• Sonuç bulunamadı

TAHSİL HAYATI VE GENÇLİK YILLARI

Haşim Nahit’in tahsil hayatı da, doğduğu şehirde (Erbil) başlar. Burada Mekteb-i İptidaiye’de dört yıl devam eder. 11-12 yaşlarındayken annesinin terbiyesi hususunda üzerine titrediği ve “Oğlum, sakın kahvenin önünden bile

geçmeyesin!”14 tembihleriyle “kötü” alışkanlıklardan uzak tutmaya çalıştığı

yazar; tahsiline, Ammara’da devam etmek zorunda kalır. Zira Türk, Kürt, Arap kabileleri arasındaki çarpışmalar, Erbil’de bir kargaşa ortamına dönüşmüştür. Daha sonra Türk Yurdu ve İkdam’da da bahsedeceği bu ortam, ona, çocuk denecek yaşta ilk “korku”yu tattırır:

“Türk, Kürt, Arap kabilelerinde şehirli, köylü ve hatta dağlılarla çarpışırken daima kazandıkları galebenin menakıbı ela’n hafızamda menkuştur. Bu kabil mücadelelerden biri, ben henüz 11-12 yaşında iken, bulunduğum kasabanın pek yakınında cereyan etmiş ve tesadüf beni râi bir kabile ile köylülerin sahne-i mübarezesine şahit kılmıştı. Garb akvamının asırlarca önünde titrediği müthiş akınların heyecanını, sürülerini otlatmak için kasaba civarına gelmiş râilerin vahşi simalarıyla yerlilerin mütehayyir ve muhteriz gözlerinde

pek çok defa yaşadığını bugün bile hissediyorum.” 15

Ammara’ya gelince önce rüştiyeye, daha sonra da idadiyeye devam eder.16 Buradaki mektep derslerinde okuduğu “Arapça-Acemce-Türkçe”

şiirler, ona “meçhul bir âlem”in kapılarını açar. Artık o “taşkın” çocuk varlığı,

“düşünen insan”a doğru yönelmektedir. Mektepteki “büyük havuz”un

etrafında ya da yüksek çınarların gölgesinde okuduğu kitaplar, öğrendiği yeni kelimelerin ilham ettiği fikir ve hayaller; Nahit Erbil’in zihnî gelişimini hızlandırır. 12-18 yaş arasındaki bu dönemi “büyük bir çocuk” gibi yaşarken, ruhunu ve dimağını kaplayan “meçhul varlığa ermek” arzusu; “rüzgârı delip

mesafeleri geçmek” iştiyakındaki “hayalperver atını” devamlı

kamçılamaktadır.

14 Avukat Haşim Nahit Erbil, Bu Pahalılık Nasıl Azaltılabilir, Gün B.evi İstanbul 1953, s 82.

15 Haşim Nahit, Türkiye İçin Necat ve İtilâ Yolları, Şems Matbaası, İstanbul 1331, s.7, dipnot kısmı

Ancak ne ailesi, ne etrafındakiler, ne de dilsiz kitapları; kabına sığmayan heyecanlarını dindirecek çare olamaz. Çocuk lisanıyla dile getirdiği “Bu nedir,

niçin böyle oluyor?” gibi sorularına ya “sıradan bir cevap” alır ya da “hiçbir karşılık” bulamaz. Israr ederse de “azarlanma, tehdit, tahkir” gibi

muamelelere maruz kalır. Böyle bir ortamda da “cevval ve faal” olan “tefekkür” kabiliyeti sekteye uğrar; yasaklar karşısında fikrî yapısıyla hemencecik değişiveren, kararsız ve tereddütlü bir çocuk haline gelir.

Liseyi bitirdikten sonra, Arapça ve Farsçasının iyi derecede olmasının yardımıyla, bazı devlet işlerinde ufak tefek görevler almaya başlar. Ancak onun düzenli memuriyet hayatı 17 yaşından itibaren başlamıştır. Artık, devrin şartları gereği, yavaş yavaş memuriyet hayatına da girmektedir. Memuriyetinin Irak’taki yıllarını kapsayan döneminde, maliyeye dair değişik vazifeler alır:

1.Musul Emlâk-ı Hümayun Komisyonu-Şahamek Şubesinde geçici aşar ve ihale kâtipliği (18 Haziran 1313 -19 Eylül 1313)

2. Amarra Arazi-i Seniye Komisyonu Hacle Mukataa-yı Seniyesi Muhafaza Memurluğu (17 Ağustos 1314 – 9 Şubat 1314)

3. Amarra Arazi-i Seniye Komisyonu Tahrirât Mübeyyizliği (1 Mart 1315 – 13 Kasım 1316)

4. Mesâlih-i Câriye Kitabeti refikliği (14 Kasım 1316 – 11 Şubat 1318) 5. Bâzyan Emlâk-ı Hümayun İdaresi tapu kâtipliği (22 Ağustos 1321 – 24 Aralık 1322)17

Memuriyet hayatının ilk yıllarındaki “uzak âlemlerin esrarına koşmak

duygusu”nu artık dizginleyememektedir: “Meçhul eller”in işaret ettiği ve “meçhul dudaklar”ın kulaklarına fısıldadığı “meçhul bir gaye”ye koşmak,

çarpışmak hayaliyle yanıp tutuşmaktadır. Annesinin “-Oğlum, gitme!”18

hıçkırıklarına rağmen, küstüğü çevreden ve doğup büyüdüğü topraklardan

17 T.C Emekli Sandığı Arşivi (ESA), 72077/21-6388 Bu belge, çalışmamızın “Belgeler-Fotoğraflar”

bölümünde Ek-4-A olarak yer almaktadır.

ayrılarak, çok zor günler geçiren ve “Annem, şerefim, hayatım!”19 dediği

Osmanlı diyarına ayak basar.

Bağdat-Halep yoluyla İstanbul’a ilk gelişi, yine memuriyete ait bir tayin dolayısıyla olmuştur. Türk Yurdu’ndaki “Bir Zabitin Hatıratından”20 yansıyacak

7 sayılık seyahat notlarında, ilk defa karşılaştığı insanlardan gördüğü sıcak ilgiyi, büyük hayranlıkla ifade edecektir:

“Bağdat -Halep kervanıyla 40 günde İstanbul’a gelirken, ‘Amik’ ovası ismi verilen ve Hataylıların ‘Cehennem deresi’ adını verdiklerini işittiğim sıcak bir düzlükten geçmiş ve İskenderun’a varmadan ‘Kırıkhan’da konaklamıştık. Kayaları, ağaçları ve şakır şakır akan sularıyla beni mest eden bu köyün kuş kafesine benzeyen evlerinden şuradan buradan Türkçe şarkı sesleri geldiğini işitiyordum. Akşam serinliğine bir baharın sihrini veren bu seslerden birine doğru yürüyerek hiç bilmediğim bir köylü evine girmiş ve köylüler arasında oturmuştum. Bütün yolculuğumda ilk defa olarak yabancılık duygusu, içimden silindi. Bu yakınlık duygusunu ‘Mersin, Selanik’te duymuştum, nihayet İstanbul’un büyüklüğü içerisine daldım.” 21

Memuriyeti icabı İstanbul’a geldikten sonra, 18 yıl boyunca, Maliye Bakanlığı’na bağlı çeşitli görevlerde bulunur:

1-Dersaadet Emlâk-ı Hümayun Komisyonu Zabıt Kâtipliği (25 Aralık 1322- 14 Nisan1325)

2-Hazine-i Maliye Emlâk-i Müdevvere Kalemi Kâtipliği (15 Nisan1325 - 9 Ağustos 1325)

3-Hazine-i Maliye, Emlâk Şubesi Kâtibi (1 Eylül 1325 - 9 Şubat 1325) 4-Emlak Müdürlüğü Varidat Getiren Emlâk Kalemi Kâtipliği (1 Mart 1326 – 14 Ekim 1330)

19 Haşim Nahit, Türkiye İçin Necat ve İtilâ Yolları, Şems Matbaası, İstanbul 1331, Giriş kısmı

20Söz konusu yazıların künyesi şöyledir: Haşim Nahit, Irak Türkleri-Bir İhtiyat Zabitinin Hatıralarından-1 Türk Yurdu, yıl: 5, C. 9, S: 3 (94), 8 Teşrin-i evvel 1331, s.23-27; Bir İhtiyat Zabitinin Hatıralarından-2 Türk Yurdu, yıl: 5, C. 9, S: 4 (95). 22 Teşrin-i evvel 1331, s. 58-62; Bir İhtiyat Zabitinin Hatıralarından-3 Türk Yurdu, yıl: 5, C.9, S: 5 (96), 5 Teşrin-i sani 1331, s.75-80; Bir İhtiyat Zabitinin Hatıralarından-4 Türk Yurdu, yıl: 5, C.9, S: 6 (97), 19 Teşrin-i sani 1331, s.88-92; Bir İhtiyat Zabitinin Hatıralarından-5 Türk Yurdu, yıl: 5, C. 9, S: 7 (98), 3 Kanun-i evvel 1331, s.102-106; Bir İhtiyat Zabitinin Hatıralarından-6 Türk Yurdu, yıl: 5, C. 9, S: 8 (99), 17 Kanun-i evvel 1331, s.116-122

21Haşim Nahit Erbil, Türkiye'de Modern Teknik Nasıl Meydana Gelebilir? Alâeddin Kıral B.evi,

5-Emlâk Müdüriyeti Varidat Getiren Emlâk Kalemi Mümeyyizi (15 Ekim 1330 - 24 Mayıs 1334)

6- İstanbul Vilâyeti Emlâk-ı Emiriye Müdürlüğü (25 Mayıs 1334 - 9

Nisan1335 / 1 Mayıs 1335 - 10 Ocak 1338)

7-Maliye Vekâleti Tetkik ve Tasfiye-i Hesabât Müdürlüğü Mümeyyizliği (1

Nisan1339-18 Nisan1341).22

Bir yandan memuriyet hayatını sürdürürken, bir yandan da çevresindeki baskılardan kurtarıp İstanbul’a kaçırdığı “düşünen ve araştıran” çocuğu yaşatmak için, tahsilini tamamlamaya çalışır. Zira onun ısrarla İstanbul’a tayin istemesinin altında yatan asıl sebep, hiç değişmemiştir: “Sahifeleri kudret

kalemiyle çizilmiş talihinin yeni tecellilerini artık meydana çıkarmak!” Bunun

için, 1325’te (1909) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydını yaptırır. Üç yıllık eğitimini “aliyyülâlâ”23 derecesiyle ve başarılı bir biçimde

tamamlayan Haşim Nahit; 16 Temmuz 1327’de24 fakülteden ayrılır.

Böylece 1885’te Irak vilayetinde başlayan tahsil hayatı, aralıklarla 26 yıl sürmüş ve 1911’de “hukukçu” diplomasıyla sonuçlanmıştır. Artık Nahit Erbil; otuzlu yaşların olgunluğuyla, ruhunu ve lisanını yakan duygu ve düşüncelerini, “ateşten kamçı” halindeki kalemini kullanıp etrafındakilerin kafa ve gönüllerine sunabilme kıvamına ermiştir.

Benzer Belgeler