• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4: ĠġLEMLEġTĠRME VE VERĠLER

5.1 Zaman Serisi Analizi

5.1.5 Modelin Özellikleri

5.2.1.2 Ġntikam Mantığı

Teorik tartıĢmada belirtildiği üzere, intikam mantığı failin tek taraflı kuvvet kullanımını planlayabileceği varsayımı dayanmakta ve planlı bir yapısının olduğu kabul edilmektedir. Bir Ģiddet eylemini planlamak intikam argümanıyla iliĢkilidir ve intikamın farklı mantıkları mevcuttur. Bunlardan birisi; caydırıcılığın iĢe yaramaz hale gelmesi ve

66

Cornell tarafından eleĢtirilen Walker‘ın görüĢü ve argümanları Ģu Ģekildedir. ―Ermeniler ġubat 1992‘de Hocalı‘nın kontrolünü ele geçirdiler. Kasabanın sivil nüfusunun katledildiğine dair suçlamalar ortaya atılmıĢ; fakat ele geçirilmesiyle ilgili sadece birkaç olay geniĢ çapta rapor edilmemiĢtir. Birincisi, Ermeniler Hocalı halkını, kasabayı almayı planladıklarına dair uyardılar ve burayı terk etmelerini istediklerini söylediler…Ġkincisi, kasabanın ele geçirilmesinden bir hafta sonra, Ermeniler, Azerileri ölülerine sahip çıkmaları için çağrıda bulunmuĢtur. Bu aleni eylemlerin hiçbirisi katliam yapmayı planlayan bir grubun karakteristiği değildir.‖

118

bir tarafın rakibinin gayri-muhariplerine saldırması durumunda mağdur, intikam almak için ya da düĢmanı baĢka saldırılar yapmaktan alıkoymak için geri saldırabileceği yönündedir. Bu, tek taraflı kuvvet kullanımının karĢı tarafın bir önceki eylemlerini cezalandırmak üzere bir araç olarak kullanıldığı anlamı taĢımaktadır.

Sivillerin öldürülmesi ve zarar görmesi bir intikam aracı ve düĢmanı baĢka saldırılardan çekinmeye ikna etmek için bir yol olarak görülmektedir. Diğer bir intikam mantığı ise gayri-muhariplere yönelik saldırılardır. Bunlar; nüfusu mağdur edilen aktörler rakiplerinin sivillerine saldırma eğilimi göstermekte olduklarından intikamın ya da misillemenin sivil mağduriyet için bir güdü olabileceğine iĢaret ettiğinden belirli savaĢlarda kümeleniyor izlenimi vermektedir. Ayrıca duygusal nitelik te sivillerin hedef alınmasında bir etkiye sahip olabilmektedir. Bosna, Ruanda vb. birçok vakada tek taraflı kuvvet kullanımının karĢılıklı doğasını görmek mümkündür.

Tablo 3

Azerbaycan Ġç SavaĢı Esnasında Tek Taraflı Kuvvet Kullanımı Kurbanlarının Log-DönüĢümlü Haftalık Sayısının Belirtgenleri

(5) (6) (7) (8) Armenian OSV (LN) Armenian OSV (LN) Azerbaijan OSV (LN) Azerbaijan OSV (LN) main Azerbaijan OSV (LN) 0.182** 0.184** (2.25) (2.48) L. Azerbaijan OSV (LN) 0.045 0.046 (0.55) (0.56) L2. Azerbaijan OSV (LN) 0.064 0.066 (0.96) (1.04) L3. Azerbaijan OSV (LN) 0.111* 0.113* (1.67) (1.73) Armenian OSV (LN) 0.264*** 0.306*** (3.20) (4.08) L. Armenian OSV (LN) 0.206*** 0.262*** (2.87) (3.66) L2. Armenian OSV (LN) 0.172*** 0.228*** (2.68) (3.74) L3. Armenian OSV (LN) -0.001 0.042 (-0.02) (0.63) Constant 0.427 0.499* (0.61) (1.73) ARMA L.ar 0.967*** 0.979*** 0.326 0.365

119 (28.47) (50.34) (1.27) (1.52) L.ma -0.862*** -0.871*** -0.042 -0.054 (-13.81) (-17.06) (-0.16) (-0.21) sigma Constant 1.265*** 1.267*** 1.359*** 1.385*** (17.61) (22.38) (16.23) (23.10) Observations 171 171 171 171 ll -283.062 -283.492 -295.108 -298.341 aic 582.123 580.985 606.217 610.682 bic 607.256 602.977 631.350 632.673 chi2 1223.395 3949.160 48.617 145.234

Not: Sonuçlar STATA 11 ile elde edilmiĢtir. Tüm sonuç değiĢkenleri log-dönüĢümlüdür, bu durumdan kaynaklanan eksik değerler sıfıra eĢitlenmiĢtir, t-oranları parantezdedir. OSV=Tek taraflı kuvvet kullanımı * p < .1, ** p < .05, *** p < .01.

Tablo 3, iki rakip olan Azeriler ve Ermeniler arasında tek taraflı kuvvet kullanımının olup olmadığını incelemektedir. Tüm bağımsız değiĢkenler haftalıktır ve doğal logaritmalıdır. Pratikte, birçok Otoregresif Entegre Hareketli Ortalama (ARIMA) modeli inĢa edilmiĢ ve test edilmiĢtir; fakat sabite sahip olan ve sabite sahip olmayan Ģeklindeki modelin iki tipini içeren ARMA (1,1) modelinin özel koĢulları açısından bu veri için çok uygun olduğuna karar verilmiĢtir. Ġlk olarak, bu çalıĢmada araĢtırma konusu olan diğer vakaların aksine bu vakada; dizisi, yoğunluğu ve Ģiddeti açısından daha çok çatıĢma söz konusudur. Buna bağlı olarak ne kadar fazla gecikme seçilirse, intikam saldırılarının uzunluğunu görmek o kadar kolay olmaktadır. Bu nedenle uygun ve anlamı olan üç gecikme seçilmiĢtir. Ġkinci olarak, ARMA modelleri otokorelasyonsuz olması gerektiğinden, gecikme uzunluğunun seçimi özel dikkat ve denemeler gerektirmektedir.

Ki-kare değerine göre ekonometrik olarak, 5‘ten 8‘e kadar numaralandırılan tüm modeller; bağımsız değiĢkenleri, Otoregresif (AR) ve Hareketli Ortalama (MA) terimleri ile anlamlıdır. Model 5 sabit bir terime sahip olmayan Model 6 ile benzerdir. Her iki model de Ermenilere karĢı Azeri tek taraflı kuvvet kullanımını incelemektedir. Akaike Bilgi Kriteri (AIC) ve BIC (SBIC) değerleri Model 6‘nın nispeten Model 5‘ten daha güçlü olduğuna iĢaret etmektedir. Model 5 ve 6 Azerilerin, Ermeni saldırılarına anında haftasında cevap verdiğini göstermektedir. Azeri tek taraflı kuvvet kullanımı 0.05 seviyesinde anlamlıdır. Bununla birlikte bir ve iki hafta sonra Azerilerin Ermenilere karĢı saldırıları istatistiksel olarak önemsizdir; fakat Azerilerin Ermenilere karĢı üç haftadan sonraki saldırıları istatistiksel olarak 0.05 seviyesine anlamlıdır. Bu; Azeri saldırıların, Ermeni saldırılarının hemen sonrasında meydana gelmediği anlamına gelmektedir.

120

Model 7 ve Model 8 Azerilere karĢı Ermeni tek taraflı kuvvet kullanımının meydana gelip gelmediğini incelemektedir. Aynı zamanda saldırıların süresini de araĢtırmaktadır. Model 7‘ye ve 8‘e göre, Ermeniler Azerilere karĢı saldırılarını iki hafta boyunca sürdürmüĢlerdir. Anlık, bir ve iki hafta sonra gerçekleĢen karĢılıkları belirten bağımsız değiĢkenler 0.05 seviyesinde istatistiksel olarak anlamlıdır. Model 7 de önemli olan bir sabit terime sahiptir. Bu, diğer faktörler sabitlendiğinde Ermenilerin haftalık olarak yaklaĢık 0.5 kiĢi öldürdüğünü göstermektedir.

Tüm ARMA modelleri otokorelasyon problemine karĢı test edilmiĢtir. Model 5 ile 8 arası olanlar aĢağıda Grafik 9‘dan Grafik 12‘ye kadar sunulan korelogram grafiklerine göre otokorelasyon problemine sahip değillerdir (tüm tanısal testler Ek 4‘te mevcuttur). Bunun yanında otokorelasyona sahip olmayan bir modelin beyaz gürültü kalıntıları göstermesi beklenmektedir (Breusch-Godfrey testleri için bkz. Ek 4). Bu nedenle Bartlett‘in B istatistikleri ile beyaz gürültü testi yürütülmüĢtür. Sonuç olarak kalıntıların beyaz gürültü olduğunu iddia eden sıfır hipotezlerin kabulünden dolayı testlerin beyaz gürültüye sahip olduğu sonucuna varılmıĢtır. Son olarak, yukarıda tüm tahmin-sonraları (post-estimations) incelenen dört modelin otokorelasyonsuz olduğunu göstermektedir. Modellerde görüldüğü üzere, intikam hipotezi beklenildiği gibi çıkmıĢtır. Ermeni intikamı iki hafta sonrası için belirlenebilmiĢtir, yani Ermeniler bir Azeri saldırısına 2 hafta sonra karĢı saldırı ile cevap vermiĢler ve Azerilerin intikamı üç haftadan sonra meydana gelmiĢ, yani Azeriler bir Ermeni saldırısına üç hafta sonrasında saldırı ile cevap vermiĢlerdir. Dolayısıyla Bu çatıĢmada karĢılıklılığın varlığı teĢhis edilebilmiĢtir. Böylece, belirli bir zaman döneminde bir tarafın tek taraflı kuvvet kullanımı derecesi arttıkça diğer tarafın sonraki dönemde tek taraflı kuvvet kullanım derecesinin daha fazla arttığı hipotezi bazı kaymalarla/ötelemelerle doğrulanmaktadır.

5.2.1.3 Uluslararası Yaptırım Mantığı

Bu çalıĢmada anahtar bir rol oynayan ikinci mantık uluslararası aktörlerin etkisi ile ilgilidir. BirleĢmiĢ Milletlerin (BM) ve Avrupa Güvenlik ve ĠĢbirliği TeĢkilatı‘nın kararları, yaptırımları ve önlemleri; diğer aktörlerin giriĢimleri değerlendirilmiĢtir. Hedef, Dağlık Karabağ çatıĢmada sivil mağduriyetindeki eğilimin düĢmesinde üçüncü tarafların bir etkisinin olup olmadığını test etmektir.

121

Tablo 4

Azerbaycan Ġç SavaĢı Esnasında Tek Taraflı Kuvvet Kullanımı Kurbanlarının Log-DönüĢümlü Haftalık Sayısının Belirtgenleri

(9) (10) (11) (12) Armenian OSV (LN) Armenian OSV (LN) Azerbaijan OSV (LN) Azerbaijan OSV (LN) main L.Mediation -0.837 -0.836 -2.016 -2.038 (-0.09) (-0.05) (-0.53) (-0.56) L.Mediator 0.590 0.600 2.360 2.432 (0.07) (0.04) (0.68) (0.75) L.Resolution 3.918 3.929 -1.188 -1.133 (0.82) (0.68) (-0.33) (-0.34) L.Decision 0.401 0.428 0.415 0.477 (0.48) (0.52) (0.58) (0.65) Constant 0.726 1.024 (0.63) (1.41) ARMA L.ar 0.974*** 0.984*** 0.944*** 0.975*** (44.74) (88.08) (21.33) (48.17) L.ma -0.812*** -0.818*** -0.738*** -0.769*** (-16.88) (-18.92) (-9.90) (-14.18) sigma Constant 1.253*** 1.255*** 1.373*** 1.380*** (18.47) (24.78) (16.81) (23.44) Observations 173 173 173 173 ll -284.948 -285.412 -300.575 -301.791 aic 585.897 584.824 617.150 617.583 bic 611.123 606.897 642.376 639.656 chi2 2183.667 9677.450 617.777 2885.225

Not: Sonuçlar STATA 11 ile elde edilmiĢtir. Tüm sonuç değiĢkenleri log-dönüĢümlüdür, bu durumdan kaynaklanan eksik değerler sıfıra eĢitlenmiĢtir, t-oranları parantezdedir. OSV=Tek taraflı kuvvet kullanımı * p < .1, ** p < .05, *** p < .01.

Tablo 4‘te sunulan modeller hem Ermeniler hem de Azeriler‘in baĢvurduğu tek taraflı kuvvet kullanımının herhangi bir arabuluculuk eylemi tarafından kesintiye uğrayıp uğramadığını incelemektedir. Bu nedenle modeller 4 tür üçüncü tarafın etkisine sahiptir. Tüm modeller ARMA (1,1)‘dir. Model 10 ve 12, Model 9 ve Model 11‘in sabite sahip

122

olmayan biçimidir. AĢağıda sunulan korelogramlarına göre otokorelasyon mevcut değildir (Breusch-Godfrey testleri için bkz. Ek 4). Ayrıca hepsi yüksek Ki-kare değerleri ile anlamlıdır.

Sonuçlar hiçbir tipten müdahale (arabuluculuk, arabulucu, karar, önlem) eyleminin Ermeni ve Azeri kuvvetlerinin baĢvurduğu tek taraflı kuvvet kullanımı üzerinde bir etkisi olmadığını ortaya koymaktadır. Bu, hipoteze göre ne BM kararlarının (822, 853, 874, 884) ne AGĠT tarafından alınan kararların, ne de çatıĢmada arabuluculuk yapmaya çalıĢan veya müzakere masasına oturulmasını isteyen aktörlerin Dağlık-Karabağ‘daki sivil mağduriyetini azaltmakta/eğilimini düĢürmekte olumlu bir etkisinin olmadığı anlamı taĢımaktadır. Yani, belirli bir aktöre karĢı herhangi bir türden müdahalenin (askeri ve ekonomik) bu belirli aktörün tek taraflı kuvvet kullanımına sığınma riskini azaltmadığı anlamına gelmektedir. Cornell‘in (1999) belirttiği gibi, çatıĢma 9 Mayıs 1994‘te bir ateĢkes ile durmuĢtur; fakat bugüne kadar bir barıĢ anlaĢması mevcut olmadığından halen devam etmektedir. Bu, uluslararası yaptırım mantığıyla ilgili birinci hipotezin reddedildiği, ikinci hipotezin ise kabul edildiği anlamına gelmektedir.