• Sonuç bulunamadı

Öğrencilere hangi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini yaparak yaşayarak öğretme amacında olan dramanın çıkış noktası oyundur. “Drama, öğrencilerin aktif olarak sürece katılmalarına, kendilerine güven duymalarına, yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olan bir yöntemdir.” (Ocak, 2007, 243)

Eğitimde dramanın kullanılmasının teorik temelleri Rousseau, Montessori, Bruner ve Dewey’in görüşlerine dayanmaktadır. Buna göre öğrenme aktif katılımla gerçekleşir. (Taşpınar, 2007, 142) “Bu yöntemde bir fikir, durum, sorun, ya da olay bir grup önünde dramatize edilir. Grubun üyeleri yalnızca dinlemek ya da tartışmak yerine olayın nasıl oluştuğunu izlerler ve konunun ayrıntısına inerler.” (Küçükahmet, 1998, 66)

Günümüz eğitim sisteminde öğrenciyi merkeze alabilmek için drama oldukça etkili bir yöntemdir. Derslerde amaç öğrenciyi etkili kılmak ve onu her hâliyle dersin içine katmak olduğundan drama derslerdeki önemini göstermektedir. Ayrıca drama sayesinde öğrenci derse bütün duyularıyla katılır ve dersi algılaması daha kolay hâle gelir.

Bilindiği gibi eğitim ve öğretimde esas olan, duyu organlarını harekete geçirmek, elden geldiğince fazla duyu organını aktif hâle getirmektir. Bu gerçekleşirse, yapılacak eğitim ve öğretim etkili, verimli, başarılı ve kalıcı olur. Buna bir de yapma, yani beynin ve el – kol, yüz gibi beden organlarının da çalışması eklenirse dramanın önemi anlaşılır (Kavcar, 1988, 83).

Duyu bilgilerin işlenmesi için gerekli olan merkezler beynin her yerine dağılmış durumdadır. Çocuklar ilk olarak harekete bağlı olarak öğrenirler ve hatırlarlar. Bu, onların bilgiyi almak ve bazı temel becerileri elde etmek için, vücutlarını kullanma gereksinimi duyduklarını ifade eder. Ancak geleneksel okul, işitme ve görme yoluyla öğrenme stratejileri üzerine kuruludur (Tuğrul, 2001, 38).

Görüldüğü üzere drama öğrenciyi derse tam olarak katan onun duyuları ile bir bütün olarak derse katılmasını sağlayan bir yöntemdir.

38

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 2. Maddesinde Türk Milli Eğitimi’nin Genel Amacı, adlı maddenin ikinci bölümünde şöyle denilmektedir:

Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetişmek

Milli Eğitim’in amaçları içinde de görüldüğü gibi amaç öğrenciyi yapıcı, yaratıcı ve verimli yapmak ise burada drama yöntemini bir kenara koymaya imkân yoktur. Dramanın her alanda ve her derste kullanılması gerekir.

Drama yönteminde kullanılan etkinlikler, öğrencilerin arkadaşları ile canlandıracakları olaylar onların bir birlerini daha iyi tanımalarını, çevreleriyle olan ilişkilerinde daha uyumlu olmalarını ve kendilerini toplumun bir parçası olarak hissetmelerini sağlayacaktır. Böylece öğrenci birçok olumlu özelliğe sahip olacak yanlış davranışlarının da farkına varacaktır. “Dramatizasyon etkinliklerinde sınıftaki öğrenci, oyun sırasında kendi duygularını gerçek ve inanılır bir biçimde ortaya koymakta yalnız bununla kalmayıp diğer öğrencilerle de paylaşmayı öğrenmektedir.” (Linell, 1982, 3)

Dramanın genel olarak iki türü vardır. Bunlar doğal drama ve biçimsel dramadır. Dramanın, biçimsel drama türü olarak kabul edilebilecek bir şekli de yaratıcı dramadır. “Yaratıcı drama, bilişsel, duyuşsal ve devinimsel becerileri kazandırmada etkili olabilen, önceden hazırlanmış bir metin olmadan rol alanların kendi yaratıcılık özelliklerini kullanarak oluşturdukları rolleri sundukları bir yöntemdir.” (Üstündağ, 2002, 98)

Drama sadece etkinliklerden oluşan ve tek amacı oyun oynamak olan bir yöntem değildir. Drama aslında diğer birçok eğitim yöntemine imkan tanıyan onların çok daha rahat kullanılmasını sağlayan bir yöntemdir.

39

Drama yönteminin amacı, sadece hayalî hikâyeleri canlandırmak değil hikâyenin ortaya attığı sorularla, düşünme düzeyini derinleştirmek, zihinsel boşalımı ve kendini ifade edebilmeyi sağlamaktır. Ayrıca, drama, çocuğun “niçin” ve “nasıl” sorularını sormasına yardımcı olur. Pek çok oyunun sonunda tartışma yapılır. Tartışmada açık uçlu sorular sorulur ve tek bir doğru cevaba gidilmez. Tartışmanın amacı; oynanan problemi tanımak, çözümünü öğrenmek ve diğer çözüm yollarını keşfetmektir (Gönen, 2003, 4).

Dramayı uyguladığımız bir dersin sonunda, neler öğrendiniz sorusunun getireceği cevaplar sizi şaşırtacaktır. Belki her öğrenci kendi özgün gelişimini içeren bir durumu sizinle paylaşır. Bunun olması eğitimin -bireylerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda toplumsallaşmasını hedefleyen- en temel amacıyla birebir örtüşecektir. Drama yoluyla öğrenmede, öğrenci ders içinde dersin kazanımlarına ulaşırken aynı zamanda kendisinde de farkında olmadığı birçok özelliğine ulaşır. Bunu başarabilmek de başka bir yöntemle mümkün değildir. Bu açıdan bakıldığında görmekteyiz ki eğitim sistemimizde drama hızla yerini almalı tüm alanlardaki öğretmenler bu yeni metotla tanışmalıdır.

Drama ayrıca diğer ders yöntemlerini de kendi içinde barındırabilmektedir. Tartışma, problem çözme, soru cevap, anlatım gibi birçok yöntem drama etkinlikleri içinde rahatlıkla kullanılabilmektedir. Bu yöntem aracılığıyla öğrenciler daha iyi problem çözümü ve daha iyi karar verici olarak yetişirler. Bu yöntemin pek çok alanda öğrencilerin yeteneklerini geliştirme gibi bir yararı da vardır.

Drama öğrencilerin hayal gücünü geliştirir ve hayata farklı pencereden bakmalarını, sorunların çözümlerine farklı yollarla varmalarını sağlar.

“Öğrencilerde olumlu değer oluşturmanın zor olduğu bilinmektedir. Drama, öğrencilere birbirleri ile etkileşimini arttırarak onların ahlak gelişimine önemli katkıda bulunmaktadır.” (Wallin, 1980, 630) Bu düşünceden yola çıkıldığında bilmekteyiz ki özellikle ortaöğretim öğrencilerinde oluşturulacak ahlak gelişimi ilköğretim öğrencilerine göre çok daha zor olmaktadır. İşte bu gelişimi

40

sağlamak için drama derslerinden fazlaca yararlanılabilir. Zaten ortaöğretim yeni rehberlik programı incelendiğinde bu programlarda dramanın oldukça önemli yer tuttuğu görülür. Bu bakımdan drama sadece rehberlik dersleri için değil diğer derslerde özellikle de tartışma ve toplumsal konuları içeren derslerde daha çok kullanılabilir. Bunun için de Türk Edebiyatı dersleri dramaya oldukça uygundur, diyebiliriz.

Yeni programa göre hazırlanmış olan Türk Edebiyatı - 9 ders kitabının özelliği ve içeri hakkında şöyle denilmektedir:

Dokuzuncu sınıfta, güzel sanatlar içinde edebiyatın yeri, edebi metinlerin dili ve özellikleri, edebi metin – gerçeklik ilişkisi üzerinde durulduktan sonra; edebi ve öğretici metinlerin incelenmesi, araştırılması ve yorumlanmasında yararlanılacak hususlara geçilmiş; metinlerin yapı, tema, dil – anlatım, anlam bakımlarından nasıl inceleneceği daha önce yazılmış metinlerle ve dönemleriyle nasıl ilişkilendirileceği ve sonuçta nasıl yorumlanacağı belirtilmiştir. Bu sınıfta üzerinde durulacak konular dört ünite hâlinde ele alınmıştır.

I. Ünite: Güzel sanatlar ve edebiyat II. Ünite: Şiir

III. Ünite: Olay Çevresinde Oluşan Edebi Metinler - Nesir IV. Ünite: Öğretici Metinler (MEB, 2005, 13-14).

Türk Edebiyatı – 9 ders içeriğiyle ilgili bu açıklamaya bağlı olarak Tülay Üstündağ’ın yaratıcı dramanın genel amaçlarını belirlediği maddeler incelendiğinde dramanın Türk Edebiyatı - 9 dersine uygunluğu görülebilir.

Yaratıcı Dramanın Genel Amaçlarından Bazıları:

- Sözcük dağarcığını geliştirme yoluyla dil ve iletişim becerileri kazandırma,

- İmgelem gücünü, duygularını ve düşüncelerini geliştirme, - Soyut kavramları, olguları ya da yaşantıları somutlaştırma,

Ayrıca yaratıcı dramanın bilişsel ve duyuşsal özel hedeflerinde de edebiyat dersine uygun şu maddeleri sıralamıştır:

- Yaratıcı drama ile yazınsal türler arasındaki ilişkileri yorumlama, - Kendi yazınsal ürününü oluşturmak için gönüllü oluş,

- Anıların yaratıcı drama sürecindeki yerinin farkında oluş, (Üstündağ, 2002, 34-35).

41

Üstündağ’ın da belirttiği bu özellikler dramanın Türk Edebiyatı dersleri için de oldukça uygun olduğunu göstermektedir. Öğrencilerin hayal dünyalarının açığa çıkması, olaylara kendi hayalleri ile yaklaşabilmeleri, duygu ve düşüncelerin rahatlıkla ifade edebilmeleri bizlerin Türk Edebiyatı derslerinde öğrencilerden istediğimiz özelliklerdir. Günümüz öğrenci tipini çoğunlukla hayallerini ifade etmeye çekinen, olayları yorumlarken duygularını anlatmanın yanlış olacağını düşünen ve bu yüzden düşüncelerini söylemeyen öğrenciler oluşturmaktadır. Bu durum edebiyat dersi öğretmenlerini çok fazla sıkıntıya sokmakta ve derslerde kuru, kitabî bilgiler aktarmaktan öteye gidilememektedir. Özellikle Türk Edebiyatı – 9 dersinin öğrencinin Türkçe bilgisi üzerine edebi eserleri incelemesine yol gösteren bir ders olması sebebiyle, kendini ifadede çekinmeyen, duygularını rahatça aktarabilen öğrenciler bu ders için ilk şartı oluşturmaktadır. İşte bu durum dramanın bu derslerdeki önemini bir kat daha arttırmaktadır.

Burada görülmektedir ki drama sadece ilköğretim kademesi için değil eğitimin her safhasında ve her derste rahatlıkla kullanıma açık olan bir yöntemdir. Fakat özellikle ortaöğretim seviyesine gelindiğinde drama yerini tamamen farklı yöntemlere bırakmakta ve öğrencilerin yaratıcılık özelliklerinden istenilen şekilde yararlanılmamaktadır.

Temeli anlama ve yorumlamaya dayalı olan edebiyat derslerinde de amaç eğer öğrencilerin yorum gücünü arttırmak ve hayata eleştirel bakmalarını sağlamaksa bunu önce onların yaratıcı düşünme yeteneklerini desteklemekle başarabiliriz. Bu noktada bize en büyük desteği drama yöntemi vermektedir. Edebiyat dersleri günlük hayatla bire bir örtüşen hayatın içinden bir ders olması bakımından drama ile öğrencilerin üzerinde birçok yaratıcı fikirler, yorumlar, tartışmalar ve canlandırmalarla çalışabilecekleri zevkli bir ders hâline gelecektir.

Gelişen ve değişen dünyada eğitimin geri kalmaması için bu değişime en iyi uyum sağlayacak yöntem drama olarak karşımıza çıkmaktadır. “Hammaddesi yaratıcılık olan drama her zaman kendini yenileyecek, ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara

42

cevap verecektir. Bu sayede eğitim sistemi sürekli olarak kendi kendini revize edecek ve gelişecektir.” (Yaya, 2009, 12)

Drama yönteminin de kendi içinde bazı sınırları vardır. Öncelikle bu yöntem çok kalabalık sınıflarda uygulanması oldukça zor olan bir yöntemdir. Kalabalık sınıflarda drama etkinlikleri gürültünün fazla olmasına, dersten kopmalara ve sınıf idaresinde zorluklara sebep olur. Ayrıca her öğrenci bu alanda başarılı olmayabilir. Birçok öğrenci anlatımda zorluk yaşabilir bu da öğrencinin ya derse katılmayıp seyirci kalmasını ya da derse ilgisinin azalmasına sebep olacaktır. Bu alana çok yatkın öğrenciler de sınıf içinde çok fazla ön plana çıkmak isteyebilir. Burada öğretmene dengeleyici bir özellik düşmektedir. Bazı öğretmenler arasında drama sadece bir oyun olarak düşünüldüğü için derse bir katkısı olmayan, zaman geçirmek için kurulmuş bir yöntem gibi görülebilir. Tabii ki bu durum drama yönteminin öğretmen tarafından iyi bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. Öğretmen sınıf içinde öğrencilerin kendilerini rahat hissetmelerini sağlamalıdır. Bu ortamı da ayarlamak için yine öğretmene önemli görev düşmektedir çünkü etkinlikler esnasında davranışlarında aşırılıklara kaçan öğrenciler de olabilir.

Her yöntemin kendi içinde birçok olumlu ve olumsuz özelliği olabileceği gibi bu durum drama için de geçerli olacaktır ama bu olumsuzluklara rağmen sağlayacağı olumlu davranış ve kazanımlar bakımından drama, kullanılması gerekli bir yöntem olmaktadır.

Drama öğrencilerin hayalleri ve olaylara farklı bakışları sayesinde ortaya istenilen şekliyle çıkar. Doğal bir öğrenme yöntemidir. Çünkü çocuk evde, sokakta, oyunda dramatizasyonun içindedir. Başka deyişle dramatizasyon çocuk dünyasının ta kendisidir. Çünkü çocuklar gerçek hayatın aktörleri ve aktrisleridirler (Güneç,2004, 3).

Son olarak Türk Edebiyatı Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu’nda bu ders içinde kullanılması gereken yöntem ve teknikler konusunda şöyle denilmiştir:

43

“Öğrencilerin metinleri anlamaları, yorumlamaları ve ondan estetik zevk almaları için; problem çözme, tartışma, açıklama, canlandırma, yeniden yapılandırma gibi teknikler kullanılmalıdır.” (MEB, 2005, 23)

Benzer Belgeler