• Sonuç bulunamadı

5. TÜRK OCAKLARI'’NIN KURULUŞU, FAALİYETLERİ VE KAPATILMASI

5.1. Türk Ocakları’ nın Kuruluşu

5.1.1. Türk Ocakları’ nın Kuruluşunu Etkileyen Fikri ve Siyasi Faktörler Türk Ocaklarının doğuşunu ve kısa zamanda gösterdiği gelişmeyi daha iyi ortaya koyabilmek için, özellikle devrin şartlarına ana hatları ile temas etmemiz gerekir.

II. Meşrutiyet ilan edildikten sonra Osmanlı devleti, çeşitli iç ve dış olayların sebep olduğu bunalımlar içine düşmüştür. Bu dönemde Avusturya’nın Bosna-Hersek’i ilhakı, Bulgaristan’ın bağımsızlığını ilan etmesi, Girit meselesi, 31 Mart Vak’ası, Trablusgarp Savaşı gibi olaylar İmparatorlukta derin yaralar açmıştır. Fakat bütün bu olaylardan daha önemlisi Osmanlı devletinin yenilgisi ile sonuçlanan Balkan savaşları sonucu, Rumeli’nin kaybedilmesi, binlerce Türk’ün göçe ve katliama tabi tutulması gibi olaylar Türkler arasında büyük bir şok tesiri yaratmış ve Osmanlıcılık ideolojisinin fiilen iflasını hazırlamıştır.

70 Dr. Şerafettin Zeyrek, a.g.e., s. 97-98

“Diğer taraftan II. Meşrutiyet’i ilan eden İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin “İttihad-ı Anasır” politikasına rağmen, İmparatorlukta Türklerin dışındaki unsurlar arasında milliyetçilik akımları ve milli bağımsızlık hareketleri artık büyük boyutlara ulaşmıştır. Osmancılık örtüsü içinde bağımsızlık faaliyetleri yürüten Rum, Ermeni ve Bulgar cemaatlerinin yanında, Arnavutluk’ta başlayan ayaklanmalarla birlikte Müslüman unsurların İmparatorluktan ayrılma teşebbüsleri de artık gizlenemeyecek hale gelmişti.”71

“Türk Ocakları milli varlığı tehlikede görerek, İmparatorluktan çok, Türkleri kurtarmak gerektiğine inanan Türk gençleri ve aydınlarının bir hayat hamlesi ile ortaya koydukları cemiyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Cemiyetin ilk nüvesi de, İttihat ve Terakki’nin takip ettiği Osmancılık politikası gereği içine düştüğü başarısızlık karşısında duyulan hayal kırıklığı ve Türk olmayan öğrenciler arasındaki milliyetçilik hareketlerine karşı endişeye düşen Askeri Tıbbiyeliler arasında, bir düşünce hareketi olarak doğmuştur.”72

5.1.2. Türk Ocakları’ nın Kuruluşu

Türk Ocaklarının kurulduğu 2. Meşrutiyet (1908) sonrası dönem, Türkçülük fikrinin gelişme, dernekleşme ve yayılma dönemidir.

“Osmanlı Devleti içindeki azınlıklar, Osmanlı Devleti’nden ayrılmak ve Osmanlı toprakları üzerinde gizli faaliyetlerle ayrı ayrı devletler kurmak amacıyla dernekler teşkil etmişlerdir. (Yerli Rumlar; Etnik-i Eterya, Pontus Rum, Sırplar; İslav İttihadı, Ermeniler; Taşnakyan ve Hınçak, Yahudiler; İlyas İsrail Cemiyeti, Araplar; En Nadi-ş Şarkî, El Müntedi-i Ebedî, Arnavutlar; Başkim adlı cemiyetleri kurmuşlardır.)”73

“Türk Ocağı’nın Kurucu Heyeti Üyeleri şunlardır: Mehmet Emin, Ahmet Ferit, Ahmet Agaoglu, Fuat Sabit. Geçici idare Heyeti Üyeleri: Mehmet Emin:Başkan, Yusuf Akçura: ikinci Başkan, M. Ali Tevfik: Katip, Fuat Sabit: Veznedar.”74

71 Doç. Dr. Yusuf Sarınay, “Türk Milliyetçiliğinin Tarihi Gelişimi ve Türk Ocakları 1912-1931”, Ötüken Neşriyatı A.Ş, İstanbul, 2008 s. 131-132

72 Doç. Dr. Yusuf Sarınay, a.g.e., s. 133

73 Enver Behnan Sapolyo, “Atatürk ve Halkevleri”, Halkevleri Dergisi, S. 6, Ankara: 1972, s. 4.

Türk Ocakları, Türk gençliğinin ve aydınlarının Türk milletini, içine düştüğü yok olma tehlikesinden kurtarma hareketi olarak ortaya çıkmış bir gönüllü fikir - kültür kuruluşudur. Türk Ocaklarının kuruluş felsefesi olan Türkçülük veya Türk milliyetçiliği, tarih boyunca ve bugün Türk milletinin var olma ve var kalma mücadelesinin adıdır. Türk Ocakları da bunun için kurulmuş Türk milliyetçisi bir dernektir.

5.1.3. Türk Ocakları’ nın Amaçları

“Türk Ocakları’nın amaçlarını ortaya koymada temel kaynak, Nizamnameleridir. 20 Haziran 1911 toplantısında esasları belirlenen Türk Ocağı’nın ilk nizamnamesinde (1912) yer alan “Ocak, maksadını tahsile çalışırken sırf millî ve

içtimaî bir vaziyette kalacak, asla siyasetle uğraşmayacak ve hiçbir vakit siyasî fırkalara hadim bulunmayacaktır” maddesi bir yandan siyasal Türkçülüğe, diğer

yandan da İttihat ve Terakki’ye mesafe koyma çabasını ifade etmektedir.”75

Türk Ocağı 1912 sonlarında Balkan Savaşlarının yarattığı karışıklık ve ümitsizlik ortamı ile Türk milliyetçiliğine karsı olanların Türk Ocağı’nı imparatorluğun çeşitli unsurları arasına ayrılık sokmakla suçlamaları sonucu önemli bir sarsıntı geçirmiştir. Maddî imkansızlıklar ve Ahmet Ferit’in Millî Meşrutiyet Fırkası’nı76 kurmak üzere Ocağın başkanlığından ayrılması sonucu, Aralık 1912’de 766 sıra numarası ile üye olan Hamdullah Suphi, 18 Mayıs 1913’te büyük bir çoğunluğun oyuyla başkan seçilmiştir. Yusuf Akçura: ikinci Başkan, Hâlis Turgut: Umumî Katip ve Dr. Akil Muhtar, Dr. Hüseyin Ertuğrul’dan olusan İdare Heyeti ile yeni görevine başlamıştır. Başkanlığa getirilen Hamdullah Suphi’nin etkili konuşmaları ve organizasyon yeteneği sayesinde Türk Ocakları yeniden canlanmaya başlamış, bunalımlı dönem atlatılmış, maddî sorunlara çözüm bulunmuştur. Türk Ocakları, bu ilk faaliyet döneminde yalnızca konferanslar, konserler, yayın faaliyetleri ile kitle eğitimini yönlendirmekle kalmamış, aynı zamanda milliyetçilik bilincinin yükselmesine de önemli katkılarda bulunmuştur.

75 Füsun Üstel, a.g.e, s.105

76

F. Hüsrev Tökin, “Türk Tarihinde Siyasi Partiler ve Siyasi Düsüncenin Gelismesi”, İstanbul: Ekin Basımevi, 1965, s. 51-52.

1912 tarihli ilk Türk Ocağı Esas Nizamnamesi’nde amaçlar söyle açıklanmaktadır: ilk madde heyet ile ilgilidir.

Madde 2.“Ocağın amacı, İslam kavimlerinin en mühimlerinden olan Türkler’in millî terbiye, sosyal, iktisadî ve ilmî seviyelerinin ilerletilmesiyle Türk ırk ve dilinin kemaline çalışmaktır.”

Madde 3. “Ocak amacına ulaşmak için, Türk Ocağı adlı kulüpler açarak dersler, konferanslar, müsamereler düzenleyerek, kitap ve risaleler yayınlayarak, mektepler açmağa çalışacaktır. Millî serveti korumak ve çoğaltmak için her türlü meslek ve sanat erbabıyla görüşerek iktisadî ve ziraî teşvik ve irsadlarda bulunacak ve bu gibi müesseselerin doğup yasamasına elinden geldiği kadar yardım edecektir.”

Madde 4.“Ocak, amacına ulaşmaya çalışırken sırf millî ve içtimaî bir vaziyette kalacak, asla siyasetle uğraşmayacak ve hiçbir vakit siyasî fırkalara hadim bulunmayacaktır.77

5.1.4. Siyasi Partilerle İlişkisi

“Türk Ocağı siyasi hayatın en karmaşık bir döneminde, her şeyin politize olduğu bir ortamda doğmuştur. Her şeyden önce imparatorluk yapısı içinde Türk unsurunun hayatını düzenleyen, “millileştiren” bir cemiyet olduğu için bu açıdan faaliyetleri siyasi plana geçmiştir. Çünkü Türklerin milli şuur kazanması yolunda yapılan çalışmalar, siyaset dışında sayılmazdı.”78

Türk Ocakları ile İttihat ve Terakki arasında ideolojik ve organik manada bir kaynaşma olduğunu söyleyebiliriz. Gerçekten böyle bir işbirliği ve kaynaşma mevcut olmasa idi, 1913’ten sonra İttihat ve Terakki’nin her şeye hâkim olduğu ve her türlü muhalefeti susturduğu bir dönemde büyük bir ihtimalle Türk Yurdu ile beraber varlığını sürdüremezdi. Zaten bu ilişkinin bir sonucu olarak mütareke döneminde, Türk Ocakları ile İttihatçılar bir tutularak takibata ve ağır eleştirilere uğramışlardır. Bununla beraber, Türk Ocakları’nın tamamen İttihat ve Terakki’nin kontrolüne girmediği, aralarındaki ilişkiyi oldukça esnek tutarak, yönetim açısından özerkliğini muhafaza ettiğini vurgulamak gerekir.

77 Füsun Üstel, a.g.e., s.105-106

“Diğer taraftan Türk Ocağı’nın ilk Resmî başkanı Ahmet Ferit (Tek) başkanlığında kurulan Milli Meşrutiyet Fırkası ile de, Ocak arasında belirli seviyede ilişki vardır. 23 Ağustos 1912’ de kurulan bu partinin kurucuları arasında Yusuf Akçura’da yer almıştır. İttihat ve Terakki’nin henüz Türkçü politikaları benimsediği bir dönemde kurulan bu partinin, milliyetçilik ideolojisine dayanması sebebiyle Türk yurdu tarafından açıkça desteklenmiştir. Gene Türkçülük görüşlerini mütarekenin karmaşık yapısı içinde sürdürmek amacıyla 9 Aralık 1919 tarihinde kurulan Milli Türk Fırkası’nın kurucuları arasında Ahmet Ferit (Tek), Mehmet Emin, Ahmet Hikmet, Yusuf Akçura, İsmail Hakkı ve Zühtü (İnhan) gibi Türk Ocakları mensupları bulunmkatadır. Siyasi bir parti olarak fazla varlık gösterememekle beraber, Anadolu’daki Milli Mücadele hareketini açıkça destekleyen Milli Türk Partisi, bu konuda Türk Ocakları ile birlikte hareket etmiştir.”79

“Türk Ocakları’nın başta İttihat ve Terakki olmak üzere II. Meşrutiyet döneminde kurulan ve kendisine ideolojik açıdan yakın bulduğu siyasi partilerle, genelde milli meselelerde işbirliği içinde olduğunu görüyoruz. Ancak, bu ilişkileri oldukça esnek tutarak, günlük politikanın içine ve doğrudan herhangi bir siyasi partinin kontrolüne girmeden özerk yapısını muhafaza etmeye çalıştığını söyleyebiliriz.”80

5.2. Türk Ocakları’ nın II. Meşrutiyet Devrindeki Faaliyetleri