• Sonuç bulunamadı

Rekabet Yasağı ve Görüşmelere Katılma

1.5. Yönetim Kurulu Üyelerinin Hakları ve Yükümlülükleri

1.5.2. Yönetim Kurulu Üyelerinin Yükümlülükleri (Borçları) ve Tab

1.5.2.2. Yasaklar

1.5.2.2.2. Rekabet Yasağı ve Görüşmelere Katılma

Türk Ticaret Kanunu m. 396, yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağını düzenlemektedir. Rekabet yasağı, genel kuruldan izin almayan bir yönetim kurulu üyesinin, üyelik sıfatını taşıdığı süre boyunca, ortaklığın işletme konusuna giren ticari iş ve işlemleri kendisi veya üçüncü bir kişi adına yapmayı veya aynı tür ticari işlerle ilgilenen bir şirkete sorumluluğu sınırlandırılmamış ortak sıfatıyla girmeyi yasaklayan bir kurumdur.80 Dolayısıyla, bir işlemin şirketle rekabet yasağı kapsamında değerlendirilmesi, şirketle işlem yapma yasağında olduğu gibi bu konuda genel kurulun izninin bulunup bulunmadığına göre şekilleneceğini söylemek mümkündür. Ayrıca, rekabet yasağı ihlalinin var olup olmadığı “ortaklığın işletme konusu” değerlendirmesine göre belirlenecektir. Maddede yasaklı eylemin kapsamı olarak da “ticari işlem” gösterilmiştir. Buradan anlaşılacağı üzere, rakip bir firma ile yapılacak kişisel bir işlem bu yasağın ihlali olmayacaktır. Ancak bunun da dar yorumlanması gerektiği görüşü bulunmaktadır. Yani sözleşmede yazılı olan faaliyet konusu değil, ortaklığın aktif olarak ilgilendiği alanın değerlendirme kapsamında olması gerektiği ve ortaklığın işletme konusuna girmeyen bir ticari işle uğraşılmasının yasaklanmadığı görülmektedir. Ancak burada hemen belirtmek gerekir ki, yönetim kurulu üyeleri, aynı konu ile uğraşan başka bir ortaklığa sınırsız sorumlu ortak sıfatıyla giremezler. Nitekim TTK m. 396 ile anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin aynı konu ile uğraşan bir kolektif şirkete girmelerini veya komandit

79 Poroy, Tekinalp ve Çamoğlu 2014, s. 372. 80 Pulaşlı 2012, s. 688 vd.

ortaklıkta komandite ortak olmalarını rekabet yasağına aykırı saymıştır.81 Yargıtay

da bu konuya ilişkin olarak, hisse devir sözleşmesine konulan rekabet yasağını, doğrudan doğruya veya dolaylı biçimde ihlal ettiği somut kanıtlarla sabit olan ortakların sözleşmesel rekabet yasağına aykırılık nedeniyle sorumlu olduklarına karar vermiştir.82

Rekabet yasağının ihlalinin sonuçları da TTK m. 396’da düzenlenmiştir. Bir yönetim kurulu üyesinin rekabet yasağına aykırı davranması durumunda, şirkete seçimlik yetkiler tanınmıştır. Bunlar, meydana gelen zararın tazminini talep etmek; eğer sözleşme üçüncü kişi hesabına yapıldı ise bundan doğan menfaatin devredilmesini istemek; yapılan işlemin şirket adına yapılmış sayılmasını istemek; eğer yönetim kurulu üyesi aynı konu ile uğraşan bir diğer şirkete sınırsız sorumlu ortak olarak girmişse bu ortaklıktan ayrılmasını ve bu üyenin o şirkete elde ettiği menfaatlerin şirkete devrini talep edebilecektir. Ayrıca rekabet ihlali yapan ve buna bağlı olarak, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmemiş olan bir üyenin gündemde bulunmasa dahi “haklı sebep”e dayalı olarak azli mümkün olabilecektir.83

Türk Ticaret Kanunu m. 396/2 bu hakkı kullanma yetkisini ilgili üye hariç olmak üzere yönetim kuruluna vermektedir. Bütün üyelerin rekabet yasağını ihlal etmeleri veya tek kişilik yönetim kurulunda bu üyenin yasağa aykırı davranması halinde, genel kurulun toplantıya çağrılarak kararın verilmesi, genel kurula bırakılması düşünülebilir. Ancak böyle bir durumda rekabet yasağını ihlal eden yönetim kurulu üyelerinin genel kurulu toplantıya çağıramayacakları gerçeği karşısında, TTK m. 411 ve 412 maddeleri kapsamında azlığın veya tek pay sahibinin mahkeme izni ile genel kurulu toplantıya çağırması hükümlerinden faydalanabilecektir. TTK m. 396/3’te, seçimlik hakları kullanabilme açısından bir zaman aşımı öngörmektedir. Bu da ihlalin öğrenilmesinden itibaren üç ay ve her halde bir yıldır. Son fıkrada da, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarına ilişkin hükümlerin, şirketin seçimlik haklarını kullanmasıyla son bulmayacağı, buna da ayrıca başvurulabileceği öngörülmüştür. Tek üyeli yönetim kurulunda ise TTK’nın

81 Poroy, Tekinalp ve Çamoğlu 2014, s. 373.

82 Yargıtay 11. HD., 07.10.2005, T., E. 9638, K. 9423 için bkz. Poroy, Tekinalp ve Çamoğlu 2013,

s. 373; Bozkurt 2014, s. 210.

396. maddesinde öngörülen yaptırımları uygulayacak başka bir kimse olmadığından yetki sahibi olarak genel kurul devreye girecektir. Genel kurul bu konuda, rekabet yasağını ihlal eden üyeyi azledip yerine yeni üye seçebilecektir. Yeni seçilen üye TTK m. 396’da sayılan haklardan birisini üç aylık ve bir yıllık süreye tabi olarak kullanabilecektir. Üç aylık sürenin başlangıç tarihi atanan üyenin göreve başlama tarihi; bir yıllık süre ise fiilin işlendiği tarihten itibaren hesaplanacaktır.84

Rekabet yasağı, sadakat yükümlülüğünün özel bir biçimi olması sebebiyle, yalnızca yönetim kurulu üyelerini değil, tüzel kişi üyenin temsilcisi de dâhil olmak üzere sadakat yükümlülüğü ile bağlı bulunan herkesi kapsamaktadır. Bu sebeple, Kanundaki rekabet yasağı hükmü, ayrıca yapılacak bir rekabet yasağı sözleşmesine de engel oluşturmamakta, yani şirket, üye ile anlaşarak TBK kapsamında, üyenin benzer faaliyet alanındaki bir şirkette, belli bir bölgede 2 yıl boyunca rekabet etmemesine dair bir anlaşma yapabilecektir. Ayrıca, genel kurul tarafından rekabet yasağının kaldırılmış olması, yalnızca yönetim kurulu üyeleri bakımından etkili olur. Söz gelimi, tüzel kişilerin temsilcileri veya yönetim kurulunun idare ve tescil yetkisini devrettiği hallerde üçüncü kişiler bakımından rekabet yasağı devam eder.85

Görüşmelere katılma yasağı, yönetim kurulu üyesinin kendisinin şirket dışı kişisel menfaatleriyle veya alt veya üst soyundan birinin ya da eşinin yahut üçüncü dereceye kadar kan veya kayın hısımlarından birinin, kişisel veya şirket dışı menfaatiyle şirket menfaatinin çatıştığı konuların görüşüleceği yönetim kurulu toplantısına katılamaz. Dürüstlük kuralından hareket edildiğinde, yönetim kurulu tereddüt oluşan durumlarda bunu gidermek üzere yapacağı oylamayla karar verecektir. TTK m. 393/1 uyarınca menfaat çatışmasına ilişkin durum yönetim kurulu üyesi tarafından bilinmemekteyse ilgili üye bunu açıklamak ve söz konusu yasağa uymak zorundadır. Aksi halde, TTK m. 393/2’deki, menfaat çatışmasının varlığını bilmesine rağmen ilgili üyenin toplantılara katılmasına karşı çıkmayan üyeler ve ilgili üyenin toplantıya katılması yönünde oy kullanan üyeler söz konusu

84 Akdağ Güney 20162, s. 146-147. 85 Akdağ Güney 2016, s. 147.

işlem sebebiyle şirketin uğradığı zararı tazmin etme yükümlülüğü ile karşı karşıya kalacaktır.86