• Sonuç bulunamadı

Cinsiyet Tayini İle İlgili İnanış ve Uygulamalar:

A. DOĞUM ÖNCESİ İNANIŞ VE UYGULAMALAR

5) Cinsiyet Tayini İle İlgili İnanış ve Uygulamalar:

Erkek cinsiyetini belirleyen “Y” kromozomlu bir spermatozoid tarafından aşılanan yumurtadan erkek çocuk; “X” kromozomlu bir spermatozoid tarafından aşılanan yumurtadan ise kız çocuk doğmaktadır. Demek oluyor ki, doğacak olan çocuğun cinsiyeti aşılanma (döllenme) sırasında kesinleşmekte ve bu da yumurtaya giren spermatozoidin taşıdığı cinsiyet kromozomunun çeşidine göre değişiklik göstermektedir. Ancak günümüz tıbbında belli bir süreden sonra doğacak çocuğun cinsiyeti anlaşılmaktadır ki bu olay da zaten yeni sayılabilecek bir teknoloji ve ilim sayesindedir. Daha önceki dönemlerde cinsiyet belirlemek tıbbi açıdan bile zor ve zahmetli bir durumdu. Tıbben böyle olmasına rağmen araştırma yaptığımız Balıkesir’de kaynak kişilerin çeşitli gözlem veya uygulamalarla bu tespiti farklı bir kanaldan ve genelde de doğru sonuçlara ulaşarak yaptığını gördük. Cinsiyet tayinine yönelik

57

tespitler kadının fiziksel görünüşünden ve hareketlerinden, ailesi veya etraftaki kişilerin sınamaya dayalı uygulamalarından hareketle yapılır.

Gebe kadının haberi olmadan bir minderin ya da yaygının altına bıçak, diğer minder ya da yaygının altına da makas konur. Gebe kadın bıçağın üstünde bulunan mindere oturacak olursa erkek çocuk, makasın üstündeki mindere oturacak olursa kız çocuk doğuracağına inanılır (Bayrı 1938:97).

Ateşe bir miktar şap atılır. Şap dağılmadan sivri bir şekilde kabarırsa oğlan, dağılırsa kız olacak denir (Bayrı 1938:97).

Anne karnında solda oynayan çocuk kız, sağda oynayan çocuk erkektir (Özer 1935: 7).

Çocuk ana rahmine düştükten üç ay on gün sonra oynamaya yani hareket etmeye başlarsa erkek olur (Özer1935: 7).

Karnı sivri olan gebe kadın erkek, karnı yuvarlak olan gebe kadın kız doğurur (Özer 1935:7).

Hamile kadının haberi olmadan yakınları tarafından başından tuz serpilir. Serpilen tuz hamile kadının ağzına değerse kız; burnuna değerse oğlan olacak denir (Fatma AYGÜL).

Doğacak çocuk kız mı erkek mi anlayamazsın. Onu bir tek Allah bilir (Emine BİRLİK).

Oğlan çocuk karnın sol tarafında durur ve bele çok vurur; kız çocuk ise karnın sağ tarafında durur ve kasıklara daha çok vurur. Doğacak çocuk erkekse kadının göbeğinden aşağıya doru siyah bir çizgi oluşur; kız ise hamile kadının göğüs uçları siyahlaşır (Kıymet SÖYLER).

58

Doğacak çocuğu kız olacak olan hamile kadın rüyasında turşu ile goruk (üzümün ekşi hali) görür (Kıymet SÖYLER).

Doğacak çocuğu erkek olan kadın tatlıya, kız olacak olan kadın ekşiye aşerir (Kıymet SÖYLER).

Bir sonraki çocuğun erkek olması isteniyorsa doğan kız çocuğuna erkek adı konur. Doğan kız çocuğunun da siması erkeğe benziyorsa bir sonraki çocuk erkek olacak demektir (Fatma AYGÜL).

Çocuğun cinsiyetini belirlemek için tavuk kesilir. Kesilen tavuğun boğazında bulunan ve “hırtlak” adı verilen et parçası tavana atılır. Eğer hırtlak tavan tamamen yapışırsa kız; bir parçası yapışıp bir parçası sallanırsa erkek olacak denir (Hanife ÇAKMAK).

Hamileliğin ilk dönemlerinde hamile kadının alyansını bir ipe takıp kadının karnının üstüne tutulur. Alyans, kadının karnının üzerinde bir daire çizecek biçimde dönerse kız; sabit bir şekilde durursa erkek olacağına inanılır (Müberra OLGUNSOY).

Erkek çocuğu anne karnında kırk günden sonra seyirtmeye (hareket etmeye) başlar. Kız çocuğu ise ağırdır. Dört ay bitip beşinci aya girince seyirtir (hareket eder). Kız çocuğun hamile olan kadın ekşiye, erkek çocuğuna hamile olan kadın ise ete aşerir. Kız çocuğuna hamile olan kadının benzi sararır, kirpikleri kararır ve yüzüne çil düşer; erkek çocuğuna hamile olan kadın ise güzelleşir (Yurdanur ZEYBEK).

Hamile olan kadının göğüslerini sağarlar. Suya damlayan süt hiç dağılmadan çökerse kız; bulanırsa erkek olur (Hatice UÇAR).

Hamile kadının yüzü zayıf olursa erkek; yüzü yuvarlak olursa kız doğurur. Kız çocuk doğuracak olan kadının kalçaları genişler, karnı yayvanlaşır; erkek çocuk doğuracak olan kadının ise karnı sivrileşir (Hatice UÇAR).

59

Kadın adet dönemi geçtikten sonra hamile kalırsa doğacak çocuğu erkek; adet dönemine yakın hamile kalırsa doğacak çocuğu kız olacak denir (Ayşen ZEYBEK).

Hamile kadının karnı “gözükün” (çok belli olursa, sivrilirse) erkek çocuk doğuracağına; kalçaları geriye geriye giderse kız çocuk doğuracağına inanılır (Nuray KONAK).

Kadın kırk günlük gebe iken çocuk karnında kımıldıyorsa ve kadının göbeğinden aşağısı siyah olduysa kadın erkek çocuk doğurur (Örnek 1979:57).

Hamile kadının dudakları kalınlaşırsa erkek çocuk doğurur (Örnek 1979:58).

Hamile kadının göğüslerinin ucu siyahlaşırsa erkek çocuk doğuracağına delalettir (Örnek 1979:59).

Anneni kursağı kaynarsa yani mide bulantısı çok olursa kız doğuracak denir. Çünkü kız çocuk erkekten daha çok saçlanır. Saçlarıyla kaşları oluşurken de annenin midesi bulanır (Ayşe TAŞKIN).

“Ye ekşiyi, çıkar Ayşe’yi; Ye tatlıyı çıkar Hakkı’yı” (Bedia OĞUZ).

Hamile kadının karnı “çövelgin” (yukarı doğrı sivri) olursa erkek; kalçaları genişlerse kız doğurur. Kadın güzelleşirse erkek, yüzüne “çaparlık” (çil ve lekeler) düşerse kız doğurur. Hamilelik müddetince etle tatlıyı çok yerse erkek; acıyla ekşiyi çok yerse kız çocuk doğurur (Hatice DOLANBAY).

Hamile kadın eriği çok yerse kızı olur (Yurdanur ZEYBEK).

Hamile kadının saçı ve kaşları dökülürse erkek çocuğu olur. Kız çocukta anne güzelleşir; erkek çocukta anne çirkinleşir (Gülsevim ASLAN).

Hamile kadın aşerirken limon ve ekşi erik yerse oğlan doğurur; tatlıyı çok yerse kız doğurur (Gülizar SOYDAN).

60

Kadın sırtüstü yere yatırılır. Arkasından ellerinden tutulup kaldırılır. Kalkarken karnı sivrilirse erkek; karnı “yaykanlaşırsa” (yayvan bir şekil alırsa) kız doğurur (İmran DOĞAN).

Çocuğun cinsiyetini kimse bilemez. Allah nasıl kararladıysa o olur (Ayşe AYDOĞDU).

Çocuğun kız mı oğlan mı olacağını anlamak için hamile kadının göbeği elle bastırılır. Eğer göbeği sertse çocuk oğlan, yumuşaksa çocuğun kız olacağına inanılır. Hamile kadının başına habersiz bir şekilde tuz konur ve bakılır. Tuz konduktan sonra kadın baş kısmını ellerse çocuk oğlan, baştan aşağı herhangi bir yerini ellerse çocuk kız olacaktır. Pişmiş kuzu kellesi çenesinden ayrılarak ikiye bölünür. Eğer bölünen parçalar saçaklı ise kız, değilse oğlan olacağına inanılır. Tandıra bir top hamur atılır. Eğer hamur yarılırsa kız, yarılmazsa oğlan olacaktır. Hamile kadının sağ memesinden ucu kızarırsa ve meme büyürse doğacak çocuk oğlan, aynı belirtiler sol memede görülürse kız olacaktır. Daha önce doğan çocuğun iki kaşının arasında bir mavilik varsa daha sonra doğacak çocuk da aynı cinsiyetten olacaktır. Hamile kadının dudağı kalınlaşırsa doğacak çocuk kızdır (Çelik 1997: 76-77).

Hamile kadının bulantısı çok olursa kızı; çok sıtma tutarsa oğlu olur (Ayşe SAVRAN).

Yeni evli gelin gerdek gecesinin sabahında köyün genç kızlarıyla beraber çeşmeye gider. Gelin ellerini yıkar. Genç kızlar çeşme “hağırına” (suyun dolduğu bölüme) bir avuç kül atarlar. Suyu karıştırıp bulandırırlar. Arkasından suyun içine bir bıçak bir de tarak atarlar. Gelin ellerini temiz suyla yıkadıktan sonra sağ elini hağırın içine sokar. Suyun içinden bıçağı alırsa erkek çocuk; tarağı alırsa kız çocuk doğuracağına inanılır (Ayşe SAVRAN).

Hamile kadının doğuma az bir süre kala saçları dökülmeye başladıysa kızı; saçları gürleşmeye başladıysa oğlu olur. Hatta annenin kursağı kaynadığında “kızın saçlanıyor” derler (Ayşe TAŞKIN).

61

Yeni doğan bebeğin alnında mavi bir damar görünüyorsa arkasından doğacak çocuk oğlan olacak demektir (Gülsevim ASLAN).

Yeni doğan bir kız çocuğunun eteğinin (rahminin) bir dudağı yukarı, bir dudağı aşağı doğru bakıyorsa arkasından doğan çocuk erkek olur (Nazlı ALKAN).

Cinsiyet tayininde en dikkat çekici nokta anne adayında meydana gelen fiziksel değişimlerin yorumlanması ve bu değişiklilerin erkek ya da kız cinsine has özelliklerle bağdaştırılmasıdır. Özellikle anne karnının sivri olmasının erkek çocuğa işaret edilmesi bir anlamda erkek çocuğun toplum tarafından daha ön planda görülmesi ile ilişkilendirilebilir. Yani toplumda daha yüksek görülen erkek, anne karnında da sivrilerek öne geçmektedir. Kız çocuk ise daha geride bulunmaktadır.

Cinsiyet tayininde pek çok uygulamanın hareket noktasında aslında cinsiyetlere has cinsel organların şekillerinin taklitleri yatmaktadır. Örneğin tavana atılan bir et parçasının sarkmasının erkek çocuğa; tamamen tavana yapışmasının kız çocuğa işaret olduğuna inanılmasın da bu olgu mevcuttur. Et parçası aldığı şekille doğacak çocuğun cinsel organını sembolize etmektedir.

Annede meydana gelen diğer fiziksel değişimlerde ise genellikle erkek çocuk doğuracak kadınların güzelleştiği fikri öne çıkmaktadır. Bunun temelinde de yine ataerkil toplum olmanın getirdiği erkeğe daha fazla önem verme içgüdüsünün yattığı açıktır. Yani bir anlamda erkek çocuk doğuracağı için anne “kut”lanmış ve tanrı tarafından güzelleştirilerek ödüllendirilmiştir. Bu anneler toplum tarafından da yüceltilmektedir. Bununla beraber kız çocuk doğuracak annelerin ise yüzlerine lekelerin düşmesi ve genel anlamda çirkinleşmeleri ise kız çocuk doğurmanın pek bir önem arz etmediğini ve toplum tarafından kız çocuk doğurmanın ayrı bir “kut”unun olmadığı inancını göstermektedir. Balıkesir’de bugün bile erkek çocuk doğuran kadınla kız çocuk doğuran kadın arasında değerlilik açısından az da olsa bir kıyaslama yapılmaktadır. Erkeğine bir erkek evlat veren kadın daha ayrıcalıklı bir değer statüsüne kavuşur ya da yükselirken, sürekli kız çocuk doğuran kadına buna benzer bir statü verilmediği açıktır.

62