• Sonuç bulunamadı

3.3. Türkiye’de Kamu Denetçiliği Kurumu Kurulma Gerekçeleri

3.4.2. Kanun Girişimleri

3.4.2.1. 5548 Sayılı Kanun Denetçiliği Kanunu

Türkiye Cumhuriyeti’nde kamu denetçiliği kurumunun oluşturulması amacı ile atılan ilk somut adım 2000 yılında 57. hükümet dönemine aittir (Şengül, 2007: 136- 137). Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan 5521 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu

Kanun Tasarısı, TBMM’ye sunulmuştur. Kanun tasarısı 2006 yılında AB’ye uyum komisyonunun görüşleri doğrultusunda Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığında kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri temsilcilerinin de katılımıyla son

halini almıştır. TBMM Genel Kurul görüşmeleri sonucunda onaylanmış ve cumhurbaşkanının onayına sunulmuştur (Efe ve Demirci, 2013: 57). 2000 yılında TBMM’ne sunulan 14.09.2000 tarihli 5521 sayılı kanun tasarısı yasama dönemi içerisinde kanunlaşamadığından kadük kalmıştır (Şengül, 2007: 136-137).

Başarısızlıkla sonuçlanan bu girişimin sonrasında, kamu denetçiliği kurumunun kurulmasına yönelik en önemli girişim, 2003 yılında Türk kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması çerçevesinde kabul edilen 5227 sayılı “Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun’da yerel yönetimlere ilişkin şikayetleri inceleyecek bir kamu denetçiliği kurmunun kurulmasına yer verilmesidir (Sobacı ve Köseoğlu, 2014: 32). Ancak, 5227 sayılı Kanun’un dönemin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER tarafından yayımlanması uygun görülmeyen, 5227 sayılı "Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun", 4, 5, 6, 7, 8, 9, 11, 16, 23, 38, 39, 40, 46, 49, geçici 1, geçici 3, geçici 4, geçici 5, geçici 6, geçici 7, geçici 8 ve geçici 9. maddelerinin bir kez daha görüşülmesi için, Anayasa'nın 89. ve 104. maddeleri uyarınca bir kez daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri gönderilmiştir. Sobacı ve Köseoğlu’na (2014) göre kanunun meclise geri gönderilmesi ve bir daha gündeme alınmaması ve yasalaşmaması Türkiye’de bu kurumun kurulmasının ertelenmesine neden olmuştur.

5548 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu kanunu 2006 yılında kabul edilerek kamu denetçiliği kurumu hukuki anlamda varlık kazanmıştır. Kanun maddesinde ombudsmanlık tabiri kullanılmasa da öneriler içerisinde kamu denetçisi tabiri kullanılmıştır (Şengül, 2007:136-137). Kanun kapsamında kurumun kuruluş amacı gerçek ve tüzel kişilerin “idarenin her türlü eylem, işlem, tutum ve davranışlarıyla ilgili yakınmalarını, Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasada belirtilen nitelikleri çerçevesinde, adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygı, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmak” şeklinde belirlerken, aynı kanunun dördüncü maddesi ile de kurumun TBMM’ye bağlı, özel bütçeli ve Ankara merkezli olduğu belirtilmiştir (Dursun, 2011: 383).

Şengül (2013) çalışmasında, Kamu Denetçiliği Kurumu, teşkilatlanmasına başlayamadan yasal statüsünün dava konusu olduğunu belirtmiştir. Nitekim dönemin Cumhurbaşkanı, tasarının güçler ayrılığı ilkesine zarar vereceğini, Anayasa’da yazılı maddeler dışında başka bir denetim mekanizmasının yasamaya bağlı bir şekilde faaliyet yürütemeyeceğini ve bu haliyle tasarının Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtmesiyle tasarıyı red etmiştir. Noktası virgülüne değişmeden tasarı tekrar Cumhurbaşkanı’nın onayına gelince Sezer onaylamak durumda kalmış daha sonradan Cumhurbaşkanı ile Ana Muhalefet Partisi Cumhuriyet Halk Partili (CHP) 125 milletvekili anayasaya aykırı olduğu savıyla Kanun’un iptalini Anayasa Mahkemesi’ne götürmüşlerdir. Anayasa Mahkemesince 5548 sayılı Kanun’un Anayasa’ya aykırılığı konusunda güçlü belirtiler bulunduğu ve uygulanması halinde sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların doğabileceği gözetilerek, esas hakkında karar verilinceye kadar yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiştir. Ardından, 5548 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline 25.12.2008 tarihinde karar verilmiştir (Efe ve Demirci, 2013:57-58).

3.4.2.2. 2010 Anayasa Değişikliğinin Getirdikleri

5548 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunun 2008 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından tümüyle iptal olunması kararı bir bakıma Kamu Denetçiliği Kurumu’nun anayasal bir statüye kavuşmasının yolunu açmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti 5548 sayılı Kanun’da yaşanan anayasal sorunları aşabilmek için Kanun’un iptal gerekçeleri ve muhalefetin görüşlerini de dikkate alarak bir Anayasa değişiklik paketi hazırlamış (5982 sayılı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun) ve 30 Mart 2010 tarihinde 26 maddeden oluşan Anayasa değişiklik paketi içinde Kamu Denetçiliği Kurumu ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır (Efe ve Demirci,2013:58). Şengül’e (2013) göre 2010 yılında gerçekleşen anayasa değişikliğiyle 74.maddeye Kamu Denetçiliği ilave edilerek anayasallık sorununun ortadan kaldırıldığını savunmuştur (Şengül, 2013: 74). Gerçekten de söz konusu paketin 8. maddesiyle, Anayasanın 74. maddesinin kenar başlığı “VII. Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” şeklinde

değiştirilmiştir (Dursun,2011: 384). 74. maddenin üçüncü fıkrası kaldırılmış ve söz konusu maddeye yeni fıkralar eklemiştir. Bunlar:

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur.

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/8 md.) Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve

özlük haklarına ilişkin usûl ve esaslar kanunla düzenlenir.” (Odyakmaz, 2013: 18). Bu

hükümler ile kurumun anayasal altyapıya kavuşması hedeflenmiştir.

Anayasa değişikliği ile ilgili paket Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmüş, fakat iktidar partisi, anayasa değiştirme çoğunluğunu sağlayamadan Cumhurbaşkanlığına gönderdiği için Cumhurbaşkanlığı anayasa değişikliği ile ilgili paketi halkoyuna sunmuş, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halk oylamasıyla halkın % 58’i anayasa değişiklik paketine “evet” oyu kullanması sayesinde paket onaylamıştır. Böylece Kamu Denetçiliği Kurumuyla ilgili Anayasa Mahkemesi tarafından iptal gerekçelerinden Anayasanın 6. maddesinde “hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz” ilkesine hem de 87. maddesinde yer alan meclisin görev ve yetkileri maddesinde “böyle bir görev ve yetkinin olmaması hali” gibi iptal gerekçeleri ortadan kaldırılmıştır (Efe ve Demirci, 2013: 59). Böylece

Anayasal engelin ortadan kalması ile 5548 sayılı Kanun’un çoğu hükümleri içeren yeni bir Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu tasarısı hazırlanmış ve Bakanlar Kurulundaki

tüm üyelerin imzasıyla Meclis Başkanlığına 05.01.2011 tarihinde ilgili tasarı Anayasa komisyonu tarafından kabul edilmiştir. Bu kanun kapsamında başdenetçi olarak görevlendirilen kişi dört yıl süreyle göreve getirilmesi kararlaştırılmıştır.

Meclis tarafından görüşülen tasarı 14.06.2012 tarihinde 6328 sayılı “Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu” olarak yasalaşmış ve Cumhurbaşkanlığınca onaylanarak 29.06.2012 tarih ve 28338 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir (Aktel vd., 2013: 8). Bu kanun çerçevesinde 28 Kasım 2012 tarihinde TBMM Genel

Kurulu'nda Kamu Baş denetçiliğine Mehmet Nihat Ömeroğlu seçilmiştir (Ökten ve Turhan, 2014: 139).

Bir sonraki başlıkta 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunun yasal dayanağına, Kurumun Kurumsal özelliklerine ve işlevsel analizine ayrıntılı olarak yer verilecektir.

3.5. 6328 Sayılı Kamu Kurumu Kanununun Anayasal Dayanağı ve Değerlendirilmesi