hem de ÜP dönemlerinde diğer yöntemlere göre yüksek değerler almıştır. Geleneksel toprak işleme uygulanan alanlardaki değerler TİÖ dönemden ÜP dönemine geçişte bir miktar artsa da D1Ö ve D2Ö yöntemlerindeki Ks değerlerinin bu yöntemlere göre yaklaşık 4 kat arttığı ve 6 cm h-1 değerlerinde olduğu belirlenmiştir. Örtü bitkisi uygulanan alanlarda A1Ö ve A2Ö yöntemlerinde de toprak işleme azaldığından bu yöntemlerdeki Ks değerlerinin de geleneksel yöntemlere göre yüksek olduğu görülmüştür. Bu yöntemlerde kullanılan goble diskaronun D3Ö yönteminde kullanıldığı ve bu sebeple azaltılmış toprak işlemedeki Ks değerleri ile D3Ö yöntemindeki Ks değerlerinin birbirine yakın olduğu saptanmıştır. Bu veriler ışığında örtü bitkisi kullanıldığında kulaklı pulluk uygulamasının Ks değerlerinin artışına engel olabildiğini de söylemek mümkündür.

Cavalieri et al., (2009)’da toprak işleme yöntemlerinin Ks değerlerini en çok 0-30 cm toprak profilinde etkilediği savunulmaktadır. Ayrıca, bu toprak derinliğinde yapılan bir çalışma sonucunda Rasmussen, (1999), pulluk kullanılan alanlarda pulluksuz alanlara göre daha düşük Ks saptandığını belirtmiştir. Kavdır ve ark. (2007)’de Ks değerlerinin toprak yapısı başta olmak üzere kaymak tabakası, donma, çözünme ve sıkışma gibi birçok faktörden etkilendiğini ve dönemlere göre değişkenlik gösterebildiği bildirilmektedir. Aynı çalışmada yaşayan bitki köklerinin topraktaki boşlukları işgal ettiği , öldürüldükten sonra

85

zaman içinde çürüme ile bu boşlukların arttığı ve özellikle örtü bitkisi kullanıldığında Ks’nin 5 kata kadar artabildiği (Kavdır ve ark., 2005) bildirilmektedir. Ayrıca, Lampurlaneś et al. (2006)’ da örtü bitkisi uygulanmadığında, derin toprak işleme ve azaltılmış toprak işleme yöntemlerindeki Ks değerlerinin geleneksel yönteme göre daha düşük olduğu bildirilmektedir. Astier et al. (2006)’da örtü bitkisi uygulamaları ve toprak işleme sistemlerinin infiltrasyonu doğrudan etkilediği belirtilmiştir. Çalışmada ayrıca yulafın örtü bitkisi olarak kullanıldığında fiğ kullanılan yöntemlere göre daha yüksek Ks sağladığı rapor edilmektedir.

*: TİÖ ve ÜP değerleri için çoklu karşılaştırma testleri dönemler içinde gösterilmiştir. Ks değerlerine ait varyans analiz tabloları Ek Çizelge 25, 26, 27 ve 28’de verilmiştir.

Şekil 4. 27. 2007 yılı örtü bitkisiz parsellerdeki doygun hidrolik iletkenlik değerleri

.

Şekil 4. 28. 2007 yılı örtü bitkili parsellerdeki doygun hidrolik iletkenlik değerleri

b b b

86

Şekil 4.29. 2008 yılı örtü bitkisiz parsellerdeki doygun hidrolik iletkenlik değerleri

Şekil 4.30. 2008 yılı örtü bitkili parsellerdeki doygun hidrolik iletkenlik değerleri

Benzer Belgeler