• Sonuç bulunamadı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu ve İnsan Hakları

3.2. Cumhuriyet Döneminde Kamu Denetçiliği Kurumuna Benzer Kurumlar

3.2.2. Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu ve İnsan Hakları

TBMM Dilekçe Komisyonu

1982 Anayasası’nın 74. Maddesi uyarınca, vatandaş kendisi ve kamu ile ilgili dilek ve şikayetlerini yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) yazılı olarak iletebilmektedir (Sayan, 2014: 337). Bu bağlamda, vatandaşın

sorunlarını, dilek ve şikayetlerini incelemekle görevli bir komisyon TBMM bünyesinde bulunmaktadır. Bu başvuruların konusu yasal bir hakkın korunması, bireysel ya da kamusal konulardaki dilek ve şikayetler olabilmektedir (Atay, 1999: 75). TBMM bünyesinde bulunan komisyonlardan bir tanesi dilekçe komisyonudur.

Dilekçe komisyonuna dilekçe veren vatandaş yasal hakkın korunması, kamu yararı ve kişisel hakları ilgilendiren bir konuda dilekçe verebilmektedir (Atay, 1999: 75).

TBMM başvuru dilekçelerini üç aşamada incelemekte ve karar almaktadır. Bunlar, başkanlık divanı incelemesi, komisyon incelemesi ve meclis genel kurul incelemesidir. Meclis seçici davranmak ve dilekçe konularının belirli bir olgunluğa ve öneme sahip olmasını istemek amacı ile böyle bir yol izlemektedir. Meclise ulaşan bir dilekçe önce dilekçe komisyonu tarafından incelenmekte, uygun görülen başvuru Meclis Genel Kurulunda görüşülmekte ve bir karara bağlanmaktadır. TBMM resmî internet sitesinde Dilekçe Komisyonu tarafından yapılan denetimin; soru, gensoru, Meclis araştırması ve genel görüşme gibi siyasî denetim faaliyetinin bir türü olarak düşünülebileceği belirtilmektedir. Bu sayede TBMM’nin “yasa yapma organları aracılığıyla yaptığı bağlayıcı olan kuralların (kanunların) doğru uygulanmasını, bizzat kendisinin gözettiği, yaptığı denetimle koymuş olduğu kuralların arkasında durduğunu gösterdiği” yorumu yapılabilmektedir (Odyakmaz, 2013: 12).

Dilekçe komisyonunun uygulamadaki işleyişinde, gelen evrak kaydı yapılan bir dilekçe öncelikle uzman incelemesine tabi tutulmakta, uzman görüşü ile birlikte Başkanlık divanına gönderilmektedir. Dilekçe ile ilgili bilgi ihtiyacının hasıl olması durumunda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile irtibata geçilmekte, edinilen bilgi ve belgeler ışığında, uzman görüşü ile birlikte başkanlık divanına sunum yapılmaktadır.

Başkanlık divanı, başkan, vekili, sözcüsü ve katibinden olmak üzere dört kişidir. Divan dilekçeyi incelemek suretiyle, uygulamada, gelen dilekçeler, evrak kaydı yapıldıktan sonra önce uzmanlarca incelenmekte, uzmanın görüşünü içeren raporla birlikte dilekçe, Başkanlık Divanına sunulmaktadır. Eğer dilekçedeki talep ve şikayet konusu hakkında bilgi alma ihtiyacı varsa, kamu kurumlarıyla gerekli yazışmalar yapılarak bilgi alınmakta, edinilen bilgiler çerçevesinde, uzmanın görüşü ile birlikte dilekçe Başkanlık Divanına sunulmaktadır. Meclis İçtüzüğünün 116/1 inci maddesince Dilekçe Komisyonunun; Başkan, Başkanvekili, Sözcü ve Kâtibinden oluşan Başkanlık Divanı, komisyona gelen dilekçeleri inceleyerek,

1- Belirli bir konusu olmayan,

2- Kanun değişikliği gerektiren,

3- Yargı organının görevi kapsamına giren konularda olan,

4- İçeriğinde ilgili yönetimler tarafından verilmiş bir kesin cevap bulunmayan,

5- Kanunen dilekçede olması gereken bir takım şartları taşımayan dilekçeler görüşme kapsamına almazlar.

Komisyonda görüşülmeyecek dilekçeler aylık olarak hazırlanan Dilekçe Komisyonu Başkanlık Divanı Karar Cetveli aracılığı ile TBMM’ye bildirilmekte ve milletvekillerine dağıtılmaktadır. Dağıtımdan on beş gün içerisinde itiraz edilmeyen dilekçeler kesin karara bağlanarak sahiplerine bilgi verilmektedir. Bu komisyon esasen kamu denetçisi gibi çalışmaktadır. Zira bağımsız olan bu komisyon, vatandaşın şikayetlerini dinlemektedir. Alınan kararlar periyodik olarak duyurulmaktadır. Bu bağlamda kamu denetçiliği kurumu Türkiye için yeni bir uygulama değildir ve ilgili komisyon tarafından benzer bir işlev yerine getirilmektedir (Sayan, 2014: 337).

Bununla birlikte iki birim arasında bir takım farklılıklar bulunmaktadır. Kamu denetçiliği birime herhangi bir başvuru yapılmasa da re’sen harekete geçebilir. Fakat TBMM bünyesinde dilekçe komisyonu için aynı özellikten bahsetmek mümkün değildir. Çünkü dilekçe komisyonu azaları milletvekillerinden oluşmaktadır. Üyelerin partiler arasındaki dağılımı ise partilerin meclis dağılımları tarafından

belirlenmektedir. Bu durumda iktidar partisi komisyonda çoğunluğa sahip olacağından kararlar yanlı olabilecektir. Kamu denetçisi ise meclis dışındandır ve bağımsızlığı daha yüksektir. Komisyonun sorun çözme gibi bir işlevi bulunmamaktadır. Sadece dilekçelerin yönlendirilmesi kısmında bir işlevi söz konusudur (Şengül, 2013: 132).

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu

İnsan haklarına saygının ve bu konudaki gelişmelerin izlenerek kamusal uygulamaların gelişmesini sağlamak amacı ile TBMM kapsamında bir komisyon kurulmuştur. Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu adlı bu komisyon ile ilgili esaslar 3686 sayılı komisyon kanunu ile düzenlenmiştir. Komisyon esasen insan haklarına verilen önemin bir göstergesi niteliğinde iken denetim konusunda doğrudan bir atfı yoktur. Komisyonun temel görevi insan haklarının ihlale uğradığına yönelik iddialar ile ilgili yapılan başvuruları incelemek, gerekli durumlarda ilgili mercilere bildirmek ve yapılan çalışmaları yıllık bazda raporlamaktır (Keskin, 2013: 129). 1987 yılında Avrupa Birliği’ne (AB) başvuru şartları çerçevesinde kanun teklifi ile kurulan komisyon, insan haklarını ulusal düzeyde korunmasını amaçlamaktadır (https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/bilgi.htm Erişim tarihi: 14.06.2016).

Komisyon, başkan, iki vekil, bir sözcü ve bir katipten oluşmaktadır. Bir yasama döneminde iki kez seçilen üyeler siyasi partilerin sandalye sayısına göre seçilmektedir. Her bir seçimde komisyon iki yıl çalışmaktadır. 3686 sayılı kanunun dördüncü maddesi komisyonun görevlerini şu şekilde belirlemiştir.

 Uluslararası alanda kabul gören insan hakları konusundaki gelişmeleri izlemek.

 Türkiye’nin insan hakları alanında taraf olduğu uluslararası anlaşmalarla T.C. Anayasası ve diğer ilgili mevzuat ve uygulamalar arasında uyum sağlamak amacıyla yapılması gereken değişiklikleri tespit etmek ve bu amaçla yasal düzenlemeler önermek.

 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca havale edilen kanun tasarı ve teklifleriyle, kanun hükmünde kararnameleri görüşmek, Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonlarının gündemindeki konular hakkında, istem üzerine görüş ve öneri bildirmek.

 Türkiye'nin insan hakları uygulamalarının, taraf olduğu uluslararası antlaşmalara, Anayasa ve kanunlara uygunluğunu incelemek ve bu amaçla, araştırmalar yapmak, bu konularda iyileştirmeler, çözümler önermek.

 İnsan haklarının ihlale uğradığına dair iddialar ile ilgili başvuruları incelemek veya gerekli gördüğü hallerde ilgili mercilere iletmek

 Gerektiğinde dış ülkelerdeki insan hakları ihlallerini incelemek ve bu ihlalleri o ülke parlamenterlerinin dikkatlerine doğrudan veya mevcut parlamenter forumlar aracılığıyla sunmak.

 Her yıl yapılan çalışmaları, elde edilen sonuçları, yurtiçi ve dışında İnsan Haklarına saygı ve uygulamaları kapsayan bir rapor hazırlamak.

İlgili kanun kapsamında komisyon, bakanlıklar, genel ve katma bütçeli daireler, mahalli idareler, muhtarlıklar, üniversiteler ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarından bilgi isteme, inceleme yapma yetkisine sahiptir. Aynı kanun kapsamında konu ile ilgili uzman görüşlerine başvurabilir, kamu denetçisi ile benzer şekilde kendiliğinden hareket etme yetkisi bulunmaktadır. Yani başvuru yapmadan da inceleme yapabilmektedir. Komisyon kabul etmiş olduğu raporları TBMM’ye sunmakta, ilgili kurul görüş ve önerisi ile genel kurulda görüşülebilmektedir.

Komisyonda görüşülen konular genel olarak incelendiğinde, hükümlü ve tutuklu hakları, adil yargılama hakkı, sosyal güvenlik hakkı, mülkiyet hakkı, yaşam hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı gibi konularda yoğunlaşmaktadır.

Bu komisyonun kamu denetçiliği kurumu ile benzerlikleri olmasına karşın bu iki kurumun ayırt edici özellikleri vardır. İlk olarak komisyon, vatandaşların şikâyetleri olması durumunda başvurabilecekleri önemli birim olmasına ve

demokratik yönetim anlayışına olumlu etki yapmasına rağmen, klasik anlamda bahsedilen kamu denetçiliği kurumu ile bağdaşmamaktadır. Bir ölçüde kamu denetçiliğinin özelliklerini taşımakta ise de denetim alanı, bağımsız ve tarafsız olması, amaç ve hareket serbestliği yönleri ile kamu denetçiliğinden ayrılmaktadır. Fakat komisyon, Türkiye’de kamu denetçiliğine giden süreçte doğru bir adım olarak görülebilir. Böylece vatandaş ile idarenin denetim olgusuna açıklığı sağlanmış ve kamuoyu da buna hazır hale getirilmiş olacaktır (Temizkan, 2008: 170). İkinci olarak komisyon sadece insan haklarının ihlal edildiği durumlarda harekete geçmektedir. Öte yandan kamu denetçisinin harekete geçebilmesi için herhangi bir kısıt bulunmamaktadır. Bu nedenle, yönetim ile vatandaş arasında yaşanan çatışmaları çözebilmek için komisyonun ilgili idare birimleri ile iletişime geçmesi mümkün değildir. Komisyon sadece hukuk devleti tarafından vatandaşlara tanınan özgürlüklerin ve haklarının ihlalini tespit etmektedir. Tespit ettiği olumsuzlukları ilgili birimlere iletmekten başka herhangi bir eylemde bulunmamaktadır. Bu şekilde TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ve kamu denetçiliği karşılaştırıldığında komisyon yetkilerinin oldukça sınırlı olduğu anlaşılmaktadır (Şengül, 2013: 133 - 134).