• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE’DE KURUMSAL YÖNETİM KAVRAMI VE GELİŞİMİ Çalışmanın ikinci bölümünde kurumsal yönetim kavramının Türkiye’dek

gelişim aşamaları ele alınacaktır. Takiben, sırasıyla TÜSİAD En İyi Uygulamalar Kodu, SPK Kurumsal Yönetim İlkeleri, Kurumsal Yönetim Uyum Raporu, BİST Kurumsal Yönetim Endeksi ile ilgili bilgiler verilip, Türkiye’de kurumsal yönetim ile ilgili yapılmış olan araştırma raporları ele alınacaktır.

1.Türkiye ‘de Kurumsal Yönetim Tarihçesi

1999 yılında OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin yayımlanmasını takiben Türkiye de kurumsal yönetimin önemini anlayarak gerekli çalışmalarını yapmaya başlamıştır. Kurumsal Yönetim açısından Türkiye’de yapılan ilk çalışma, Eylül 1999’da Türkiye Bankalar Birliği bünyesinde faaliyet gösteren Basel Bankacılık Gözetim Komitesi tarafından hazırlanan rapordur. Bankalarda Kurumsal Yönetim isimli bu raporun temel amacı; OECD ilkelerinin bankalar için taşıdığı önemi vurgulamak, kurumsal yönetim konusuna dikkat çekebilmek ve bankalar ile denetim otoritelerine, kurumsal yönetim konusundaki bazı yeni başlıkları aktarabilmektir.

Etkin kurumsal yönetimin uygulanamaması halinde bankacılık gözetim ve denetim mekanizmasının da iyi çalışmayacağı görüşü nedeniyle, bankacılık gözetim ve denetim otoriteleri her bankada etkin kurumsal yönetimin yerleşmesi konusuna büyük önem vermiştir (TBB, 1999:3). Yapılan bu çalışma ile beraber Türkiye kurumsal yönetime ilgi duymaya başlamış daha sonra özel sektörün girişimleriyle gelişme aşamasına geçilmiştir.

2001 yılında yaşanan Bankacılık Krizi ile beraber, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri’ni baz alarak ve kurumsal yönetim üzerine büyük vurgular yaparak Bankacılık Kanunu’nu çıkarmış ve uygulamaya başlamıştır.

Yapılan düzenlemeler ile 2008 yılında yaşanan uluslararası finans krizinde, Türk bankacılık sisteminin başarılı sınavlar verebilmesinin ardında yatan unsurlardan biri de kurumsal yönetim olarak gösterilmiştir (TKYD, 2011:22).

45

Türkiye Bankalar Birliği’nin yapmış olduğu çalışmalar sadece bankacılık sektörünü ilgilendirdiği için, bankaların uyguladıkları kurumsal yönetim ilkelerinin zamanla borsaya koteli tüm şirketler için de gerekli olduğu ortaya çıkmıştır. Kurumsal yönetimin bu gereklilik altında fakat zoraki olarak geliştiğini belirten Uğur ve Ararat (2006:346), bu durumu makroekonomik performans ile değerlendirerek birtakım tespitlerde bulunmuşlardır. Elde edilen tespitlere göre; 2002 yılından sonra ekonomik olarak istikrara kavuşan Türkiye’nin, yabancı yatırımcılar tarafından gözde bir yatırım ülkesi olarak algılanması ve Türkiye’ye gelen uluslararası yatırımcıların da zorlaması ile kurumsal yönetimin geliştiğini belirtmişlerdir. Yatırımların daha çok artmasını isteyen devlet ve özel sektör, kurumsal yönetim uygulamalarının öneminin farkına vararak bu konuda gelişimlere kayıtsız kalmamış ve gerekli düzenlemeleri önce özel sektöre destek olarak daha sonra da SPK vasıtasıyla yapmıştır.

Türkiye’de 2003 yılına kadar devlet hiçbir şekilde kurumsal yönetim ile ilgili düzenleme, yönetmelik vb. yasal düzenlemeler yapmazken, dünyanın birçok ülkesinde OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri baz alınarak, yerel ilkeler belirlenmiş ve uygulamaya geçilmiştir. Birçok ülkenin ilkeleri yayımlamaktan sonra yapmış olduğu ilk iş, kurumsal yönetim anlayışının yayılımı için çalışacak olan kurumları kurmak olmuştur.

Türkiye bu gelişmeleri takip etmekte gecikmeyerek TÜSİAD çatısı altında oluşturulan Kurumsal Yönetim Çalışma Grubu ile 2002 Yılında “Kurumsal Yönetim: En İyi Uygulama Kodu” çalışmasını hazırlamıştır. Çalışma Grubu üyeleri, 2003 yılında Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin temellerini atarak, konunun liderliğini yapmak üzere ilgili çevreleri bir araya getirmeyi ve kurumsal yönetimin ülkede gelişmesini amaçlamışlardır (TKYD ve Deloit, 2007:1). 1999 yılında yayımlanan OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin fiili anlamda 2002 yılında Türkiye’de tavsiye düzeyinde uygulanmaya başlaması Koçer’e (2006:37) göre ülkemizi en erken davranan ülkelerden biri yaparken, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’ne(2011:22) göre ise ülkemizi geç kalan ülkelerden biri yapmıştır.

46

Devlet ise 2003 yılında Sermaye Piyasası Kurulu vasıtasıyla, kurumsal yönetim konusuna kayıtsız kalmayıp, gerekli önemi verdiğini, çıkarmış olduğu Kurumsal Yönetim İlkeleri ile göstermiştir.

2003 yılında yayımlanan SPK Kurumsal Yönetim İlkeleri, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 2005 ve 2010 yıllarında uluslararası gelişmeleri dikkate alarak güncellemiştir. “Uygula ya da açıkla” prensibini esas alan SPK Kurumsal Yönetim İlkeleri ile uyumun bir beyan halinde duyurulması zorunluluğu 2004 yılında Türk şirketlerinin hayatına girmiştir. 2005 yılında ise Kurumsal Yönetim Uyum Beyanları’na yıllık faaliyet raporlarında yer vermek mecburi hale getirilmiştir (TKYD, 2011:21-22).

Sermaye piyasalarında kurumsal yönetim açısından yaşanan hızlı gelişmeler Kurumsal Yönetim Endeksi (XKURY)’nin 2007 yılında oluşturulması ile devam etmiştir. SPK tarafından lisanslandırılan kuruluşlardan alınacak derecelendirme notunun İMKB’ye bildirilmesi ile oluşturulan endeks, Ağustos 2008’de hesaplanmaya başlamıştır (TKYD, 2011:22). SPK‘nın Kurumsal Yönetim İlkeleri Uyum Beyanı düzenlemesi ve İMKB Kurumsal Yönetim Endeksinin oluşturulması da en iyi uygulamaları teşvik edici nitelikte önemli adımların atılması, 3 Türk şirketinin kurumsal yönetim notu alması, yeni şirketlerin de derecelendirme hizmeti almaya hazırlanması, iş dünyasının o tarihlerdeki istekliliğini ortaya koymaktadır (Koçer, 2006:37).

14 Şubat 2011 tarih ve 27846 sayı numarasıyla Resmi Gazete’de yayınlanarak yasalaşan, Yeni Türk Ticaret Kanunu(TTK), kurumsal yönetimin evrensel 4 ilkesi olan adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri üzerine vurgu yaparak kurumsal yönetim alanındaki algı ve uygulamaların daha da artmasını amaçlamıştır.

Yeni TTK ile sadece borsada işlem gören şirketler değil aynı zamanda borsada işlem görmeyen şirketler de kurumsal yönetim ilkelerini uygulamak zorunda kalacaklardır.

47

Tablo 2.Türkiye’de Kurumsal Yönetimin Gelişim Aşamaları

TÜRKİYE'DE KURUMSAL YÖNETİMİN TARİHÇESİ