• Sonuç bulunamadı

1.3. Yönetim Kurulu Üyelerinin Nitelikleri, Üyelik Sıfatının Kazanılması ve

1.3.1. Yönetim Kurulu Üyelerinin Nitelikleri ve Üyelik Sıfatının

1.3.1.2. Tüzel Kişiler Yönünden

Tüzel kişi yönetim kurulu üyeleri için TTK m. 363 uyarınca, gerçek kişi yönetim kurulu üyelerinde olduğu gibi pay sahibi olma koşulu aranmamış, varsa ana sözleşmedeki koşullara uyma zorunluluğu getirilmiştir. Eski TK m. 312/2’de, tüzel kişiler pay sahibi olabilmelerine rağmen kendileri yönetim kurulu üyesi seçilemiyor buna karşın gerçek kişi üyeler temsilcilerini üye seçtirme imkanına sahip olabiliyordu. Tüzel kişilerin bir gerçek kişi temsilci ile yönetim kurulunda temsil edilebilecekleri, bu temsilcinin tam ehliyetli olması gerektiği, temsilcinin tescil ve ilan edilmesi gerektiği, bu durumun şirketin internet sitesinde yayınlanması gerektiği, temsilci değişikliğinin de aynı işlemlere tabi tutulması gerektiği düzenlenerek olası uyuşmazlıkların önüne geçilmek istenmiştir.46 TTK m. 359/1 uyarınca, tüzel kişi

yönetim kurulu üyesinin seçimi, genel kurula ait bir yetkidir. Seçilen tüzel kişi yönetim kurulu üyesinin kendisini temsil edecek gerçek kişiyi belirlemesi tüzel kişiye aittir. TTK m. 359/2’ye göre, tüzel kişiyi temsil edecek kişi, tüzel kişinin

44 Akdağ Güney 2016, s. 23.

45 Poroy, Tekinalp ve Çamoğlu 2014, s. 359,360. 46 Poroy, Tekinalp ve Çamoğlu 2014, s. 360-361.

organı sıfatını taşıyan bir kişi olabileceği gibi tüzel kişilikle bağlantısı bulunmayan dışarıdan bir üçüncü kişi de olabilir. Tüzel kişinin adına tüzel kişiliği temsil edecek tam ehliyetli gerçek kişiyi belirleyerek bu kişiyi tescil ve ilan ettirmelidir. Tescil kurucu etkiye sahiptir. 47

Yönetim kurulu üyeliğinin kazanılma şekillerine gelince; yönetim kurulu üyeliği sıfatının kazanılması TTK hükümleri doğrultusunda dört yolla mümkündür. Bunlar; TTK m. 339/3 uyarınca esas sözleşme ile atanma; TTK m. 359, 418 ve 422 uyarınca genel kurul tarafından seçilme; TTK m. 334 uyarınca kamu tüzel kişilerinin temsilci ataması ve TTK m. 33 uyarınca yönetim kurulunun geçici üye seçmesi yollarıdır.

Yukarıda bahsi geçtiği üzere, yönetim kurulunun ilk üyelerinin esas sözleşme ile atanması kurucu bir unsurdur. Ayrıca atama yapılırken şirket adına imzaya yetkili olanlar da belirtilmelidir. Kuruluştan sonra ise genel kurul tarafından seçilme suretiyle yeönetim kuruluna atama yapılır. “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik”in m. 30/2 hükmü uyarınca, genel kurulca seçilecek yönetim kurulu üyelerinin tüzel kişi adına tescil edilecek gerçek kişi de dahil olmak üzere tam ehliyetli olması, devlet memuru olmaması iflasına karar verilememiş olması ve esas sözleşmedeki özellikleri taşıması gerektiği düzenlenmiştir. Yine aynı maddede genel kurul toplantısında hazır bulunmayanların yönetim kurulu üyeliklerine seçilmesi halinde bunların göreve adaylıklarına ve kabullerine ilişkin beyanlarını iletmiş olmaları gerekir. TTK m. 359’a göre esas sözleşmeyle ya da genel kurul kararıyla yönetim kurulu üyesi olarak atanmış üyenin bu görevi kabul etmesi halinde tescil ve ilan gerekmeksizin sıfat kazanılır. Kabul beyanı herhangi bir şekle tabi olmayıp, şarta da bağlanması mümkün değildir.48

Tüzel kişi adına yönetim kurulu toplantısına katılacak temsilciler yönünden bu gerçek kişinin tüzel kişi adına tescil ve ilanının gerekip gerekmediği doktrinde tartışmalıdır. TTK m. 359; “Bir tüzel kişi yönetim kuruluna üye seçildiği takdirde,

tüzel kişiyle birlikte, tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenen, sadece bir

47 Akdağ Güney 2016, s. 25-28. 48 Ayan 2013, s. 12-15.

gerçek kişi de tescil ve ilan olunur” hükmünü içermektedir. Maddenin düzenlenme

şeklinden tescilin kurucu olduğu sonucu çıkmamaktadır. Doktrinde maddenin gerekçesine dayanarak tescilin kurucu nitelikte olduğu savunulmaktadır. Zira gerekçede; “Tescil, tüzel kişinin üyeliğini söz konusu gerçek kişinin kişiliğinde

somutlaştırıp belirgin konuma getirmekte ve bu yönden kurucu bir etkiye sahip bulunmaktadır. İlan ise üçüncü kişilere bildirir” ibareleri yer almaktadır. Tescil bir

hakkı veya hukuki durumu doğurucu etkiye sahip ise sicil kurucu etkiye sahiptir. Bu halde kayıtlar sicile geçmedikçe hukuki anlam ifade etmezler. Ticari hayatta güvenliğin ve düzenin sağlanması için birçok hususun sicile kaydı zorunlu kılınmıştır. Bununla birlikte bu zorunluluğun yerine getirilmemesinin maddi hukuk bakımından olumsuz bir etkisi yoktur. Başka bir ifade ile bu gibi durumlarda ticaret siciline yapılan kayıtlar bildirici etkiye sahiptir. Sicil kayıtlarının bildirici olması demek bu kayıtların daha önce doğmuş veya ortadan kalkmış bir hakkın varlığına işaret etmesi demektir. 49

Tüzel kişiyi temsil eden gerçek kişinin tesciline kurucu etki bağlanabilmesi için madde metninde bu hususun vurgulanması gerekmektedir. Tescilin zorunlu olması tek başına tescilin kurucu unsur olduğu anlamına gelmez. Yönetim kurulu üyeleri bakımından da tescil ve ilan gerekmekle birlikte bu kurucu bir unsur niteliğinde kabul edilmemekte, bildirici niteliktedir. Bir düzenlemeye gerekçe ile kurucu özellik atfetmek alışıldık bir yaklaşım değildir. Tüzel kişi tarafından yönetim kurulunda kendisini temsil edecek kimsenin belirlenmesinin, tüzel kişinin kurula her toplantıda farklı kişileri yollayarak kurulun çalışmasını ve istikrarını bozmasına engel olmak açısından gerekli olduğu böylelikle kurul toplantılarında her seferinde temsil yetkisi var mı yok mu sorusuna yanıt aramak zorunda kalınmayacağı ve üçüncü kişilerin işlem yaptıkları kimsenin temsil yetkisi hususunda sürekli araştırma yapmaktan kurtulacakları ileri sürülebilir. Ancak esasen yönetim kurulu toplantısına tüzel kişiyi temsilen A veya B’nin katılmasının bir önemi yoktur. Zira burada neticede yönetim kurulu üyesi olan tüzel kişinin iradesinin onun bir organı vasıtasıyla yansıtılması söz konusudur. O nedenle gerçek kişinin aksine yönetim

49 Yaşar Karayalçın, “Türk Hukukunda Ticaret Siciline Tescilin Etkileri”, Banka ve Ticaret

kurulunun sürekli değişmesinden ve istikrarsızlıktan bahsedilemez. Zira değişen tüzel kişinin temsilcisidir, yoksa yönetim kurulu üyeliği mevkii değil. Temsilcinin tesciline kurucu etki atfedilmesi halinde tüzel kişi tarafından seçilen kimse temsilci sıfatını kazanacak ancak yönetim kurulu toplantılarına katılıp oy kullanamayacaktır. Böylece ortaya yönetim kurulu üyesi olan ama toplantılara katılamayan üyeler çıkacaktır. Oysa gerçek kişiler bakımından yönetim kurulu üyeliği tescil ile kazanılmadığı için bu kimseler tarafından toplantı yapılıp karar alınması halinde bu kararların geçerliliği tartışma konusu yapılamaz.50