• Sonuç bulunamadı

Orta Asya‟dan günümüze dek varlığını sürdüren keçecilik mesleği, kültürümüzün bir parçası olarak, Anadolu‟da, babadan oğla geçen bir ata sanatı geleneği halinde, tepme keçe atölyelerinde yaĢatılmaya devam ettirilmektedir.

Türkiye‟de keçecilik mesleğinin yöreye özgü yaĢatıldığı iller ve ilçeler ile ilgili yapılan araĢtırma sonuçlarında ulaĢılan kaynaklara göre;

Selçuklu Türkleri yolu ile Orta Asya‟dan Anadolu‟ya gelen keçecilik sanatının merkezi Konya olmuĢtur. Konya Mevlana Müzesi‟nde teĢhir edilen Mevlana‟ya ait keçe külahlarda Selçuklulardan zamanımıza kadar gelebilmiĢ tek hatıralar yer almaktadır. (Önder, 1959: 2231).

Konya‟da cumhuriyetin ilanı ve özellikle 1925 yılında ġapka Kanunu‟nun yürürlüğe girmesinden sonra, büyük öneme sahip sikkecilik sanatı unutulmaya baĢlamıĢtır. 29 kadar sikkeci esnafı, kanundan sonra bir müddet fötr Ģapka iĢi ile uğraĢarak geçimlerini sağlamıĢ ancak zamanla azalan talepler, zanaatkârların birer ikiĢer

serme keçe yapılmaktaydı. Keçe hasırına renkli nakıĢların atılmasından sonra üzerine beyaz yün saçılan keçeler, rulo halinde bastırıldıktan sonra hamamların keçeliklerinde piĢirilirdi. Sultan Hamamı (Sahipata), Türbe Hamamı (yıkıldı), Ahmet Efendi Hamamı, keçelikleri olan hamamlar (Anonim-a, 1991: 22) arasında yer almaktadır.

19.yüzyıl sonundan 20.yüzyıl baĢında bir grup dival iĢi ile süslenmiĢ seccade ile Konya Mevlana Müzesi‟ndeki keçe seccade ve Konya Ereğli Bekdik‟te gri beyaz renkte ebru tekniğiyle yapılmıĢ keçe çadır tepeliği ilginç örnekler arasındadır (BarıĢta, 2001: 161).

Fotoğraf 10.Keçe üzerine suzeri iĢlenmiĢ, 19.yüzyıla tarihlenen bir seccade (BarıĢta,2001: 161).

Fotoğraf 11.Konya Mevlana Müzesi‟nden 646 envanter numaralı seccade (BarıĢta, 2001: 161).

Fotoğraf 12.Konya Ereğli Bekdik‟ten gri beyazla ebru tekniği ile yapılmıĢ çadır tepeliği

(BarıĢta, 2001: 163).

Sural‟ın (1978: 8267) 1978 yılında Konyalı keçe ustası Naci Nuh Usta‟dan edindiği bilgilere göre; Konya‟da 20 yıl önce 120 kadar keçeci esnafı bulunmaktaydı, 1978 yılında bu sayı 10‟a düĢmüĢtü. 20 yılda keçecilik mesleği ile ilgili azalan talebe karĢın, Naci Nuh Usta “ koyunculuk ölmedikçe keçecilik de ölmez” sözüyle, bu sanatın yaĢayan yönünün her zaman var olduğunu belirtmektedir.

Afyon‟daki Keçeci ustalarından ġükrü KocataĢ “ 19.yy. sonlarında Yeni Camiinden Turunç Hanına kadar olan bölgenin, yaklaĢık 150 kadar keçeci dükkânıyla dolu olduğunu ustalarından dinlediğini” belirtmektedir. KocataĢ, 1920‟li yıllarda 50, 1933 yılında ise esnaf cemiyetinde kayıtlı 12 keçeci dükkânının bulunduğunu aktarmaktadır ( Seyirci, TopbaĢ, 1984: 263).

Fotoğraf 13.Afyon Emirdağ Bademli‟den bir keçe yaygı (BarıĢta, 2001:162).

Özergin; (1966: 1216), Afyon‟da, 1966 yılında, 20-25 keçeci dükkânının bulunduğunu, ancak esnafın malın sürümünün düĢmesinden kaynaklanan sebeplerle yavaĢ yavaĢ dükkânlarını kapattıklarını belirtmektedir. Eskiden keçecilik mesleği için çırakların, ustalarının yanında en aĢağı 6-7 yıl çalıĢarak kalfalığa terfi ettikleri, ustalık yolunda devam edenlerin ise kendi dükkânlarını açabilecek duruma geldikleri aktarılmaktadır.

Fotoğraf 14.Balıkesir yöresine ait kepenek (Ekici,2006: 57).

Fotoğraf 15.Balıkesir yöresine ait keçe paspas (Ekici, 2006: 58).

Fotoğraf 16.SavaĢtepe yaygı keçesi (Ekici, 2006: 62).

Fotoğraf 17.SavaĢtepe yaygı keçesi (Ekici, 2006: 62).

Türk Folklor AraĢtırmaları Dergisi için yapılan araĢtırmada, Ġstanbul‟da keçeciliğin, Osmanlı döneminde bir el sanatı olarak var olduğu, ancak, 1950‟li yıllarda bu sanatın yok olduğu belirtilmektedir. Bu yok oluĢun nedeni olarak, o güne dek ulaĢımda kullanılan bellemenin yerine otomobilin, keçe külahın yerine Ģapkanın, keçe yaygıların yerine ise halı ve kilimin kullanımındaki artıĢ (Erdoğan, 1957: 1613-14) gösterilmektedir.

Aktan‟ın (1972: 6243) 1970‟li yıllarda yaptığı araĢtırmada, iĢleniĢindeki ustalığı ve sağlamlığı ile keçeleriyle çevrede ün yapan Tire‟de, 13 keçeci zanaatkârın çalıĢmakta olduğu ve her ustanın günde 23 kilo yünü yaydan geçirip iĢlediği aktarılmaktadır. O dönemde, Tire keçecilerinin, Adana, Konya, Kayseri, Sivas, Erzurum gibi uzak yerlerden sipariĢler aldığı ve tüccarların bizzat gelerek ürünlerini teslim aldıkları belirtilmektedir. Son yıllarda makineyle iĢlenmesi mümkün olduğu halde, elde iĢlenmiĢ olan yün çok sağlam olduğundan ustaların sayıca az fakat kalitesi üstün mamuller meydana getirdikleri bilinmektedir.

Sural‟ın (1978: 8269) 1978 yılında yaptığı araĢtırmada, 300 tezgâhıyla baĢta Urfa, Afyon, Balıkesir, Tire, ÖdemiĢ, Salihli, Turgutlu ve Kula‟da keçe üretildiği belirtilmektedir. Bununla birlikte, AkĢehir, Bor, Niğde, Kars, Erzurum, Doğubayazıt, Samsun ve EskiĢehir‟de olmak üzere, Türkiye genelinde bulunan yaklaĢık 2000 atölyede keçe sanatının yapıldığı aktarılmaktadır.

Fotoğraf 18.Keçe yapımı – Kula (http://www.kula.bel.tr).

Fotoğraf 19.Keçe halı –Urfa (http://www.urfa.org).

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı‟nca 1989 yılında yurdumuz genelinde yapılan ve Türk el sanatlarının tespitini amaçlayan çalıĢmada, Adıyaman, Afyon, Ağrı, Balıkesir, Bingöl, Bolu, Bursa, Çorum, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Isparta, Mersin, Ġzmir, Kars, Ardahan, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, KahramanmaraĢ, Muğla, MuĢ, Sakarya, Sivas, Tokat, Trabzon, Tunceli, ġanlıurfa, Van illerinde keçecilik

sanatının icra edildiği belirtilmektedir (Anonim-c,1989: 33-).

Ergenekon (1999: 4), 1994 yılında yaptığı doktora tezi araĢtırmalarında, Türkiye‟de bulunan Tepme Keçe atölyelerini;

Ġç Anadolu Bölgesi; Afyon‟da 7, Konya‟da 4, AkĢehir‟de 2, BeyĢehir‟de 1, Akdeniz Bölgesi; Yalvaç‟ta 5,

Marmara Bölgesi; Balıkesir‟de 7,

Ege Bölgesi; ÖdemiĢ‟te 2, Tire‟de 8, Bergama‟da 1, Doğu Anadolu Bölgesi; Kars‟ta 2,

Güneydoğu Anadolu Bölgesi; ġanlıurfa‟da 2, olmak üzere 41 olarak belirlemiĢtir. Ancak, 21.yüzyıl Türkiye‟sinde, araĢtırmanın yapıldığı tarihten bu yana geçen sürede, tepme keçe atölyeleri maddi ve manevi imkânsızlıklar sebebiyle kapatılmaya devam etmekte, tepme keçe sanatı, hayatta kalmayı baĢarabilen sayılı keçe zanaatkârıyla yaĢatılmaya çalıĢılmaktadır.

Gürçay‟ a (1966: 24) göre, keçecilikte kullanılan ham maddelerin pahalılaĢması, iĢçi ücretlerinin artması gibi faktörler keçenin pahalıya imal edilmesine sebep olmaktadır. Ayrıca keçenin dayanıklı bir malzeme olmasından dolayı uzun süre kullanımı ihtiyaç süresinin uzamasına sebebiyet vermekte bu da imalatı düĢürmektedir.

Geleneksel tepme keçe sanatımızın ekonomik darboğaza girmesine neden olarak; yalnızca kırsal kesime yönelik üretim yaptığı, günümüz beklentilerine cevap

yöntemlerinin korunmasına yardımcı olmak ve aynı zamanda yerli ekonomiyi güçlendirmek amacıyla bu bölgelere ziyaretlerde bulunmuĢlardır (White,2007: 5)

Bu durum, baĢka kıtalardan gelen yabancı misafirlerin bu sanata verdiği değeri göstermekle birlikte, kültürümüzün parçası olan keçe sanatını sahiplenme konusundaki eksikliğimizi gözler önüne sermektedir. Bunun yanında, günümüzde, keçe sanatını, inatla, tüm sıkıntılara rağmen bu güne dek ayakta kalarak devam ettiren zanaatkârlarımız, keçecilik mesleğine, keçe sanatına hayat vermeye devam etmektedirler. Öne çıkan keçe zanaatkârlarımız arasında, Konya‟da keçe zanaatkârı Mehmet Girgiç, Tire‟de keçe zanaatkârı Arif Cön, Balıkesir‟de keçe zanaatkârı Necmi IĢık, Sandıklı‟da keçe zanaatkârı Hüseyin Alan ve Ömer TopbaĢ, Afyon‟da keçe zanaatkârı YaĢar KocataĢ yer almaktadır.

Keçe sanatına bir baĢka soluk getiren, keçeye yeni bir bakıĢ açısıyla bakarak özgün çalıĢmalar ortaya koyan Türk tasarımcılarının varlığı da, sanatın geleceği konusunda büyük umutlar yaratmaktadır. Keçeden, hem geleneksel hem de çağdaĢ formlarda ürünler elde eden zanaatkâr ve tasarımcılarımız, sadece Türkiye‟de değil tüm dünya ülkelerinde bu sanatın tanınması için çaba göstermekte ve çok önemli iĢlere imza atmaktadırlar.

Ġngiltere‟nin baĢkenti Londra‟da 15 yılı aĢkın süredir keçeyi hayata döndürmeye çalıĢan moda tasarımcısı Selçuk GürıĢık, çalıĢmalarıyla buna örnek oluĢturmaktadır. 2003 yılında, modern keçe tasarımlarıyla birlikte 20 keçe ustasının çalıĢmalarının da yer aldığı koleksiyonu Topkapı Sarayı‟nda sergilemiĢtir. Ayrıca, Londra‟daki British Museum‟da „Contemparary Anatolian Felt‟ adlı daimi serginin de tasarımcısı olan GürıĢık, yine Londra‟da, „YaĢayan Anadolu Keçeleri‟ adlı sergiyle Anadolu‟nun geleneksel el sanatları içinde önemli bir yeri olan keçeciliği kaybolmaktan kurtarmayı hedeflemektedir (kaybolansanatlar.com).

GürıĢık, koyunculuğun yaygın olduğu Kars`ta Anadolu Kültür A.ġ. ve Kadın Merkezi`nin (KA-MER) ortaklaĢa yürüttüğü keçe atölyesi projesini 2007 yılında hayata

geçirmiĢ, ayrıca Konya, Afyon ve Ġzmir`de 3 keçe ustasına yeni iĢ, yurt dıĢına açılma, internet siteleri kurma ve onlara satıĢ yapma imkânları sunarak, hem Türkiye‟de hem de dünyada yaptığı çalıĢmalarla keçe sanatına sahip çıkan isimlerden olmuĢtur (kaybolansanatlar.com).

Benzer Belgeler