• Sonuç bulunamadı

Alfa-Numerik Ebced Notasyonunun Sonraki Yüzyıllara Yansıması

2. BÖLÜM: “SİSTEMCİ EKOL” ESERLERİNDE SESLERİN TEMSİLİ

2.1. Alfa-Numerik Ebced Notasyonu

2.1.2. Alfa-Numerik Ebced Notasyonunun Sonraki Yüzyıllara Yansıması

Önceki bölümlerde de değindiğimiz üzere, yirminci yüzyıl sonrasındaki akademik çalışmalardaki genel eğilim, Sistemci Ekol teorisyenlerinin “aralıkları belirtmek” amacıyla kullandıkları bu notasyon sistemini sabit perde isimleri ile eşleştirmek yönündedir. Aslında bu eğilimin çok daha eski bir örneğini Seyyid Abdülbâki Dede’nin43 (1765-1821) geliştirdiği ebced temelli harf notası sisteminde de görmek mümkündür. Abdülbâki Dede, geliştirdiği notasyon sistemini Tahrîriyyetü’l-Mûsikî 44 (“Müzik yazımı”) isimli eserinde tanıtırken eskilerin gösterim tarzına uygun fakat daha yetkin bir notasyon sistemi ortaya koyduğunu belirtmektedir.45 Bu yeni sistemin temel prensibi, Abdülbâki Dede’nin zamanında artık standartlaşmış bir kullanıma sahip olan özel perde isimlerinin, Sistemci Ekol teorisyenlerinin kullanmış oldukları alfa-numerik ebced notasyonundaki harf sembolleri ile temsil edilmesidir (örneğin, “yegâh” perdesi “elif” harfiyle, hemen üzerinde yer alan pest bayati perdesi “be” harfiyle, vb.).46

43 Şiirlerinde kullandığı mahlasıyla “Nâsır” Abdülbâki Dede olarak da bilinmektedir.

44 Söz konusu eserin tıpkıbasımı ve günümüz Türkçesine çevirisi için bkz. Uslu ve Doğrusöz Dişiaçık (2009, s. 67–159).

45 “Amma bizim beyan eyledüğimiz kaide-i etem ki vaz’-ı alâyimi uslûb-ı kudemâ üzre olup tahrîr ve istihrâcda

suhûlet ve kemâl-i münticdir.” (Uslu ve Doğrusöz Dişiaçık, 2009, s. 100, 128).

46 Tam liste için bkz. Uslu ve Doğrusöz Dişiaçık (2009, s. 70, 158–157). Konumuz, perdeleri temsil etmek için harf sembollerinin kullanımı ile sınırlı olduğundan, Abdülbâki Dede’nin nota yazısındaki diğer semboller ve ritmik gösterimler gibi teknik detaylara girmeyi gerekli görmüyoruz.

91 Abdülbâki Dede, perdeleri harf sembolleriyle temsil ederken Sistemci Ekol teorisyenlerinin alfa-numerik harf dizgesini çok küçük bir istisna dışında aynen kullanmaktadır. Fakat bu küçük istisna iki notasyon sistemi arasındaki kritik bir yaklaşım farklılığını gözler önüne sermektedir. Abdülbâki Dede’nin notasyon dizgesinde, ebcedî dizilimin üçüncü sırasındaki “cim” (C) sembolü atılmış, bunun yerine dördüncü sıradaki “dal” (D) harfi öne alınmıştır. “Dal” harfinin yerine ise, dizgenin dördüncü sıradaki sembolü olarak “ayn” (Ꜥ) harfi yerleştirilmiştir. Abdülbâki Dedenin notasyonundaki harf dizgesi ile Sistemci Ekol teorisyenlerinin kullanmış olduğu harf dizgesi aşağıdaki tabloda –harflerin sayısal değerleriyle birlikte– karşılaştırmalı olarak verilmiştir.

Sistemci Ekol eserlerinde alfa-numerik ebced sembolleri

Harf

sembolleri A B C D h V Z Y YA YB YC YD Yh YV YZ YḤ … Sayı

değerleri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 Abdülbâki Dede’nin harf notasındaki semboller

Harf

sembolleri A B D h V Z Y YA YB YC YD Yh YV YZ YḤ … Sayı

değerleri 1 2 4 70 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18

Tablo 21. Alfa-numerik ebced notasyonu ile Abdülbâki Dede’nin notasyonundaki sembollerin karşılaştırması

Yukarıdaki tablodan da açıkça anlaşılacaktır ki, Abdülbâki Dede bu harf dizgesini Sistemci Ekol teorisyenleri gibi sayısal bir sistem olarak ele almamış, sadece perde isimlerinin rumuzları olarak kullanmıştır. Bu bakımdan Abdülbâki Dede’nin notasyon sistemini kullanacak bir kişi, söz konusu harf sembollerinin hangi perdeyi temsil etmek için kullanıldığını ezberlemek zorunda kalacak, Sistemci Ekol yaklaşımındaki alfa-numerik ebced notasyonunda olduğu gibi aralık sayma yöntemini etkin bir şekilde kullanamayacaktır. Üstelik bu durumun tek göstergesi ebcedî sıralanışın bozulması değildir. Sistemci Ekol teorisyenlerinin tanımladıkları 18 perdeli ses sistemine uygun biçimde Abdülbâki Dede de yegah’tan neva’ya kadar gelen pest oktavda 18 perde tanımlamış, fakat tiz oktavda bir perdeyi sistemden çıkararak 17 perde kullanmıştır.47 Bu durum da Sistemci Ekol teorisyenlerinin kullandıkları aralık sayma prensibini geçersiz kılan bir başka etkendir.

47 Pest oktavda rast ve dügah arasında iki perde bulunurken (şûrî ve zirgule), oktavdaki gerdaniye ve muhayyer arasında sadece bir perde yer almaktadır (şehnaz); bkz. Uslu ve Doğrusöz Dişiaçık (2009, s. 70, 157).

92 Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki; Sistemci Ekol teorisyenlerinin kullandıkları alfa-numerik ebced notasyonu ile, aynı harf sembollerini özel perde isimlerini karşılayacak şekilde sabitleyen Abdülbâki Dede’nin notasyon sistemi, prensip itibariyle taban tabana zıt iki ayrı sistemdir.48 Bu açıdan bakıldığında, teori geleneğimizde Abdülbâki Dede’ninki gibi bir sistemin varlığının, Sistemci Ekol teorisyenlerinin alfa-numerik ebced notasyonunun günümüzde modern perde isimleri ile eşleştirilmesi yönündeki yanılgıyı pekiştirmiş olması kuvvetle muhtemeldir.

48 Bu noktada, Abdülbâki Dede’nin notasyon sisteminde dördüncü sırada yer alan sembol ile ilgili olarak bazı konulara değinmek faydalı olacaktır. Literatürde bu sembolün “hemze” mi yoksa “ayn” harfi mi olduğu konusunda bazı tartışmalar bulunmaktadır (bkz. Uslu ve Doğrusöz Dişiaçık, 2009, s. 38). Her iki olasılıkta da ebcedî dizilim bozulduğu için, bu durum yukarıdaki yorumlarımızı etkilememektedir. Fakat, kanımızca söz konusu sembolün “ayn” harfi olma olasılığı daha yüksektir, zira bu harf, temsil ettiği perdenin ismi olan “aşiran” sözcüğünün ilk harfidir. Özel perde isimlerinin, içerdikleri belirli harflerle kısaltılıp bir notasyon sistemi olarak kullanılması, hem, Abdülbâki Dede’nin dedesi olan Nâyî Osman Dede’nin “Nota-i Türkî” adıyla anılan eserinde hem de Kantemiroğlu’nun “Kitab-ı İlmü’l-mûsıkî ala vechi’l-hurûfât” başlıklı eserinde orta koydukları “kısaltma temelli harf notası” sistemlerinin temel özelliğidir (Osman Dede’nin notasyon sistemi ile ilgili olarak bkz. Doğrusöz, 2006, 2013; Yalçın, 2017a; Kantemiroğlu’nun notasyon sistemi ile ilgili olarak bkz. Tura, 2001a, 2001b; sembollendirme açısından aynı mantığa dayanan bu iki notasyon sisteminin karşılaştırması için ayrıca bkz. Yalçın, 2017b). Söz konusu sembol, bu bağlamda “ayn” harfi olarak yorumlanırsa, Abdülbâki Dede’nin notasyon sistemi hakkında hem “ebcedî” hem de “kısaltma temelli” notasyon sistemlerinin özelliklerini bünyesinde barındıran karma bir sistem nitelemesi yapılabilir. Zira, Abdülbâki Dede’nin notasyon sisteminde sadece bir harf doğrudan bir perde isminin kısaltması olsa da, aslında bütün harfler özel perde isimlerinin sembolü olarak (yani bir anlamda “kısaltılması” olarak) kullanılmıştır. Ne var ki, bu karma sistem, faydalanmış olduğu eski notasyon sistemlerinin pratikliğinden yoksundur. Örneğin, Sistemci Ekol yaklaşımındaki alfa-numerik ebced notasyonunda, tecrübesiz bir kişi aralık sayma yöntemiyle perdeleri kolayca bulabilir veya Osman Dede ve Kantemiroğlu’nun kısaltma temelli harf notası sistemlerinde kullanılan harfler perde isimlerinin doğrudan kısaltması olduğu için perde isimlerini bilen bir kişi söz konusu harflerin hangi perdeleri temsil ettiğini anlayabilir. Fakat Abdülbâki Dede’nin geliştirmiş olduğu notasyon sistemindeki harf sembollerinin hangi perdeyi simgelediğini bilmek için bütün dizgeyi ezberlemek gerekecektir. Her ne kadar Abdülbâki Dede’nin geliştirmiş olduğu söz konusu notasyon sistemi literatürde “Türk musikisindeki en iyi notalama yöntemi” (akt. Popescu-Judetz, 2007, s. 46) olarak değerlendirilse de sembol kullanımının pratikliği açısından diğer harf notası sistemlerinin gerisinde kaldığı söylenebilir.

93