• Sonuç bulunamadı

4. YAPISAL JEOLOJİ

4.2.1. Tabaka Düzlemleri ve Kıvrımlar

Neojen birimler, çalışma alanında genel olarak yatay tabaklanma gösterirler.

Ancak tektonizmanın hakim olduğu bölgelerde ise monoklinal yapıdan dolayı 10-20 derecelik yer yer de 30-50 derecelik eğimler görülmektedir (Ek-1 ve Ek-2).

51 Şekil 4. 1. İnceleme alanındaki şistlerden bir görünüm (Dutlu-Kadıncık civarı).

Şekil 4. 2. Granodiyoritler içinde gelişen ve 180o-200o gidişli eklemlerin Koçaş güneyinden görünümü (Koçaş baraj gölü, bakış güneye).

52 Şekil 4. 3. Kocaş’ın güneyinde yer alan granodiyorit kütlesi uydu görüntüsü (a)

üzerinde gelişen eklemli yapı ve dayklar (b) (bakış güneye).

53 4.2.2. Faylar

Çalışma alanının en önemli yapısal-morfolojik unsuru yaklaşık olarak KB-GD yönelimli Arayıt yükselimidir (Bkz. Şekil 3.7, 4.6). Kuzeyinde Günyüzü havzası ile güneyindeki Sivrihisar havzasını ayıran bu yükselimin her iki kenarı normal bileşeni yüksek verev atımlı faylarla sınırlıdır. Çalışma alanı normal bileşene sahip sağ yanal doğrultu atımlı fay zonlarından oluşan İnönü Eskişehir Fay Sistemi’nin (İEFS) Sivrihisar-Kayakent kesiminde yer alır. İEFS’nin bu kesimi Batıda Eskişehir Fay Zonu ile batıdaki Ilıca Fay Zonu’nun arasında kalır (Şekil 4.4). Ilıca Fayı Zonu’nun çok belirgin morfolojisi, derelerdeki sağ yönlü ötelenmeler, sıcak su kaynakları onun sağ yönlü doğrultu atım karakterde aktif bir yapı olduğunu kanıtlamaktadır (Koçyiğit 1991, Çemen ve diğerleri 1999, Dirik ve Erol 2003, Özsayin ve Dirik 2007).

Çalışma alanını etkileyen faylar doğrultularına göre KB-GD; K-G; KKD-GGB, KKB-GGD ve D-B doğrultulu faylar olmak üzere beş ana grupta incelenmiştir (Şekil 4.6, Ek-1 ve Ek-3). Bu faylar üzerinde fayların kinematik özelliklerini tespit edebilecek fay düzlemleri bulunamasına rağmen morfolojik veriler Ilıca Fay Zonu ile aynı gidişe sahip KB-GD doğrultu fayların da sağ yanal doğrultulu karaktere sahip olduklarını göstermektedir.

4.2.2.1. KB-GD doğrultulu faylar

KB- gidişli faylar çalışma alanının kuzeyinde yer almakta olup, Yazır Fayı (YF), Kayalıboğaz Fayı (KaF), ve Çardaközü Fayı (ÇF)’ndan oluşur (Şekil 4.6, Şekil 4.7, Ek-1 ve Ek-3).

Yazır Fayı (YF): KB-GD gidişli, yaklaşık 15 km uzunluğunda birbirine paralel segmentlerden oluşan normal eğim bileşenli yanal atımlı bir faydır. Kuzeybatıda Kuyucak Dere boyunca Yazır’a kadar uzanan fay, burada sağa sıçrayarak bir çek-ayır havzası, yaklaşık 3 km GD’da ise kuzeye sıçrayarak bir basınç sırtı oluşturur.

Mercan’ın kuzeyinde ise kuzeye akan dereyi yaklaşık 1,5 km sağ yönlü öteler (Şekil 4.7). Çizgisel Kuyucak Dere vadisi boyunca gözlenen su kaynakları dizilimi,

54 vadinin iki yanındaki tabakaların birbirlerine karşılık gelmemesi, çek-ayır havzası ve basınç sırtının varlığı, derenin sağ yönlü ötelenmesi Yazır Fayı’nın sağ yanal doğrultu atımlı karakterini gösteren önemli morfolojik kriterlerdir (Şekil 4.5, 4.6, Ek-1 ve Ek-3).

Kayalıboğaz Fayı (KaF): Yazır Fayı’nın kuzeyinde ve ona paralel olan KaF yaklaşık 16 km uzunluğunda normal eğim bileşenli yanal atımlı faydır. Fay düzlemi güneye eğimli ve kuzey yükselen bloktur. Orta kesimdeki sıçrama bir basınç sırtının oluşmasına neden olmuştur. Fay üzerinde gözlenen diğer veriler; çizgisel vadi ve uydu fotoğraflarındaki çizgiselliktir (Şekil 4.5, 4.6, Ek-1 ve Ek-3).

Çardaközü Fayı (ÇF): KB-GD gidişli, yaklaşık 6 km uzunluğunda normal eğim bileşenli yanal atımlı faydır. Fay düzlemi kuzeye eğimli ve güney yükselen bloktur.

Fay segmentlerinin sıçrama yaptığı bölümlerde ise basınç sırtları oluşmuştur (Şekil 4.5, 4.6, Ek-1 ve Ek-3).

4.2.2.2. K-G doğrultulu faylar Gümüşkonak Fayı (GF):

Gümüşkonak Fayı, çalışma alanının güneydoğusunda yer alan Gümüşkonak sıcak su sahasını kontrol eden, yaklaşık K-G gidişli, 10 km uzunluğunda, bir fay olup Taşdöğen Segmenti (TdS), Ilıca Segmenti (IS), Çakıltaş Segmenti (ÇtS)’nden oluşur (Şekil 4.7, Ek-1 ve Ek-3).

Taşdöğen Segmenti (TdS): K-G gidişli, yaklaşık 4,5 km uzunluğunda eğim atımlı normal faydır. Fay düzlemi batıya eğimli ve doğu yükselen bloktur. Fay üzerinde gözlenen veriler; yaklaşık 20-30 metrelik alanda kireçtaşlarının dikleştiği (63º) fayın civarındaki kireçtaşı tabakalarının yatay olduğu gözlenmektedir. Fayın konumu K10D/62KB olarak ölçülmüştür (Şekil 4.8, Ek-1 ve Ek-3).

Şekil 4. 4. Anadolu’nun ana tektonik bölgelerini gösteren harita ve İnönü-Eskişehir Fay Sisteminin genel gidişini gösteren harita. EFZ: Eskişehir fay zonu, IFZ: Ilıca fay zonu, YFZ: Yeniceoba fay zonu, CFZ: Cihanbeyli fay zonu.

55

Şekil 4. 5. Çalışma alanının kuzeyinin morfotektonik özelliklerini gösteren harita.

56

57 Şekil 4. 6. Çalışma alanındaki fayları gösteren uydu görüntüsü (Bakış B’ya).

Şekil 4. 7. Çalışma alanının GD’sundaki fayları gösteren uydu görüntüsü (Bakış Kuzeye).

58 Şekil 4. 8. Taşdöğen Fayı (TdF)’na (a) kuzeybatıdan bakış, (b) güneybatıdan bakış lokasyon koordinatı; (y: 04 00 050 / x: 43 51 600).

59 Ilıca Segmenti (IS): K-G gidişli, yaklaşık 5 km uzunluğunda eğim atımlı normal fay olduğu düşünülmektedir. Taşdöğen segmentinin (TdS) yaklaşık 500 metre batısında ve paralelindedir. Fay düzleminin muhtemelen batıya eğimli ve doğu yükselen blok olduğu düşünülmektedir. Fay üzerinde gözlenen veriler; çizgisel vadi, sıcak su kaynaklarının bir düzlem boyunca olması, yer yer haritalanamıyacak boyuttaki travertenlerin (Şekil 3.31) uzanımıdır (Ek-1 ve Ek-3).

Çakıltaş Segmenti (ÇtS): K-G gidişli, yaklaşık 5 km uzunluğunda eğim atımlı normal fay olduğu düşünülmektedir. Ilıca segmenti (IS)’nin yaklaşık 300 metre batısında ve paralelindedir. Fay düzleminin muhtemelen doğuya eğimli ve batı yükselen blok olduğu düşünülmektedir. Fay üzerinde gözlenen veriler; çizgisel vadi, sıcak su kaynaklarının bir düzlem boyunca olması, yer yer haritalanamıyacak boyuttaki travertenlerin (Şekil 3.31) uzanımıdır (Ek-1 ve Ek-3).

4.2.2.3. D-B doğrultulu faylar

Hamamözü Fayı (HF): Yaklaşık D-B gidişli, 7 km uzunluğunda normal eğim bileşenli yanal atımlı faydır. Fay düzlemi kuzeye eğimli ve güney yükselen bloktur.

Fay üzerinde gözlenen veriler; çizgisel vadi, sıcak su çıkışı, travertenlerin uzanımıdır (Ek-1 ve Ek-3).

Akyokuş Fayı (AyF): KDD-GBB gidişli, yaklaşık 1,5 km uzunluğunda eğim atımlı ters faydır. Fay düzlemi kuzeye eğimli ve kuzey yükselen bloktur. Fay üzerinde monoklinal yapılar, çizgisel vadi, ani topografya değişimi gözlenmektedir (Şekil 4.7, Ek-1 ve Ek-3).

Tümkaya Fayı (TF): D-B gidişli, yaklaşık 2 km uzunluğunda eğim atımlı ters faydır. Fay düzlemi kuzeye eğimli ve kuzey yükselen bloktur. Kayakent beldesinin yaklaşık 3 km güneydoğusunda yer alır. Fay üzerinde gözlenen veriler; çizgisel vadi, kireçtaşlarının dikleştiği gözlenmektedir (Ek-1 ve Ek-3).

Yaslıardıç Fayı (YaF): Yaklaşık D-B gidişli, yaklaşık 2,5 km uzunluğunda eğim atımlı ters faydır. Fay düzlemi güneye eğimli ve güney yükselen bloktur. Fay üzerinde monoklinal yapılar 45º olarak ölçülmüş, ani topografya değişimi

60 gözlenmektedir (Ek-1 ve Ek-3).

4.2.2.4. KKD-GGB doğrultulu faylar

Ayvalı Fayı (AF): KKD-GGB gidişli, yaklaşık 1,5 km uzunluğunda bir faydır. Fay düzlemi güneydoğuya eğimli ve kuzey blok yükselen bloktur. Fay üzerinde gözlenen veriler; çizgisel vadi, sıcak su kaynaklarının bir düzlem boyunca olması, morfolojinin ani değişimidir (Ek-1 ve Ek-3).

Bedil Fayı (BF): KKD-GGB gidişli, yaklaşık 2 km uzunluğunda bir faydır. Fay düzlemi kuzeybatıya eğimli ve güney blok yükselen bloktur. Çizgisellik ve morfolojinin ani değişimi fayın varlığının önemli verileridir (Ek-1 ve Ek-3).

Habbekayası Fayı (HkF): KKD-GGB gidişli, yaklaşık 5 km uzunluğunda eğim atımlı normal faydır. Fay düzlemi KB eğimli ve GD yükselen bloktur. Güneyde Hörmeli pınar civarından başlar, kuzeyde hamamözüne kadar devem eder. Fay üzerinde gözlenen veriler; fayın civarındaki şistlerin dikleştiği, Hörmeli pınar kuzeyinde granitler Neojen-Paleozoyik sınırından yüzeye çıkışı, bir hat boyunca düzlemsel bir yapının devamlılığı ve Hamamkarahisar sıcak su çıkışıdır (Ek-1 ve Ek-3).

Eskiyazır Fayı (EyF): KKD-GGB gidişli, yaklaşık 3 km uzunluğunda eğim atımlı normal faydır. Fay düzlemi KB eğimli ve GD yükselen bloktur. Fay üzerinde gözlenen veriler; fayın civarındaki şistlerin dikleştiği, bir hat boyunca düzlemsel bir yapının devamlılığı ve çizgisel vadi gözlenmektedir (Ek-1 ve Ek-3).

Mercan Fayı (MF) : KKD-GGB gidişli, yaklaşık 2 km uzunluğunda bir faydır. Fay düzlemi kuzeybatıya eğimli ve güney blok yükselen bloktur. Çizgisellik ve morfolojinin ani değişimi fayın varlığının önemli verileridir (Ek-1 ve Ek-3)

4.2.2.5. KKB-GGD doğrultulu fay Kurudağ Fayı (KdF):

KB-GD gidişli, yaklaşık 11-12 km uzunluğunda, 1,5 km genişliğinde birbirine

61 yaklaşık paralel 3 tane faydan oluşan eğim atımlı normal faylardır. En iyi Gümüşkonak beldesinin 1,5 km batısında Kurudağ Tepede, Paleozoyik (Pzk) kireçtaşlarında gözlenir. Atlas köyünün doğusundan ve Gecek köyünün batısından geçerek Çaleteği tepede 250 metre mesafede 2 paralel fay şeklinde Çalca tepeye kadar uzanır. İkinci fayın uzunluğu 4 km civarındadır. Habbekaya tepesindeki 3.

parçası yaklaşık 2 km uzunluğunda gözlenir. Fay düzlemi doğuya eğimli ve batı yükselen bloktur. Fay üzerinde gözlenen veriler; yaklaşık 20 metrelik alanda kireç taşlarının dikleştiği, fay breşi ve ikincil kalsit (aragonit) dolguların varlığı gözlenmektedir. Fayın Kurudağdaki konumu K25B/55KD olarak ölçülmüştür (Şekil 4.7, Şekil 4.8, Ek-1 ve Ek-3).

4.2.2.6. Diğer faylar

Çomardağı Fayı (ÇdF): D-B gidişli, yaklaşık 6 km uzunluğunda normal eğim bileşenli sol yanal atımlı faydır. Fay düzlemi güneye eğimli ve kuzey yükselen bloktur. Gümüşkonak beldesinin batısından Kuzuören köyü doğusuna kadar uzanan fay özellikle Çomardağındaki Paelozoyik kireçtaşlarında (Pzk) sol yönlü olarak gözlenir. Fay üzerinde gözlenen veriler; kireçtaşlarındaki eklem ve kırıklar, ve uydu fotoğraflarındaki çizgiselliktir (Ek-1 ve Ek-3).

Kuzören Fayı (KzF): KD-GB gidişli, yaklaşık 2 km uzunluğunda sağ yanal atımlı faydır. Kırıkkale tepe yakınlarında Paleozoyik şistlerle Mermerlerin kontağında en iyi görünen fayın Kuzören köyüne kadar uzandığı düşünülmektedir. Fay üzerinde gözlenen veriler; formasyon sınırındaki ani değişim, çizgisellik ve morfolojideki ani değişimler (Ek-1 ve Ek-3).

62 Şekil 4. 9. Kurudağ Fayı Zonu (KdFZ); (a) Fayın genişliği (b) Fayın yakından görünümü, (c) ikincil kalsit (aragonit) dolguları, (d) Fay breşi.

63 4.3. Çalışma Alanında Yüzeyleyen Yapıların Yorumu

Çalışma alanı daha önce belirtildiği gibi sağ yönlü KB-GD gidişli bir makaslama zonu olan İnönü-Eskişehir Fay Sistemi (İEFS) içinde, doğuda Ilıca Fay Zonu, batıda ise Eskişehir Fay Zonu arasında kalmaktadır. Böyle bir makaslama zonunda oluşabilecek olan yapılar şekil 4.9’de özetlenmiştir.

Çalışma alanındaki faylar incelenip, şekil 4.9’deki kırık sistemleri de gözönüne alınıp gruplandığında ise KB- gidişli fayların ‘ana fay’ (Y kırıkları), KKD- gidişli fayların R2 (Zıt yönlü riedel kırıkları), K-G gidişli fayların NF (Normal faylar), D-B gidişli fayların TF (Ters faylar) ile eşleştiği görülmektedir. Elde edilen verilerle yapılabilen bu yoruma göre çalışma alanındaki kırık sistemleri en büyük asal gerilim ekseni yaklaşık K-G doğrultulu olan bir sağ yönlü makaslama sistemi içinde gelişmiş olmalıdır. Çalışma alanının kuzeyini kontrol eden Kayalıboğaz, Yazır ve Çardaközü fayları üzerinde gözlenen basınç sırtı, çek-ayır havzası ve ana derenin ötelenmesi bu yorumu doğrulamaktadır.

64 Şekil 4. 10. Basit makaslama sonucu meydana gelen yapılar (Harding, 1974;

Bartlett et al., 1981; Hancock, 1985) ve çalışma alanındaki kırık sistemlerini gösteren basitleştirilmiş harita.

65 5. JEOTERMAL SU KAYNAKLARI

5.1. Giriş

Yer kabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş ısının oluşturduğu, sıcaklığı çevresindeki normal yer altı ve yer üstü sularına oranla daha fazla, erimiş mineral, çeşitli tuzlar ve gazlar içerebilen sıcak su ve buhar olarak tanımlanabilir.

Yerkabuğunun derinliklerinde var olan bu ısı kaynağı, henüz soğumasını tamamlamamış bir mağma kütlesi veya genç bir volkanizma ile ilgilidir.

Yerkabuğunun kırık ve çatlaklarından derinlere süzülen meteorik sular bu ısı kaynağıyla ısıtıldıktan ve mineralce zenginleştikten sonra yoğunluk farkı ve basınç nedeni ile yükselirler. Bu sıcak akışkan yerkabuğunun sığ derinliklerinde üzerinde geçirimsiz örtü kayalar bulunan, gözenekli ve geçirimli hazne kayalarda toplanır (Şekil 5.1).

Hidrotermal sistem olarak bilinen bu sistemde, akışkan, kırıklar aracılığı ile yeryüzüne ulaşarak jeotermal kaynakları oluşturur; ya da sondajlarla çıkartılarak ekonomik kullanıma dönüştürülür. Herhangi bir akışkan içermemesine rağmen bazı teknik yöntemlerle ısısından yararlanılan, yerin derinliklerindeki “sıcak kuru kayalar” da jeotermal enerji kaynağı olarak nitelendirilmektedir.

Dünyanın ısısının varolduğuna dair en belirgin kanıtlar volkanik patlamalardır. Bu patlamalardan etrafa yayılan lavlar dünya yüzeyinde hemen soğur fakat yer kabuğu altındaki iç küre (lavın kaynağı) binlerce yıl boyunca ergimiş olarak kalır.

Günümüzde bu mağma hücrelerine doğrudan sondaj yapılması pratik değildir.

Bununla birlikte mağma sızıntısının etrafındaki kırıklar ve çatlaklar hidrotermal sirkülasyon sistemlerinin oluşumuna elverişli olabilir: yeraltı suyu, soğumakta olan mağma sızıntısının aşağılarında veya çevresinde çevrime girebilir. Bu çevrimde bir miktar ısı alan su tekrar yeryüzüne yakın alanlara döner. Sıcak ve soğuk suyun yoğunlukları arasındaki fark ısınan suyun üste çıkmasını sağlar (Şekil 5.2).

66 Şekil 5. 1. İdeal jeotermal sistemin şematik gösterimi.

Şekil 5. 2. Genç magmatik sokulumlar tarafindan etkilenen hidrotermal taşınım sisteminin şeması.

67 5.2. Bölgedeki Sıcak Su Kaynaklarının Tektonizma ile İlişkisi

Hidrotermal taşınım (konveksiyon) sistemlerinin çoğu genç volkanik sızıntıların olduğu yerlerde bulunmaz. Bunun yerine bu jeotermal sistemler ısılarını, geçirgen alanlar boyunca suyun derinlere doğru sirkülasyonuna izin veren geniş hacimli kayaçlardan alırlar. Bu alanlar, stratigrafik yataklar veya çatlaklar ve birbirine bağlantılı kırık sistemleri olabilir. Su sıcaklığı birinci olarak bölgesel ısı akımının büyüklüğüne ve su çevriminin derinliğine bağlıdır. Hidrotermal taşınım sistemlerinin kollarına beslenme (reşarj) dağlık alanlarda ve bitişik vadilerde meydana gelir. Kırık ve çatlaklar aşağıdaki şekilde gösterilenden farklı olabilirler, önemli olan kırıkların yükselen sıcak su için yeterli derecede geçirgen olmalarıdır (Şekil 5.3).

5.2.1. Hamamkarahisar Sahası

Sivrihisar Polatlı yolundan Günyüzü’ne ayrılan yolun 15.km’sinde Hamamkarahisar adlı köyün yakınında bulunan kaplıcanın suyu tek bir kaynaktan çıkmaktadır.

Hamamkarahisar sıcak suyu; 34,7 ˚C sıcaklıkta olup, suyun debisi 40 l/s’dir (Şekil 5.4).

Burada yapılan arazi gözlemleri sonucunda bu kaynağın D-B ve KKD-GGB yönlü iki fayın kesişim noktasından çıktığını göstermektedir. Fakat fay yüzeyleri net olarak arazide gözlenememektedir. Faylar, D-B çıkış doğrultulu traverten kayaçların şekli, morfolojik yapı, uydu görüntülerinden tespit edilmiştir.

68 Şekil 5. 3. Genç magmatik sokulumların etkisi altında olmayan, fay kontrollü,

meteorik su sirkülasyonuna bağlı hidrotermal taşınım sistemi.

Şekil 5. 4. Hamamkarahisar kaynağında bir görünüm.

69 5.2.2. Gümüşkonak Sahası

Eskişehir ili Günyüzü ilçesine bağlı Gümüşkonak beldesi sınırları içinde bulunan sıcak sular Gümüşkonak sahası olarak adlandırılır. Kaynaklar, Ayvalı köyü sınırlarında 5 farklı yerden 19-27 ˚C sıcaklığında, Hamamkarahisardaki dere içinde; Hamam ve Ilıca mevkii olarak adlandırılan iki farklı alanda bulunmaktadır.

Hamam mevkiinde 15-20 metrelik bir alanda 31-33 ˚C sıcaklığa sahip çok sayıda çıkış bulunmaktadır (Şekil 5.5). Ilıca mevkii, Hamam mevkiinin 500-600 metre kuzeyinde ve 24-29 ˚C sıcaklığında çok sayıda çıkış noktasına sahiptir.

Arazi gözlemleri sonucunda Gümüşkonak sahasındaki sıcak suların, K-G gidişli bir graben oluşturan Gümüşkonak Fay Zonu (GFZ) boyunca yüzeye çıktığını göstermektedir.

Şekil 5. 5. Gümüşkonak Hamam mevkiindeki kaynak gurubunun bir tanesinden görünüm.

70 6. BÖLGENİN DEPREMSELLİĞİ

Çalışma alanının depremselliğinin araştırılması işlemindeki sınır, çalışma alanı sınırına kıyasla geniş tutulmuş olup, Emirdağ, Beylikova ve Polatlı civarları arasındaki kesimi incelenmiştir.

İnceleme alanında, 1900 yılı olarak kabul edilen aletsel dönem başlangıcından önce hiç tarihsel deprem kaydı bulunmamaktadır.

Tarihsel deprem verileri çalışma alanının güneybatısında; Emirdağ ve güneyinde çok sayıda, çalışma alanının kuzeydoğusunda; Polatlı civarının depremden etkilendiğini göstermektedir.

Çalışma alanının aletsel dönemdeki deprem aktivitesinin belirlenmesi amacıyla 1900 yılı başından günümüze değin olan deprem aktivitesi incelenmiştir (Şekil 6.

1).

Çalışma alanının depremselliği, 1900-2009 yılları arasında 31°.15'-40°32°15 ve 32°.15'-38°.15' koordinatları arasında kalan depremler ile ortaya konulmuştur. Bu çalışmada Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi (DAD) (Şekil 6.

1)’e ait veriler değerlendirilmiştir. DAD içerisindeki veriler 1991 öncesine kadar büyüklüğü 4 ve 4’den fazla olan depremlerden, 1991 sonrası için ise yeri belirlenebilmiş tüm verileri kapsamaktadır.

Bu depremlerin dağılımı incelendiğinde, genel olarak Emirdağ ve güneyinde yoğunlaşma olduğu gözlenmektedir. Bu verilere göre çalışma alanında dikkat çekici bir aktivite olduğunu söylemek zor olmasına karşın bölgenin aktif bir sistem olan İnönü-Eskişehir Fay Sistemi (İEFS) içinde yer alması, sıcak su kaynaklarının bulunması, mevcut fayların potansiyel aktif fay olma durumunu güçlendirmektedir.

Şekil 6. 1. Çalışma alanı ve civarındaki tarihsel depremleri gösterir harita.

71

72 7. SONUÇLAR

Eskişehir ili Sivrihisar ve Günyüzü ilçeleri sınırları içerisindeki çalışma alanında yüzeyleyen birimlerin jeolojisinin ele alındığı bu çalışmada şu sonuçlar elde edilmiştir:

Bölgede yüzeyleyen kayaçlar Miyosen öncesi temel kayaçlar ve Miyosen sonrası örtü kayaçları olmak üzere iki grupta incelenmiştir.

Temel kayaçları gri, kahverenkli, mikaşist, kuvars-mikaşist, kalkşist-mikaşist, kuvarsşist, bunlar arasında ara seviyeler şeklinde yer alan kristalize kireçtaşları, kuvarsitler; gri, açık gri, beyaz ve siyah renkli, ince-orta kalın katmanlı, kristalize, yer yer de dolomitik kireçtaşları; bunları kesen granodiyoritler ile granitporfir (aplit granitik), pegmatit (alkali granitik) damar kayaçları ve hidrotermal kuvars filonlarından oluşmaktadır.

Temel kayaçlar KB- gidişli Arayıt Yükselimi boyunca yüzeylemekte olup örtü kayaçları bu yükselimin kuzeyinde ve güneyinde yer alan Günyüzü havzası ile Sivrihisar havzasında çökelmiştir. Günyüzü havzasında yer alan çalışma alanında örtü kayaçları, tabanda çakıltaşı, üste doğru kabaca kil, marn ve kireçtaşlarından oluşan Üst Miyosen-Pliyosen yaşlı birimler; beyaz, gri renkli, orta-kalın tabakalı, gastropod fosilli kireçtaşı Pliyosen yaşlı birim; ile açık kahve, kırmızımsı kahve ve kırmızımsı renkli çamurtaşı, kumtaşı ve konglomeralardan oluşan Pliyo-Kuvaterner birimleri ve Kuvaterner yaşlı yamaç molozu, traverten ve alüvyonlardan oluşmaktadır.

İnceleme alanında, mermerler ve metamorfik kayaçlarda foliasyon, KB-GD yönlü yapısal ekseni izler. Mermerlerde genel olarak tabakalar dik/dike yakın ve kuzeye eğimlidir.

İnceleme alanında Mesozoyik ve sonrası oluşan yapılar granodiyoritin yerleşmesi esnasında oluşmuş yapılardır. Granodiyorit kütlesi içinde gelişen yaklaşık K-G yönlü dayklar ile Arayıt civarında mermerleri kesen dayklar benzer yönde

73 gözlenmektedir. Mermerler içinde gözlenen yaklaşık K-G çatlaklar dayk doğrultuları aynı yönlü olması, Mesozoyik yaşlı granodiyoritlerin yerleşmesi ile süren deformasyonun sürekli olduğunu göstermektedir.

Çalışma alanı İnönü Eskişehir Fay Sistemi’nin Sivrihisar-Kayakent kesiminde yer almakta olup bölgeyi etkileyen faylar doğrultularına göre KB-GD; K-G; KKD-GGB, KKB-GGD ve D-B doğrultulu faylar olmak üzere beş ana grupta incelenmiştir.

Çalışma alanındaki kırık sistemlerini oluşturan faylardan KB- gidişli fayların ’ana fay’ (Y kırıkları), KKD- gidişli fayların ‘zıt yönlü Riedel kırıkları’ (R2), KKB- gidişli fayların ‘eş yölü Riedel kırıkları’, (R1), K-G gidişli fayların ‘Normal faylar’, D-B gidişli fayların ‘Ters faylar’ ile eşleştiği tespit edilmiştir. Elde edilen verilerle yapılabilen bu yoruma göre çalışma alanındaki kırık sistemleri en büyük asal gerilim ekseni yaklaşık K-G doğrultulu olan bir sağ yönlü makaslama sistemi içinde gelişmiş olduğu düşünülmektedir. Ayrıca çalışma alanının kuzeyini kontrol eden fayların sıçradığı yerlerde gelişen çek-ayır havzaları, basınç sırtları ve ana derenin sağ yölü ötelenmesi bu varsayımı güçlendirmektedir.

Çalışma alanda iki tane sıcak su sahası bulunmakta olup bunlar Hamamkarahisar sahası ve Gümüşkonak sahasıdır. Hamamkarahisar sahası D-B doğrultulu bir fay ile KKD-gidişli bir fayın kesiştiği bölgede gelişirken; Gümüşkonak sahası K-G doğrultulu Gümüşkonak fay zonu içinde bulunan bir graben sistemi içinde gelişmiştir.

74 KAYNAKLAR DİZİNİ

Altunel, E. ve Barka, A. 1998. Eskişehir fay zonunun İnönü-Sultandere arasında neotektonik aktivitesi. TJK Bülteni, 41, 41-52.

Akıl, B. 2008. İnönü–Eskişehir Fay Sistemi’nin Günyüzü (Eskişehir)-Yeniceoba (Konya-Türkiye) Arasındaki Bölümünün Yapısal Evrimi. Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Doktora Tezi, 126s.

(yayımlanmamış).

Barka A., Reilinger R., 1997. Active tectonics of the Mediterranean region:

deduced from GPS, neotectonic and seismicity data, Annali di Geophis. XI, 587–610.

Barka, A., Reilinger, R., Şaroğlu, F., ve Sengör, A.M.C., 1995. The Isparta Angle:Its importance in the neotectonics of the eastern Mediterranean region, IESCA-1995 Proceedings, 13-18.

Bartlett, W.L., Friedman, M., Logan, J.M., 1981. Experimental folding and faulting of rocks under confining pressure. Part IX. Wrench faults in limestone layers: Tectonophysics, v.79, 255 – 277.

Çemen, İ. ve Dirik, K., 1992. Tuzgölü havzasının kuzeydoğu kısmının stratigrafisi, yapısal jeolojisi ve jeoloji tarihi. Ankara: TPAO Rapor No. 3115 (yayımlanmamış). .

Çemen, İ., Göncüoğlu, M.C., Dirik, K., 1999. Structural evolution of the Tuzgölü basin in Central Anatolia. Turkey, Journal of Geology, 107 (6), 693-706.

Çiftçi, B., 2007. Geological Evolution of the Gediz Graben, SW Turkey: Temporal

Çiftçi, B., 2007. Geological Evolution of the Gediz Graben, SW Turkey: Temporal