• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.9. Drama Türleri

2.9.1. Yaratıcı Drama

Yaratıcı drama uygulamaları ilk kez Harriet Finlay tarafından 1911’de İngiltere’de başlamıştır (Aslankara, 2006a: 284). Yaratıcı dramayı eğitimde en tecrübeli olarak kullanan ülke İngiltere’dir ve İngiltere’de daha çok ‘eğitimde drama’ olarak ifade edilmektedir (San, 2006f: 345).

Var olan bir durum, olay, düşünce ya da yaşantıların tiyatro teknikleri aracılığıyla oyun veya oyunlar geliştirmek yaratıcı drama olarak tanımlanabilir (Aral vd. 2000: 39). Bir grup içerisinde çeşitli tekniklerden yararlanılarak, bir durum, olay ya da yaşantının bireylerin eskiden var olan bilişsel süreçlerinden yaralanmak suretiyle meydana getirilen oyunsu süreçlerdir (San, 2006d: 113). Yani çocukların oyunları dikkate alınarak drama, rol yapma gibi tekniklerden yaralanarak farklı yaşantıları yeniden canlandırmalarıdır (San, 1994: 69). Yaratıcı dramanın tiyatroya benzeyen yanları vardır. Katılımcılar oyundan zevk alırlar. Fakat önemli olan oyunculuk sergilemek değildir ve sahneye konmaz (San, 2006d: 113). Yaratıcı dramada önceden hazırlanmış bir metin yoktur ve kişiler kendi bilgi ve yaşantılarına dayanarak doğaçlama yaparlar (Aral ve diğerleri, 2000: 39). Doğaçlama yapıldığı için oyunda doğru ya da yanlışlar aranmaz. Ama oyun bitiminde nelerin daha iyi yapılabileceği hakkında tartışma yapılabilir (San, 2006d: 114). Yaratıcı dramada toplumsallık önemlidir ve toplumdaki olay ve olgular incelenir (San, 2006d: 117).

Yaratıcı dramanın işlem ve ürün olmak üzere iki boyutunun olduğunu söylemek mümkündür. İşlem boyutunda zihinsel işlevler yer alır. Ürün boyutunda ise; müzik, dans, drama, hikâye yaratma gibi yeni şeyler ortaya koyma durumu söz konusudur (Ömeroğlu, 2006b: 142). Yaratıcı drama, bireylerin çevrelerine karşı bilinçli olmalarını amaçladığı gibi aynı zamanda duyguların, deney ve bilgilerin özgürleştiği bir ortamı da amaçlar (Adıgüzel, 2006a: 164). İlköğretimden üniversiteye kadar eğitimin her kademesinde bireylerin kendilerini yaratıcılık gibi yönlerden geliştirmeleri için zorunlu ders olarak okutulmalıdır (Okvuran, 2006: 196). Çünkü öğrenme belli bir yaş sınırında gerçekleşen ve belli bir sürede sonuçlanan bir durum değildir (Üstündağ, 2006c: 334). Yani gençler ve çocuklar açısından ele alındığında süreç tüm yaşantılara uygundur (Altın ve Oruç, 2008: 133).

Yaratıcı dramanın temelinde çocuk oyunları vardır ve oyun sayesinde öğrenme doğal bir şekilde gerçekleşir (Adıgüzel, 2006d: 259). Yaratıcı dramada belli kurallar yer alır. Ama birey bu kurallar içerisinde sınırsız özgürlüğe sahiptir ve gönüllülük esastır (Adıgüzel, 2006d: 261). Eğitimimizin ezberci yapısına karşın bilgilerin birinci elden öğrenilmesini ve kalıcılığını sağlayan yaratıcı drama önemli bir alternatiftir (Aslan, 2006a: 332).

2.9.1.1. Yaratıcı Dramanın Faydaları

Yaratıcı drama bireylerin görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma duyularının eğitimini olumlu yönde etkiler. Bireyler gördüklerini düşünceleriyle bütünleştirdiklerinde bir sanat yapıtının vermek istediği iletiyi fark ederler. İşitme eğitimi sayesinde bireyler konuşurken kendilerini dinlemeyi ve başkaları konuşurken de onları bilinçli olarak dinlemeyi öğrenirler. Kişiler dokunma duyusunu kullandıklarında neler hissettiklerinin farkına varırlar. Drama içerisindeki çalışmalar sayesinde bireyler koklama ve tatmaya yönelik ortamlarda bulunma imkânına sahip olurlar (Üstündağ, 2006c: 336).

Yaratıcı darama sayesinde içine kapanık çocukların çalışma yapılan gruba katıldığı gözlenir ve bunun sonucunda bu çocukların daha sağlıklı bir iletişim kurduğu gözlenebilir (Aral vd. 2000: 40-41). Kişilerin bağımsız ve eleştirel düşünmesini sağlayarak özgür bir kişilik kazandırırken diğer yandan kişilere toplumsal bir kimlik kazandırır (Aslankara, 2006b: 365-366). Çocuğun nasıl düşünmesi gerektiğini anlaması sağlar. Çalışmalar yoluyla bireylerin ruh sağlığını koruma ve iyileştirme üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Ayrıca bireylerin çalışma becerisini, dil becerisini, hayal gücünü, araştırıcı yönünü geliştirmesini ve sanatı sevmeyi, günlük sıkıntılardan kurtulup rahatlamayı, kendini keşfetmeyi ve daha ileriye taşımayı, kalıcı öğrenmeyi sağlar (Aslan, 2006b: 388-389).

2.9.2. Eğitici Drama

Eğitici drama esnek olmakla beraber eğitimin hedefleri için önceden belirlenmiş kuralları olan lider tarafından yönlendirilen ve çeşitli tekniklerin yardımıyla ortaya konulan bir grup çalışmasıdır (Önder, 1999: 32).

Eğitim öğretme ve öğrenme kavramlarını içerir. Eğitim, drama ile bağlantılı bir kavramdır (Üstündağ, 2006a: 242-243).Eğitici dramada amaç bir şeyler yaratmaktan

ziyade öğrencilerin eğitim amaçlı konuya katılımlarını sağlamaktır. Bu amaçla çocuklara öğretilecek şeyler önceden planlanmalıdır (Aral vd. 2000: 42-43). Eğitsel dramada dolaylı da olsa rehberlik-danışma çalışması vardır ve bu nedenle danışman öğrencilerin psikolojik gözlemlerini yapmalıdır (Sağlamöz, 2006: 97). Eğitim içerisinde drama kendini oyun biçiminde gösterir ve eğitimin önemli bir parçasıdır (Üstündağ, 2006a: 243). Ama eğitici dramada yarışma durumu söz konusu değildir ve etkinlikler eğitim amaçlı düzenlenir. Ayrıca oyunda yer almayan tartışma bölümü eğitici dramanın sonunda yer alır (Önder, 1999: 31). Dramatik eğitimde odak noktası katılımcıdır. (Aslan, 2009: 25).

2.9.3. Psikodrama

Psikodrama; İnsanlar arasındaki ilişkilerin, çatışmaların ve insanların duygu durumlarının özel dramatik yöntemler vasıtasıyla keşfedildiği bir psikoterapi yöntemidir (Aral vd. 2000: 44). Fine’a göre; bireylerde eskiden var olan bilişsel yaşantıları yeniden algılayıp davranışlarını buna göre yeniden şekillendirme ve bu yol ile bireylerin ve grupların değişimlerini kolaylaştıran bir türdür (Kaner, 1990: 457). Moreno ise hareket ve rol oynamanın, sözel ifadeye göre daha etkin olarak gerçekleştirildiği ruhsal tedavi ve gelişme yöntemi olarak tanımlamıştır (Dökmen, 1988: 180). Psikoterapi, başkalarının gerçekte yaşamış olduğu olayları kişilere göstererek, bu olaydaki problemlerin farkına varma, çözümler üretme ve bu çözümlerden bir tanesine göre davranılmasını amaçlar (San, 2006d: 116). Aynı zamanda kişilerin kendi duygularını anlamaları sayesinde psikolojik açıdan olumlu gelişmelerin sağlanması ve bu sayede iyileştirilmelerini amaçlar (Önder, 1999: 28). Psikodramada öznellik önemlidir. Zihinsel süreçler özneye yönelmiştir (San, 2006d: 117). Psikodrama kişinin baskı, korku ve kaygılarını açığa çıkararak bunu sahnede başrol oyuncusu olarak ortaya koymayı amacıyla kullanılır (Bozdoğan, 2003: 76).

Psikodramanın okul ortamında kullanılmasının bazı sakıncaları vardır. Çünkü öğrencilerin yaşları dikkate alınarak psikodramada yaşananların orada kalmasının zor olacağı söylenebilir. Bireylerin okulda bu duygularını değişik ilişkiler içerisinde bulunduğu grup önünde oynaması güçtür ve ayrıca bireyler daha sonra pişmanlık duyabilirler (Bozdoğan, 2003: 77).

Önceleri bu yöntem psikoterapide kullanılmıştır. Günümüzde endüstri, insan ilişkileri, eğitim, tedavi ve teşhis amacıyla kliniklerde, hapishanelerde ve bunun gibi çeşitli alanlarda kullanılmaya başlanmıştır (Kaner, 1990: 457).

2.9.4. Sosyodrama

Okulda ya da mesleki rehberlikte kullanılan yöntemdir (Kavcar, 2006: 22). Sosyodrama, bireylerin ilişkilerinde yer alan sorunları çözme kısmında uygulamanın merkezde olduğu bir grup öğrenme oluşumudur. Katılımcı kişilerin gerçek yaşam kişilerini ve durumlarını daha iyi anlaması, engellere yeni bakış açıları getirebilmesi ve daha etkin yollar öğrenerek sorunların üstesinden gelmeye yardımcı olma açısından önemli bir yere sahiptir (Becerikli, 2006: 115).

Sosyodrama genellikle rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinde kullan bir tekniktir. Sosyodaramayla amaçlanan toplumsal problemlerle ilgili ortaya konulan canlandırma çalışmalarıdır. Bunun yanı sıra sosyodramaya gruba yönelik ortak problemler de konu olabilir. Yaratıcı ve sosyodramada sosyal konuların olduğu kadar okul ve gruba ilişkin konular da yer alabilir; ama önemli olan konu yaratıcı dramanın daha geniş bir kavram olması ve sosyodramayı da kullanmasıdır (Bozdoğan, 2003: 78).

Benzer Belgeler