• Sonuç bulunamadı

2.2. Yönetici Yetiştirme

2.2.1. Türkiye'de Yönetici Yetiştirme Politikaları

Türk Eğitim Sistemi’nde yöneticiliğin meslek haline gelmesinin ve kurumsallaşmasının önündeki en büyük engel öğretmenlik ve yöneticilik görev ve değerlerinin içi içe geçmesi, karıştırılması olduğu belirtilmektedir (Bursalıoğlu, 1994). Yapılan araştırmalar, okul yöneticiliği için mesleksel deneyimin daha önemli olduğunu belirtmektedir. “Meslekte aslolan öğretmenliktir” anlayışı hâkim olmakta ve bu mesleği bir süre öğretmenlik yapan herkesin yapabileceği düşünülmektedir (Balcı ve Memduhoğlu, 2007).

18

Okul müdürleri hizmet öncesi eğitimden geçirilerek, bir yönetici olarak yetiştirilmektedir. Adayların liderlik davranışlarının geliştirilmesi üzerinde detaylı durulmamaktadır. Eğitim Yönetimi Profesörler Kurulu Toplantı Bildirgesi’nde eğitim ve okul yöneticiliği ile müfettişlerin, sistemin temel taşıyıcıları olduğu ve bu yüzden hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimde çok iyi yetiştirilmeleri gerektiği ifade edilmiştir. Yine bu toplantıda, eğitim ve okul yöneticisi yetiştirme programlarının lisansüstü seviyede ve ülke gerçekleri ile çağdaş bilimsel gelişmeler göz önünde bulundurularak yeni bir düzenlemeye gidilmeli ve okul yöneticilerinin lisansüstü eğitim aşamasından geçirilmesi gerektiği ifade edilmektedir (Şişman, 2002).

Ülkemizde, 1962 tarihli Merkezi Hükümet Araştırma Raporu ve VII. Milli Eğitim Şurası kararlarında, okul yöneticilerinin yetiştirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Daha sonra kurulan Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bölümünde okul yöneticileri yetiştirilmiştir. Bu programlardan Eğitim Yönetimi ve Denetimi lisans programları 1997’de Yüksek Öğretim Kurumu’nun yeniden yapılanması çerçevesinde kapatılmıştır. Lisansüstü düzeyde alınan bu eğitim okul yöneticisi olmak için tercih sebebi olmuştur (Çelik, 2002). 1998’de çıkarılan Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Eğitim kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik iki sınavdan oluşmaktadır. Birinci sınavdan başarılı olanlar 120 saatlik bir eğitime tabi tutulmuşlardır (MEB, 1998). Bakanlık ve taşra teşkilatlarında görev yapan üst düzey eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesine yer vermediği ve mevcut durumu koruduğu için bu yönetmelik eleştirilmiştir (Arabacı, Şanlı ve Altun, 2015; Balcı, 1999).

1963 yılında Merkezi Hükümet Teşkilatı Araştırma Projesi (MEHTAP) ile Bakanlığa gerekli olan yöneticilerin yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerde eğitim fakültesi ya da bölümlerin açılması planlanmıştır (http://www.todaie.gov.tr/dosya/mehtap.pdf). Yönetici politikamız, çıraklık modeli, 1970’lerde ortaya çıkan eğitim bilimleri modeli ve1998 yönetmeliği ile ortaya çıkan sınav modeli olmak üzere üç dönem olarak tanımlanmıştır (Şimşek, 2004). Sınav uygulamasının kaldırılmasıyla dördüncü bir dönem olarak keyfilik dönemi bu süreçlere eklenmiştir (Balcı, 2008). Bu nedenle Türkiye’de eğitim yöneticiliği ile ilgili uzmanlaşma süreci henüz tamamlanamamıştır. 1928 yılında açılan Gazi Terbiye Enstitüsündeki Pedagoji Bölümünde eğitim yöneticisi yetiştirme çalışmaları da önemli bir adımdır. Gazi Eğitim Fakültesi’ne bağlı olarak pedagoji bölümü açılmıştır. Bu bölümde meslekte tecrübeli, başarılı yönetici ve

19

müfettiş olabilecek yetenekte olan ilkokul öğretmenleri yazılı ve sözlü sınavlardan sonra alınmış ve hazırlanmışlardır. Hazırlık sürecinde adaylara, eğitim öğretim mesleği; yöneticilik ve müfettişlik konularında temel bilgiler sunulmuştur. 1970’e kadar Bakanlık Merkez ve taşra örgütlerinde yöneticilik yapanların tamamına yakını, bu bölümden mezun olmuşlardır. 1970’ten sonra yetenek, başarı ve tecrübe kriterlerinin yerini; politik tercihlerin aldığı belirtilmektedir.

Eğitim yöneticilerinin seçilip atanmasına ilişkin yönetmelik 1990’lı yıllarda gerçekleşebilmiştir (Şişman, 2013). Bu çerçevede, bir üniversitede Eğitim Yönetimi ve Denetimi bölümleri açılmış fakat bu bölümlerden mezun olanların çoğu müfettiş veya rehber öğretmen olarak istihdam edilmiştir. 1990’lı yılların sonuna doğru eğitim fakültelerinde yeniden yapılandırılma çerçevesi içerisinde eğitim bilimlerindeki Eğitim Yönetimi ve Denetimi bölümleri lisans düzeyinde kapatılarak lisansüstü seviyeye getirilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu güne kadar eğitim yöneticiliği yetiştirme ile ilgili ciddi bir çalışması olmamıştır. Atamayla ilgili politikalar değişmemiştir. Eğitim yönetimi programları lisansüstü düzeyde gelişme kaydetmesine rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı, halen bu programlardan okul yöneticisi yetiştirmek için bir çabanın içerisinde olmamıştır (Balyer ve Gündüz, 2011; Işık, 2002). Bu konuda bakanlık ile üniversiteler arasında bu konuda bir görüş birliği yoktur. Bakanlık üniversitelerin yöneticileri yetiştirme çabalarını görmezlikten gelmektedir (Çelik, 2002). Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde okul yöneticilerinin teoriye dayalı yetiştirilmeleri benimsenmiştir. Türkiye’de ise yöneticilik için bir okul olması gerekmediği düşüncesi söz konusudur (Balcı ve Çınkır, 2002). Lisans seviyesinde deneyimli programlar olmasına rağmen, buralardan mezun olmuş kişilerden yöneticilik kadroları için yararlanma yoluna gidilmemiştir.

Eğitim, alınan ödül ve cezalar, kariyer, yöneticilik ve öğretmenlik hizmet süreleri ve diğer bazı ek puanlar yönetici seçiminde değerlendirmeye temel oluşturmuştur. Değerlendirme puanları incelendiğinde eğitim yönetimi alanında tanımlanan lisansüstü eğitimin 8, doktora eğitiminin 12 ek puan getirdiği görülmektedir. Bu düzenlemeyle uzmanlık bilgisinin çok önemli bir faktör olduğu görülmektedir (Akın, 2012). Hizmet İçi Eğitim Dairesi Başkanlığı 2010 yılı içerisinde okul müdürleri ve müdür yardımcıları için düzenlemiş hizmet içi eğitim seminerleri bulunmaktadır. Okul yöneticiliği ile ilgili bazı seminerler; Eğitim Kurumlarında Suç ve Şiddeti Önleme, Eğitim Yönetimi, İlköğretim Kurumları Standartları, İnsan Kaynakları Yönetimi,

20

Kalite Güvence Sistemi, Kalite Yaklaşımı, Kültürler Arası Hoşgörü, Liderlik ve Girişimcilik, Okul Yönetimi, Öğretim Liderliği, Proje Hazırlama Teknikleri, Stratejik Planlama, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Yenilikçi Öğretmenler Kursu, Yönetimde Verimlilik, Yönetimde Yeni Yaklaşımlar Semineri şeklindedir (MEB, 2010). Eğitim seminerlerine katılan yönetici sayısı bu dönemde 4000 civarında olmuştur. Bu katılımın çoğalabilmesi için Bakanlığın çalışma yapması gerekmektedir (Akın, 2012). 1998 yılında yürürlüğe giren “Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer değiştirme” yönetmeliğine göre, okul yöneticilerinin seçiminde, sınav uygulaması ve hizmet öncesi yöneticilik eğitimi almaları amacıyla yasa çıkarılmıştır (Karip ve Köksal, 1999). Bu yönetmelik uyarınca, sınavda başarılı olan adaylar 120 saatlik yönetici yetiştirme programına alınmışlardır (Yaşaroğlu, 2010).

Çıraklık modeli, okul ortamında ek bir eğitime gerek duymadan tamamen tecrübeye dayanarak elde edilen birikimler sonucunda bireyin yetişme sürecidir. Bu anlayışa göre, okul müdürü olmak için öğretmen olmak yeterlidir. Eğitim bilimleri modeli, akademik çevrelerce kabul gören ve 1970’lerde ortaya çıkan bir modeldir. Bu modele göre, eğitim fakültelerinde lisans düzeyinde eğitim yönetimi ve planlaması bölümlerinden mezun olanların Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullara yönetici olarak atanması söz konusu olmuş fakat mezun olan kişiler öğretmen olarak göreve başlamışlardır. Milli Eğitim Bakanlığı 1999 yılında, okul yöneticiliğine atanmada herhangi bir alanda lisansüstü eğitim almak ve yayımlanmış esere sahip olmak gibi ek ölçütler getirmiştir (Recepoğlu ve Kılınç, 2014; Şimşek, 2004).

Eğitim yönetici yetiştirme bağlamında mevzuatlar incelendiğinde okul yöneticilerini atama yönetmeliği, okul yöneticilerinin atanma koşulları ve okul yöneticisi seçme sınavı ve okul yöneticilerinin hizmet içi eğitiminin nasıl yapılacağının detaylı bir şekilde açıklandığı ve yapılan bu çalışmaların yönetici uygulamalarını olumlu yönde etkilediğini belirtmektedir. Bu bağlamda (Işık, 2003) okul müdürlüğünün bir meslek olarak gelişebilmesi için okul müdürlerinin yetiştirilmesi önem arz eden bir durumdur. Bu bakımdan bir an evvel okul müdürlüğü yetiştirme programları uygulamaya konulmalıdır. Böyle yapılmasıyla birlikte bilimsellik, kurumsallaşma ve standartlaşma oluşacaktır. Bu standartların ortaya konulamamasıyla ilgili olarak Turan ve Şişman (2000), Türk eğitim sisteminde amacı ve görevi okul müdürü yetiştirmek olan bir eğitim kurumunun bu güne kadar oluşturulamadığını belirtir. Üniversiteler ile Milli

21

Eğitim Bakanlığı arasında işbirliği olmadığı kuram ve uygulama arasında boşluklar bulunduğu, yönetici yetiştirme sürecindede bu birlikteliğin olmadığı birçok araştırmada ifade edilmiştir (Korkmaz, 2005; Recepoğlu ve Kılınç, 2014).

Müdürlerin hazırlık programlarında vizyon, liderlik, öğrenme, iletişim ve ortak hareket etme gibi değerlerin bulunması gerekmektedir (Jazar ve Algozinne, 2006). Bu değerlerin başında liderlik gelmektedir. Liderlik aynı zamanda diğer özellikleri de içinde barındıran bir değer olmaktadır. Eğitim yöneticisi yetiştirme modelleri dünyadaki ülkelerde farklı biçimlerde uygulanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde eğitim yöneticisi hizmet öncesi ve hizmet içinde yetiştirilmektedir. Bunun yanında yönetici atamalarında birçok ölçüt istenmektedir. Bu ölçütlerin başında, yöneticinin öğretmen kökenli olması ve eğitim yönetimi alanında yüksek lisans yapmış olma zorunluluğudur.

2017 yılında çıkarılan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği liyakat esaslı yönetici yetiştirme sistemi açısından genel olarak değerlendirildiğinde eğitim yöneticisi yetiştirme ile ilgili herhangi bir vurgunun yapılmadığı görülmektedir. Sadece müdür yardımcılığı dışındaki üst yöneticilik görevlendirmeleri için bir alt yöneticilik görevinde belirli süre çalışma şartı istenilmektedir (MEB, 2017).

Ülkemizde eğitim yöneticisi yetiştirme politikalarına ilişkin Milli Eğitim Şura kararları incelendiğinde ise eğitim yöneticisi yetiştirme üzerinde önemle durulduğu görülmektedir. Eğitim yöneticisi yetiştirmeyle ilgili şura kararları Tablo 2.1’de sunulmuştur.

Tablo 2.1. Milli Eğitim Şuralarında Eğitim Yöneticisi Yetiştirme Politikaları

Milli Eğitim

Şurası Şura Kararları 14. Milli Eğitim

Şurası  Eğitim yöneticileri üniversiteler işbirliği ile yetiştirilecek ve bu programlara yöneticilerde bulunması gerekli nitelikleri taşıyanlar alınacaktır. 15. Milli Eğitim

Şurası  Eğitim yöneticisi lisansüstü eğitimle yetiştirilmelidir. Eğitim yönetiminin bir bilim olarak algılanması, bu alanın uzmanlık gerektirdiğinin bilinmesi, eğitim yöneticiliğinin meslek hâline getirilmesi gerekmektedir.

 Eğitim yöneticiliği bil fiil öğretmenlik tecrübesine dayanmalıdır. 16. Milli Eğitim

Şurası  Mesleki ve teknik eğitimde her düzeydeki ve her tür okuldaki yöneticilerin nitelikleri saptanmalı ve görev tanımları yapılmalıdır.

 Yöneticilerin hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimleri üniversiteler ve diğer kuruluşlarla da iş birliği yapılarak planlı ve sürekli hâle getirilmelidir.

 Çalışan yöneticilerin üniversitelerle iş birliği yapılarak en çok 5 yıl içerisinde ve bir proje kapsamında eğitim ve okul yöneticiliği sertifikası ve bunu izleyen lisansüstü programlarına katılmaları sağlanmalıdır. Bu amaçla eğitim ve okul yöneticileri sertifika programlarında alınan krediler yüksek

22

Kaynak: (MEB TTKB, 2017).

Okul yöneticilerinin atanması ve yetiştirilmesinde, Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında yüksek lisans yapmanın zorunluluk haline getirilmesi, bunun için Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında tezsiz yüksek lisans programlarının yaygınlaştırılması gerektiği belirtilmiştir. Okul yöneticisi yetiştirmeye yönelik lisansüstü eğitim programları, ülke ve dünya koşulları ölçü alınarak yeni bir düzenlemeye gitmesi gerekmektedir. Okul yöneticisi yetiştirme programlarında eğitimsel liderlik, vizyon geliştirme ve insan kaynaklarının geliştirilmesine yönelik çalışmalara ağırlık verilmiştir. Okul yöneticiliğine atanmada ulusal düzeyde standartların daha belirgin, mesleki açıdan da okul yöneticilerinin örgütlü ve mesleksel etiğe sahip olmaları gerektiği belirtilmektedir (Çelik, 2002). Bunun yanı sıra eğitim yöneticiliğine görevleridirilebilmek için, lisans eğitimi sırasında ya da sonraki süreçte eğitim yönetimi ve denetimi alanında eğitim almayı mecbur kılan bir kanun maddesi bulunmadığı gibi bu konuda bir çalışmada yapılmamıştır (Kaya, 1979).

lisans mezunu yöneticilerin de lisans tamamlama programlarına alınarak aynı imkânlardan yararlanmaları sağlanmalıdır.

17. Milli Eğitim

Şurası  Yönetim kademelerine göre iş analizine dayalı “yönetici yeterlikleri” saptanmalıdır. 18. Milli Eğitim

Şurası  Okul lideri yetiştirme ve istihdamında, Türkiye’nin bölgesel koşulları göz önünde bulundurularak okul liderlerine zor koşullarda görev yapacak ve sorumluluk alacak yeterlilikler kazandırılmalıdır.

 Okul müdürlerinin eğitim- öğretim liderliği ve işletme yöneticiliği rolleri birbirinden ayrı düşünülmeli, okul yöneticileri genel idari hizmetler sınıfına alınmalı, yeni kadro ihdası yapılmalıdır.

 Eğitim yöneticilerinin, farklı toplum ve kültürleri tanımaları, çok kültürlü ortamlarda görev yapacak şekilde yetiştirilmeleri ve yabancı dil becerilerini geliştirmeleri sağlanmalıdır.

19. Milli Eğitim

Şurası  Devlet okullarında eğitim yöneticisi olmak için lisans derecesine sahip olunması.

 Eğitim yönetimi alanında lisansüstü eğitim almış olma ile okul müdürlüğü için yönetici yeterliklerini esas alan, akredite edilmiş kurumlarca verilebilen belli sürede eğitim alındığını gösterir belgeye sahip olma şartlarının okul yöneticisi seçiminde tercih edilmesi, yöneticilerin seçiminde, ulusal düzeyde yapılandırılmış Ulusal Eğitim Yöneticiliği Yeterlik Programı'ndan Eğitim Yöneticiliği Yetkinlik Belgesi alınmasının tercih sebebi olması.

 "MEB-YÖK arasında yapılacak bir protokolle Milli Eğitim Bakanlığı personelinin yüksek lisans ve eğitim doktorası eğitimi almaları sağlanmalı, bu bağlamda eğitime erişimin kolaylaştırılması amacıyla yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

 Yöneticinin ders denetimi ve rehberlik görevini etkili bir şekilde yapabilmesi için rehberlik ve denetim modelleri ile yaklaşımları konusunda yeterlikleri artırılmalıdır.

 Lisansüstü programlarda okul kademelerine özgü programlar açılmalıdır (örnek, özel eğitimin yönetimi, mesleki teknik eğitimin yönetimi, ilköğretim yönetimi, ortaöğretim yönetimi, yükseköğretimin yönetimi gibi). Tezsiz yüksek lisans programında olduğu gibi uygulayıcılara yönelik olarak eğitim doktorası programı açılmalıdır.

23

Ülkemizde eğitim yöneticisi yetiştirme sistemi ve politikaları genel olarak değerlendirildiğinde bütün bu çabalara ve yasal düzenlemelere rağmen eğitim yöneticisi yetiştirme ve atama süreci ile ilgili bir standart yakalanamadığı ve Milli Eğitim Şuralarında alınan kararların sadece öneri olarak kaldığı söylenebilir. Bu noktadan hareketle eğitim yöneticisi için istenen ölçütlerin net bir şekilde ortaya konması ve uygulanması Türk Eğitim Sistemi açısından önem taşımaktadır. Liyakat esaslı bir yetiştirme sistemine dayalı eğitim yöneticiliği ve eğitim yöneticisinin meslekleşmesi yönetimde başarıyı sağlayabilecektir (Taş ve Önder, 2010).