• Sonuç bulunamadı

3. ĠLMÎ DURUM

2.7. TAHKĠKTE TAKĠP EDĠLEN METOT

Tuḥfetu‟l-Aṣḥâb ve Nuzhetu Ẕevi‟l-Elbâb‟ın sekiz farklı kütüphanede eksik ve

tam olmak üzere tespit edilen on nüshası mevcuttur. Bunlardan en eskisi kayıtlarda rastlanan h. 1005 tarihli Leiden Nüshası olup bu nüshanın varlığı kesin olarak tespit edilememiĢtir. Temin edilen en eski tarihli nüsha ise h. 1008 tarihli nüsha olup en eski nüsha en doğru nüsha anlamına gelmediği gibi bütün tam nüshaların da doğru nüsha olamayacağı düsturuyla eldeki bu nüshalardan en doğrusunu tespit edebilmek amacıyla bütün tam nüshaların her biri kıyaslanarak okunmuĢ ve yapılan hata sevap cetveli neticesinde Ģu tespitlerde bulunulmuĢtur:

Eldeki bu nüshalar içerisinde en eski tarihli olan tam nüsha Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi Atıf Efendi kataloğundaki h. 1008 tarihli nüsha, onun ardından Suriye‟de el-Mektebetu‟l-Esedi‟l-Vaṭaniyye‟deki h. 1012 tarihli nüsha, üçüncüsü yine Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi Esad Efendi kataloğunda bulunan temin edilen ilk nüshadan 100 yıl sonra istinsah edilen h. 1106 tarihli nüsha, sonuncusu ise h. 1136 yılında yazılmıĢ Fransa‟daki Gallica nüshasıdır. En doğru metni ortaya koymak adına bunlardan ilk üçü tahkîkte kullanılmıĢ olup anlaĢılmayan yerlerde Gallica nüshasına müracaat edilmiĢtir. Ancak, çoğunlukla diğer nüshalardan farklı olmadığı için eseri dipnotlarla tahrif etmemek ve tahkîkin sıhhatine zarar vermemek açısından bu nüsha kıyasa tabi tutulmamıĢtır.

74

Bu nüshalardan en eski tarihli olan nüshadan üç yıl sonra istinsah edilmiĢ ve mukabele kaydı bulunan üç nüsha içerisindeki en tam nüsha olan Atıf Efendi nüshası dâhil olmak üzere bunların hiçbiri içerik olarak esas kabul edilmemiĢ, her nüsha birbiri ile mukayese edilerek ve kaynak kitaplardan istifade edilerek en doğru metin ortaya koyulmaya çalıĢılmıĢtır. Fakat Ģekil olarak okuyucu ve araĢtırmacılara kolaylık sağlaması açısından eski tarihli Atıf Efendi nüshasının varak numaraları esas alınmıĢtır.

Yapılan incelemeler, Mektebetu‟l-Esed nüshasının Atıf Efendi nüshası görülerek ondan yazıldığı yahut iki müstensihin de gördüğü nüshanın aynı olduğu ihtimalini ortaya çıkarmıĢtır. Çünkü Esed nüshası Atıf Efendi nüshasıyla aynı olup çok nadiren dilbilgisi yanlıĢları düzeltilmiĢ onun haricinde aynı yanlıĢ yazım devam ettirilmiĢ ve orada okunamayan yerler Esed nüshasında ya karalanarak yazılmıĢ yahut atlanmıĢtır. Ayrıca Esed nüshasında özellikle sonlara doğru çok az da olsa kelimeden ziyada cümle eksikliklerine rastlanmıĢtır.

Esad efendi nüshası ise Atıf Efendi nüshasıyla karĢılaĢtırınca 100 yıl sonra yazılmıĢ bir eser olarak gramer yanlıĢlıkları düzeltilmiĢ, Ģekil olarak daha düzenli bir eserdir. Fakat burada Atıf Efendi ve Mektebetu‟l-Esed‟de olan konular kısa yazılmıĢ, uzun Ģiirlerin yalnızca bir yahut iki beyti yazılmıĢ yahut beyitlerin ve Ģatrların yerleri değiĢtirilmiĢtir. Atıf Efendi‟de olan çoğu konu baĢlığı ve içeriği Esad Efendi‟de atlanılmıĢtır. Mesela Atıf Efendi‟de dördüncü bölümdeki son elli varak Esad Efendi nüshasında yoktur. Bunun yanı sıra eserin ferağ kaydından sonra müstensih konuya devam etmiĢ ve ikinci bir ketebe kaydı yazmıĢtır.

Esad Efendi‟deki kimi konuların atlanmasının yahut eksik yazılmasının, müstensihin Ģahsi kanaati doğrultusunda olması muhtemeldir. Zira kimi yerde uzun Ģiirler kısaltılmıĢ kimi yerde diğer nüshalarda olmayan eklemeler tespit edilmiĢtir. Ayrıca Atıf Efendi ve Mektebetu‟l-Esed‟deki nüshasının son 15-20 varağındaki eksiklikler de Esad Efendi nüshasından tamamlanmıĢtır.

Nüshalardaki bu gibi çok sayıda tespit, Ģekil ve kısmen içerik açısından Atıf Efendi nüshasının en tam nüsha olduğunu göstermiĢtir. Fakat burada bu üç eserin de sıhhatini bozan bir sorun vardır ki bu da en çok Atıf Efendi ve dolayısıyla Esad

75

Efendi‟de bulunan müellifin vefatından sonra yapılmıĢ eklemelerdir. Tüm bu tespitler neticesinde çalıĢmaya konu olan ve incelenen eserin metni aĢağıdaki metotlar çerçevesinde ortaya çıkarılmıĢtır:

1. Bu çalıĢmada Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi‟nde bulunan Atıf Efendi nüshası “ع”, Esad Efendi nüshası “أ” ve Mektebetu‟l-Esedi‟l-Vaṭaniyye‟de bulunan nüsha“س” rumuzlarıyla gösterilmiĢtir.

2. Yukarıda izah edilen tespitler neticesinde en doğru metnin ortaya koyulması amacıyla Ģekil ve bütünlük açısından Mektebetu‟l-Esed ve Esad Efendi nüshası Atıf Efendi nüshasıyla karĢılaĢtırılmıĢ, her bir yazmadaki eksik ve yanlıĢlık yahut farklılık dipnotta belirtilerek burada geçen konularla ilgili kitaplar da incelenerek en doğru Ģekil ana metinde yazılmıĢtır.

3. Yazmalarda “y” (ٛ) harfi ile gösterilen kelime ortasındaki hemzeler “ء” günümüzdeki inĢaya ve hemzenin yazım kaidelerine uygun olarak hemze üzerine“ـئــ” yazılmıĢ; fakat dipnotta gösterilmemiĢtir. Buna göre: ,ةنٝلاَىا ,وٝبسس ,وٝبسٍ ةٝبَتس ,تٝبجؼىا ,وٝبعف ,تٝاْ٘ىا gibi kelimerin yazılıĢları ,وئبعف ,تئاْ٘ىا ,ةنئلاَىا ,وئبسس ,وئبسٍ ةئبَّتس ,تئبجؼىا Ģeklinde düzeltilmiĢtir.

4. Kelime sonunda yazılması gereken fakat nüshalarda yazılmayan hemzeler “ء” – bazı Ģiirlerin kafiyelerindekiler hariç- bugünkü yazıya uygun Ģekilde yazılmıĢ, bu düzeltmeler dipnotlarda gösterilmemiĢtir. Buna göre: بٞيؼىا ,اذؼىا ,بقى ,بٍ ,اد gibi kelimeler ءبٞيؼىا ,ءاذؼىا ,ءبقى ,ءبٍ ,ءاد Ģeklinde metinde verilmiĢtir.

5. Eserin neredeyse tamamında ihmal edilen katı hemzeleri günümüz Arapça inĢa kurallarına uygun olarak yazılmıĢtır. Buna örnek: ,ٚطػا ,ُبسّا ,لّىدا ,ةبثسا ,ًبَتلاا ,ًبؼّلاا ّزىا gibi kelimeler ّزىأ ,ٚطػأ ,ُبسّإ ,لّىدأ,ةبثسأ ,ًبَتلإا ,ًبؼّلأا Ģeklinde yazılmıĢtır.

6. Kelime sonlarındaki kapalı “t” (ة) olması gereken harf, yazmalarda “h” (ٓ) harfiyle yazılmıĢ olup – bazı beyitlerin haricinde- bu kelimeler bugünkü yazıya göre düzeltilmiĢ, dipnotta belirtilmemiĢtir. Buna göre: ٔحبصّ ,ٔف٘نىا ,ّٔٝذٕ ,ْٔس ,ٔفيتخٍ gibi kelimeler aslına uygun olarak ةحبصّ ,ةف٘نىا ,ةّٝذٕ ,ةْس ,ةفيتخٍ Ģeklinde yazılmıĢtır.

7. Kimi zaman özel isimlerde ihmal edilen med harfi elif (ا) yazılmıĢ bunlar farklılık olarak gösterilmemiĢtir. Örnek: َِٞيس ,وٞؼَسا ,ُٗشٕ gibi kelimler ُبَٞيس ,وٞػبَسإ ,ُٗسبٕ Ģeklinde yazılmıĢtır.

76

8. Maksur elifin (ٙ) “y” (ٛ) harfiyle yahut “y” (ٛ) harfinin maksur elifle (ٙ) yazıldığı tespit edilmiĢ ve yanlıĢ anlaĢılmaya mahal veren bu durum ortadan kaldırılmıĢtır. ٙٗشٝ ,ٛٗشٝ ,ٛٗس ,ٙٗس ,ٜنح ,ٚنح kelimeleri buna örnektir.

9. Gramerle ilgili yanlıĢlıklar da düzeltilmiĢ gerekli görülmediği takdirde dipnotta verilmemiĢtir.

10. Yazmada mansub halde اٗر Ģeklinde yazılan beĢ isimden biri olan ٗر kelimesi, ة٘مص Ģeklinde yazılan ةبمص kelimesi ve bazen ةثيث Ģeklinde yazılan ةثلاث kelimesinin günümüzdeki Ģekilleri tercih edilmiĢtir.

11. Yazma eserdeki غيص ,حس ,عس ,غت gibi kısaltılarak yazılmıĢ ta‟zim cümleleri الله ّٚيص ٚىبؼت ,ْٔػ الله ٜظس ,الله َٔحس ,ٌّيسٗ ٔٞيػ Ģeklinde açıkça yazılmıĢtır.

12. Özellikle Atıf Efendi ve ondan istinsah edildiği düĢünülen Mektebetu‟l-Esed nüshasında dilde ciddi sorunlara ve kusurlara neden olan harflerin aslına uygun olarak noktalanmaması yahut yanlıĢ noktalanması problemiyle karĢı karĢıya kalınmıĢtır. Son derece temel Arapça kuralların dahi göz ardı edildiğine bakılacak olunursa Atıf Efendi nüshasının müstensihinin bu iĢi para karĢılığı yahut baĢka sebeplerle yapan eğitimsiz bir Arap olmaktan ziyade, kitabî olarak eğitim almamıĢ bir acem olması muhtemeldir. Metnin anlaĢılmasını ve yazıya geçirilmesini bir hayli güçleĢtiren bu karıĢıklık, bütün yazmalar kıyaslanarak ve metnin siyak-sibakından anlam bütünlüğü çıkarılarak giderilmeye çalıĢılmıĢtır. Bunun yeterli olmadığı yerlerde konuyla ilgili metinlerin yer aldığı kaynaklar taranmıĢ ve kelimenin doğru Ģekli aslına uygun olarak yazılmıĢtır. Bu gibi harflerin noktalanmasından kaynaklanan yanlıĢlıklar dipnotta belirtilmemiĢtir.

13. Muhtemelen mahreçleri karıĢtırıldığı için yanlıĢ yazılan: طق٘ٝ ,طٞق ,ٜعٞغ ,ٌى شطخٝ gibi kelimeler عق٘ٝ ,عٞق ,ٜظٞغ ,شعحٝ ٌى Ģeklinde düzeltilmiĢ, bunlar farklılık olarak gösterilmemiĢtir.

14. Söz konusu yazma nüshalarda konuları yahut cümleleri birbirinden ayırt eden noktalama iĢaretleri kullanılmamıĢ yalnızca Ģiirleri ayırt etmek için iĢaret kullanılmıĢtır. Bu hususta konunun anlaĢılmasına yardımcı olacak noktalama iĢaretleri kullanılmıĢtır.

77

15. Bunlar ve benzeri çok sayıda imla hatası tespit edilerek düzeltilmiĢ ve bu farklılıklar ve yanlıĢlıklar dipnotlarda belirtilmemiĢtir.

16. Yalnızca ana bölümlere ayrılan eser, bu çalıĢmada konularına göre paragraflara ayrılıp baĢlıklandırılmıĢtır. Metinde tamamen okunamayan kelimelere soru iĢareti (?) koyulmuĢ olup kimi yerde okunabilen harfler yazılıp okunamayan harflerin yerine nokta iĢareti koyulmuĢ ve kelimenin yanına tekrar soru iĢareti koyulmuĢtur.

17. Metninde bulunmayan ve tarafımızdan yapılan ilaveler köĢeli parantez [ ] içerisinde gösterilmiĢtir.

18. Yukarıda zikredilen nüshaların çoğu harekesiz olup yalnızca Atıf Efendi nüshasının müstensihi gerekli gördüğü nadir yerlere hareke koymuĢtur; fakat bu harekeler de ekseriyetle yanlıĢtır. Dolayısıyla bu yanlıĢlıklar ve lüzumsuz fazlalıklar giderilerek eksiklikler tamamlanmıĢ ve metnin kolay okunması ve anlaĢılır olması açısından yalnızca gerekli görülen yerlere hareke koyulmuĢtur.

19. Metinde istiĢhâd olarak kullanılan ayetler tamamen harekelenerek çiçekli ayet parantezi ﴾﴿ içerisinde verilmiĢtir. Eserde konu ile ilintili olarak ayetin bir kısmı yahut tamamı Ģevahid getirildiğinden, bu ayetler dipnotta tamamlanmamıĢtır. Ayetler sure ismi, sure numarası ve ayet numarası ile birlikte dipnotta tahric edilmiĢtir. ġiirlerde ayetlere yapılan telmihler, atıflar ve ayetlerden iktibaslarlar da tespit edilerek dipnotta belirtilmiĢtir.

20. Eserde Ģevahid olarak kullanılan hadisler, hadis parantezi «» içerisine alınarak en az iki kaynakla dipnotta tahric edilmiĢtir. Manen hadis olduğu halde lafzen hadis olduğu ifade edilmemiĢ “وٞق” kelimesiyle ifade edilen sözler de tespit edilerek bunların tahrici yapılmıĢtır.

21. Eserdeki Ģiirlerin Ģairleri ve kaynakları hakkında bilgi, ilk olarak varsa Ģairin divanından, divana ulaĢılmadığı takdirde ikinci üçüncü dereceden en az iki kaynaktan dipnot halinde verilmiĢtir. ġairin ve Ģiire dair kaynağın tespit edilemediği bilgisi de yine dipnotta verilmiĢtir. Ayrıca nesir olarak yazılan bazı metinlerin Ģiir olduğu tespit edilmiĢ ve bu karıĢıklık düzeltilerek dipnotta gösterilmemiĢtir.

78

22. ġiirlerdeki kelimelerin kaynaklardakinden farklı olması yahut diğer kaynaklarda da birbirinden farklılık arzetmesi hasebiyle bu tarzdaki Ģiirlere müdahale edilmemiĢtir.

23. Her kaynakta aynı olup bu eserde farklı olan yerler Ģiirin bahrini bozmadığı sürece olduğu gibi metinde bırakılmıĢ, bu farklılık dipnotta kaynaklara atıf yapılarak belirtilmiĢtir.

24. ġiirin her Ģatrında farklı bahirlerin ortaya çıkmasına sebep olan yerlerde olması gereken doğru ifade kaynaklarına iĢaret edilerek metinde verilmiĢ, yazmalardaki farklılıklar ise dipnotta gösterilmiĢtir. Bir Ģatrı eksik olan beyitlerin eksik kısımları dipnotlarda tamamlanmıĢtır.

25. ġiirlerin bahirleri köĢeli parantez dâhilinde metin içerisinde gösterilmiĢtir. Kaynakları tespit edilemeyen 2-3 beyitten oluĢan nadir birkaç Ģiirin her Ģatrı farklı bir bahir olduğundan bu Ģiirlerin bahri yazılmamıĢtır.

26. Eserde yer alıp konusu anlatılmayan meseller hakkında dipnotta açıklama yapılarak kaynak gösterilmiĢ, metinde bilgisi verilen mesellerin ise yalnızca kaynağına iĢaret edilmiĢtir.

27. Metinde geçen eser isimleri bold olarak yazılmıĢ ve bu eserler hakkında dipnotta kısaca bilgi verilmiĢtir.

28. Metinde bir kiĢiye atfedilen söz, klasik kaynaklarda baĢka kiĢilere de atfedilmiĢ olup uzunca süre sözlü kültürün ürünü olan ve sonradan yazıya geçirilen bu metinlerdeki varyantlaĢma göz önünde bulundurulduğundan dolayı buna müdahale edilmemiĢtir. Aynı durum Ģiirlerde de söz konusu olup bunlardan tespit edilenler dipnotta ifade edilmiĢtir.

29. Eserde geçen Ģahıslar kaynaklardan tespit edilmiĢ olup bu isimlerin ilk geçtikleri yerde dipnotlarda hakklarında kısaca bilgi verilmiĢtir. Tespit edilemeyen yahut hakkında bilgi bulunmayan varsa bunun da izahı yapılmıĢtır. Daha sonra tekrarlanan bu isimler topluca indekste gösterilmiĢtir.

30. Metne sonradan eklendiği yazılı tarih ve bazı karinelerle tespit edilen ve eserin mevsukiyetine zarar veren çok sayıda metne rastlanmıĢ olup bu metinlerdeki kiĢiler

79

ve eserler hakkında bilgi verilmemiĢtir. Tespit edilebilen bu metinlerin sonradan eklendiğine dair bilgi her paragrafın sonunda dipnotta izah edilmiĢtir.

31. ÇalıĢmanın dirâse kısmı Türkçe olarak kaleme alındığından hem bu kısım hem de Arapça olan tahkîk kısmı kendi içerisinde iki ayrı indeksle hazırlanmıĢtır. Dirâse kısmının haricinde, müstakil bir eser olarak kabul edilen Tuḥfetu‟l-Aṣḥâb ve Nuzhetu

Ẕevi‟l-Elbâb adlı eserin tahkîkli metninin konularını içeren Arapça içindekiler ( سشٖف

80 SONUÇ

Bu çalıĢma, hayatını ilme, ilim meclislerine ve medreselere adayan Ebu‟l- „Abbâs Aḥmed b. Ġbrâhîm es-Serûci ve onun Tuḥfetu‟l-Aṣḥâb ve Nuzhetu Ẕevi‟l-

Elbâb adını verdiği yazma halindeki eserinin matbu hale getirilerek metin tenkidi

yöntemiyle incelenmesine dairdir.

Bu hususta çalıĢmanın dirâse kısmında; müellifi tanımak ve eserini sağlıklı bir Ģekilde inceleyebilmek için ilk olarak onun yaĢadığı döneme ıĢık tutulmuĢtur. Akabinde ilmî tahsili, öğrencileri, edebi çevresi, ilmi kiĢiliği ve vefatı gibi konuların ardından âlimin telif suretiyle ilim dünyasına kazandırdığı eserleri hakkında bilgi verilmiĢtir.

Günümüzde hâlâ dünyanın çeĢitli yerlerinde dağınık halde bulunan eserlerin yanı sıra çok sayıda kütüphanenin arĢivinin araĢtırmacılara açılmadığı veyahut kataloglama yapılmadığı gerçeği göz önünde bulundurularak, hassas ve Ģüpheci bir yaklaĢımla yapılan araĢtırmalar neticesinde, Tuḥfetu‟l-Aṣḥâb‟ın eksik ve tam olmak üzere toplamda 10 nüshası tespit edilmiĢtir. Türkiye‟deki kütüphane kayıtlarında geçen bilgiye göre; eserin Süleymaniye Yazma eserler Kütüphanesi‟nin Atıf Efendi, Esad Efendi ve Reisülküttab kataloglarında üç nüshası bulunmaktadır. Ancak temin edilen nüshaların incelenmesi sonucu Reisülküttab nüshasının söz konusu esere ait olmadığı tespit edilerek bu konudaki yanlıĢlık düzeltilmiĢtir.

Söz konusu eserle ilgili bu yazmalardan tam metinli 4 nüshaya ulaĢılmıĢ olup çalıĢma bu veriler üzerinden yapılmıĢtır. Var olan en eski h. 1005 tarihli nüshaya ulaĢılamamakla birlikte eldeki h. 1008,1012, 1106 ve 1136 tarihli yazmalar üzerinde yapılan titiz incelemeler neticesinde, bu eserler birbiriyle kıyaslanmıĢtır. Doğru metnin tesis edilmesi amacıyla nüshalardaki farklılıklar, eksiklikler ve yanlıĢlıklar tespit edilerek her ne kadar kusursuz olmasa da meüellif nüshasına yakın en doğru metin ortaya çıkarılmaya çalıĢılmıĢtır.

Tuḥfetu‟l-Aṣḥâb ve Nuzhetu Ẕevi‟l-Elbâb, çok sayıda farklı disiplinlerdeki

konuları ele alması açısından önemli bir eserdir. ĠĢlediği konularda öncelikle ayet ve hadislerden istiĢhâdlarda bulunan, fıkha dair meselelere yer verip bunları çözümleyen ve kimi zaman tefsir ilmine dair anekdotlara yer veren Ġslâmî edebiyatın

81

en güzel örneklerinden biri olan eser, Klasik Arap dili edebiyatı ve kültür tarihinin temelini oluĢturan baĢta ayet, hadis olmak üzere kadîm Ģâirlerin Ģiirleri, hutbeler, eyyâmu‟l-Arab, ahbâr, muhadarât, mucalese, darb-ı mesel, efsane, menkıbe, makame, mizah, resâil ve mukâtebât gibi çok sayıda türü içinde barındıran bir dil ve edebiyat kaynağı olmasının yanı sıra ele almıĢ olduğu tarihi konular çerçevesinde bir tarih kitabını andırırken Ģehirler, ülkeler, camiler ve ender bilinen yerlere dair verdiği bilgilerle de bir coğrafya kitabı yahut seyahatname niteliği taĢımaktadır. Ayrıca iĢlemiĢ olduğu konularda toplum yapısı ve yaĢayıĢına ayna tutan sosyolojik bir eser özelliği de göstermektedir.

Aḥmed b. Ġbrâhîm, Kur„ân-ı Kerîm baĢta olmak üzere Kutub-u Sitte ve diğer hadis, tefsir ve kıraat gibi Ġslâmî ilimler sahasında yazılmıĢ kıymetli eserlerin künhüne vakıftır. Nitekim dilbilim ve Klasik Arap edebiyatı alanında pek çok eseri okuyan müellif, bunlarla da sınırlı kalmayarak tıp, botanik, tabiat bilim ve ilm-i neseb gibi alanlarda kaleme alınmıĢ eserlerden de yararlanarak burada geçen konuları edebiyat ve sanat gibi disiplinlerle iliĢkilendirerek ustalıkla harmanlamıĢtır.

Tuḥfetu‟l-Aṣḥâb, Aristoteles, Eflatun, Ġbn Sînâ gibi ünlü düĢünürler; el-

Ġskender, Hârûn er-RaĢîd, Cengiz Han, Sultan Baybars gibi hükümdarlar; Yaḥyâ b. Hâlid el-Bermekî, el-Faḍl b. Sehl ve Aḥmed b. „Ammâr gibi vezir ve devlet adamlarının yanı sıra pek çok din adamı, Ģair ve edebiyatçının hayatından kesitler sunarak biyografik bilgiler vermesi açısından da büyük önem arz etmektedir.

Bu eserde, medhiye, hicviye, mersiye, lugaz, gazel gibi farklı nazım türlerinde; yalan-doğruluk, güzellik-çirkinlik, iyilik-kötülük ve gençlik-yaĢlılık gibi zıddıyla kâim olan lafızlarla beraber akıl, cahillik, ilim, edep, insan, yalnızlık ve dil gibi değiĢik temalarda; mecaz, tevriye, teĢbih, kinaye gibi edebi sanatlarla yazılmıĢ parçalar halinde müstakil 905 Ģiir olmak üzere toplamda 1879 beyit mevcuttur. Adı geçen binlerce Ģahsın yanı sıra telmihle iĢaret edilenlerin haricinde tespit edilen toplamda 173 ayet ve 218 hadis dikkat çekmektedir.

Ġslâm medeniyetine ait zengin bir kültürel birikiminin mirası olan hazine değerindeki kıymetli eserlerin ülkemizde incelenerek çalıĢılmasının, geçmiĢ dönemlerdeki imkânsızlıklar ile günümüz koĢulları ve olanaklar kıyaslandığında

82

yeterli olmadığı bir gerçektir. GeçmiĢle gelecek arasında köprü görevi üstlenen tahkîk (metin tenkidi) ilminin üniversitelerde bir disiplin olarak kabul edilmesi veyahut metin tenkidine ait enstitülerin kurularak kurumsallaĢması ve sınırlarının çizilmesi gibi Ġslam dünyasında da sistematikleĢtirilerek layık olduğu değere ulaĢması dileğiyle, yedi asırdır yok olmaya yüz tutmuĢ bu eserin ortaya çıkarılarak ilim dünyasına kazandırılması ve bu tarzda yapılacak çalıĢmalara teĢvik edici nitelikte olmasını temenni ediyoruz.

83 KAYNAKÇA

el-„Asḳalânî, Ebu‟l-Faḍl Aḥmed b. „Ali b. Muḥammed b. Aḥmed b. Ḥacer, ed-Duraru‟l-

Kâmine fî A„yâni‟l-Mi‟eti‟s -S âmine, Meclis Dâ‟irati‟l-Me„ârifi‟l-„Us mâniyye,

Ṣayderâbâd, 1972.

___________, Lisânu‟l-Mîzân, Mektebetu‟l-Maṭb „âti‟l-Ġslâmiyye, Beyrut, 2002.

___________, Ref„ul-İṣr „an Ḳuḍâti Mıṣr, thk. „Ali Muḥammed „Umar, Mektebetu‟l- Ḫâncî, Kahire, 1998.

„ÂĢ r, Sa„îd „Abdulfettâḥ, el-Mucteme„u‟l-Mıṣrî fî „Asri Selâṭîni‟l-Memâlîk, Dâru‟n- Nahḍati‟l-„Arabiyye, Kahire, 1992.

„Ġzzuddîn „Ali, Muḥammed Kemâluddîn, el-Ḥareketu‟l-„İlmiyye fî Mıṣr fî Devleti‟l-

Memâlîki‟l-Cerâkise, (Doktora Tezi), Ayn ġems Üniversitesi - Tarih Bölümü,

1989.

el-„Umarî, ġihâbuddîn Aḥmed b. Yaḥyâ Ġbn Faḍlullâh, Mesâliku‟l-Ebṣâr fî Memâliki‟l-

Emṣâr, thk. Mehdî en-Necm, Dâru‟l-Kutubi‟l-„Ġlmiyye, Beyrut, 2005.

ʻAbdusseyyid, Ḥakîm Emîn, Ḳiyâmu Devleti‟l-Memâlîki‟s -Sâniye, el-Mektebetu‟l- ʻArabiyye, Mısır, 1966.

Aksu, Ali, “Emevîler Döneminde Sosyal Tabakalar”, İstem, Yıl: 4, S: 8, 2006, s. 63-81. Apak, Âdem, Ana Hatlarıyla İslam Tarihi (Abbâsîler Dönemi), bs. 7, Ensar NeĢriyat,

Ġstanbul, ty.

Ayaz, Fatih Yahya, Memlükler, Ġsam Yay., Ġstanbul, 2015.

Bağdatlı, Ġsmâîl PaĢa, Hediyyetu‟l-„ rifîn Esmâ‟u‟l-Mu‟ellifîn ve s âru‟l-Muṣannifîn, Dâru Ġḥyâ‟i‟t-Turâs i‟l-„Arabî, Beyrut, 1951.

________, Îḍâḥu‟l-Meknûn fi‟ẕ-Ẕeyl „alâ Keşfi‟ẓ-Ẓunûn „an Esâmi‟l-Kutub ve‟l-Funûn, Dâru Ġḥyâ‟i‟t-Turâs i‟l-„Arabî, Beyrut, 1339/1920.

Barthold, Wilhelm, İslam Medeniyeti Tarihi, dzl. Mehmet Fuat Köprülü, Kanaat Kitabevi, Ġstanbul, 1940.

Bek, Muḥammed el-Ḫuḍarî, ed-Devletu‟l-„Abbâsiyye, Mu‟essesetu‟l-Muḫtâri‟l-Ûlâ, Kahire, 2003.

84

___________, Târîhu‟t-Teşrî„i‟l-İslâmî, bs. 8, Dâru‟l-Fikr – Maṭba„atu‟l-Ġstiḳâme, Kahire, 1967.

Brockelmann, Carl, GAL, suppl., E. J. Brill, Leiden, 1937.

___________, Târîḫu‟l-Edebi‟l-Arabî, çev. es-Seyyid Ya„ḳ b Bekr, bs. 2, Dâru‟l-Me„ârif, Kahire, ty.

Bursalı, Mehmed Tâhir Efendi, Osmanlı Müellifleri, Meral Yay., Ġstanbul, ty.

Clot, André, Harun Reşid ve Abbâsîler Dönemi, Tarih Vakfı Yurt Yay., Ġstanbul, 2007. ___________, Kölelerin İmparatorluğu Memlüklerin Mısırı, Epsilon Yay., Ġstanbul, 2005. Çakan, Ġsmail L., Hadis Edebiyatı, Marmara Üniversitesi Yay., Ġstanbul, 1985.

Ḍayf, ġevḳî, Târîḫu‟l-Edebi‟l-„Arabî 5 – „Aṣru‟d-Duvel ve‟l-İmârât el-Cezîra el-

„Arabiyye, el-İrâk, Îrân, bs. 2, Dâru‟l-Me„ârif, Kahire, 1980.

___________, Târîḫu‟l-Edebi‟l-„Arabî 6, bs. 2, Dâru‟l-Me„ârif, Kahire, 1990.

Ebû Ḥayyân, Muḥammed b. Yûsuf el-Endelusî, el-Baḥru‟l-Muḥîṭ, Dâru‟l-Fikr, Beyrut, 2010.

Ebu‟l-Fidâ‟, Zeynuddîn Ḳâsım b. Ḳutl boġâ es-Sûdûnî, Tâcu‟t-Terâcim, thk.: Muḥammed Ḫayr Ramaḍân Y suf, Dâru‟l-Kalem, Beyrut, 1992.

el-Elbânî, Muḥammed Nâ iruddîn, et-Ta„lîḳâtu‟l-Ḥisân „alâ Ṣaḥîḥi İbn Ḥibbân, dzl. „Alâ‟uddîn „Ali b. Belbân el-Fârisî, Dâru Bâvezîr, ty.

Furat, Ahmet Subhi, Arap Edebiyat Tarihi, Edebiyat Fakültesi Basımevi, Ġstanbul, 1996. el-Ġazzî, Kâmil b. Ḥuseyn b. Mu ṭafâ el-Ḥalebî, Nehru‟ẕ-Ẕeheb fî Târîḫi Ḥaleb, bs., 2,

Dâru‟l-Kalem, Halep, 1419/1998.

Gildiroğlu, Rabia, es-Serûcî‟nin “Edebu‟l-Kâdî” Adlı Eserinin Edisyon Kritiği, (Yüksek Lisans Tezi), Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri, 1993. Habergetiren, Ömer Faruk – Koçyiğit, Yakup, “Ebu‟l-Abbâs es-Ser cî‟nin Nefehâtu‟n-

Nesemât fî Vus li Ġhdâi‟s-Sevâbi li‟l-Emvât Ġsimli Risalesi Tahric, Tahlil ve Tercüme”, Journal of History Culture and Art Research, S: 1, Aralık 2018, III, s. 760-781.

85

___________, “Ġlk Mufassal Hidâye ġârihi”: Ebu‟l-Abbâs es-Serûcî (637-710/1239-1310) Hayatı ve Eserleri”, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S: 26, Temmuz-Aralık 2011, s. 101-117.

el-Ḥaḍramî, Ebû Muḥammed et-Ṭayyib b. „Abdillâh b. Aḥmed b. „Ali eĢ-ġâfi„î,

Ḳilâdetu‟n-Naḥr fî Vefeyâti A„yâni‟d-Dehr, Dâru‟l-Minhâc, Cidde, 2008.

el-Ḥamevî, Eb „Abdillâh Yâḳ t b. „Abdillâh, Mu„cemu‟l-Buldân, Dâru Ṣâdir, Beyrut, 1977.

Hitti, Philip K., Siyâsî ve Kültürel İslam Tarihi, çev. Salih Tuğ, Boğaziçi Yay., Ġstanbul, 1989.

Ġbn Ḫald n, „Abdurraḥmân b. Muḥammed b. Muḥammed el-Maġribî et-Tûnisî,

Benzer Belgeler