• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Çocuk Folkloru Üzerine Çalışmalar

D. ÇOCUK FOLKLORU VE ÇOCUK FOLKLORU ÜRÜNLERİ ÜZERİNE

2. Türkiye’de Çocuk Folkloru Üzerine Çalışmalar

Çocuk folkloru ile ilgili yapılan kaynak taramaları sırasına sadece çocuk folklorunu konu edinmiş kapsamlı çalışma adedinin oldukça az olduğunu gördük. Çocuk etrafında şekillenmiş inanış, uygulama veya sözlü edebiyat ürünlerini araştıran ve inceleyip sunan kaynakların pek çoğu bunları parça parça bilgiler olarak sunmaktadır. Yani doğum olayını geçiş törenleri arasında incelerken ele alan ya da diğer konularda farklı incelemelerin içinde atıfta bulunarak değinen kaynaklar olduğunu gördük.

Türkiye’de daha geniş bir sahada inceleme yapılarak sadece çocuk folkloru üzerine oluşturulacak bir çalışmanın olması gerekliliğine olan inançtan dolayı günümüzde bu konuda yapılan çalışmalar artmaya başlamıştır. Çalışmaların birçoğu hala sınırlı bir kapsamda oluşturulsa da ümit ve mutluluk vericidir.

Türkiye’de yapılan çalışmaları sıralayacak olursak şunları söyleyebiliriz:

a. Kitaplar

Çocuk folklorunun sözlü ürünlerinden sayılan ninnilerle ilgili olarak yapılan en eski çalışmaların başında Prof. Dr. Ignazs Konos’un 1925 yılında hazırladığı Halk Edebiyatı Nümuneleri, Türkçe Ninniler, adlı çalışması gelmektedir. Eski harfli basılmış olan bu çalışmada Türkçe Ninniler başlığında bazı ninni metinlerine yer verilmiştir (Konos:1925).

Sıtkı Can’ın 1945 yılında yayımladığı Çocuk ve İlgili İnanmalar adlı çalışması da özellikle çocuk folklorunun inanış ve uygulamalar boyutuyla ilgili pek çok açıklayıcı bilgi sunmaktadır. Daha çok doğum etrafında şekillenen inanışlar çalışmada örneklerle sunulmaktadır (Can:1945).

Pertev Naili Boratav, Zaman Zaman İçinde adlı çalışmasında masal ve tekerleme kavramları üzerinde durmuş ve masal ile tekerlemeyi çeşitli nitelikleriyle ele

18

almıştır. Çalışmada yirmi bir tekerleme ve yirmi dört masal örneği bulunmaktadır (Boratav: 1958).

Pertev Naili Boratav, Az Gittik Uz Gittik adlı çalışmasında Türk masalının tarihsel sürecini ele alırken kırk sekiz masal metnine de yer vermektedir (Boratav: 1969).

Dr. A. Süheyl Ünver tarafından hazırlanan Türkiye’de Halk Arasında Çocuk Doğurmadan Cinsiyetin Tayini Üzerine (Ünver:t.y) adlı basım tarihi belli olmayan çalışma ile yine önsözünü Dr. A. Süheyl Ünver’in yazdığı Dr. Niyazi Köymen’in hazırladığı 1970 tarihli Çocuk Hastalıklarında Folklor, Batıl İnanç, İlkel Tedavi. Neden Böyleyiz? Niçin Kurtulamıyoruz? adlı çalışmalar da çocuk folkloru hakkında yapılan en eski ve en önemli çalışmalar arasında yer almaktadır (Köymen:1970).

Şükrü Elçin’in 1970 yılında derlediği bilmece metinlerine yer verdiği Türk Bilmeceleri (Elçin:1970) adlı çalışması ile Naki Tezel tarafından 1971 yılında yayımlanan Türk Masalları adlı çalışmalar da sözlü çocuk folkloru ürünleri açısından kaynak niteliğindedir (Tezel:1971).

Eflatun Cem Güney, Folklor ve Halk Edebiyatı adlı çalışmasında halk masallarını, masal dünyası, masal kişileri, gerçek yönü ve eğitim değeri,masal geleneği, derleme ve değerlendirme açılarından değerlendirerek çeşitli masal metinlerine yer vermiştir. Bunun yanı sıra çalışmada yine çocuk folkloru etrafında şekillenen sözlü kültür öğesi sayılan bilmecelere de yer verilmiştir. Özellikle bilmecelerin kuruluşu, dili ve ölçüsü ile bilmece geleneği, bilmecenin eğitici niteliğine değinilen çalışmada bilmece örnekleri de mevcuttur (Güney:1971).

Orhan Acıpayamlı, Türkiye’de Doğumla İlgili Adet ve İnanmaların Etnolojik Etüdü, adlı çalışmasında çocuk folklorunun doğum aşamasındaki inanış ve uygulamalarını iki bölümde ele almıştır. İlk bölümde “gebe kalmak için çareler, gebelikten korunma çareleri, gebeliğin başlangıcı, cinsiyet tayini, doğuma hazırlık, doğum olayı, doğumdan sonra, loğusa, alkarısı, kırk basması ve kırklama olarak on bir

19

başlıkta ele almış ve ikinci bölümde verilen pratikler çeşitli açılardan incelemiştir (Acıpayamlı:1974).

Dr. Metin And, Oyun ve Bügü, Türk Kültüründe Oyun Kavramı, adlı çalışmasının giriş kısmında oyun kavramını çeşitli nitelikleriyle birlikte ele almıştır. And’a göre oyun, her şeyden önce isteğe bağlı ve gönüllü bir eylem niteliği taşır. Bunun yanında oyun, özgürlükle ilgili, gerçek ve günlük yaşamdan değişik bir yapıdadır.oyunun bir başka özelliği ise oyun süresi ve alanı açısından değişik kurallarla bir ritüel halini alabilmesidir. Çalışmada buna benzer çeşitli açıklamaların dışında çocukların oynadıkları bazı oyunlara da yer verilmiştir. Bu oyunlar belli bir tasnif çerçevesinde “aşık oyunları, yüzük oyunları, top oyunları, değnek oyunları, taş ve gülle oyunları, koşma-kovalama-kurtarma-zor kullanma oyunları, atlama-sıçrama-sekme oyunları, saklama-saklanma-oranlama oyunları, dilsiz-şaşırtma-şaka oyunları, dramatik nitelikte-büyülük-törensel oyunlar ve çeşitli oyunlar başlılarıyla verilmiştir (And:1974).

Sedat Veyis Örnek, Geleneksel Kültürümüzde Çocuk, adlı çalışmasında çocuk folklorunun en kapsamlı ve düzenli tasnifini yapmıştır. Çocuk folklorunu, doğum öncesi dönemden başlatmış ve ergenliğe kadar on bölüm halinde ele almıştır. Her bölümde Türkiye’nin çeşitli illerinden örnek uygulamalar vermiş, bu uygulamalardan bazılarının da açıklamasını yaparak bölüm sonuna eklemiştir. Çalışmasının on bir ve on ikinci bölümlerinde ise çocuk oyunları ile atasözleri, özdeyişler, deyimler, sevgi ve okşama sözleri, kargışlar, bilmeceler, ninnileri ağıtlar ve masallara yer vermiştir (Örnek:1979).

Amil Çelebioğlu, Türk Ninniler Hazinesi, adlı çalışmasında çocuğun varlığıyla ortaya çıkan ninnileri ve ninni kültürünü örnekleriyle birlikte sunmuştur. Çalışma genel bir çalışma niteliğinde olmakla birlikte pek çok sahadan örnek metinler de sunulmuştur (Çelebioğlu: 1982).

Erman Artun, Tekirdağ Folklorundan Örnekler adlı çalışmasında Tekirdağ ninnilerinden örnekler vermiş, halk hekimliği uygulamalarında da çocuklarla ilgili olark “ağlayan çocuk, altına yapan çocuklar, arkaları ağrıyan çocuklar, çiş yapan çocuklar, çocuğu olmayanlar, çocukların başındaki kabuklar, konuşamayan çocuklar, ikiz

20

kardeşlerin yürümesi adı altında çeşitli tedavi yolları verilmiştir. Bunun dışında kalan pek çok hastalıkla ilgili olara da halk hekimliği sağaltma yollarına değinilmiştir (Artun:1983).

Eflatun Cem Güney, Masallar adlı çalışmasında Türkiye’de anlatılan yaygın olan yirmi üç masala yer vermiştir (Güney: 1990).

Erman Artun, Tekirdağ Çocuk Oyunları adlı çalışmasında Tekirdağ yöresi çocuk oyunlarını değerlendirdikten sonra yöreden derlenen doksan yedi oyuna yer vermiştir (Artun: 1992).

Rıfat Araz, Harput’ta Eski Türk İnanışları ve Halk Hekimliği, adlı çalışmasında çocuk folkloruyla ilgili olarak özellikle ikinci bölüm olan törenler ve inançlar kısmında doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası inançlara yer vermiştir. Bunun yanında birinci bölümde koruyucu ve yardımcı iyeler başlığı altında “umay” ve “ana maygıl” ile kara iyeler başlığı altında “alkarısı” konularında çocuk folklorunun inanış boyutuna dair çeşitli açıklamalar sunmuştur ( Araz:1995).

Mevlüt Özhan, Türkiye’de Çocuk Oyunları Kültürü adlı çalışmasında oyun kavramı, oyunun tarihi, tanımı ve sınıflandırılmasının yanında oyunun çocuğun gelişimine olan katkısına yer vermiştir. Çalışmanın diğer bölümlerinde çocuk oyunlarıyla ve oyunların oynanmasıyla ilgili inançlara değinilmiştir. Bunlar arasında ebe ve eş seçimi, oyuna başlama sırasının belirlenmesi, oyunu bitirme, cezalar, tekerlemeler, yanıltmaçlar, bilmeceler verilmiş ve bunlara ait örnekler sunulmuştur. Çalışmanın son bölümünde oyuncak kavramı üzerinde de durulmuş, oyuncağın tarihinden ve işlevinden bahsedilerek çeşitli oyun ve oyuncak örneklerine yer verilmiştir ( Özhan:1997).

Pertev Naili Boratav, 100 Soruda Türk Folkloru adlı çalışmanın üçüncü bölümünü olan “beşikten mezara geçiş törenleri”nde doğum etrafında şekillenen çocuk folkloru ürünlerine değinilirken ayrıca beşinci bölüm olan “oyunlar”da oyun ve oyuncak kavramı üzerinde durulmuştur (Boratav:1997).

21

Mevlüt Özhan, Malik Muradoğlu, Türk Cumhuriyetlerinde Çocuk Oyunları, adlı çalışmasının giriş kısmında çocuk oyunlarının halk kültürünün önemli bir dalını oluşturduğuna, her insanın yaşadığı yerde mutlaka çocuk oyunu olduğuna ve çocuk denince ilk akla gelen şeyin oyun olduğuna dikkat çekilmiştir. Aynı kökten gelen, ortak kültürleri taşıyan ama birbirinden ayrı yaşayan ulusların çocuklarının oynadıkları oyunlarda büyük benzerliklerin bulunduğuna dikkat çeken çalışma Türkiye’den derlenen çocuk oyunlarının yanı sıra Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Özbekistan ve Türkmenistan çocuk oyunlarından örnekler sunmaktadır (Özhan:1997).

Erman Artun, Tekirdağ Folklor Araştırmaları adlı çalışmasında Tekirdağ halk kültüründe geçiş törenleri başlığı altında doğum adetleri, inanmaları ve buna bağlı pratiklere yer vermiştir. Bu bölümde kısırlığı gidermek ve gebe kalmak için yapılan tıbbi sağaltmalardan, halk hekimliği ve geleneksel sağaltmalardan ve dinsel-büyüsel nitelikte olanlardan bahsetmiştir. Bunun yanı sıra aşerme, bebeğin cinsiyetinin tayini, gebe kadının kaçınmaları ve uygulamaları, göbek kesme, yıkama, tuzlama, lohusalık, loğusa ziyaretleri, kırk basması, kırklama, çocuğa ad koyma, çocukta ilkler, doğum ve çocukla ilgili geleneksel sağaltma ve korunma yollarına yer verilmiştir. Bunun yanında Tekirdağ’da bilmece sorma ve ninni söyleme gelenekleri ile bunlara ait çeşitli örnekler de çalışmada sunulmuştur (Artun:1998).

Sedat Veyis Örnek, Türk Halk Bilimi adlı çalışmada geçiş törenlerinden doğum ve doğum etrafında şekillenen inanış ve uygulamalar ile sünnet düğünü ile ilgili adetlere yer verilmiştir. Özellikle gebeliğin başlamasından doğuma kadarki süreçte Türkiye’de mevcut olan halkbilimi bilgi birikimini zengin bir şekilde sunan çalışmada görsel malzemeler de mevcuttur (Örnek:2000).

Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm adlı çalışmasında evlenme ve doğum başlığı altında eski Türk toplumunun çocuksuzluğa bakışı ile çocuksuzluğu giderme yollarına değinilmiştir. Bunun yanında “albastı” veya “alkarısı” denilen kötü ruh hakkında da çeşitli açıklamalar verilmiştir (İnan: 2000).

22

Saim Sakaoğlu, Gümüşhane ve Bayburt Masalları adlı çalışmasında genel olarak masal kavramı ve masalın özellikleri üzerinde durmuş, çeşitli ülkelerdeki masal kitapları ile Türkçe masal kitapları hakkında bilgi vermiştir. Çalışmada Türk halk masallarıyla ilgili olarak yapılmış çalışmalar da ele alınmıştır. Çalışmanın ikinci ve üçüncü bölümünü masal incelemelerine ayrılırken son bölümde metinlere yer verilmiştir (Sakaoğluy:2002).

Ali Berat Alptekin, Taşeli Masalları adlı çalışmasında bölgeden derlenen yetmiş masal metni ile bu metinlere ait inceleme ve tasniflere yer vermiştir. Çalışmanın birinci bölümünde masalların yapısı ele alınmış, masallar, hayvan masalları, asıl halk masalları, fıkralar ve zincirlemeli masallar olarak dört alt başlıkta incelenmiştir (Alptekin:2002).

Ali Duymaz, İrfanı Arzulayan Sözler Tekerlemeler adlı çalışmasında çocuk etrafında şekillenmiş sözlü kültür ve edebiyat ürünleri olan tekerlemelerin nitelikleriyle birlikte tanımlaması yapmış ve çeşitli örneklerle pekiştirilerek bir tasnif çalışmasına gitmiştir. Bu tasnif ve örnekleme esnasında diğer Türk kültürlerinin mahsullerinden olan tekerleme örneklerine de yer verilmiştir (Duymaz:2002).

Mevlüt Özhan, Çocuk Oyun ve Oyuncak Terimleri Sözlüğü adlı çalışmasında çocuk oyun ve oyuncaklarıyla ilgili olarak yapılan araştırmalarda tespit edilen sözcük dağarcığını sunmaya çalışmıştır. Sözcükler, anlamlarıyla ve kullanıldıkları yörelere ait bilgilerle beraber sunulmuştur ( Özhan: 2005).

M.Öcal Oğuz, Petek Ersoy (editör), Türkiye’de 2004 yılında Yaşayan Geleneksel Çocuk Oyunları adlı çalışmada Türkiye’nin çeşitli yörelerinden derlenen çocuk oyunlarına yer verilmiştir (Oğuz: 2005).

Nebi Özdemir, Türk Çocuk Oyunları I-II, adlı çalışmasında oyun kavramının Türk ve dünya kültürlerindeki yeri ve önemine dikkat çekmiş arkasından da geniş bir araştırma alanından derlenen çocuk oyunlarını yöresel adlarıyla birlikte açıklamıştır (Özdemir: 2006).

23 b. Makale ve Bildiriler

Çocuk folkloru alanıyla ilgili olarak yazılan makale ve bildiriler 1920’li yıllara kadar gitmektedir. Bu yazılar arasında Dr. Rıza Nur tarafından 1926 yılında yayımlanan ve geleneksel sünnet törenlerini çeşitli yönleriyle anlatan Türkiye’de Hitan (Sünnet) ve Merasimi (Nur:1926) adlı yazısı ile Abdülkadir İnan tarafından 1928 yılında yayımlanan Sivas Halkıyatı: Ana Olmak İştiyakı adlı yazısı sayılabilir (İnan:1928).

İnanış ve uygulamalar boyutuna dair çocuk folkloru yazıları çeşitli süreli yayınlarda özellikle 1930’lu yıllarda da varlığını göstermektedir. 1931 yılında Kemal Yüzbaşıoğlu doğum, ölüm ve sünnet konularındaki derlemelerini Sünnet Düğünleri, Ölüm, Doğum Adetleri adıyla yayımlamıştır (Yüzbaşıoğlu: 1931).

Özellikle doğumdan sonraki dönemde çocuk etrafında şekillenen adetlerin ve çocuğa söylenen ninnilerle oluşan ninni söyleme kültürünün ele alındığı Beşik Türesi ve İlk Ninni adlı yazısıyla M. Şakir Ülkütaşır (Ülkütaşır:1933), hamilelik döneminde çocuğun cinsiyetini belirlemeye yönelik inanışların ve pratiklerin incelendiği Çocuk Doğmadan Evvel Cinsiyetin Tayini adlı yazısıyla Dr. Süheyl Ünver (Ünver:1935) ve İstanbul’da derlenen bazı çocuk oyunlarının verildiği İstanbul’da Çocuk Oyunları adlı yazısıyla M. Halit Bayrı çocuk folkloru sahasına hem malzeme hem de çeşitli incelemelerle yeni bakış açıları katmışlardır (Bayrı:1935).

Hüseyin Namık Orkun tarafından 1940 yılında yayımlanan Tarihte Çocuk (Orkun:1940) adlı yazı ile M. Şakir Ülkütaşır tarafından 1946 yılında yayımlanan Çocuk ve İlgili İnanmalar adlı yazılar da çalışma alanımız açısından önemli sayılan yazılardır (Ülkütaşır:1946).

Türk kültüründe çocuk folkloru alanıyla ilgili olarak yapılan çalışmalarda yabancı araştırıcı ve yazarların isimlerine de rastlanmaktadır. Bunlardan biri Uno Harva’dır. Uno Harva’nın 1950 yılında yayımlanan Altaylı Kavimlerde Doğumda

24

Çocuğa Ait İnanışlar (Harva:1950) ve 1954 yılında yayımlanan Altaylı Kavimlerde Doğum ve Çocuk Ruhları (Harva:1954) adlı yazıları dikkat çekmektedir.

Çocuk folklorunu çeşitli açılardan ele alan pek çok makale ve bildirilerden önemli gördüklerimizi kronolojik olarak şöyle sıralayabiliriz:

Naki Tezel tarafından 1950 yılında yayımlanan Çocuk oyunları (Tezel:1950); Cemil Güçyetmez tarafından 1969 yılında yayımlanan Halk İnanmaları ve Adetlerinden Doğum ve Çocuk Hakkında (Güçyetmez:1969); Saim Sakaoğlu tarafından 1970 yılında yayımlanan Bilmecelerimiz ve Dört Mısradan Kurulu Erzurum Bilmeceleri (Sakaoğlu:1970); Süleyman Arısoy tarafından 1971 yılında yayımlanan Folklor ve Doğum (Arısoy:1971); Sabri Koz tarafından 1971 yılında yayımlanan Oyun Tekerlemeleri (Koz:1971); Şükrü Elçin tarafından 1971 yılında yayımlanan Erzincan Çocuk Oyunları (Elçin:1971); Vehbi Cem Aşkun tarafından 1972 yılında yayımlanan Sivas ve Eskişehir’de Sünnet (Aşkun:1972); Süha Ülgen tarafından 1972 yılında yayımlanan Doğum Adetleri (Ülgen:1972); Rıza Yetişen tarafından 1972 yılında yayımlanan Naldöken Tahtacıları: Köyde Doğum ve Ad Verme (Yetişen:1972); Osman Cilacı tarafından 1973 yılında yayımlanan Şamanizmde Evlenme ve Doğum Törenleri (Cilacı:1973); Gündüz Artan tarafından 1973 yılında yayımlanan Tire’de Doğum Gelenekleri (Artan:1973); Orhan Acıpayamlı tarafından 1974 yılında yayımlanan Türkiye’de Yürüyemeyen Çocukları Yürütme Gelenekleri (Acıpayamlı:1974); Süleyman Arısoy tarafından 1974 yılında yayımlanan Folklor ve Çocuk Kültü (Arısoy:1974); Müjgan Arısoy tarafından 1976 yılında yayımlanan Anadolu Folklorunda “Fadime Ana” (Arısoy:1976); Serpil Yeşilçay tarafından 1977 yılında yayımlanan Doğum ve Sonrasıyla İlgili Gelenekler (Yeşilçay:1977); Orhan Acıpayamlı tarafından 1978 yılında yayımlanan Acıpayam Folklorunda Çocuk Oyunları (Acıpayamlı:1978); Metin And tarafından 1979 yılında yayımlanan Çocuk Oyunlarının Kültürümüzdeki Yeri ve Önemi (And:1979); Fikret Türkmen tarafından 1991 yılında yayımlanan Batı Anadoluda Doğumdan Ölüme Bazı İnanmalar Üzerine (Türkmen:1991); Elif Gürbüz tarafından 1995 yılında yayımlanan Diş Hediği Geleneğinin Ritüel Karakteri ve Fonksiyonları (Gürbüz:1995); Mehmet Aça tarafından 1997 yılında yayımlanan Türk Destanlarında Aşerme (Yerikleme)

25

Motifinin Destan Kahramanları Üzerindeki Etkisi ve Hayvan Ata (Ecdat) İnancıyla Olan Bağlantısı (Aça:1997); Mehmet Aça tarafından 2001 yılında yayımlanan Türk Halk Geleneğindeki Doğum Sonrası Uygulamalara Bir Örnek: “Tuzlama.” (Aça:2001) adlı yazıları sayabilmemiz mümkündür.

Bu çalışmaların dışında burada açıklamayacağımız kadar çok çalışmada çocuk folkloru bir bütün olarak değil, bir saha çalışmasında birkaç örnekle değinilen sınırlı bir alan olarak göze çarpmaktadır. Türkiye’nin çeşitli yörelerinin folklorunun araştırıldığı çok sayıda çalışmada geçiş törenlerinin aktarımı sırasında doğum ve doğum etrafında şekillenen bilgilere yer verilmiştir. Bununla birlikte sadece çocuğun merkeze alındığı inanış ve pratiklerin ele alındığı çalışma sayısı oldukça azdır.