• Sonuç bulunamadı

1.3. Parasal Aktarım Mekanizması

1.3.3. Türkiye’de Parasal Aktarım Mekanizması Literatürü

Çavuşoğlu (2002), 58 mevduat bankasının 1988-1999 dönemi yıllık verilerinden yararlanarak genelleştirilmiş momentler yöntemini kullandığı panel veri analizi ile Türkiye’de banka kredi kanalının geçerliliğini analiz etmiştir. Çalışmada para politikasının kredi arzı büyümesine anlamlı etkisinin olmadığı (kredi kanalının çalışmadığı) görülmüş ve bu durum için olası iki nedene dikkat çekilmiştir. Birincisi, kredi arzı büyümesi bilanço direnci, portföy riski gibi bankalara özgü faktörlere daha duyarlı olabileceğinden para politikasının kredi arzına etkisinin nötrleşebilmesi, ikincisi ise özellikle Türkiye’deki gibi artan bir yurt içi borçlanma ihtiyacı karşısında uyumlu bir para politikası izlenmesi zorunluluğu nedeniyle zorunlu karşılık oranının rezervleri kontrol etmede etkin bir para politikası aracı olmayabileceğidir.

Çiçek (2005), 1995Ç1-2003Ç2 dönemi çeyrelik verilerini kullanarak vektör otoregresyon yöntemi ile Türkiye için parasal aktarım mekanizması kanallarının işlerliğini test etmiştir. Buna göre geleneksel faiz oranı ve döviz kuru kanalının çalıştığı, varlık fiyatları ve kredi kanalının çalışmadığı görülmüştür.

Şengönül ve Thorbecke (2005), Ocak 1997 – Haziran 2001 döneminde 60 ticari banka verileri ile gerçekleştirdikleri panel veri analizinde para politikasının banka kredilerine etkisini incelemişlerdir. Analizde daraltıcı para politikası değişikliklerinin

kredi arzındaki değişme bankaların likidite durumunu dikkate alan değişken ile kredi arzının beş dönem gecikmeli gerçekleşmelerine regres edilmiştir. İkinci olarak bankaların likidite durumunu dikkate alan değişken, gecelik faiz oranının beş dönem gecikmeli ve gecelik faiz oranı ile amortisman oranı farkının beş dönem gecikmeli değerine regrese edilmiştir. Analiz sonucu parasal sıkılaşrma karşısında likiditesi daha düşük olan bankaların kredi arzını daha fazla kıstıkları ve elde edilen katsayıların küçük bankalar için daha büyük olduğu görülmüştür.

Aklan ve Nargeleçekenler (2008), 1998Ç1-2001Ç4 dönemi verilerini kullanarak bağımlı değişken kredi arzının gecikmeli değerini de açıklayıcı değişken olarak kullandıklarından analiz yöntemi olarak genelleştirilmiş momentler yöntemini benimsemişlerdir. Bankaların likidite durumlarının da dikkate alındığı dinamik panel veri modelinde 51 banka ve 16 çeyrek dönem olmak üzere 816 gözlem kullanılmıştır. Analiz sonucu likiditesi düşük bankaların daraltıcı para politikası karşısında kredi arzlarını daha çok kıstığı ancak genel olarak bankalarca arz edilen kredinin para politikasına çok güçlü tepki vermediği, ayrıca talep yönlü etkileri temsil eden GSYH ve enflasyon parametlerinin kredi arzını anlamlı olarak pozitif etkilediği tespit edilmiştir. Söz konusu sonuçlara dayanılarak analiz döneminde banka kredi kanalının zayıf çalıştığı ifade edilmiştir.

Örnek (2009), vektör otoregresyon modeli etki tepki fonksiyonlarını ve varyans ayrıştırma modellerini kullanarak 1990-2006 arası çeyreklik seriler ile faiz oranı, döviz kuru, hisse senedi fiyatları ve banka kredi kanallarının etkinliğini incelemiştir. Çalışmada Türkiye’de faiz ve döviz kuru kanallarının çalıştığı, banka kredileri ve hisse senedi kanallarının çalışmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır.

Özşuca (2012), dinamik panel veri modeli ve genelleştirilmiş momentler yöntemi kullanarak banka bazında 1988-2009 dönemi yıllık verileri ile politika faiz oranındaki değişikler karşısında bankaların heterojenliklerine göre kredi verme ve risk

alma davranışlarını incelemiştir. Ayrıca 2000 ve 2001 krizleri sonrası politika duruşu ve finansal sistemdeki gelişmeler dikkate alınarak kredi kanalının işlevinin değişip değişmediği 1988-2001 ve 2001-2009 alt dönemleri için de analiz edilmiştir. Buna göre kredi arzındaki değişim kendi gecikmelisine, politika faiz oranının gecikmelisine, reel GSYH’deki değişimin gecikmelisine, TÜFE’nin gecikmelisine, bankalara özgü faktörlere ve bankalara özgü faktörlerin gecikmelisi ile politika faiz oranı gecikmelisinin etkileşimine regres edilmiştir. 1988-2009 analiz döneminde bankaların heterojenliklerine göre banka kredi kanalının geçerli olduğu görülmüştür. Yine 1988-2001 döneminde de bankaların geleneksel aracılık fonksiyonlarının geçerli olduğu ancak bunun 2001-2009 döneminde çok daha güçlü olduğu bulgulanmıştır. Bu durum kriz sonrası izlenen para ve finansal politikalar ile artan makroekonomik istikrara bağlanmıştır. Son olarak bankaların heterojenliklerine ilişkin faktörlerin etkilerinin alt dönemler itibarıyla farklılaştığı gözlemlenmiştir.

Karahan (2016), vektör otoregresyon yöntemini kullanarak Ocak 2002 – Aralık 2014 aylık verileri ile Türkiye’de banka kredi kanalının geçerliliğini incelemiştir.

Çalışmada politika faiz oranında ortaya çıkan bir standart sapmalık artış şoku düşük düzeyde de olsa önce azaltıcı yönde olmak üzere kredi arzını toplamda yaklaşık altı ay etkilemiştir. Buna karşılık aynı şok menkul kıymetleri yine düşük düzeyde önce artırıcı yönde olmak üzere toplamda yaklaşık altı ay etkilemiştir. Buna göre krediler ile menkul kıymetlerin tam ikame olmadıkları sonucu elde edildiğinden kredi kanalının çalıştığı bulgulanmıştır.

Belke ve Kaya (2017), yine vektör otoregresyon yöntemini kullanarak Ocak 2003 – Aralık 2016 aylık verileri ile Türkiye’de banka kredi kanalının geçerliliğini incelemişlerdir. Buna göre politika faiz oranına verilen bir birimlik şok (daraltıcı para politikası şoku) bankaların mevduat ve kredilerini azaltmış, menkul kıymetlerini artırmıştır. Söz konusu şoka kredilerin tepkisi yaklaşık altı ay sürmüştür. Aynı şok

karşısında beklendiği gibi sanayi üretim endeksini azalmış, ancak beklentinin tersine TÜFE endeksi artmıştır. Elde edilen sonuçlara göre banka kredi kanalının kısmen çalıştığı ifade edilmiştir.

Yukarıda yer verilen çalışmalardan Türkiye’de parasal aktarım mekanizması kanallarından özellikle kredi kanalı işleyişinin kısmi olduğu ve likiditesi düşük bankaların daraltıcı para politikasına daha sert tepki vererek kredi arzını daha çok kıstıkları söylenebilir.

LİTERATÜR TARAMASI