• Sonuç bulunamadı

Tek Taraflı Kuvvet Kullanımı Konseptleri

BÖLÜM 1: KONUNUN MAHĠYETĠ ve LĠTERATÜR ĠNCELEMESĠ

2.3.2 Tek Taraflı Kuvvet Kullanımı Konseptleri

Bu kısımda kuvvet kullanımı ile ilgili olan bazı konseptlere değinilmiĢtir. 35. Dipnotta açıklandığı üzere, davranıĢların çoğu Ģiddet kapsamında tanımlanmıĢtır ve ilgili konseptler ve tek taraflı kuvvet kullanımının örtüĢmekte ya da iç içe geçmiĢ olduklarını ve çoğunlukla alternatifli olarak ya da eĢanlamlı olarak kullanılmıĢtır. En çok bilinen ve en önemli konseptlerin bazıları bu kısımda tartıĢılmıĢtır.

Soykırım

1948 BirleĢmiĢ Milletler (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması33 tüzüğü soykırımın klasik tanımını içermektedir. Tüzükte Soykırım; ulusal, etnik, ırksal

33 Madde 2… Soykırım, ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubun tümünün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle;

a) Grup üyelerinin öldürülmesi,

37

ya da dinsel bir grubun tümünün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle iĢlenen eylemlerden herhangi birisi anlamına gelmektedir‖ (Lippman 1984; Vogt 2008, s. 45). Bazı araĢtırmacılar soykırımı daha geniĢ kavramlarda kavramsallaĢtırmaktadırlar. Chalk ve Jonassohn (1990, s. 23) soykırımı ―bir devletin ya da diğer bir otoritenin bir grubu yok etmeye niyetlendiği, grubun ve onun üyeliğinin fail tarafından belirlendiği tek taraflı bir kitle öldürme türü‖ Ģeklinde tanımlamaktadırlar. Diğer bazı araĢtırmacılar mağdur grubun ırksal, etnik, ulusal ve dini kriterler etrafında tanımlanmasını eleĢtirmekte ve bu tanımlamaların aynı zamanda soykırıma yol açabilecek siyasi ya da sosyal sebepleri göz önünde bulundurmamasına itiraz etmektedirler. Harff (2003a, 2003b) herhangi bir kiĢinin/kiĢilerin, devlet/organize bir aktör tarafından siyasi sebeplerle öldürülmesi olarak tanımladığı politik kırım34

terimini ortaya atarak

tartıĢmayı geniĢletmiĢtir. Rummel (1994) bu konsepti soykırım, politik kırım ve kitle cinayetinin yanı sıra bir hükümet tarafından kiĢi(ler)nin öldürülmesini içeren democide

(halk-kırım)35 terimi ile desteklemiĢtir. Harff ve Rummel bazı grupların dıĢta tutulmasını eleĢtirmektedirler. Bu yüzden yeni terimler ortaya koymuĢlardır. Ancak bu terimler yalnızca bir tarafı, hükümeti kapsaması nedeniyle zayıftır ve bundan ötürü eleĢtirilebilir.

Harff‘a göre (2003a, s. 58), soykırım ve politik kırım, ―Terfi, infaz ve/veya yöneten elitler ya da onların vekilleri tarafından sürdürülen politikaların– ya da iç savaĢ durumunda, çekiĢmekte olan otoritelerden birinin, toplumsal, siyasi ya da siyasallaĢmıĢ bir etnik grubu tümden ya da kısmen yok etmesine niyet edilmesinin zımni rızasını‖ ifade etmektedir.

c) Grubun, fiziki varlığını tümüyle ya da kısmen sona erdirecek yaĢam koĢullarıyla yüz yüze bırakılması, d) Grup içi çoğalmanın engellenmesi,

e) Grup bünyesindeki çocukların baĢka bir gruba aktarılması

eylemlerinden herhangi birinin iĢlenmesi anlamına gelmektedir. (Lippman 1984; aynı zamanda

http://www.un.org/millennium/law/iv-1.htm).

34

Soykırımlar mağdur grubun belirli toplumsal gruplarla iliĢkisiyle belirlendiği kitle ölümleridir. Siyasi kırımlar ―mağdur gruplarının rejime ve egemen gruplara göre hiyerarĢik pozisyonlarına ya da siyasi muhalefetlerine göre tanımlandığı ― toplu ölümlerdir. Harff ve Gurr tarafından ―siyasi kırım‖ olarak kodlanan birçok örnek literatürün çoğu tarafından devlet terörizmi örneği olarak değerlendirilmektedir. Krain‘e (1997, s. 332) göre açıkça, devlet terörizmi ve devlet destekli kitle ölümlerinin bazı biçimleri arasında örtüĢmeler vardır.

35 Ġnsan kırımı, devlet destekli ölümlerin tümünü (soykırım, siyasi-kırım, katliamlar, kitle ölümlerin, kota ile öldürme ve terör de dahil ) tanımlayan kapsamlı bir terimdir (Stein 2002, ss. 39-60).

38

Kitle Ölümü

Esteban, Morelli ve Rohner (2010, s. 6), Charny (1999, s. 7) ve Easterly, Gatti ve Kurlat (2006, s. 132)‘ın çalıĢmalarını temel alarak ―kitle ölümlerini‖36 Ģu Ģekilde tanımlamıĢlardır: ―Kitle ölümleri, açıkça beyan edilmiĢ bir düĢmanın askeri kuvvetlerine karĢı olan askeri bir eylem esnasında değil, mağdurların savunmasızlığı ve acizliği durumunda çok sayıda insanın öldürülmesidir.‖ Literatürde bu olguya bazen soykırım, bazen kitle ölümleri, kitle cinayeti ya da katliamlar sınıfında değinilmektedir. AraĢtırmacılar aynı zamanda 152 iç savaĢın 50‘sinde kitle ölümlerinin meydana geldiğini; fakat yaĢanan 23 devletlerarası savaĢın hiçbirinde gerçekleĢmediğini belirlemiĢlerdir (Esteban, Morelli ve Rohner 2010, s. 3).

Etnik Temizlik

Bosna SavaĢı ile birlikte ―etnik temizlik‖ kavramı dikkat çekmeye baĢlamıĢtır. Bell-Fialkoff, (1996, ss. 3-4) bu terimi nüfus temizliği olarak tanımlamaktadır. Bunun, etnik köken, din, ırk, sınıf ya da cinsel tercih gibi bir ya da daha fazla nitelikleriyle ayırt edilen ve istenmeyen bir nüfusun belli bir bölgeden planlı ve kasıtlı bir Ģekilde ortadan kaldırılması durumu olduğunu belirtmektedir. Bu niteliklerin ―temizlik‖ olarak nitelendirilebilmesi için ortadan kaldırmak adına bir dayanak teĢkil etmeleri gerektiğini öne sürmektedir.

Etnik temizlik kavramı bir yandan, zorunlu göç ve nüfus mübadelesinden neredeyse ayırt edilemese de, diğer yandan sürgün ve soykırımla iç içe geçmektedir. Yine de genel olarak, etnik temizlik dini ya da etnik ayrım, siyasi, stratejik ya da ideolojik düĢünceler ya da bunların bir kombinasyonu sebebiyle ―istenmeyen‖ bir nüfusun belirli bir yerden çıkarılması olarak anlaĢılabilir (Bell-Fialkoff, 1993; Mann 2005). Kalyvas (2000, s. 4) ―temizliğin‖ etnik olması gerekmediğini, zira kasıtlı ve devamlı nüfus sürgününün etnik gruplarla sınırlı olmamasından dolayı etnik olmasına gerek olmadığını ifade etmektedir.

Terörizm

Hoffman (1998, s. 38) terörizmi; amaçlar ve güdülerde kaçınılmaz biçimde siyasi, anlık mağdurların/hedeflerin ötesinde geniĢ kapsamlı psikolojik zararları için tasarlanmıĢ,

36 Sudan‘daki Darfur vakasını inceleyen Straus (2006, s. 43) öldürülmelerin açıkça stratejik olduğunu ―devlet tarafından yönlendirilip, belirli bir etnik popülasyonu hedef alarak o etnik grubun önemli bir kısmını yok etmeyi amaçladığını‖ öne sürmüĢtür.

39

belirlenebilir bir emir komuta zinciri ya da suikastçı hücre yapısına sahip bir organizasyon tarafından yapılan ve ulusaltı/ alt ulus bir grup ya da devlet-dıĢı bir varlık tarafından kullanılan Ģiddet ya da Ģiddet tehditleri Ģeklinde tanımlamaktadır.

Sobek (2009, ss. 188-189) teröristlerin neden gayri muhariplere saldırdığı sorusuna cevap vermeyi denemiĢ ve Ģu cümleleri sarf etmiĢtir. ―Terörizm, bu grubun istediği mesajı yollamasından ötürü sivillere yöneltilmekte; fakat askeri birliklere olan saldırılar daha etkili olsaydı terörist organizasyonları muhariplere saldırmakta daha da istekli olacaklardır. Önemli olan saldırının hedef kitle, ki bunlar genellikle bir terörist saldırısından hayatta kalan bir devletin sivilleridir, üzerinde oluĢturduğu etkidir. Bu hedef kitle devlete değiĢiklik yapması için baskıda bulunacaktır.‖ Hem isyancıların hem de teröristlerin hareketleri kendi seçimlerinin rasyonelliğini iĢaret ediyor gibi görünmektedir. Devletler için kabul edilen birçok varsayım aynı zamanda devlet-dıĢı aktörler için de geçerli olabilmektedir (Sobek 2009, s. 193).

Katliam

Kalyvas (1999, ss. 246-247) katliam terimini daraltmıĢ ve katliamı, geniĢ çaplı, savaĢ bağlamındaki gruplarda hedeflenen sivillere karĢı yüz yüze Ģiddet olarak tanımlamıĢtır. Katliam terimini sadeleĢtirmek amacıyla cinayet veya öldürme Ģeklinde bir sınırlandırma yoluna gitmiĢtir. Bu tanım, genellikle bireylerin birbirlerinden ayrı olarak hedeflendikleri gayri-muhariplere ve kitlelere karĢı bireyselleĢtirilmiĢ olanların yanında bombardıman ya da savaĢ-dolaylı sivil ölümleri gibi dolaylı ya da kiĢisel olmayan Ģiddeti hariç tutmaktadır. Kalyvas‘ın tanımı evrensel olmamakla birlikte yalnızca iç savaĢlarda meydana gelen sınırlı yelpazedeki Ģiddeti kapsamaktadır.

SavaĢ Bağıntıları Projesi iç savaĢ ile siyasi katliamı birbirinden ayırmaktadır. Bir çatıĢmanın iç savaĢ olarak kabul edilebilmesi için, zayıf tarafın kendi kayıplarının en az %5‘ine denk gelecek kadar rakibin tarafında kayıplara sebep olması gerekmektedir. Bununla birlikte katledilen grupların rakiplerine karĢı etkili bir direnme gösterememesi gerekmektedir. Bu örnekler siyaset bilimi literatüründe kabul edilen iç savaĢ tanımının tek olmadığını göstermektedir (Eck, Sollenberg ve Wallensteen 2004, s. 135).

40

1.3.3 Tek Taraflı Kuvvet Kullanımının Kavramsal KarmaĢası ve Bir Çözümleme