• Sonuç bulunamadı

3.4. Endüstri 4.0’da Yoksulluğu Önlemeye Yönelik Tedbirler

3.4.1. Robot Vergi Politikası

Ücret üzerinden alınan vergiler birçok ülkenin toplam vergi gelirleri içerisinde önemli bir konumdadır. Avrupa Birliği ve OECD üyesi ülkelerde ücret üzerinden alınan vergilerin payı toplam vergi gelirleri içerisinde yaklaşık %50 seviyesindedir. Ayrıca kurum karları ve sermaye üzerinden alınan vergi gelirleri emek üzerinden alınan vergi gelirlerine görece daha düşüktür. Bu yüzden yapay zekâ, nesnelerin interneti, 3D yazıcılar, otonom robotlar gibi Endüstri 4.0 bileşenlerinin yapacağı katkılar ücret üzerinden alınan vergi gelirlerini azaltacaktır (Yıldız, 2019: 311-312).

Endüstri 4.0’da yeni teknolojinin üretim sürecine entegre edilmesi sonucunda mal ve hizmet üretiminde insan emeğine duyulan ihtiyacın azalacağı ve dolayısıyla işsizlik sorununun ortaya çıkacağı öngörüler arasındadır. Bu yüzden robot vergisi kavramı ortaya atılmıştır. Robot vergisi, verginin sosyal amacına vurgu yaparak çalışanlarını otonom robotlarla değiştirecek olan işverenlerden robotların yarattığı katma değer karşılığında alınması gereken bir vergi olarak tanımlanmaktadır. Hükümetlerin ise elde edilen bu vergi geliri ile otomasyon nedeniyle işini kaybeden çalışanlara yeni bir istihdam yaratılana kadar yardım etmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Politika aracı olarak sürülen yeni verginin amaçları üretimde otomasyon ve robot kullanımın yavaşlatılması ve işsizliğin azaltılmasıdır. (Seyman, 2019: 119).

Robotların işçiler gibi stopaj ya da tüketim üzerinden alınan vergiler açısından vergi rejimlerine tabi olmamaları artan robot kullanımının hem o ülkenin toplam vergi matrahını azaltacağı hem de ücret üzerinden ve KDV ve ÖTV gibi tüketim üzerinden alınan vergi gelirlerini azaltacağı beklenmektedir. Ayrıca kamu harcamaları açısından bakıldığında ise yaşanması muhtemel otomasyon hareketleri nedeniyle işlerini kaybeden insanların eğitimi, onlara ödenecek işsizlik yardımı ve tazminat gibi sosyal nitelikli harcamalar ciddi anlamda ilave kamu kaynağını gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla robot vergisi kamu harcamalarının finansmanı için önem arz etmektedir (Yıldız, 2019: 312).

Anayasamızın 73. Maddesinde de yer almakta olan vergilerin kanunla koyulması, değiştirilmesi ve kaldırılması hükmü bir verginin hukuki statüde olması gerektiğini vurgulamakta ve aynı zamanda verginin yasallığı ilkesine vurgu yapmaktadır. Bu

doğrultuda literatüre konu olan robot vergisinin uluslararası hukuki bir statüde olması önem arz etmektedir. Günümüzde de bu durum robotik teknolojilere kaçınılmaz olarak hukuki arayışlar getirmiştir ancak hukuk ve robotik üzerine çok az araştırma bulunmaktadır. Robotlara özgü ilk yasa 2011 yılının haziran ayında Nevada’da sürücüsüz robotik araçlar üzerine olmuştur. Kanun, yapay zekâ, sensörleri ve lazerler gibi sensörler kullanarak “otonom araçların” test edilmesini, güvenliğini ve nihayetinde yollarındaki varlığını düzenlemek için Nevada Ulaştırma Departmanı’na kural koyma yetkisi vermiştir. Yasaya göre, otonom bir araç “insan operatörün aktif müdahalesi olmadan kendi kendini sürmek için yapay zekâ, sensörler ve küresel konumlandırma sistemi koordinatlarını kullanan bir motorlu taşıttır.” İbaresini kullanırken “Yapay zekâ” ise “bir makinenin insan davranışını kopyalamasını veya taklit etmesini sağlamak için bilgisayarların ve ilgili ekipmanların kullanılması” olarak tanımlanmıştır. Yasa, otomobil üreticileri, Google, sigorta şirketleri ve tüketici gruplarının ortak ürünü olup tüzüğe yönelik düzenlemeler 12 Şubat 2012’de açıklanmıştır (Richard ve Smart, 2012: 13-14). Ancak bu yasal düzenlemede robotların veya yapay zekanın hukuki statüde eşya, şahıs, nesne vb. gibi net bir tanımı yapılmamıştır.

3.4.1.1. Dolaysız Bir Vergi Türü Olarak Robot Vergisi

Vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu düşen kişiye vergi mükellefi denilmektedir (Ay, 2013: 176). Robot vergisinin mükellefinin kim olacağı literatürde belirsizliğini korumaktadır.

Avrupa’da 2012 yılında Robolaw Projesi’nde robotların hukuki sorumluluğundan bahsedebilmek için robotlar üç başlık altında tanımlanmıştır. Robotları, otonom robotlar, otonom olmayan robotlar ve akıllı robotlar olarak üçe ayırmışlardır. Otonom robotlar, dışarıdan herhangi bir müdahale olmaksızın kararlar alarak bu kararları dış dünyada kendi başına uygulayabilen robotlar olarak ifade edilirken; karar ve eylemlerinin uygulamasına dışarıdan herhangi bir müdahale karar ve hareket eylemi gerçekleştiremeyen robotları otonom olmayan robotlar olarak ifade edilmiştir. Akıllı robotlar ise, çevreyi algılayarak ve dış kaynaklarla etkileşime girerek bu algılama ve etkileşim neticesinde davranışlarını uyarlayarak görev yapabilen robot olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamalardan yola çıkarak yapay zekâlı robotun vergi mükellefi olmasından bahsedebilmek için türlerine göre öncelikle hukuki bir kişilik kazanması gerekmektedir. Otonom olmayan robotlar, kendi başına herhangi bir karar alıp uygulayamadığı için sorumluluk hukuku çerçevesinde otonom olmayan robotlara dair herhangi bir vergi mükellefi olma

sorumluluğundan bahsedilmeyecektir. Avrupa Parlamentosu Robotlar Hakkındaki Medeni Hukuk Kurallarına dair önergesinde; robotları elektronik kişi olarak tanımlayıp kabul ettiğini ve robotların otonom kararlar alıp üçüncü kişilerle etkileşim kurabildiği sürece eylemleri açısından sorumluluğu tutulacağını ve bu şekilde hukuki kişilik tanımlanması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca önergede robotların hala insanların kontrolü altında bulunduğu için şu an hukuki kişiliği olmadığı da belirtilmiştir. Türk Hukuku’nda yapay zekâ ve robotlar hakkında yasal düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla mevcut kanunların kıyas uygulamasına gidilerek çözüm aranmaktadır (İnce vd., 2019: 36-37).

Robotların hukuki bir statüsü olmadığı için robot vergisi robotları kullanan, işyerinde tıpkı bir işçiymiş gibi çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler üzerinden alınması gerekmektedir. Bu başlık altında sözü edilen robot vergisi tıpkı gelir ve kurumlar vergisi yapısına benzemektedir. Yapısı gereği adil bir vergi olması planlanan robot vergisi ücretliler üzerinde oluşan toplam vergi yükünü hafifletmeyi amaçladığı gibi yapay zekâ alanında yapılacak çalışmaların finansmanı için aynı zamanda ayrı bir AR-GE bütçesini oluşturmalıdır.

3.4.1.2. Dolaylı Bir Vergi Türü Olarak Robot Vergisi

Dolaylı vergiler yapıları gereği tersine artan oluşları, yükümlülerinin daha önceden bilinmemesi, objektif olmaları gibi özellikleri nedeniyle vergilemede adaletini bozucu özelliğe sahiptir (Kanlı, 2007: 51). Ayrıca dolaylı vergiler vergi gelirleri içerisinde önemli bir paya sahiptir. Bu başlık altında ise robot vergisinin dolaylı bir konumda olmasının nedeni tam kamusal malların dönüşümü ile ilgilidir. Günümüzde akıllı yollar, akıllı sokak lambaları, akıllı köprüler, güvenlik için kullanılan insansız hava araçları vb. kamu yararına olan Endüstri 4.0 faaliyetlerinin finansmanı için robot vergisi söz konusudur.

Benzer Belgeler