• Sonuç bulunamadı

2.4. Avrupa Birliği’nde Kadın Ġstihdamı’nın Durumu

3.1.2. Türkiye Cumhuriyeti Dönemi

“Bizim toplumumuz için ilim ve fen lazım ise, aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın iktisap etmesi lazımdır.”

Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet‟in ilanı ile birlikte Türkiye‟de kadının istihdamdaki yeri ivme kazanmaya baĢlamıĢtır. Mustafa Kemal Atatürk, her zaman kadınların önemini dile getirmiĢtir. Mustafa Kemal Atatürk, gençlerin ve kadınların çalıĢma hayatında yer almaları için büyük çabalar göstermiĢtir. Kadınların iĢgücüne katılımı ile ilgili olarak ilk düzenleme, 1924 yılında yürürlüğe girmiĢtir. Yürürlüğe giren 39428

sayılı yasa ile kadınlar öncelikli olmak üzere, bütün emekçilerin hakları güvenceye alınmıĢtır. Buna ek olarak 24 Nisan 1930 yılında Umumi Hıfzısıhha Kanunu29

(Genel Sağlık Koruma Yasası) yürürlüğe geçmiĢtir. Bu yasa, kadın ve genç emekçilerin korunmasına yönelik bir yasa olarak tasarlanmıĢtır. 1935 yılında yürürlüğe giren, 273930

sayılı yasa ile yine emekçilerin hakları korunma altına alınmıĢtır (Ağlı ve Tor, 2015: 77). 1936 yılında kadınların çalıĢma hayatındaki en önemli aĢama, ĠĢ Kanunu‟nun çıkarılması olmuĢtur. Bu kanun 8 Haziran 1936 tarihinde çıkartılmıĢtır. Bu yasayla birlikte kadın, erkek ve çocukların iĢ hayatındaki koĢulları yeniden düzenlenmiĢtir. Madde 25‟de kadın iĢçilerden gebe olanların doktor muayenesi neticesinde, doğum zamanına 3 hafta kala izinli olmaları, doğumdan sonra 3 hafta içerisinde çalıĢtırılmaları yasaklanmıĢtır. Ayrıca emziren kadın iĢçilerin çocuklarına süt vermek için zaman tayin edilmiĢtir. ĠĢ Kanunu‟nun 49. Maddesinde 18 yaĢını doldurmamıĢ erkek çocuklarının ve kadınların maden ocakları, kablo döĢenmesi, kanalizasyon ve tünel inĢaatı gibi yerlerde çalıĢtırılması yasaklanmıĢtır (TBMM, 1936: 843-849). 1936 yılına kadar iĢ hayatında, kadınların çalıĢma yaĢamını düzenleyen baĢka bir yasanın bulunmadığına dikkat çekilmektedir (Ağlı ve Tor, 2015: 77).

Türkiye Cumhuriyeti döneminde kadınların iĢ hayatlarına yönelik ilk önemli verilerin, 1927‟de Sanayi Sayımı ile yapıldığı belirtilmektedir. Bu sayım diğer sayımlara göre farklılık göstermektedir. Çünkü bu sayımda bütün sanayi iĢletmeleri

28“…fabrika, imalathane, tezgah, dükkan, mağaza, yazıhane, ticarethane, sınai ve bilumum müessesat

ve tevsabiinin haftada bir gün tatili faaliyet etmeleri mecburidir.” Bkz. Mevzuat (1924), Hafta Tatili

Hakkında Kanun, Kanun numarası: 394, s: 211.

29 “ Kadınlarla, 12’den 16 yaşına kadar çocukların istihdamı memnu olan sıhatte mugayir ve

muhataralı işlerin neden ibaret olduğu iş kanununda tasrih edilecektir.” Bkz. Mevzuat (1930), Umumi

Hıfsıhha Kanunu, Kanun numarası: 1593, s: 1061-1104.

30 Resmi bayramların, dini bayramların, 1 Ocak ve 1 Mayıs gününün genel tatil günleri olacağına karar verilmiĢtir. Hafta tatili Pazar günü olarak belirlenmiĢtir. Bkz. Mevzuat (1935), Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun, Kanun Numarası: 2739, ss:411.

97

dikkate alınmıĢtır. Ancak bu sayım, sadece dört ve daha fazla iĢçi sayısı olan iĢletmeleri dikkate aldığı için eleĢtirilmiĢtir. Bu sayımın sonucunda kadın çalıĢanların oranı %25,58 olarak tespit edilmiĢtir. Bu orana göre, sanayi iĢletmelerinde çalıĢan dört kiĢiden biri kadındır. Buradan hareketle üç temel çıkarım yapılabilir. Ġlk olarak savaĢ dönemlerinde kadınlar daha önce çalıĢmadıkları alanlarda da çalıĢmaya baĢlamıĢlardır. Ġkinci olarak, savaĢa giden erkeklerin yerine kadınların iĢgücüne katılımı, kadın çalıĢanların oranını yükseltmiĢtir. Son olarak, savaĢta eĢlerini kaybeden erkeklerin yerine kadınların çalıĢmaya devam ettiği düĢünülmüĢtür (Makal, 2010: 21). Ancak savaĢlardan sonra, erkeklerin iĢ yaĢamına dönmesi ile birlikte, kadınların tekrardan iĢgücü piyasasından çekildiği gözlemlenmiĢtir. Böylece kadınların, ev iĢleri ve geleneksel olan iĢlerine geri döndükleri görülmüĢtür (Erdoğan ve YaĢar, 2018: 22).

Türkiye‟de Cumhuriyet‟in ilanı ile birlikte birçok devrimin gerçekleĢtiği açıktır. Özellikle kadınlara çok önemli hakların sağlandığı birçok kaynakta kaleme alınmıĢtır. Ancak bu hakların toplumda uygulanmadığı görülmüĢtür. Böyle bir durumda kadınların iĢ yaĢamına girmesi gecikmiĢtir. 1950‟li yıllara kadar ülkemizde kadınlar özellikle ev içi iĢlerde karĢılıksız bir emek31

sergilemiĢlerdir. Ülkemizde kadınların özellikle tarım dıĢı alanlarda, iĢ hayatına dahil olmaları 1950‟li yılları bulmuĢtur. Bu dönemlerde ortaya çıkan hizmet sektörü kadınlar için yeni iĢ fırsatları yaratmıĢtır (Kocacık ve Gökkaya, 2005: 196).

Türkiye Cumhuriyeti‟nde 1950‟li yıllarda sanayileĢmenin hız kazandığı gözlemlenmiĢtir. Bunun yanı sıra 1950 senesi köyden kente göçlerinde arttığı bir dönem olmuĢtur. Bu dönemlerde Marshall yardımlarının 32

etkisi ile birlikte ekonominin bir dönüĢüm içerisinde olduğu görülmüĢtür. Çünkü Gayri Safi Yurtiçi

31 1950‟li yıllardan önce Türkiye‟de kadınlar tarlada çalıĢmanın yanı sıra, hayvanlara bakmıĢlar, bahçeyle ilgilenmiĢler ve ev içi iĢlerle (çocuk bakımı, yaĢlı bakımı ve ev içi üretim) ilgilenmiĢlerdir. Bkz. MemiĢ E. Ve Özay Ö. (2013). Eviçi UğraĢlardan Ġktisatta KarĢılıksız Emeğe: Türkiye Üzerine Yapılan ÇalıĢmalara ĠliĢkin Bir Değerlendirme. Birkaç Arpa Boyu, 21, s: 241

32 II. Dünya SavaĢı‟ndan sonra ekonomisi çöken ülkelere Amerika BirleĢik Devletleri‟nin yardım yaptığı belirtilmektedir. Amerikan Hükümeti‟nin DıĢiĢleri Bakanı George Marshall 1947 senesinde Harvard Üniversitesinde yeni bir yardım yöntemi açıklamıĢtır. Türkiye Amerika‟dan 615 milyon yardım istemiĢtir. Fakat Amerikalı uzmanlar Türkiye‟yi geri çevirmiĢlerdir. Türk Hükümeti doğrudan doğruya Amerikan Hükümeti‟ne baĢvurarak verilen kararın tekrar gözden geçirilmesini talep etmiĢtir. Amerikan Hükümeti ikna olarak 4 Temmuz 1948 tarihinde anlaĢmayı imzalamıĢtır. Türk Hükümeti Marshall yardımı dahilinde 1948-1949 döneminde 59 milyon dolar direkt yardım almıĢtır. 1949-1950 döneminde 30 milyon verilebileceği duyurulan yardıma Türkiye itiraz ederek bu miktarı 59 milyona çıkarttırmıĢtır. Bkz. Güler, Yavuz (2004), “II. Dünya SavaĢı Sonrası Türk-Amerikan ĠliĢkileri (1945- 1950)”, Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 5 Sayı 2, s: 209-224.

98

Hasıla (GSYH) içinde tarımın payının azaldığı gözlemlenmiĢtir. Buna karĢın o dönemde, sanayi ve hizmet sektörünün payı artmıĢtır. Sanayi kesiminde artıĢ meydana gelmesine rağmen, kadınlar bu sektörde de iĢ bulamamıĢlardır (Özer ve Biçerli, 2004: 64).

Türkiye 1970‟li yıllarda, enflasyon ve ödemeler dengesi açıkları gibi önemli sorunlarla karĢılaĢmıĢtır. Bu sorunları yok edebilmek adına, Uluslararası Para Fonu (IMF) örgütünün destek ve istikrar programları yürürlüğe girmiĢtir (Erdoğan ve YaĢar, 2018: 22). IMF‟nin, ekonomide uluslararası ortaklıkları ve yatırımları kolaylaĢtıracak hedefleri vardır. Çok uluslu Ģirketlerin özel giriĢimleri desteklemesi ile IMF‟nin küreselleĢme33

sürecinde kültürel ve ekonomik iliĢkileri güçlendirmesi, bu örgütün önemli bir hedefidir (Gelekçi, 2005: 266). Ayrıca Bretton Woods34

Sistemi ile birlikte küreselleĢme kavramının giderek önemi de artmıĢtır (Aktan ve ġen, 1999: 108).

Türkiye‟de daha önce de belirtildiği üzere, 1970‟li yıllarda ekonomik sorunlar için, IMF‟nin yapmıĢ olduğu destek ile istikrar tedbirleri yürürlüğe girmiĢtir.35

Bu tedbirler ile birlikte Türkiye‟de ihracata yönelik sanayileĢme politikalarının uygulanmaya baĢlandığı gözlemlenmiĢtir. Dahası, tarım sektörüne yapılan sübvansiyonların azaltıldığı da bu dönemlerde görülmüĢtür. Ancak alınan bu kararlar, kadınların iĢ hayatına olan katılımını etkilememiĢtir. Kadınların tarım sektöründe olan payının azaltılıp sanayi ve hizmet sektörüne aktarılmaması, bu duruma sebep olarak görülmüĢtür (Erdoğan ve YaĢar, 2018: 22).

33 KüreselleĢme; mal, hizmet ve sermayenin artan hareketliliği sonucunda sınır ötesi karĢılıklı ekonomik bütünleĢme ve ulusal ekonomilerin dünya piyasalarına dahil olma sürecinde dünyanın farklı bölgelerinde yaĢayan toplum ve devletler arasındaki iletiĢimin ve etkileĢimin artması ve karĢılıklı bağımlı hale gelinmesi olarak ifade edilebilir. Bkz: Kıvılcım Fulya (2013), KüreselleĢme Kavramı Ve KüreselleĢme Sürecinin GeliĢmekte Olan Ülke Türkiye Açısından Değerlendirilmesi, “Sosyal ve Beşeri

Bilimler Dergisi”, Cilt 5, Sayı 1, s: 219-230.

34BrettonWoods antlaĢması, 1944 yılında New Hampshire‟da imzalanmıĢtır. Özellikle Amerika ve Ġngiltere II. Dünya SavaĢı‟ndan sonra uluslararası politikalara rehberlik edebilmek amacıyla bazı kural ve politikaların kaçınılmaz olduğunu düĢünmüĢlerdir. IMF ve Dünya Bankası yeni oluĢacak uluslararası finansal sistemin temelini oluĢturmaktadır. Bretton Woods ulusal ekonomilere uygulanan kısıtlamaları önlemek hedefinde olmuĢtur. Bkz: Igwe O.C Isaac (2018), History Of The International Economy: The Bretton Woods System And Ġts Impact On The Economic Development Of Developing Countries, Athens Journal of Law, Cilt 4, Sayı 2, s: 105-126.

35 1970‟li yıllardaki petrol krizleri nedeniyle IMF‟ye üye olan Türkiye borçlarını ödemede zorluk yaĢadığı için IMF ile Stand-by anlaĢması yapmıĢtır. Stand-by anlaĢmaları özellikle dıĢ ödemeler dengesi açığı veren ülkelere IMF tarafından yapılacak yardımın Ģartlarını içeren istikrar politikalarıdır. Bkz. Ġnan Mahmut (2019), IMF Ġstikrar Politikaları ve Stand-by AnlaĢmalarını Gerekli Kılan Nedenler Açısından Türkiye IMF ĠliĢkileri, Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 32, s: 602.

99

Sayısal olarak sanayi kesiminde istihdam edilen kadınların oranları 1955- 1980 yılları arasında %12,3‟den, %10,7‟yedüĢmüĢtür. Bunun sonucu olarak sanayi sektörü, kadınlara bir istihdam olanağı yaratmamıĢtır. Hizmetler sektöründe de benzer bir durum yaĢanmıĢtır. 1980 yılında hizmetler sektöründe, istihdamın yalnızca %12,3‟ünü, kadınların oluĢturduğu görülmüĢtür. Dolayısıyla bu sektörde de erkeklerin istihdam oranları kadınlardan daha fazla olmuĢtur. Böylece tarım sektörü, bu dönemlerde de kadınlar için temel bir istihdam kaynağı olmaya devam etmiĢtir (Özer ve Biçerli, 2004: 64).

1980 36 ‟li yıllarda dünyada ve Türkiye‟de neoliberal politikalar hakim olmuĢtur. Neoliberal politikalar, sadece ekonomik alanlarda değil, sosyal ve kültürel alanlarda da hakimiyetini göstermiĢtir. 1980‟li yıllarda birçok değiĢim yapılmıĢtır. 24 Ocak 1980 kararları ile birlikte bu değiĢiklikler baĢlamıĢtır. Bu tarihle birlikte, Türkiye‟de karma ekonomik sistem bırakılmıĢ ve pazar ekonomisine geçiĢ yapılmıĢtır. Bu değiĢikliğin sonucunda, sosyal ve kültürel alanlarda da birçok değiĢikliğin oluĢtuğu görülmüĢtür. Yapılan araĢtırmalar, kadınların sadece tarım sektöründe değil, hizmet ve sanayi sektörlerinde de bu dönemlerde istihdam edildiğini göstermiĢtir. Dolayısıyla kadınlar geleneksel iĢlerini bırakıp iĢ hayatına bu dönemlerde atılmıĢlardır. Kadınların iĢ hayatına girmelerinin sebebinde, evliliğe olan bakıĢ açılarının değiĢmesinin de payı olduğu düĢünülmektedir (Gürol, 2007: 144- 145).

1980 dönemi küreselleĢme tarihi açısından önemli bir zamandır. 1980 yılında üçüncü küreselleĢme dönemi yaĢanmıĢtır. 1980 dönemi ve sonrasında yaĢanan küreselleĢme hızlı geliĢmelere yol açmıĢtır. Özellikle 1980 dönemindeki küreselleĢme teknoloji, iletiĢim, çevre ve insan yaĢamını içerisine alan büyük bir küreselleĢme dönemi olmuĢtur (Kıvılcım, 2013: 222). 1980 yılında, küreselleĢmenin etkisi ile birlikte üretim esnek bir duruma gelmiĢtir. Dolayısıyla iĢletmelerde tam zamanlı çalıĢanların sayıları azalırken, yarı zamanlı çalıĢanların sayıları artmıĢtır. Böylece ev içi iĢlerden dolayı tam zamanlı çalıĢamayan kadınların iĢ hayatına girmeleri kolaylaĢmıĢtır. Bu dönemlerde kadınların iĢgücüne katılım oranlarında bir artıĢ olmasına rağmen, kadınların iĢgücüne katılımı erkeklerin iĢgücüne katılımının çok

36 1980‟den günümüze kadar geliĢmekte olan ülkelerin birçoğunda emek yoğun ihracata yönelik

büyüme stratejileri ile birlikte kadın istihdamında artıĢlar meydana gelmiĢtir. Türkiye‟de benzer üretim sektörlerinde kadın istihdamında artıĢ gerçekleĢmemiĢtir. Özellikle günümüzde geliĢmiĢ olan ülkelerde uygulanan kadın istihdamını artırıcı politikalar ülkemizde yeterince uygulanmamaktadır. Bkz. Özar ġ. (2011). Türkiye’de 1980 Sonrası Dönemde Kadın Emeği ve Ġstihdamı Politikaları: Kadın Hareketi,

100

altında olmuĢtur. Yarı zamanlı çalıĢma kadınların iĢ piyasasına giriĢini kolaylaĢtırırken fason üretim de buna bağlı olarak artıĢ göstermiĢtir. (Özer ve Biçerli, 2004: 64).

Türkiye‟de kadın ve erkek istihdamındaki eĢitsizliğin sebebi, istihdam politikalarının yanlıĢ yapılmasından kaynaklı olarak düĢünülmüĢtür. Kadınların istihdam seviyelerinin düĢük olmasının çözüme ulaĢması amacıyla 1980‟li dönemlerde IMF ve Dünya Bankası‟nın yönlendirilmesi ile ithal ikameci büyüme37 modelinden ihracata dayalı büyüme 38 modeline geçilmiĢtir. IMF ve Dünya Bankası‟nın geliĢtirmiĢ olduğu Yapısal Uyum Programları Türkiye tarafından kabul edilmiĢtir. Neoliberal politikalar ile serbest piyasa ekonomisi öne çıkarılmıĢtır. Dolayısıyla kamu ekonomisinin faaliyeti sınırlandırılmıĢtır. Böylece özelleĢtirme yolu ile kamu iĢletmelerinin birçoğu özel sektöre devredilmiĢtir. 1980‟li dönemlerde yapılan bu politikalar ile birlikte kamu sektörüne ait sabit sermaye yatırımları gerilemiĢtir. Ancak özel sektör yatırımlarının artması öngörülürken, bu durum böyle olmamıĢtır. Dolayısıyla belirtilen dönemde, artan iĢgücünü karĢılayacak iĢgücü talebi olmamıĢtır. Böylece istihdamın daralması ve iĢsizliğin artması kaçınılmaz bir durum olmuĢtur. Özellikle bu durumdan kadın istihdamı daha çok etkilenmiĢtir (Karabıyık, 2012: 239).

Sonuç olarak, 1923 yılından itibaren kadınlara birçok haklar verilmiĢtir. Yapılan politikalar veya reformlarda kadınların eĢit bir Ģekilde haklarını kazanmalarının büyük bir önem arz ettiği görülmektedir. Kadınların eğitime ulaĢılabilirliği, çalıĢma hayatına dahil olması ve siyaset gibi kamu alanlarına girmesinin mümkün kılındığı görülmüĢtür. Dolayısıyla Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, devletin kadınlar için eĢitliği savunduğu ve desteklediği yapılan çalıĢmalarda görülmektedir (Gül, Yalçınoğlu ve diğ., 2013: 170).