• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Yapılmış Araştırmalar 36

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 10

2.2. İlgili Araştırmalar 36

2.2.1. Türkiye’de Yapılmış Araştırmalar 36

Vuran (1989), bağımsız olarak giyinme becerilerini gerçekleştiremeyen zihin özürlü çocuklara hazırlanan “Giyinme Becerileri Öğretim Materyali”nin pantolon, V- yaka kazak giyme ve çorap giyme becerilerinin kazandırılmasında etkili olup olmadığını belirlemek amacıyla bir araştırma yapmıştır. Araştırmanın deneklerini onbeş zihin özürlü çocuk oluşturmuştur. Araştırmada öntest-sontest deneme modeli kullanılmıştır. Araştırmacı tarafından hazırlanan ölçü araçları uygulama öncesi ve sonrasında deneklere uygulanmıştır. Giyinme becerileri öğretim materyalleri araştırmacı tarafından hazırlanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; çocukların yapabildiklerine dayalı olarak hazırlanan öğretim materyalleri ile yapılan öğretimin, zihin özürlü çocukların öz-bakım becerilerini kazanmalarına fayda sağladığı belirlenmiştir.

Özen (1995) gerçekleştirdiği araştırmada, yemek yeme becerileri önkoşul davranışlarını yerine getiren zihin özürlü çocukların kaşık ve çatal kullanma becerilerinde “Fiziksel Yardıma, Model Olmaya ve Sözel Yönergeye Dayalı Bireyselleştirilmiş Yemek Yeme Becerileri Öğretim Materyali”nin bu becerilerin alt amaçlarının gerçekleştirilmesinde etkili olup olmadığını belirlemeyi amaçlamıştır. Araştırma altı zihin özürlü öğrenci ile gerçekleştirilmiş ve tek-denekli araştırma modellerinden karşılaştırma modeli kullanılarak desenlenmiştir. Bu amaçla araştırmacı tarafından “Fiziksel Yardıma, Model Olmaya ve Sözel Yönergeye Dayalı Bireyselleştirilmiş Yemek Yeme Becerileri Öğretim Materyali” ile “Yalnız Sözel Yönergeye Dayalı Bireyselleştirilmiş Yemek Yeme Becerileri Öğretim Materyali” geliştirilmiş ve kaşık ve çatal kullanma becerilerinden oluşan öğretim üniteleri oluşturulmuştur. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, “Fiziksel Yardıma, Model Olmaya ve Sözel Yönergeye Dayalı Bireyselleştirilmiş Yemek Yeme Becerileri Öğretim Öz-bakım Becerilerinin Öğretiminde İpucunun Giderek Azaltılmasıyla Öğretim Yönteminin Etkililiği Materyali” ile yapılan öğretimin farklı öğrencilerde ve farklı yemek yeme becerilerinin öğretiminde “Yalnız Sözel Yönergeye Dayalı Bireyselleştirilmiş Yemek Yeme Becerileri Öğretim Materyali” ne göre daha etkili olduğu belirlenmiştir.

Cavkaytar (1999)

Zihin Engellilere Öz-bakım ve Ev İçi Becerilerinin Öğretiminde Bir Aile Eğitimi Programının Etkililiği” konulu çalışmasında; geliştirilen aile eğitimi programını tamamlayan annelerin program doğrultusunda gerçekleştirdiği beceri öğretimi çalışmalarının, zihin engelli çocukların öz-bakım ve ev içi becerilerini öğrenmelerindeki etkisini belirlemek amacıyla üç çocuk ve anneleri üzerinde bir araştırma yapmıştır. Araştırmanın bağımsız değişkeni, geliştirilen Aile Eğitimi Programı, programın uygulanması ve bu programı tamamlayan anneler program doğrultusunda çocuklarıyla gerçekleştirdiği öğretim çalışmalarının, bağımlı değişkeni ise, zihin engelli çocukların, anneleri tarafından kendilerine öğretilen öz-bakım ve ev içi becerilerini öğrenme durumlarıdır. Araştırmada, bağımsız değişkenin bağımlı değişken üzerindeki etkisine ilişkin bir karara ulaşabilmek için tek denekli araştırma yöntemlerinden, becerilerarası çoklu yoklama modeli kullanılmıştır. Araştırma sonucunda zihinsel engelli çocukların belirlenen becerileri bağımsızlık düzeyinde öğrendikleri, izleme sürecinde de aynı performansı gösterdikleri, geliştirilen aile eğitim programını tamamlayan annelerin program doğrultusunda yaptığı beceri öğretimi

çalışmalarının zihinsel engelli çocuklarının öz bakım ve ev içi becerilerini öğrenmelerinde etkili olduğu saptanmıştır.

Demiriz ve Dinçer (2000) “Okulöncesi Dönem Çocuklarının Öz Bakım Becerilerinin Annelerinin Çalışıp-Çalışmama Durumlarına Göre İncelenmesi” konulu çalışmaları ile okulöncesi dönem çocuklarının öz bakım becerilerinin annelerinin çalışıp-çalışmama durumlarına göre incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma ömeklemine. Ankara il merkezi orta sosyo ekonomik düzeydeki 5-6 yaş çocuğuna sahip 298'i çalışan, 216'sı çalışmayan olmak üzere 514 anne tesadüfi örnekleme yöntemi ile seçilerek alınmıştır. Veriler araştırmacılar tarafından "Seattle Testi", "Portage Kontrol Listesi" ve "Denver II Gelişimsel Tarama Test" lerinin öz bakım ile ilgili bölümlerinden yararlanılarak geliştirilmiş ve ön denemesi yapılarak düzenlenmiş olan anket formunun anneler tarafından doldurulmasıyla elde edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgularda, çocukların yemek yeme, giyinme-soyunma, temizlik. tuvalet, tertip-düzen, tehlikelerden korunma gibi öz bakım becerileriyle ilgili bir çok davranışı kazanma düzeyi ile annelerinin çalışıp-çalışmama durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Çalışan anne çocuklarının öz bakım toplam puanlarının çalışmayan anne çocuklarından daha yüksek olduğu saptanmıştır.

Çivitçi (2001) çalışmasında, beyin kanaması veya beyin damar tıkanıklığı sonucu gelişen fiziksel özürlü veya yatağa bağımlı hemiplejik hastaların kullanımına uygun fonksiyonel giysi formu oluşturmayı amaçlamıştır. Araştırmada, yatarak tedavi gören 36 kadın hastanın yatar durumdaki ölçüleri alınmış, hareket sınırlılıkları tespit edilmiş, bakım verenlerin ve sağlık personelinin hastanın giysi ihtiyaçları ile ilgili görüşleri alınmıştır. Hastaların aynı pozisyonda olmaktan dolayı sağlam taraflarında fonksiyon kaybı olduğu, giysilerini giydirip çıkarmada çok fazla zaman ve güçlüklerle karşılaşıldığı ve giyinme kolaylığı için iki parçalı giysileri tercih ettikleri belirlenmiştir. Elde edilen veriler doğrultusunda hastaların giysi ile ilgili sorunlarını giderecek ve gereksinimlerine cevap verebilecek uygun giysi formları oluşturulmuştur. Kullanıcıya yönelik tasarımlar hastalar üzerinde denenerek, tasarımların hasta, bakım veren kişiler ve sağlık personeli açısından kullanım kolaylığı sağladığı tespit edilmiş ve hazır giyim sektörünün bu alanla ilgilenerek ürün ve yardımcı malzeme çeşitliliğinin artırılması önerilmiştir. Araştırma konusu ile yakınlığı, içerik ve sonuçları açısından karşılaştırma yapma olanağı sağlaması çalışmaya destek olacaktır.

Aydın (2002) ”Otistik Çocuğa Sahip Annelere Uygulanan Eğitim Modeli Sonucunda, Annelerin Otistik Çocuklarına Temel Becerileri Öğretebilme Düzeylerini ve Annelerin Yaşadıkları Kaygı Düzeylerini İncelenmesi” konulu çalışmasında otistik çocuğa sahip annelere uygulanan eğitim modeli sonucunda, annelerin otistik çocuklarına temel becerileri öğretebilme düzeylerini ve annelerin yaşadıkları kaygı düzeylerinin incelenmesi amaçlanmış olup, araştırma tek gruplu ön test-son test deneme modeline uygun olarak hazırlanmıştır. Araştırmanın örneklem grubuna 17 otistik çocuk annesi dahil edilmiştir. Değerlendirme sonucunda otistik çocuğa sahip annelerin eğitim programı sonrasında, otistik çocuklarına temel becerileri öğretebilme düzeylerinin olumlu yönde etkilendiği saptanmıştır. Annelerin sürekli kaygı düzeylerine bakıldığında, eğitim programı öncesi ve sonrası puanları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark çıkmadığı ve kaygı düzeylerinin düştüğü yönünde bulgular elde edilmiştir.

Çoptekin, Köymen, Başak, Akbulut ve Altun (2003) “Engelliler Okuluna Devam Eden Çocukların Ağız Diş Sağlığı Yönünden Değerlendirilmesi” konulu çalışmalarının amacı, Gülhane Askeri Tıp Akademisi bünyesinde bulunan engelli çocuklar okuluna devam etmekte olan 87 engelli çocuğun diş çürüğü yüzdelerini, dmf-t ve DMF-T indekslerini ve ağız sağlığı durumlarını tespit etmektir. Çalışma gün ışığında ayna ve sond yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Ağız temizliği, dişler üzerinde bulunan plağın görsel tetkiki ile değerlendirildi. Çürük durumları, dmf-t ve DMF-T indeksleri kullanılarak kaydedilmiş olup, çalışmanın sonucunda, engel türlerinin ağız temizliğini, istatistiksel olarak anlamlı şekilde etkilediği bulunmuştur. Ağız temizliği yönünden otistik çocukların en iyi, serebral palsi'li çocukların en kötü skorları verdikleri belirlenmiştir.

Zeteroğlu (2006) “Yirmibeş-Yetmişiki Aylar Arasındaki Otistik Çocukların Gelişimlerinin İncelenmesi” konulu çalışmasını, 25-72 aylar arasındaki otistik çocukların gelişimsel özelliklerini (psikomotor, bilişsel, dil ve sosyal duygusal) saptamak amacıyla planlanmıştır. Ankara il merkezinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel eğitim okullarına devam eden otistik çocuklar içerisinden kendisine ulaşılabilen 25- 72 ay çocuklarından toplam 60 çocuk ve Ankara İl Merkezinde bulunan aynı yaştaki 60 normal gelişim gösteren çocuk olmak üzere toplam 120 çocuk araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Otizm şüphesi olan çocuklar araştırmaya dahil edilmemiştir. Sadece, tam teşekküllü hastaneden otizm raporu almış olan çocuklar araştırma kapsamında

değerlendirilmiştir. Otistik çocukların ve normal gelişim gösteren çocukların gelişimsel özellikleri, Gazi Erken Çocukluk Gelişimi Değerlendirme Aracı (GEÇDA) ile belirlenmiş ve değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, gelişimsel açıdan otistik çocuklar normal çocuklarla kıyaslandığında, otistik çocukların dil gelişiminde (DG), bilişsel gelişiminde (BG), psikomotor gelişiminde (PMG) ve sosyal-duygusal gelişiminde (SDG) istatistiksel olarak önemli farklılıklar olduğu belirlenmiştir.

Koca (2007) ”Beyin Felçli (Sp) Çocukların Giyinme Becerilerinde Giysiden Kaynaklanan Problemlerin Belirlenmesi ve Örnek Bir Uygulama” konulu çalışmasında beyin felçli (Serebral Palsi) çocukların giyinme becerilerinde giysilerden kaynaklanan problemleri tespit ederek, bağımsızlık düzeylerini yükseltecek fonksiyonel giysi formlarının oluşturulması amaçlanmıştır. SP’li çocukların hareket kısıtlılıkları, güçlük çekilen giysi bölümleri ve anne-eğitimci görüşlerinin belirlenmesinde betimsel yöntem, fonksiyonel giysi tasarımlarının oluşturulmasında deneysel araştırma yöntemi uygulanmıştır. Araştırmanın deneyi kontrolsüz ön test - son test modeline göre yapılmıştır. SP’li çocukların giydikleri pantolon ve t-shırtleri giyerken karşılaştıkları giyinme problemleri belirlenerek (ön test), bu problemlere çözüm getirecek giysi tasarımları oluşturulmuştur. Oluşturulan tasarımlar hazırlanan tasarımlar 5 SP’li çocuk üzerinde denenmiş giyinme problemleri tekrar gözlemlenmiş (son test) ve ön test-son test arasındaki fark değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda; özürlülerin yaşamları boyunca yapmaları gereken rutin faaliyetlerinden biri olan giyinme gereksinimlerini bağımsız olarak karşılayabilmeleri için, fiziksel özelliklerine uygun, giyinme-soyunma sürecinde güçlük çekmeyecekleri, kişisel taleplerine cevap verecek işlevsel giysi tasarımlarının oluşturulması gerektiği belirlenmiştir.

Yavuz ve Çimen (2007) “Serebral Palsili Çocukların Öz Bakım Becerilerini Gerçekleştirme Düzeyleri ve Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi” konulu çalışmasında, SP’li çocukların sağlıklarının geliştirilmesinde öz-bakımlarını gerçekleştirme düzeyleri ve etkileyen etmenlerin saptanması amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini üç Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi ve bir Üniversite Hastanesi Serebral Palsi polikliniğine üç aylık veri toplama süresince gelen 7-18 yaş grubunda SP’li çocuğa sahip olan 48 anne oluşturmuştur. “Tanımlayıcı Özellikler Soru Formu” ve “Öz Bakım Soru Formu” kullanılarak toplanan veriler Kruskal-Wallis, Mann Whitney U testi, Korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir. SP’li çocukların yaş, annelerin çocuklarının öz-bakımlarına izin verme, destekleme/teşvik etme puanları ile öz-bakım puanları

arasında pozitif yönde, istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu, anne yaşı ile öz bakım puanları arasında ilişkinin olmadığı saptanmıştır. Araştırmacılar SP’li çocukların öz bakım düzeylerinin yeterli olmadığı bu konuda çocuk ve annelerin eğitime/desteğe gereksinimleri olduğu sonucuna varmıştır.