• Sonuç bulunamadı

Çözümlemeye ilişkin notlar:

1. Makamın dizisi hakkında: Hızır bin Abdullah, çeng gibi açık telli çalgılardaki akort düzenleri hakkında bilgi verirken ana dizideki neva perdesinin pestleştirilmesi sonucunda Kûçek makamının dizisinin ortaya çıkacağı belirtilmektedir.167 Görüldüğü üzere, ortaya çıkan dizi, günümüzdeki Saba makamının dizisini andırmaktadır. Bu bağlamda Abdülbâki Dede de Saba makamının eskiden “Kûçek” makamı olarak adlandırıldığı bilgisini aktarmaktadır (Tura, 2006, s. 38).

165 Bkz. Dipnot 161.

166 Seydî: “Dügahun perdesinden it hurûcı / Nüzûl itdür ırak evine göçi” (Arısoy, 1988, s. 25). Tirevî: “Irak oldur

ki ibtidâ agâze hanesi dügah hânesidir ve karargâh hanesi, altında olan nerm-i segah hânesidir.” (Uygun,

1990, s. 33).

167 Hızır bin Abdullah: “Eğer rast düzeniken ısfehan perdesin yikgah iken nerm veçhiyle sigah ideler ol heman

172 2. “Segâh Kûçek Evi - Seragaz”: Hızır bin Abdullah, ana dizideki “çargah” ve “pençgah” perdelerinin arasında kalan bu perdeye işaret etmek için diğer makam tariflerinde de “kûçek evi” ifadesini kullanmakta, yani bu perdeyi özellikle Kuçek makamının adı ile anmaktadır. Dolayısıyla söz konusu perdenin “seragaz” olarak nitelendirilmesini, bu perdenin Kuçek makamının karakteristik bir perdesi olması üzerinden okumak mümkündür. Seragaz nitelemesinin işaret ettiği bir başka olasılık da makamın seyrinin bu perdeden başlıyor olduğudur; ne var ki gerek Lâdikî’nin gerek Tirevî’nin eserlerinde gerekse on yedinci yüzyıl sonrasındaki eserlerde böyle bir bilgi bulunmamakta, bu makamın seyri ekseriyetle dügah perdesinden başlatılmaktadır. “Segah kuçek evi” olarak betimlenen bu perdeye ilişkin bir başka belirsizlik de söz konusu perdenin aralıksal değerinin ne olduğu konusundadır. Söz konusu perdenin “segah” konumunda betimlenmesi, bu perdenin, kendisinden önce gelen çargah perdesi ile arasındaki mücenneb ilişkisini tasvir etmektedir; bu nedenle, Hızır bin Abdullah’ın tarifini günümüz sistemine çevirirken, buradaki “segah” ifadesinin işaret ettiği mücennebliği göz önünde bulundurarak çözümlememizde söz konusu perdeyi şimdilik “hicaz” perdesi olarak gösterdik. Ne var ki, Hızır bin Abdullah’ın eserinde “aralıklar” konusu net bir şekilde ele alınmadığı için bu perdenin aralıksal konumu hakkında, yani söz konusu “segah”lığın derecesi hakkında net bir yorum yapmak zordur. Zira, söz konusu perdenin gelenekteki konumu ile ilgili daha açık bir bilgi elde edebilmek için dönemin diğer eserlerine göz attığımızda, bu perdenin aslında daha pest bir konumda olduğunu, yani bugünün terimleriyle “hicaz” perdesine değil “nim hicaz” perdesine denk geldiğini, dolayısıyla da buradaki aralığın aslında bakiyeye daha yakın olduğunu görmekteyiz. Örneğin Lâdikî’nin vermiş olduğu tarifte, bu perde ile çargah perdesinin arasındaki değer bakiyedir. Aynı şekilde Seydî de bu perdenin aralıksal olarak daha pest bir konumda yer aldığına işaret etmektedir. Bu noktada Seydî’nin Kuçek makamı hakkındaki açıklamalarını daha detaylı olarak ele almak faydalı olacaktır. Zira Seydî’nin açıklamalarında, söz konusu perdenin aralıksal konumu hakkındaki bilgilerin yanı sıra, makamın seyrinin de bu perdeden başlıyor olduğuna işaret eden ifadeler bulunmaktadır. Seydî, Kûçek makamını şu beyitlerle tarif etmektedir:

Buçuk perde aşağa in nevruz kılından Hemen agaz id ol perde yolından Bunun-çün mahrec oldı nısf-ı nevruz

173 Bu tarifi anlamak için, öncelikle, Seydî tarafından “nevruz” olarak adlandırılan perdenin ne olduğuna değinmek gerekir. Seydî, çeng gibi açık telli çalgıların akort düzenlerinden bahsederken bu perde hakkında şöyle bir açıklama yapmaktadır: “pençgâhı bir pare

nerm idersen nevruz olur, dahi nermrek edersen kûçek olur” (Arısoy, 1988, s. 93). Yani

Seydî’nin “nevruz kılı” dediği perde, “pençgah” (yani bugünkü “neva”) perdesinin bir miktar pestleştirilmiş (nerm edilmiş, gevşetilmiş) halidir. Söz konusu “pençgah” perdesi bir miktar daha kalınlaştırıldığında (nermrek edildiğinde, daha da gevşetildiğinde) ise “kûçek” perdesi elde edilmektedir. Seydî, Nevrûz âvâzesini tarif ederken, pençgah’ın pestleşmiş hali olan “nevruz” perdesini “nısf-ı pençgâh” (Arısoy, 1988, s. 31) olarak betimlenmektedir. Dolayısıyla yukarıdaki beyitte geçen “nısf-ı nevruz” ifadesinin de, daha da pestte yer alan “kûçek” perdesine işaret etmekte olduğu anlaşılmaktadır. Üstelik Seydî, diğer kaynaklardan farklı olarak, makamın başlangıç sesinin (mahrec) de bu perde olduğunu belirtmektedir ki bu durum, Hızır bin Abdullah’ın bu perde için “seragaz” ifadesini bu anlamda kullanmış olabileceğini desteklemektedir. Ne var ki, makamlar açısından oldukça kısıtlı, perdeler açısından da oldukça karmaşık bilgiler aktaran Seydî’nin tariflerini henüz tam anlamıyla çözümleyememiş olduğumuz için bu yorumlarımızın doğruluğu ve geçerliliği şüphelidir.

3. “Segâh Çargâh Evi”: Doğrudan çargah perdesine işaret edilmektedir. Bu ifadeye Kûçek makamının yanı sıra Büzürg makamının tarifinde de rastlanmaktadır. Hemen hemen aynı perde düzenine sahip olan her iki makamda da bu ifade, “segâh kûçek evi” perdesinden önce gelen çargâh perdesini betimlemek için kullanılmaktadır. Bu noktada söz konusu perdenin neden doğrudan “çargah” olarak değil de “segâh çargâh evi” olarak isimlendirildiği sorulabilir. Bu soruya ilişkin yorumumuz şu şekildedir: Yukarıda değindiğimiz üzere, “kuçek evi” olarak anılan perde ile çargah perdesi arasında aslında bakiyeye yakın bir aralık ilişkisi bulunuyor olsa bile Hızır bin Abdullah bu iki perde arasındaki ilişkiyi mücenneb olarak değerlendirmektedir (bu noktada, hem söz konusu dönemde “küçük mücenneb-büyük mücenneb” ayrımının gözetilmiyor olduğu hem de Hızır bin Abdullah’ın mücenneb ve bakiye gibi terimleri hiç kullanmıyor olduğu göz önünde bulundurulmalıdır). Dolayısıyla böylesi bir dizilimde “çargah” perdesinin her iki tarafında da mücenneb aralığı bulunmakta ve durum, bir aralık tasviri olarak “segah” konumlandırmasına uygun düşmektedir.

174

4.5.5. Büzürg makamının tarifine ilişkin analiz

Hızır bin Abdullah’ın Büzürg makamı için verdiği tabloyu aşağıya aktarıyoruz: Segâh Hemân Yekgâh Hemân

Dügâh Irak Evi Segâh Hemân Segâh Çargâh Evi Segâh Kûçek Evi

Yekgâh Isfahan Evi Dügâh Hüseynî Evi Segâh Hisâr Evi

Tablo 28. Hızır bin Abdullah’ın Büzürg makamına ilişkin tarifi

Bu tarife ilişkin çözümlememiz aşağıdaki gibidir: