• Sonuç bulunamadı

Türkiye-Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Serbest Ticaret Antlaşması

2.2. AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİ SÜRECİNDE TÜRKİYE

2.2.7. Türkiye-Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Serbest Ticaret Antlaşması

Türkiye-AKÇT Serbest Ticaret Anlaşması AKÇT’nu başlatan pakt kapsamındadır. Antlaşma, Türkiye ile Avrupa topluluğundan kaynaklı kömür ve çelik ürünlerini ihtiva ederek Dünya Ticaret Örgütünün hükümlerine uygun serbest ticaret alanı kurmaktadır. Bahsi geçen ürünlerin taraflar arasında ticareti gerçekleşirken

108E. Ayşen Hiç Gencer, ”Türkiye - Avrupa Birliği İlişkilerine Temel Bakışlar: Dün, Bugün Ve Yarın”, Akademik Bakış Dergisi, 25/1 (2011): 5-6.

109Ömer Talu, ”Kıbrıs Sorunu ve Türkiye-AB İlişkileri”, TUİÇ Uluslararası İlişkiler Çalışma Derneği, http://www.tuicakademi.org/kibris-sorunu-ve-turkiye-ab-iliskileri/ (Erişim Tarihi: 14.09.2019).

110Aslıhan P. Turan, ”Kıbrıs Sorununun Türkiye-AB İlişkilerine Etkisi”, Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi, http://www.bilgesam.org/incele/796/-kibris-sorununun-turkiye-ab-iliskilerine-etkisi (Erişim Tarihi: 14.09.2019).

111Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, ”Gümrük Birliği, AB ile Türkiye Arasındaki Ticareti Desteklemek”, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Resmi İnternet Sayfası, https://www.avrupa.info.tr/tr/gumruk-birligi-ab-ile-turkiye-arasindaki-ticareti-desteklemek (Erişim Tarihi: 14.09.2019).

ithalat veya ihracat gümrük vergileri antlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren 3 yıl içerisinde ilk yıl %50, ikinci ve üçüncü yılında %25 lik indirimler gerçekleştirmek biçimiyle kaldırılarak muasır gümrük vergisi konmayacağı ve ürünlerde nicelik kısıtlamaları ile eş müessirli tedbirlerin tamamının kaldırılması kararlaştırılmıştır.112

Antlaşmada tarafların ticarette damping uygulanması ve topluluğa üye ülkelerce bahşedilen herhangi bir yardımın yapılması suretiyle izlenilmesi gereken planlamalara hassasiyet ve şeffaflıkla yer verilmiştir. Damping neticesinde tahribata uğrayan taraf Türkiye/AKÇT Ortak Komitesi'ne beyanda bulunabilecekken, kamu yardımları hususunda ise taraflar birbirlerine tasarlanan yardım miktarı, etkisi ve amacını kapsayan tam ve kesintisiz bilgi aktarında bulunma zorluluğunu taşıyacaklardır.113

Türkiye ile serbest ticaret kapsamında alınan kararların yürürlüğe konması ve uygulanması gayesiyle 25 Temmuz 1996 tarihinde Brüksel'de imzalanmıştır.114

2.2.8 1999-2005 Dönemi Adaylık Süreci

3-4 Haziran 1999 tarihlerinde AB mensuplarınca Köln’de gerçekleştirilen toplantıda Avrupa İstihdam stratejisini yeniden düzenlemeye yönelik esaslar alınmıştır. İstihdam politikasına etki eden tüm ekonomik etmenleri göz önünde bulundurarak işleyen bir istihdam stratejisinin reformize edilmesi planlanmıştır. Köln zirvesinde oluşturulan Avrupa İstihdam Paktının gayesi toplu ekonomik hareketliliğin sağlanabilirliği hususunda mensupları diyalog ortamına yönlendirmek ve büyüme ile istihdam artışı sağlayarak mensuplar arasında mütekabil güven oluşturmaktır. Avrupa İstihdam Paktı, istikrar stratejisinin prensiplerini taşıyarak kamu fonlarına yatırımda bulunmayı ve rekabetçi alanlara yönlendirilecek para yönetimi ile randıman yükselişine dayanarak istikrarı esas alan denge politikası kurulması gerekliliğini öncelikle belirtmiştir.115

10 ve 11 Aralık 1999 tarihlerinde AB mensuplarınca Helsinki’de gerçekleştirilen toplantıda konsey binyıl bildirgesi kapsamında Küresel Sürdürülebilir Kalkınma

112Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı, “Türkiye - Akçt Serbest Ticaret Anlaşması (25 Temmuz 1996, Brüksel)”, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Resmî İnternet Sayfası, https://www.ab.gov.tr/files/ardb/akct_serbest_ticaret_anlasmasi.pdf (Erişim Tarihi: 16.10.2019).

113Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı, “Türkiye - Akçt Serbest Ticaret

Anlaşması (25 Temmuz 1996, Brüksel)”,

https://www.ab.gov.tr/files/ardb/akct_serbest_ticaret_anlasmasi.pdf

114Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı, “Türkiye - Akçt Serbest Ticaret

Anlaşması (25 Temmuz 1996, Brüksel)”,

https://www.ab.gov.tr/files/ardb/akct_serbest_ticaret_anlasmasi.pdf

Hedeflerinin (KSKH)116 kabul edilmesiyle genişleme oluşumunda yeni rotalar çizen düzenlemelere yer vermiştir. AB’nin etkili ve yenilikçi niteliklerle güçlendirilmiş kurum ve politikalarının sağladığı ortak güvenlik ve savunma ile kompetitif, istihdam sağlayan ve sürdürülebilir ekonomi şartlarını temin etme adımları atılmıştır. 1997 yılında Lüksemburg’da yapılan toplantıda başlatılan genişleme oluşumunun ehemmiyeti üzerinde durularak müessir sürecin devamlılığını hükmetmiştir.117 Devletimize AB'ne mensup olmaya aday devletler ile eşit şartlarda statü tanınmıştır.118

Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB); AB aday ülke statüsüne kabul edilen ülkeler için kısa ve orta vadeli siyasi ve ekonomik ölçütlerin ve finansal yardımlara dair hususların yer aldığı AB komisyonunca hazırlanıp onaylandıktan sonra Resmi Gazete’de yayımlanan belgedir. AB müktesebatı uyum başlıklarının içeriğinde sıralanmaktadır. KOB kısa vadede 1-2 sene, orta vadede ise 3-4 senelik proseste gerekenlerin yapılması öngörülür. Süreç sonunda yerine getirilen usuller KOB’dan çıkarılırken gereksinimler dâhilinde yeniden tasarlanmaktadır. Türkiye için ilk KOB 8 Mart 2001 yılında yayımlanırken müzakereler ve değerlendirmelere ilişik olarak 19 Mayıs 2003, 23 Ocak 2006 ve 18 Şubat 2008 tarihlerinde yenilenmiştir.119

Zorunlu olmamakla beraber, AB Komisyonunca KOB belgesi hazırlanan her ülkenin karşılığında AB Müktesebatı fasıl başlıklarından her birisi için Türkiye’de yetkin kurum sorumluluğunda, uygun mühletlerde, elverişli bir kurumsal oluşum çerçevesinde ve gerekli finansal menşelerin kullanılarak yapılacağına dair bilgileri içeren Ulusal Program (UP) hazırlamaları beklenmektedir. UP’nın KOB’de yer alan önlem ve süreç ile uyumluluğu paralel gerçekleşmelidir. Türkiye’nin hazırladığı UP’lar 2001 UP, 2003 UP ve 2008 UP’dır.120

14-15 Aralık 2001 tarihlerinde AB mensuplarınca gerçekleştirilen Laeken zirvesi121 görüşmeleri neticesinde AB Konseyince Türkiye’nin umulanın aksine geri

116Birleşmiş Milletler Kalkınma ProgramI, ”Yeni Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi”, Birleşmiş Milletler

Kalkınma Programı Resmî İnternet Sayfası,

http://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/home/mdgoverview.html (Erişim Tarihi: 15.09.2019).

117Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İdare Merkezi, “Avrupa Birliği Helsinki Zirvesi Ve Türkiye”, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İdare Merkezi Resmi İnternet Sayfası,

https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/db0f1c6e-03f2-48c7-8b8c-6c77706de889/Helsinki_Zirvesi_ve_Turkiye.pdf?MOD=AJPERES&CACHE=NONE&CONTENTCACH E=NONE (Erişim Tarihi: 14.09.2019).

118Mevzuat Dergisi, “Türkiye İçin AB Komisyonu Tarafından Hazırlanan Katılım Ortaklığı Belgesi”, Mevzuat Dergisi, https://www.mevzuatdergisi.com/2000/11a/01.htm (Erişim tarihi: 21.09.2019).

119Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı, ”Katılım Ortaklığı Belgeleri”, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Resmî İnternet Sayfası, https://www.ab.gov.tr/46226.html (Erişim Tarihi: 20.09.2019).

120Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı, ”Ulusal Programlar”, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Resmî İnternet Sayfası, https://www.ab.gov.tr/ulusal-programlar_46225.html ( Erişim Tarihi: 28.09.2019).

planda seyretmesi, mensuplarca menfi bir tavır takınılmasına etkenken, varyasyon edilen anayasası ile siyasi ölçütlere uyum sağlaması yönünde ilerleme göstermesi çerçevesinde katılım görüşmelerine başlanabileceği ihtimalini ortaya çıkarmıştır. Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve insan hakları ölçütlerinde uyumda ilerleme ile yetkin gelişime teşviki kararlaştırılmıştır.122

20-21 Haziran 2002 tarihlerinde düzenlenen Sevilla zirvesinde, Avrupa Birliği içerisinde hürriyet, adalet ve emniyet alanı meydana getirmeye ilişkin muayyen kararların uygulanmasının hızlandırılması gerekliliğinin altı çizilmiştir. 2002 yılında Adalet ve İçişleri Bakanlar Konseyince onaylanan meşru olmayan göçler ile dış hatların idaresi mevzusundaki plan desteklenerek kabul edilmiştir. Meşru olmayan göçler ile mücadele planında AB’nin vizeye tabi tuttuğu ülkelerin denetlenmesi hususunda ortak vize veri tabanı oluşturularak geri kabul paktlarının yaygınlaştırılmasına öncelik verilmiştir. Geri kabul paktlarının imzalanacağı ülkelere uygulanacak despotluk ile bu ülkelerden gelen meşru olmayan göçmenlerin, ülkeler tarafınca geri kabulünün zorunlu kılınması gerekliliği tasrih edilmiştir. Mültecilerin Hukuki Statüsüne uygun olacak sığınma ve mülteci politikasına muhalif, meşru olmayan göç ve insan ticareti ile mücadele kanalında insaniyet tasarlı denge halinin oluşturularak, mültecilerin korunması ve sistemin suiistimal edilmemesi adına nizam sağlanılmasına değinilmiştir.123

Zirvede Katılım Ortaklığı belgesinde yer verilen öncelikler dâhilinde, Türkiye’nin gerekenleri yapması doğrultusunda gösterdiği çaba bütünüyle desteklenmiştir. Siyasi ve ekonomik restorasyon ile gerekli ilke ve kıstasların sağlanması neticesinde Türkiye’nin üyeliğine mevzun yaklaşılacağı belirtilmiştir.124

12-13 Aralık 2002 tarihlerinde AB mensuplarınca Kopenhag’da bilhassa aday ülkeler için mühim kıstasların tespit edildiği toplantı gerçekleştirilmiştir. Toplantıda AB konseyince Türkiye’nin Kopenhag kriterlerine uyumu çerçevesinde 2002 yılı kapsamında gerçekleştirdiği ilerlemelerin müspet yönde karşılandığının fakat siyasi ölçütlere uyum çerçevesinde de uygulanabilir olması gerekliğinin önemi vurgulanmıştır. Türkiye’ye mali yardımın artırılarak devam etmesi kararlaştırılırken

121Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, ”Laeken Zirvesi (14-15 Aralık 2001”, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Resmî İnternet Sayfası, http://www.mfa.gov.tr/laeken-zirvesi-14-15-aralik-2001.tr.mfa (Erişim Tarihi: 18.09.2019).

122Eren Gündoğan, Karen Fogg Dosyası: Haberleşme Dokunmazlığı / AB Kutuplaşması ..., (İstanbul: Gündoğan Yayınları, 2002), 367.

123Mehmet Özcan, Avrupa Birliği Sığınma Hukuku: Ortak Bir Sığınma Hukukunun Ortaya Çıkışı, (Ankara: Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu, 2005), 177-178.

124Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, ”Sevilla Zirvesi (21-22 Haziran 2002)”, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Resmî İnternet Sayfası, http://www.mfa.gov.tr/sevilla-zirvesi-21-22-haziran-2002.tr.mfa (Erişim Tarihi: 18.09.2019).

komisyon tarafınca KOB yeniden hazırlanarak 14 Nisan 2003 tarihinde kabul edilmiştir. Aralık 2004 yılında yapılması planlanan zirvede AB komisyonunun faktörleri analiz etmesi ile Türkiye’nin Kopenhag siyasi kriterlerine eriştiğine dair neticelendirilmesi halinde tam üyelik müzakerelerinin başlatılması kararlaştırılmıştır.125

AB Komisyonu müzakerenin neticesine binaen hazırladığı "Tavsiye Belgesi", "İlerleme Raporu" ve Türkiye'nin AB üyeliğinin etkileri hakkında ki "Etki Raporu“ 6 Ekim 2004 tarihinde yayınlanmıştır.126

AB mensuplarınca 16 ve 17 Aralık 2004’de gerçekleştirilen Brüksel Zirvesinin netice bildirgesinde yer verildiği üzere 17. ve 18. Paragraflarında Türkiye’ ye ilişkin durum tespitinin yapılmasına ve müzakerelerin hangi şartlar altında başlanarak devamlılık göstereceğine dair bilgileri içermektedir. Tespitler neticesinde Türkiye’ye 1999 Helsinki Zirvesinde söz verildiği üzere “AB’ne üyelik adaylarına uygulanan ölçütlerin eşit şartlarda Türkiye’ye uygulanma statüsü” kapsamında AB Konseyince 2002 Kopenhag Zirvesi’nde belirlenen kriterlerin tanınan proseste gerçekleştirildiğinin saptanması halinde müteakip süreçte en önemli karar alınarak, Türkiye’nin 3 Ekim 2005’de AB’ne katılma müzakerelerinin başlatılacağı ilan edilmiştir.127

Zirve, Türkiye’den siyasal reformların etkili ve kapsamlı uygulanabilirliğini ve 2004 yılı İlerleme Raporu kapsamındaki kriterlerin sağlanabilirliğini sunmaktadır. AB Komisyonunca müzakereler başlamadan hazırlanılacak KOB’da, Kopenhag ekonomik kriterleri ve AB müktesebatına yer verilerek bu çerçevede yol haritası tekvin edilecektir.128

Türkiye, AB üyelik müzakerelerinin fiili başlangıç aşamasında gerçekleştirilen zirvelerin kararları noktasında mühim bir taahhütte bulunarak, Kıbrıs sorununun eli alınması gerekliliği ile Ankara Antlaşmasının on yeni AB mensup ülkesinin iştirak etmesiyle uyarlamalar neticesinde mutabakata varılmasıyla imzalanabileceğini belirtmiştir. Takiben AB üyelik görüşmelerini sonuçlandırmamak gayesiyle müzakere

125Mehmet Akif Özer, Avrupa Birliğine Tam Üyeliğin Eşiğinde Türkiye, Yönetim ve Ekonomi: Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 16/1 (2009): 94.

126Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı, Türkiye’nin Katılım Yönünde İlerlemesi Hakkında 2004 Yılı Düzenleme Raporu, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği

Başkanlığı Resmî İnternet Sayfası,

https://www.ab.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSureci/IlerlemeRaporlari/Turkiye_Ilerleme_Rap_2004.pdf (Erişim Tarihi: 22.09.2019).

127Çağrı Erhan, “10 Yıl Önceki Bir AB Yazısı:AB Brüksel Zirvesi’nde Türkiye’ye Ne Dedi?”, AB Haber, https://www.abhaber.com/10-yil-onceki-bir-ab-yazisi-ab-bruksel-zirvesinde-turkiyeye-ne-dedi/

(Erişim Tarihi: 22.09.2019).

128Erhan, “10 Yıl Önceki Bir AB Yazısı:AB Brüksel Zirvesi’nde Türkiye’ye Ne Dedi?”, https://www.abhaber.com/10-yil-onceki-bir-ab-yazisi-ab-bruksel-zirvesinde-turkiyeye-ne-dedi/

fasıllarını açmamak ve açılanlarında kapatılmasıyla oluşturduğu bu fuzuli süreci, Türkiye’nin vermiş olduğu taahhüttü gerçekleştirmemesinin temel noktası olarak savunulmuştur.129

Vargıda Türkiye, Gümrük Birliği Anlaşması'nı AB’nin on yeni mensubunu da ele alacak potansiyelde genişleten Ek protokolü 29 Temmuz 2005 tarihinde imzalamıştır. Fakat ek protokolü imzalaması neticesinde mensuplardan Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanıyor olacağı anlamına gelmediğini bildiren deklarasyonu İngiltere’ye göndermesiyle kendini müdafaa etmiştir.130

Ek protokolde yer alan Kıbrıs ile ilgili bildiri metninin içeriği şu şekildedir; Türkiye Kıbrıs sorununa çözüm bulunması intihasında sergilediği kararlı tutum ile entegre olarak bölgede var edilmesi planlanan iki kesimli ortak devlet mütalaasını destekleyecek ve kalıcı çözüm ile yerleşik mütareke, düzen ve uyum ilişkilerinin gerçekleşmesinde etki sağlayacaktır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin asıl ortaklık devleti olmasının ret edilmesiyle Türkiye, Kıbrıs Rum mevkilerinin ara hattın güneyinde var ettiği otoriteyi kabul etmek suretiyle Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki, Türk halkını temsil etmediği bilinciyle tutum sergileyecek ve derinlemesine çözüm üretilmesi mahsulünde ortaklık devleti ile bağlantı temasında bulunacağını beyan edecektir.131