• Sonuç bulunamadı

4.   İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 52

4.2.   Türkiye de Yapılan Çalışmalar 54

Manisa ilinde mükelleflerin vergileme olayı karşısındaki tutum ve davranışlarının yönü ve biçimi hakkında bilgi sahibi olma amacıyla gelir vergisine tabi mükellefler ile anket çalışması yapılmıştır. Araştırma sonucunda mükelleflerin çoğunluğunun vergiyi fayda ilkesine göre tanımladıkları ve ödedikleri vergi ile kamu hizmeti arasında bağ kurmaya çalıştıkları görülmüştür. İkinci olarak mükelleflerin vergiye bakış açılarını devletin toplamış olduğu vergileri harcama biçimi ve sorumluluğunun etkilediğidir. Son olarak vergi oranlarındaki artışların mükellefler üzerindeki mikro ekonomik etkilerinin olumsuz olduğu dikkati çekmiştir (Muter, Sakınç ve Çelebi, 1993:63-64).

Çanakkale ilinde mükelleflerin vergiye gönüllü uyumlarının incelendiği çalışmada ise vergi uyumunda bireysel ve çevresel faktörlerden etkilenildiği, olması gereken vergi bilinci davranışları ile sergilenen davranışların farklılık gösterdiği ifade edilmektedir (İpek ve Kaynar, 2009: 188).

Bursa ilinde mükelleflerin vergiye yaklaşımını belirleyen faktörleri inceleyen ampirik çalışmada mükelleflerin vergi sistemine ve devlete olan güvenlerinin artması

sayesinde vergi bilinci ve vergi uyumlarının artacağı sonucuna ulaşılmıştır. Mükelleflerin mevcut vergi sisteminin sorunlarını ve alınması gereken önlemleri doğru tespit ettikleri ifade edilen çalışmada isteklerinin yerinde olduğu ifade edilmiştir (Yüce ve Gerçek, 1998:31).

Denizli ilinde mükelleflerin vergi karşısındaki davranışlarını değerlendirme amacıyla yapılan çalışmada ise mükelleflerin vergiye karşı tutum ve davranışlarının olumsuz olduğu, vergi suç ve kaçakçılığı davranışlarının sergilendiği bunun gerekçesinin ise uygulanmakta olan vergi sisteminin adaletsiz bulunması ve vergi yükünün ağırlığı olarak gösterilmiştir (Çoban, 2004:152).

Zonguldak ilinde vergi bilincinin ve vergiye karşı davranışların ölçülmesi amacıyla gerçekleştirilen ampirik çalışmada vergi mükelleflerinin vergi ödevinin yerine getirilmediğini öğrenmesi durumunda ödevini yerine getirmeyenler hakkında nasıl tepki verecekleri sorulmuş, alınan cevaplarda mükelleflerin %70’inin şikayet yapmayacağını veya kararsız olduğunu belirttikleri görülmüştür. Bu durum mükelleflerin vergi bilinci ve vergi ahlakı düzeylerinin hiç de olumlu olmadığı anlamına geldiği ileri sürülmüştür (Alkan, 2009: 100).

İstanbul ilinde vergiye karşı mükellef davranışlarının incelenmesi amacıyla yapılan geniş katılımlı bir araştırmada vergi bilinci bireysel ve firma bazında olmak üzere iki kategoride incelenmiştir. Bireylerin %31,3’ünün vatandaşlık görevi, %26,8’i ise yasal ve zorunlu bir ödeme olarak gördüğü; %23’ü kamu hizmeti karşılığı, %2,6’sı maliyet unsuru; %4,1’i girişimciliğin önündeki bir engel, %10,8’i ise haraç olarak gördüğü ifade edilmiştir. Firmaların değerlendirilmesinde ise %37,8’inin vatandaşlık görevi, %27,9’unun yasal ve zorunlu ödeme olarak gördüğü; %14,9’u kamu hizmeti karşılığı, %7,6’sı maliyet unsuru; %5,4’ü girişimciliğin önündeki bir engel ve %5,1’i için haraç anlamına geldiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak bireysel veya firma bazında mükelleflerin vergiye karşı olumsuz davranışlarının önemli yer tuttuğu ifade edilmiştir (Yılmaz ve Şeker, 2007:137-138).

Afyon ilinde ilköğretim öğrencilerinin vergiyi nasıl algıladıkları, vergi algıları üzerindeki faktörlerin neler olduğunun incelendiği çalışmada öğrencilerin vergiler ile kamu hizmetleri arasında bağlantı kuramadığı, vergi konusunda algılama yanılgılarının fazla olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Vergiyi algılamada cinsiyet ve eğitim düzeyinin belirleyici olmadığı, ailenin gelir düzeyi ve anne babanın eğitim düzeyi arttıkça

öğrencilerin vergiyi doğru algılama düzeylerinin arttığı ifade edilmiştir (Sağbaş ve Başoğlu, 2005:123).

Uşak ilinde ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin vergi bilincini ölçmek amacıyla yapılan çalışmada öğrencilerin vergi ile kamu hizmetleri arasındaki bağı doğru şekilde algıladıkları ve vergi bilinci konusunda ilk adımın aileler tarafından gerçekleştirildiği sonucuna ulaşılmıştır (Taytak, 2010:496).

İstanbul ilinde vergi bilincinin yaygınlığı, vergi algısı, vergi bilincini artırmak için yapılması gerekenler ve vergi ödeyenlerle kamu harcamalarından yararlananların arasındaki ilişkiyi inceleme amacıyla yapılan araştırmada mükelleflerin davranışları olumlu ve olumsuz olarak sınıflandırılmıştır. Olumsuz yaklaşımların nedenleri yeterince kamu hizmeti alamamak, ödenen vergilerin etkin bir şekilde kullanılmaması, uygulanan vergi sistemi, vergi oranları, vergi yükü dağılımı olarak sıralanmıştır. Ayrıca vergi algısında önce çıkan unsurlardan en başında verginin bir vatandaşlık görevi olarak kabul edilmesi geldiği ardından sorumluluk ve yükümlülük gibi tanımlamaların yer aldığı sonucuna ulaşılmıştır (Altuğ ve diğerleri, 2010:32).

Doğan (2011) tarafından yapılan araştırmada noterlerin haricindeki mükelleflerinin gerçek matrahlarının, beyan ettiklerinin yaklaşık onda biri olduğu ifade edilmektedir. Sonuç olarak vergi kaçakçılığının ve kayıt dışı ekonominin boyutunun GSYH içinde çok önemli bir yere sahip olduğu ifade edilmektedir.

İstanbul ilinde vergi yükümlüleri ile yapılan diğer bir anket çalışmasında vergiye karşı davranışlar psikolojik faktörlerle ele alınmıştır. Araştırma sonucunda yükümlülerin ödedikleri vergileri bir yük olarak görmeleri ve bu yükü üzerlerinde hissetmeleri durumunda vergiye karşı olumsuz davranışlar içerisine girebildikleri ifade edilmektedir. Yükümlülerin vergiye karşı olumsuz davranışlar içerisine girmesini belirleyen etkenler, bireysel vergi yükleri, vergi ahlakı ve vergi zihniyeti, eğitim düzeyi, siyasal iktidara bakış açısı, devlete olan bağlılık, ailenin gelir düzeyi, yükümlünün diğer yükümlülere bakış açısı, ödedikleri vergilerin hizmet olarak dönüp dönmemesi, kamu gelirlerinin etkin kullanımı, yükümlünün mesleği ve diğer kişisel etkenler olarak gösterilmiştir (Çiçek, 2006:191-192).

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi son sınıf öğrencilerinin vergi bilinci düzeylerini inceleme amacıyla yapılan anket çalışmasında üniversite öğrencileri için

vergi ödemeyi belirleyen en önemli faktörler sırasıyla ödenilen vergilerin çok açık ve net olarak nerelerde kullanıldığının bilinmesi, daha şeffaf ve hesap verebilir devlet yönetimi, adil bir vergi yükü dağılımı olarak sıralanmıştır. Ancak reklam kampanyaları ya da okul ve aile içi eğitimle vergi bilincinin oluşacağı düşüncesine katılmadıkları tespit edilmiştir (Ömürbek, Çiçek ve Çiçek, 2007:102).

Benzer Belgeler