• Sonuç bulunamadı

Türkiye Cumhuriyeti Devleti (T.C.) ve Federal Almanya Devleti Ülkemizin ekonomik gelişimini sürdürmesi ve tamamlayabilmesi açısından dış kaynak

LİTERATÜR BİLDİRİMİ VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.5. Dresdnerbank Olayı

2.5.3. Olay Karşısında Tarafların Sorumlulukları ve Tutumları

2.5.3.2. Türkiye Cumhuriyeti Devleti (T.C.) ve Federal Almanya Devleti Ülkemizin ekonomik gelişimini sürdürmesi ve tamamlayabilmesi açısından dış kaynak

ihtiyacı olduğuna ve bu kaynağın temini için de 1970’li yıllardan itibaren işçi dövizlerine yöneldiğine birinci bölümde (Bölüm 1.4) detaylı olarak değinmiştik. Fakat kendisi için bu denli hayati önemi haiz kaynakları yıllardır sağlayan topluluk, üstelik bu kaynakları sağlamak amacıyla yaptığı işlemlerden dolayı zor durumda kaldığında, T.C. resmi makamları, Almanya nezdinde konuyla ilgili yeterli girişimde bulunmamıştır.

T.C. Devleti’nin bu aşamada sağlayacağı olumlu katkı, özellikle ülkemize uzak duran üçüncü kuşak göçmenlerin kazanılmasında yararlı olacak iken, olayda pasif kalması nedeniyle, yatırımlarında ülkemize öncelik tanıyan vatandaşlarımızı da küstürmüştür.

Almanya açısından bakıldığında ise, “Alman resmi makamları bu hesapların işleyişine yıllarca göz yumup, hiçbir inceleme ya da müdahalede bulunmazken acaba 2000 yılında ne değişmiştir” sorusuna cevap bulunması gerekmektedir. Keza bu hesaplara yapılan transferlerin (ülkeler arası havale işlemi) çoğunluğunun yüksek montanlı olması nedeniyle, en azından Almanya’nın çok hassas olduğu kara para aklama olayları açısından bu tarihe değin pek çok kereler incelenmesi gerekmez miydi? Ya da Dresdnerbank’ın tamamen mevduat aracılık işlemi için TCMB ile yapmış olduğu muhabirlik anlaşmasından ve bu anlaşma kapsamında TCMB

hesaplarına aktarılan tutarlardan (para yatıran herkesin bilgileri Dresdnerbank tarafından arşivlenmesine rağmen) 2000 yılına kadar hiç mi haberi olmamıştır?

Her iki sorunun da cevabı aynı: Alman resmi makamlarının bu hesaplarının işleyişinden ve bu hesaplarda bulunan tutarlardan haberi olmaması imkânsız. Almanya bu gizli göz yummasıyla, dost ve müttefik ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’nin dış kaynak ihtiyacını kendi vatandaşlarından gidermesini sağlayarak, hem Türkiye’nin kaynak ihtiyacının giderilmesine yardımcı oluyor hem de bu ihtiyacı kendi kaynaklarından karşılama yükünden kurtulmuş oluyordu.

O halde, Alman devletini bu hesapların üstüne gitmeye iten sebep; önce Doğu Almanya ile birleşmenin getirdiği ekonomik maliyet, sonra 2000’li yıllarda AB’ye yeni katılımların ve Çin’in dünya piyasasına hızlı girişi ile birlikte yaşanan olumsuzlukların ardından zor durumda kalan Alman ekonomisi ve biriken işsizler nedeniyle sıkıntı yaşamaya başlayan sosyal güvenlik sistemi midir? Bu sorunun cevabı Almanya işsizlik (Tablo 12) ve Milli Hasıla (Tablo 13) rakamlarının incelenmesiyle ortaya koyulabilir.

Almanya işsizlik rakamları incelendiğinde (Tablo 12); Almanya’da 1980’lere kadar %5’in altında gerçekleşen işsizlik rakamları, 1980’li yıllarda %10’a, 1990’lı yıllarda Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesiyle %13’e dayanmış, 2000’li yıllarda ise %10 ila %13 aralığında seyretmektedir. Yani süreç içinde sürekli olarak artan işsizlik rakamlarıyla karşılaşılmaktadır. Bu durumun ülkede yabancı işçilere karşı toplumsal hareketleri körükleyip, aşırı milliyetçi siyasal akımları ve politikalara zemin ve taraftar kazandırdığı herkesçe bilinmektedir.

Tablo.12

Almanya Federal Cumhuriyeti İşsizlik Rakamları

Batı Almanya Bölgesi Doğu Almanya Bölgesi Almanya Geneli

(Berlin hariç) (Berlin Dâhil)

Yıllar Sayı Oran % Sayı Oran % Sayı Oran %

2005 4 860 234 13,0 3 246 097 11,0 1 614 137 20,6 2004 4 381 042 11,7 2 781 347 9,4 1 599 695 20,1 2003 4 376 028 11,6 2 752 589 9,3 1 623 439 20,1 2002 4 060 317 10,8 2 497 678 8,5 1 562 639 19,2 2001 3 852 564 10,4 2 320 500 8,0 1 532 064 18,8 2000 3 889 695 10,7 2 380 987 8,4 1 508 707 18,6 1999 4 100 499 11,7 2 604 720 9,6 1 495 779 18,7 1998 4 280 630 12,3 2 751 535 10,3 1 529 095 19,2 1997 4 384 456 12,7 2 870 021 10,8 1 514 435 19,1 1996 3 965 064 11,5 2 646 442 9,9 1 318 622 16,6 1995 3 611 921 10,4 2 427 083 9,1 1 184 838 14,8 1994 3 698 057 10,6 2 426 276 9,0 1 271 781 15,7 1993 3 419 141 9,8 2 149 465 8,0 1 269 676 15,4 1992 2 978 570 8,5 1 699 273 6,4 1 279 297 14,4 1991 2 602 203 7,3 1 596 457 6,2 1 005 746 10,2 Kaynak: http://www.destatis.de/indicators/d/lrarb01ad.htm

Almanya GSMH rakamları (Tablo 13) incelendiğinde ise, Doğu Almanya ve Batı Almanya’nın birleşmesine kadar ortalama %6,7 olan GSMH artışları bu tarihten itibaren genellikle %2’ler seviyesinde seyretmiş ve %3,6’lık ortalama büyüme sağlanmıştır. GSMH artış oranlarındaki bu azalış, otomatikman büyüme ve istihdam rakamlarına da yansımaktadır.

Tablo.13

Almanya Federal Cumhuriyeti GSMH Rakamları

Yıllar Gayri Safi Milli Gelir Artış Azalış Safi Milli Gelir Artış Azalış Kullanılabilir Gelir Halk Geliri İşveren Gideri Kurumlar ve Servet Geliri 2006 2.318,83 3,14% 1.984,46 3,69% 1.958,54 1.730,38 1.144,89 585,49 2005 2.248,16 1,75% 1.913,86 1,67% 1.885,43 1.675,13 1.129,26 545,87 2004 2.209,42 2,97% 1.882,48 3,26% 1.854,53 1.650,58 1.136,79 513,79 2003 2.145,77 1,38% 1.823,02 1,57% 1.796,82 1.596,99 1.131,67 465,32 2002 2.116,64 1,17% 1.794,76 1,07% 1.769,68 1.576,12 1.128,32 447,80 2001 2.092,15 2,40% 1.775,74 2,37% 1.753,65 1.560,85 1.120,61 440,24 2000 2.043,16 2,65% 1.734,68 2,44% 1.713,20 1.524,43 1.100,06 424,37 1999 1.990,47 2,34% 1.693,42 2,33% 1.673,68 1.487,26 1.059,51 427,75 1998 1.945,02 2,28% 1.654,80 2,24% 1.634,21 1.466,09 1.032,25 433,84 1997 1.901,71 1,90% 1.618,55 1,78% 1.599,81 1.438,62 1.010,69 427,93 1996 1.866,29 1,72% 1.590,19 1,66% 1.572,60 1.417,73 1.006,62 411,11 1995 1.834,76 3,59% 1.564,28 3,56% 1.547,27 1.397,22 997,02 400,20 1994 1.771,21 4,38% 1.510,44 4,39% 1.490,28 1.341,00 961,86 379,14 1993 1.696,96 2,68% 1.446,87 2,02% 1.427,87 1.287,66 938,77 348,89 1992 1.652,70 7,21% 1.418,23 6,87% 1.402,00 1.269,78 917,17 352,61 1991 1.541,55 16,97% 1.327,12 16,77% 1.305,49 1.192,57 847,01 345,56 1970 - 1990 Ort. 6,70% 1.136,50 6,55% 1.101,62 1.017,91 689,96 327,95 Kaynak: http://www.destatis.de/indicators/d/lrvgr04ad.htm

Büyümedeki azalış ve işsizlik rakamlarındaki artış Alman devletinin yeni vergi kaynakları bulma ve sosyal güvenlik alanında gider azaltıcı tedbirler geliştirme arayışına girdiğini düşündürmektedir. Bu sonuç ise Almanya’nın 30 yıla yakın süredir göz ardı ettiği göçmen tasarruflarının ve bundan elde edilecek vergi gelirinin üstüne neden gittiğini açıklayabilmektedir.

Dresdnerbank olayının ardından Alman sisteminin göçmen vatandaşlarımızın mevduat ve yatırımlarına yönelen ilgisi de dikkate değerdir. Nitekim Almanya’nın en büyük özel bankası olan Deutsche Bank A.G., 2006 yılında pilot uygulama olarak 13

şubesinde başlatmış olduğu “ Sizinle Aynı Dili Konuşan Banka ” kampanyası ile pilot şubelerinde Türk kökenli müşteriler ile ilgilenmek üzere Türk personel istihdam etmeye başlamış, bu kampanya ile bir yıl içinde iki bin yeni müşteri ve 5,5 milyon Euro ek işlem hacmine ulaşmasının ardından proje kapsamını genişleterek 1 Nisan 2007 tarihinden itibaren bu özel nitelikli şubelerin sayısını 24’e, 30 olan Türk kökenli personel sayısını da 100’e çıkarma kararı almıştır. Projeye ince jestler eklenerek (ince belli bardakla çay ikramında bulunmak, açılacak hesaplara nazar boncuklu banka kartları vermek, Türkiye’ye yılda 5 adet ücretsiz havale, şubelerin kapısında çay ve nazar boncuğu resmi bulunması vb.) bu ülkede yaşamakta olan vatandaşlarımızdan 500 bin yeni müşteri kazanmayı hedeflemektedir (Sabah Ekonomi, 15.03.2007).

Gerek Alman devletinin yıllar süren suskunluğun ardından bir anda bu ülkede yaşayan vatandaşlarımızın mevduatlarının üzerine gitmesi, gerekse de Alman finans sektörünün yaptığı bu tür atılımlar birlikte değerlendirildiğinde, göçmen vatandaşlarımıza ait birikimlerin Almanya ekonomisine kazandırılmasına dair ince hamleler daha net anlaşılabilmektedir.

Gelinen noktada her iki devletin de olaya duyarsız kaldığı görülmüştür. 40 yıla yakın süredir her türlü zorluğa katlanıp, bir yandan anavatanına kaynak aktaran diğer yandan da yerleştiği ülkenin yeniden yapılanmasına, sanayisine, kalkınmasına ve kültürüne büyük katkılar sağlayan göçmen vatandaşlarımız, her iki ülke tarafından da yüzüstü bırakılmıştır.

2.5.3.3. Hesap sahiplerinin sorumluluğu. Hesap sahiplerinin, olayın ortaya