• Sonuç bulunamadı

Taahhüdün, Geçerli Bir İcra Takibi Sırasında Vuku Bulması

1.5 İcra Sözleşmeler

1.5.5 İcra Sözleşmelerinin Hükümleri ve İleri Sürülmeler

2.2.1.1 Borçlunun Borcu Taksitle Ödeme Taahhüdünün Şartları 1 Taahhüdün Şekl

2.2.1.1.3 Taahhüdün, Geçerli Bir İcra Takibi Sırasında Vuku Bulması

Taksitle ödeme taahhüdünün, alacaklı ile borçlu arasında geçerli olarak yürütülen bir icra takibi çerçevesinde yapılması gerektiği konusunda bir tereddüt olmamak gerekmektedir. Yukarıda da bahsedildiği gibi, mevzuata uygun olan alacaklının talebi ile cebri icra organları tarafından başlatılan süreç, alacaklı-borçlu ve üçüncül bir unsur olan devlet arasında icra hukuku ilişkisi tesis etmektedir. Ancak emredici normlara aykırılık ve kanunda düzenlenen bir takım haller nedeniyle icra hukuku ilişkisinin iptal edilmesi olasılığı söz konusu olabilecektir. Alacaklı ve borçlu arasındaki cebri icra hukuku ilişkisinin herhangi bir nedenle iptal edilmesi ya da geçersiz olması sonucunu doğurabilecek bir durum ortaya çıktığında, taksitle ödeme taahhüdünün geçerliliğinden bahsedilemeyecektir. Taahhüdün hüküm doğurmaması hususu etkilerini ilk olarak taksitle ödeme taahhüdünün cezai hükümlerinde gösterecektir. Örneğin, icra mahkemelerinin şikayet veya itiraz üzerine verdiği takibin kısmen

85 Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 09.02.2000 tarihli 660 E, 2019 K sayılı kararı, Uyar, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 13. Cilt, 2. Bası, 2010, s. 21271.

86 Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 20.12.1999 tarihli 17390 E, 18824 K sayılı kararı, Uyar, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 2010, s. 21273.

87 Öğütçü, A.Tahir/Çitlioğlu, Ali, Uygulamalı İcra ve İflas Kanunu, 2. Cilt, Ankara 1977, s. 1298; aynı yönde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 05.04.1967 tarihli, 1141 E, 175 K sayılı kararı, Uyar, İcra ve İflas Hukukunda Suç Sayılan Fiiller(İcra- İflas Suçları), 1987, dipnot 25, s. 242; karşı yönde, Uyar, vekilin borçlu adına borcun taksitle ödenmesi taahhüdünde bulunabilmesi ve alacaklı adına borçlunun taksitle ödemesi taahhüdünü kabul etmesi bakımından “vekil tarafından borçlu adına yapılan borcun taksitle ödenmesi taahhüdünün alacaklı tarafça kabulü ile ödeme taahhüdü gerçekleşeceğinden, taahhüde uymama, ceza hukukunun genel ilkelerine aykırı olarak, icra suçu olacaktır.” tespitinde bulunmuştur.

Kanatimizce, vekil tarafından yapılan borcun taksitle ödenmesi taahhüdü ya da alacaklının bu taahhüdü

kabulüne yönelik işlemlerin hukuken geçerliliği ile bu işlemlerin hükümlerinden biri olan icra cezai boyutu ayrı değerlendirilmelidir. Zira vekil tarafında yapılmış şartlarını taşıyan taksitle ödeme taahhüdü, borçlu asil tarafından teyit edilmedikçe, ihlal suç teşkil etmeyecek fakat taahhüt icra hukuku anlamında geçerliliğini devam ettirecektir.

iptaline ilişkin kararların, kararlarda yer alan masraf ve vekalet ücreti için ayrı takibe konu yapılmayıp, asıl icra dosyasına konulmakla o dosyada işlem görmesi gerekmektedir, ancak buna rağmen bu kararlar ayrı bir konusu yapılmış ve o icra takibinde borçlu diğer şartları taşıyan bir taksitle ödeme taahhüdünde bulunmuş ise, bu ödeme taahhüdü asıl takibin hükümsüz olması nedeniyle geçersiz olacaktır88. Bununla beraber, takibinde içerisinde alınan

icra ceza ilamlarında yer alan masraf ve vekalet ücretine ilişkin kısımlar ayrı bir takibe konusu olması gerekirken, somut icra takibine eklenmek ve buna ilişkin kısmı da kapsamak suretiyle taksitle ödeme taahhüdü alınmış ise, bu taahhüt de diğer şartları taşısa da geçerli bir taksitle ödeme taahhüdü olamayacaktır89. Diğer şartları taşıyan bir taksitle ödeme

taahhüdünün dayandığı icra takibinin; tarafın ehliyetsiz olması gerekçesi90 iptalinin gerektiği ve yetkisizlik itirazının kabulü91

üzerine mahkemece iptali hallerinde de taksitle ödeme taahhüdünün geçerli olduğundan bahsedilemeyecektir.

6183 Sayılı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki kanun hükümlerine yürütülen bir icra takibinde diğer şartları taşıyan taksitle ödeme taahhüdü, taahhüdün dayanak olduğu icra takibinin 2004 Sayılı İİK olmaması nedeniyle geçerli bir taahhüt olmayacaktır92

.

Kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla takiplere ilişkin İcra ve İflas Kanunu hükümlerinde, Kanun’un 111/1-2 fıkraları bağlamında her hangi bir atıf bulunulmadığından ve 2004 Sayılı İİK’nın 111/3 hükmündeki ‘….Borçlu ile alacaklının borcun taksitlendirilmesi için icra dairesinde yapacakları sözleşme veya sözleşmelerin devamı süresince 106 ve 150/e maddelerindeki süreler işlemez….’ şeklindeki ibaredeki 150/e hükmüne yönelik atıf sadece borçlu ve alacaklının borcun taksitle ödenmesine yönelik sözleşmelere yönelik olduğundan, borcun taksitle ödeme taahhüdü hükümlerinin kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla takiplerde ve taşınır ve taşınmaz rehninin para çevrilmesi suretiyle yürütülen takiplerde uygulanacağını söylemek mümkün değildir93. Özetle, borçlunun borcun taksitle ödenmesi

taahhüdü için, kaynağını 2004 Sayılı İİK’nın 111/1-2 hükümlerinden alan ya da buna ilişkin

88 İİD, 14.031974 tarihli, 2326 E, 2302 K sayılı kararı, Uyar, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 2010, s. 21296. 89 İİD, 29.02.1972 tarihli, 972/2091 E, 2395 K sayılı kararı, Uyar, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 2010, s. 21296. 90

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 18.09.1996 tarihli 10612 E, 10967 K sayılı kararı, Uyar, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 2010, s. 21280.

91 Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 06.06.1995 tarihli 7890 E, 3844 K sayılı kararı, Uyar, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 2010, s. 21284.

92

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 13.12.2001 tarihli 7076 E, 10845 K sayılı kararı, Uyar, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 2010, s. 21257.

93 Öğütçü ve Çitlioğlu, adı geçen eserinde, 2004 sayılı İİK’nın 150/g maddesinde 111. Maddeye atıf yapılmamış olduğundan rehnin paraya çevrilmesi bakımından yapılan takiplerde ve Kanun’un 269. Maddesinde 111. Maddesine atıfta bulunulmadığından aynı şekilde kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle yürütülen takiplerde borçlunun borcun taksitle ödenmesine yönelik taahhütte bulunulabilmesinin mümkün olmadığı tespitinde bulunmuşlardır, Öğütçü/Çitlioğlu, 2. Cilt, s. 584.

özel hüküm bulunan takip türlerinden almasının yanında borçlunun buna yönelik tek taraflı taahhüdü gerekmektedir. Eğer bu taahhüt başka bir kanun dolayısıyla ve o kanun dairesindeki şartlar dairesinde yapılmış ise diğer şartları taşısa bile İİK’da düzenlenen borçlunun tek taraflı taahhüdü niteliğinde olmayacak ve İİK’da düzenlenen etki ve sonuçları doğurmayacaktır. Anlatılanların yanında 4308 Sayılı Kanun’un 3. maddesiyle, seferberlik ve olağanüstü hallerde askeri hizmette bulunan askeri şahıslara, haklarında yapılan icra takiplerinde borçlunun askeri hizmeti nedeniyle işinden ayrılmış olmasının mali durumunu bozması durumunda icra hâkimi İİK’nın 111. maddeye göre borcun 1 yılı geçmemek üzere taksitle ödenmesine karar verebilir, meğerki takibin konusu nafaka alacağı olsun94. Bahsi geçen

düzenleme İİK’nın 111. maddesi kapsamında, icra hâkimince şart ve koşulları düzenlenmek suretiyle, icra muamelesinin durması sonucunu doğuracaktır. Bu yöndeki, icra hâkiminin kararlarına yönelik olarak temyiz yoluna başvurulabilir(4308 Sayılı Kanun’un 3/1-2. cümle).

2.2.1.1.4 Taahhüt, Borçlunun Kâfi Miktardaki Malının Haczedildikten Sonra ve Satış

Outline

Benzer Belgeler