• Sonuç bulunamadı

1.4. Yoksulluğun Ölçülmesi

2.1.4. Dördüncü Sanayi Devrimi (Endüstri 4.0)

2.1.4.5. Türkiye’de Endüstri 4.0

Türkiye Endüstri 2.0 ile 3.0 arasında yer alan, tarım ve hayvancılık politikasını modernleştirmesi ve ileri götürmesi gereken bir aşamada yer almaktadır. Dijital devrime katılmakta yolun belli bir bölümünü ilerlemiştir ve katma değeri düşük mallar üreten, markalaşmada beklenileni verememiş, hizmet sektöründe ise aşırı şişmiş bir ekonomi görünümüne sahiptir (Eğilmez, 2018b: 191). Almanya gibi sanayide ileri olan ülkeler 2013 yılından günümüze kadar Endüstri 4.0 kavramını konuşmuş ve gelecekte de konuşmaya devam edecektir. Türkiye’de ise Google ile yapılan internet aramaları incelendiğinde Endüstri 4.0 kavramı, 2014 yılının sonlarına doğru ufak bir hareketlenme

olmasının yanı sıra ve 2016 yılında ilgi giderek artmıştır. Türkiye’de Endüstri 4.0’ın konuşulmaya başlandığı tarih Google aramaları ile desteklenmektedir. Endüstri 4.0 devriminin hayata geçebilmesinin en önemli ön koşulları; dijital altyapının tamamlanması ve şirket kültürünün dijitalleşme ile uyumlu hale gelmesidir. (WEB_5).

Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, “Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı” Araştırması TÜSİAD ve Samsung Electronics desteği ile Deloitte Türkiye ve GfK’nın iş birliği ile gerçekleşmiştir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre kurumsal dijital değişimde başarılı olabilmenin en önemli yolu net ve anlaşılır bir stratejinin olduğu vurgulanmıştır. Araştırmaya katılan her üç şirketten ikisi net ve anlaşılır bir dijital stratejileri olduğunu belirtmiştir. Her beş şirketten biri ise net ve anlaşılır bir dijital stratejilerinin olmadığını belirtmiştir. Araştırmaya göre bankacılık, telekomünikasyon, dayanıklı tüketim ürünleri, perakende sektörlerindeki şirketlerin dijital stratejilerinin oluşturulması ve anlaşılır hale getirilmesi konusunda yol aldıkları görülmüştür. Araştırmaya katılan şirketlerin 2015 yılında yapmış oldukları yatırımlar ise %27’si internet, mobil yazılım, donanımdan oluşan dijital alana olmuştur. Dijital yatırımlara ise özellikle bankacılık, telekomünikasyon ve sigorta alanında faaliyet gösteren şirketlerin yaptığı görülmüştür. Bu üç sektörün dijital alanlarda yapmış olduğu yatırımların ortalaması %55 iken, bu sektörler haricinde yapılan yatırımların ortalaması %16 seviyelerinde kalmıştır. Dijital alanlara yatırım yapan şirketlerin çoğunlukla giyilebilir teknolojilere, robot yatırımlara ve yenilenebilen enerji teknolojilerine yatırım yaptıkları ve ayrıca bu teknolojiler dışında kalan tüm teknolojik yatırımlarda da faaliyette bulunduklarını belirtmişlerdir. Son olarak araştırmada; Türkiye’de inovasyon değişim liderliği Bilgi Teknolojileri alanında yürütülmektedir. Fakat firmalar dijital değişimin uygulanmasında doğru vizyon ve stratejinin önem arz ettiği kadar, süreci baştan sona yürütecek olan liderlerin konumlandırılmasının da önem arz ettiğini vurgulamışlardır (WEB_6).

Endüstri 4.0’ın gelişmekte olduğu son yıllarda teknolojinin kullanılabilirliği hususunda Türkiye’nin göstergeleri önem arz etmektedir. Türkiye coğrafi konumu nedeniyle değişmekte olan devrimin transfer noktasında yer almaktadır ve Asya-Avrupa arası köprü görevini dijital devrimde de göstermektedir. Bu devrimin öncülüğünü yapan Alman firmaları Türkiye’deki fabrikalarında ARGE çalışmalarına hız vermektedir. Bu firmalarla rekabet edebilecek olan yerli firmalarında bundan sonraki stratejileri daha

önemli bir konuma gelmiştir (Bulut ve Akçacı, 2017: 61). Bu firmalara örnekler şu şekildedir;

▪ Bosch Endüstri 4.0’ı fabrikalarında hayat geçirmiş ve verimlilik artışından üretim artışına, stok azalmasından enerji tasarrufuna kadar çok ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. Bosch’un Türkiye’de Manisa ve Bursa fabrikaları yer almaktadır ve bu fabrikalarda Endüstri 4.0 uygulamaları yer almaktadır (EBSO, 2017: 27).

▪ Türkiye’de savunma ve havacılık alanında birçok yeniliğe imza atan Baykar, ASELSAN, HAVELSAN, FNSS Savunma ve TUSAŞ şirketi Ar-Ge alanındaki çalışmalarında ileri teknolojileri kullanarak Endüstri 4.0’ı uygulamaktadır. İnsansız hava aracı üreten aynı zamanda kullandıkları teknolojilerde birçok sensör ve algoritmalardan faydalanan bu şirketler yerli ve milli üretimde önemli konumda yer almaktadır (WEB_9). ▪ Hugo Boss firması Endüstrsi 4.0 uygulamaları ile isminden söz ettiren bir firmadır. Hugo Boss İzmir; Hugo Boss grubunun dünyadaki en büyük üretim tesisi olma özelliğini taşımaktadır. Üretim becerileri, teknik bilgi ve inovasyon alanlarında önemli bilgi kaynaklarını içeren üretimler gerçekleştirmektedir. 1999 yılında kurulan Hugo Boss İzmir 2015 yılından itibaren Endüstri 4.0’ı merkeze alan yeni bir vizyon ile akıllı fabrikaya dönüşmektedir (EBSO, 2017: 29).

▪ Türkiye’nin Otomobil Girişim Grubu (TOGG) tarafından elektrikli ve bağlantılı, mobilite ekosistem özelliği sayesinde zararlı emisyonları sıfırlayarak temiz bir geleceğe katkıda bulunan yeni nesil otomobil üretilmektedir. Önümüzdeki iki yılda Bursa Gemlik’te tamamlanacak olan fabrikada, üretilecek olan yeni nesil otomobilin ilk ürünün tanıtımı 27 Aralık 2019’da sunulmuştur. 2022 yılının sonunda satışa sunulması planlanmaktadır. C segmentinde SUV ürünü olan otomobilin üretiminde Endüstri 4.0 uygulamaları yer almıştır. Nesnelerin interneti, veri toplama analizi ile verimlilik artıran, gerçek zamanlı verilerle değer üreten bir üretim ağına sahiptir (WEB_30).

▪ Bütün dünyadaki sanayi devlerinin en önemli gündem maddelerinden biri Endüstri 4.0’a uyum çalışması olmaktadır. Gelecek dönemde bu dönüşümü yakalayamayan markalar küresel pazarda tıpkı Nokia firması gibi rekabet gücünü kaybetmeye mahkûm olacaktır. Vestel firması bu süreçte dönüşümünü “Vestel 4.0” olarak adlandırmış ve dönüşümün sonundaki hedefini akıllı fabrika olarak belirlemiştir. Vestel 4.0 çalışmalarında robot teknolojilerine büyük önem vermektedir. Televizyon üretim hatlarında kullanılan bu teknoloji ile ayda 850 farklı model üretebilen hatların minimum maliyet ve yüksek verimlilik ile çalışmasını sağlamaktadır. Vestel 4.0 büyük

veri, sensörler ve algoritmalar ile baştan başa dijitalizasyon ve tüm değer zinciri paydaşları ile tamamlanmış bir ekosistem hedeflemektedir (EBSO, 2017: 31).

▪ Enerjiden tekstile, beyaz eşyadan teknolojiye kadar birçok alanda üretim yapan Zorlu Holding Endüstri 4.0 uygulamalarını kullanan şirketler arasındadır. “Akıllı Hayat 2030” adını verdikleri dönüşüm projesini inovatif ve teknolojik yeniliklerle topluma fayda sağlayan, çevreyi güçlendiren ve çalışanlarına ilham veren, daha üretken, daha verimli, daha kontrol edilebilir bir değişim olarak ifade etmektedir. “Akıllı Hayat 2030” sürdürülebilirlik stratejisinde dijital dönüşüm, ARGE ve inovasyondan biyoçeşitliliğin korunması ve yönetimine kadar insan ve doğa yaşamı için birçok hedef yer almaktadır. Aynı zamanda bu hedefler, ile Zorlu Holding Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na katkı sağladıklarını ifade etmiştir (WEB_7).

2016 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen Bilişim Zirvesi’nde dönemin T.C. Başbakanı Binali Yıldırım, Türkiye’nin bilişim sektöründe bulunduğu konum ve hükümet tarafından yapılması planlanan politikalar hakkında; Türkiye’nin kalkınmasının doğrudan bu devrimle ilintili olduğunu ifade etmiştir. Çünkü diğer sektörler için itici bir güç olan bilişim sektöründe geride kalmak bütün sektörlerdeki işlerin aksamasına sebebiyet vereceğini belirtmiştir. Bilişim Zirvesi’nde Türkiye’nin teknolojik ürünler ortaya koymasının zorunlu olduğu aksi takdirde sadece altyapı yatırımlarının yetersiz kalacağı ve Türkiye’nin istenilen konuma gelemeyeceği belirtilmiştir. Katma değer oluşturacak, yenilikçi, milli ve yerli ürünlerin üretilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Endüstri 4.0’da bilgiye sahip olan ülkeler çok avantajlı konumdadır bu suretle veri merkezleri çok büyük önem arz etmektedir. Bu yüzden devlet veri merkezi kuracak girişimcilere büyük destekler sağlamalıdır. Bilişim Zirvesi’nde açıkça Türkiye’nin Endüstri 4.0 için atılması gereken çok önemli adımların olduğu belirtilmiştir. Özelikle eğitim alanında çok önemli değişikliklerin yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Aksi takdirde uygulamadaki aksaklıkların sonuçları Türkiye’ye gelecek yıllarda ağır bir şekilde geri dönecektir. Bu yüzden gerekli reformların hızlı ve doğru bir şekilde tamamlanması zorunlu kılınmaktadır (WEB_5).

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ENDÜSTRİ 4.0’DA LİDER ÜLKELER (ALMANYA, ABD,

JAPONYA, ÇİN) VE TÜRKİYE’NİN YOKSULLUK

ÇERÇEVESİNDEN ENDÜSTRİ 4.0 YOL HARİTALARININ

KARŞILAŞTIRILMASI

Çalışmamızın birinci bölümünde yoksulluğun tanımı, çeşitleri ve nedenleri ele alınırken; ikinci bölümde ise sanayi devrimleri ve Endüstri 4.0’a geniş bir şekilde yer verilmiştir. Bu bölümde endüstri 4.0’a öncülük eden ülkeler ve Türkiye’nin yol haritaları karşılaştırmalı olarak belirtilirken aynı zamanda Endüstri 4.0’ın yaratacağı olumsuz durumları önlemek amaçlı uyguladıkları politikalarına da yer verilmiştir. Yoksulluğun nedenleri arasında yer alan aynı zamanda endüstri 4.0’ın getirmiş olduğu tehditler arasında da yer edinen işsizlik ve gelir dağılımında adaletsizlik konuları üzerinde durulurken belirtilen ülkelerin gelir dağılımları, enflasyon, işsizlik, vergi gelirleri verileri karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.

Endüstri 4.0 uygulamaları; günümüzde kullanmış olduğumuz e-devlet, e- beyanname, e-defter vb. hizmetlerin çok daha ötesinde yer alan teknolojik gelişmelerdir. İnsan gücünü minimize eden algoritmalar sayesinde oldukça düşük emek ile birçok işlev aynı anda ve çok kısa bir sürede tamamlanmaktadır. Emek talebi azalacağından hem işsizlik hem de gelir dağılımında ücret gelirlerinin düşmesi gibi sorunların olması ihtimali her geçen gün artmaktadır. Hayatın birçok alanında otomasyonun var olması birçok kavramı da değiştirecek ve dijitalleştirecektir. Bu yüzden kamusal mal ve hizmetler de kendini güncelleyerek insan ihtiyaçlarına cevap verecektir. Örneğin; Covid-19 ile hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası olan uzaktan eğitim yarı kamusal mal kategorisindedir. Kamusal mal ve hizmetler hayatın getirdiği değişimden etkiledikleri gibi ülkeler de kamusal harcamalarını, bütçeden ayıracakları payları ve yol haritalarını teknolojik dönüşüme ayak uydurarak belirleyeceklerdir (İlgün, 2020: 238).

Doğudaki ucuz emek gücünü elimine etmeyi amaçlayan Almanya 2011 yılında Hannover fuarında duyurmuş olduğu Endüstri 4.0 kavramını gündeme getirmiştir. Bu devrimin öncüsü olan Almanya güçlü ekonomisi ve güçlü sanayi alt yapısı ile bu devrime ciddi yatırımlar yaparken ABD’de kayıtsız kalmamıştır. ABD gerek uzay çalışmaları gerek askeri alandaki teknolojik yatırımları ile sık sık gündeme gelen bir ülkedir. Bu yüzden ABD de Almanya gibi bu devrimde kendisine bir yol haritası çizmiştir. Batı’da

bu gelişmeler yaşanırken emeğin oldukça düşük ücretlere tabi tutulduğu Asya ülkeleri ise Endüstri 4.0 gelişmelerinden geri kalmamaktadır. ABD ile sürekli ticaret savaşları içerisinde olan Çin başta yapay zekâ olmak üzere bu alandaki gelişmelerini tüm hızıyla sürdürmektedir. Özellikle Covid-19 salgınının çıkması durumunda yapay zekâ bileşimlerini sağlık alanında da göstermekten taviz vermemektedir. Literatüre farklı bir bakış açısı ile giren Japonya ise Endüstri 4.0 gelişmelerine Endüstri 4.0’ı anlayan, sorgulayan ve onu geliştiren bir topluma vurgu yaparak Toplum 5.0 kavramı ile bu alanda yerini almıştır. Gelişmekte olan ülkeler statüsünde bulunan Türkiye ise Dijital Türkiye projesi ile Endüstri 4.0 süreci için kendisine bir yol haritası çizmiştir.

3.1. Türkiye ve Endüstri 4.0’da Lider Ülkelerin Yoksulluk Verilerinin Karşılaştırılması

Endüstri 4.0’ın yoksulluk üzerindeki etkilerini ölçebilmek için Endüstri 4.0’da lider ülkelerin gelir dağılımı, enflasyon, işsizlik ve vergi gelirlerini ele almakta fayda vardır. Endüstri 4.0’ın insanların işini alacağı ve bu yüzden işsizliğin artacağı dolayısıyla emek gelirinin GSYİH’dan alacağın payın azalıp gelir dağılımının bozulacağı gibi öngörülerin doğruluğunu analiz etmek için bu verilere ihtiyaç duyulmaktadır.

Benzer Belgeler