• Sonuç bulunamadı

5. GÜVENLİK TEDBİRLERİNDE KANUNİLİK İLKESİ

5.3. Türk Ceza Kanunda Düzenleme

Kanun, güvenlik tedbirlerini, "Yaptırımlar" başlığını taşıyan Üçüncü Kısım, "Güvenlik tedbirleri" başlığını taşıyan İkinci Bölümde sekiz madde halinde düzenlemiştir.

Güvenlik tedbirleri çok ve çeşitli olabilmektedir. Gerçekten, bunlar, bir mala veya paraya el konulması biçiminde olabileceği gibi, suç işleyerek tehlikeli olduğunu ortaya koyan kişinin kişi hürriyetinden yoksun kılınması biçiminde de olabilir. Güvenlik tedbirleri kanunla konur ( An. m . 38, CK. m. 2 ). Güvenlik tedbiri yargılaması, ceza yargılaması usul ve esaslarına tabidir. Güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi kanunla olur. Müsadere hariç, öteki güvenlik tedbirleri hâkim tarafından geri alınabilir, değiştirilebilir318.

5.3.1. Güvenlik Tedbirlerinin Uygulanacağı Kişiler

Güvenlik tedbirleri suç işleyen kişilere verilmektedir. Suç işleyen kişilerin bir kısmına ceza verilememektedir. Bir kısmına ise ceza verilmektedir. Örneğin akıl hastalarına suç işleseler bile ceza verilememektedir. Ancak güvenlik tedbirleri uygulanmaktadır. Çünkü bu kişilerin ihlal ettikleri hukuki konu itibari ile tehlikelilikleri devam etmektedir. Öyleyse bu güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı kişiler suç işleyerek mahkum olanlar(m. 53), suç işlemelerine rağmen ceza verilemeyen akıl hastaları(m.32), küçükler(m.31), mükerrirler(m.58), kazanç müsaderesi söz konusu olduğunda, kazancın sahibi(m.55), tüzel kişiler (m.60) güvenlik tedbirlerin uygulanacağı kişilerdir.

317 Çolak/Altun 1-32.

5.3.2. Uygulanacak Güvenlik Tedbirleri

YTCK belirlenen güvenlik tedbirleri 53 ile 60 maddeler arasında düzenlenmiştir. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma (m. 51), eşyanın müsaderesi (m. 54), kazancın müsaderesi (m.55), çocuklara özgü güvenlik tedbirleri (m. 56), akıl hastalarına ilişkin güvenlik tedbirleri (m. 57), alkol ve uyuşturucu madde bağımlıları hakkındaki güvenlik tedbirleri(m. 57), denetimli serbestlik güvenlik tedbiri (m.58), tekerrürlere ilişkin güvenlik tedbirleri(m. 58), tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri(m. 60), sınır dışı edilme, fuhşa sürüklenenler hakkında güvenlik tedbirleri (227/8)’ne yer vermiştir. Özel yasalarda sürücü belgesinin geri alınması, çek keşide etmekten yasaklama, banka kurucu ortağı olamama gibi güvenlik tedbirleri düzenlenmiştir319.

Güvenlik tedbirleri ilişkili oldukları hukukî değerler açısından da 1) Hürriyeti sınırlayan güvenlik tedbirleri. (Örneğin itiyadî alkoliklerin tedavi maksadıyla gözaltı edilmeleri, yabancıların sınır dışı edilmeleri, bir yerde ikamet zorunluluğu, içki içilen yerlere gidememe gibi tedbirler).2) Haklardan yoksun kılan güvenlik tedbirleri (Örneğin siyasî haklardan yoksun olma, bir meslek veya sanatın yapılmasının yasaklanması). 3) Diğer tedbirler320 (Hükmün ilânı, önleyici kefalet) şeklinde ayrılabilir.

5.3.3. Kanunilik İlkesinin Uygulanması

Güvenlik tedbirlerinin ceza mı, feri ceza mı yoksa emniyet tedbiri mi olduğu tartışmaları bir yana yukarıda sayılan güvenlik tedbirleri ile kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı, belli haklardan mahrum oldukları veya mal varlıklarında bir azalmaya neden olduğu bir gerçektir. Oysa özünde güvenlik tedbirleri ceza verilmese dahi kişiye uygulanabilmektedir. Örneğin 12 yaşından küçük bir çocuk yasa kapsamında yasak bir silah taşıdığında cezalandırılamamaktadır. Oysa ruhsatsız silahın müsaderesine hükmolunmaktadır. Kanun koyucu ruhsatsız bir silahın taşınmasını kamu düzeni için tehlikeli bulmuştur. Bu nedenle bu mal varlığına el

319 Bakıcı 1042. 320 Çolak/Altun 1-32.

konulmaktadır. Bunda kamunun yararı bulunmaktadır. Güvenlik tedbirleri kusur esasına dayanmadığından bu alanda devletin müdahalesi daha fazla hissedilmektedir. İşte burada bireyin ihlal edilen menfaati ile toplumun ihlal edilen menfaatin dengelenmesi gerekmektedir. Tehlikeliliği ortadan kaldırmak için uygulanacak tedbirlerin ulaşılmak istenen amaçla orantılı olmalıdır. Yani temel hak ve özgürlükler devletin müdahalesinin fazla olduğu veya takdire bırakıldığı alanlarda daha fazla aşınırlar. Bu nedenle güvenlik tedbirlerinin niteliği ne olursa kanunla düzenlenmelidir. Çünkü temel hak ve özgürlükleri doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle güvenlik tedbirlerinin ne olduğu suçun işlenmesinden önce kanunla açık bir şekilde belirlenmeli, düzenlemelere toplumun rahatlıkla ulaşabilmeli, haberdar olmalı, bu şekilde özgürlüklerin sınırlanması keyfiliğe bırakılmamalıdır. Aksini kabul toplumun menfaatini bireyin menfaatinden sınırsız bir şekilde üstün tutmanın yolları açılmış olur ki bu hukuk devletinde kabul edilemez. Kanun toplum düzeni ile bireyin menfaati arasındaki dengeyi(orantıyı) kurmalıdır. Öngörülen hiçbir güvenlik tedbiri bu oranın aşılması sonucunu doğurmamalıdır.

Anayasanın 38., YTCK 2. maddeleri gereğince güvenlik tedbirleri ancak kanunla öngörülebileceğinden, hâkimin kanuni tipe uygun bir eylem olmadıkça güvenlik tedbirine hükmedemeyecek ve kanunda belirlenen güvenlik tedbirlerinden başkasını da uygulayamayacaktır.

O halde güvenlik tedbirlerinin uygulanması için dört şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Suç, toplum için tehlikeli halin belirtisini oluşturmalıdır; güvenlik tedbirine suçun işlenmesinden sonra hükmedilmelidir, güvenlik tedbiri kanun tarafından öngörülmelidir, güvenlik tedbirine hâkim tarafından hükmedilmelidir321.

5.4.4. Yargıtay Uygulamaları

YCGK 14.02.2006-13/16 sayılı kararı ile YTCK’da ‘belli haklardan kullanmaktan yoksun bırakılma’ başlığı altında güvenlik tedbiri olarak düzenlenen mahrumiyetler niteliği itibariyle ek-feri ceza niteliğini taşımaktadır. Mahkumiyetin

doğal sonucu olduğundan kararda gösterilmemiş olsa dahi hükümlü açısından kazanılmış hakka konu olmazlar, hapis cezasının infazı ile sınırlı olup, infaz tamamlanmakla herhangi bir yargı kararına gerek olmaksızın ortadan kalkacağından memnu hakların iadesine gerek olmadığına karar vermiştir322. Yargıtay’ın güvenlik tedbirlerine ilişkin kanun sistematiğini analiz eden bu kararı yerindedir. Ancak mahkemenin kararında açıkça hangi güvenlik tedbirlerine hükmedeceğini belirtmesi gerekir. Bunun belirtilmemesi infaz uygulaması bakımından sakıncalar doğurabilir. Hükümlünün infazına başlandığında kararda belirtilmediği için güvenlik tedbirleri uygulanmaya bilir. Ayrıca sonradan mahkemeden tekrar karar istenebilirse de hâkimin veya mahkeme heyetinin değişmesi sonucu dosyaya hâkim olmayan veya dosyayı sonradan inceleyen, sanığın yargılama aşamasına başından sonuna kadar katılarak sanığın kişiliğini iyi tahlil edememiş hâkim veya heyet tarafından karar verilmek zorunda bırakılmamalıdır. Suç, ceza ve güvenlik tedbirlerinde kanunilik ilkesinin kabul edildiği ortamda infaz uygulamasında kanunilik ilkesinin kabul edilmemiş olması düşünülemez.

Yargıtay 11. C.D. 25.05.2006 -1859/4708 sayılı kararında sanık hakkında hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrildiği halde YTCK’nun 53/1 maddesine aykırı olarak belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesini yasaya aykırı bulmuştur323.

Yargıtay 1. CD. 29.05.2006-740/2190 sayılı kararında YTCK 53. madde gereğince velayet, vesayet kayyımlık yetkisi açısından kısıtlamanın 53/3 madde uyarınca şartla salıverme tarihine kadar geçerli olacağından, cezanın infazının tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesini yasaya aykırı bulmuştur324.

Yargıtay 11. CD. 03.07.2006-4194/6170 sayılı kararında hükümlüye tayin edilen hapis cezası ertelendiği halde YTCK 53/1 maddesinin uygulanmasına karar

322 Bakıcı 1049.

323 Bakıcı 1050 324 Bakıcı 1050.

verilerek aynı maddenin 4. maddesine aykırı davranılmasını yasaya aykırı bulmuştur325.

Yargıtay 4. CD. 10.08.2006-5687/13865 sayılı kararında sanıklar hakkında YTCK 53/1 madde ve fıkrasında sayılan haklardan yoksun bırakılmalarına karar verilirken belirli bir süre öngörülmemesini yani, 53. 2 ve 3. fıkraları uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde belirtilenlerin koşullu salıverme, öbür hakların ise infaz tamamlanıncaya kadar şeklinde uygulanmamasını yasaya aykırı bulmuştur326.

Suça konu korunması gerekli taşınır kültür varlıklarının Devlet malı niteliğinde oldukları gözetilerek müzeye tevdiine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zoralımına hükmedilmesi yasaya aykırı bulunmuştur(Yargıtay 11. CD. 28.06.2005-2003/12974, 2005/3961)327.

Suçtan sağlanan maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi halinde müsaderesi mümkün olup somut olayda(dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir.) koşulları oluşmadığı gözetilmeden YTCK 55. maddesi uyarınca kazanç müsaderesine karar verilmesi yasaya aykırı bulunmuştur(Yargıtay 11.CD. 21.03.2006-287/2184)328.

Suç tarihinden sonra ve hükümden önce yürürlüğe giren YTCK’da tekerrür nedeniyle herhangi bir artırım öngörülmediği halde ETCK 81. maddesi gereğince artırım yapılmasını yasaya aykırı bulmuştur(Yargıtay 8. CD. 28.12.2005- 3070/12669)329. Yargıtay bu içtihadı ile haklı olarak kanunsuz suç ve ceza olmayacağının bir kez daha altını çizmektedir. AİHM mahkûmiyet kararları, Anayasanın 38, YTCK 2. maddesine rağmen hatalı uygulamalar devam edilmektedir.

325 Bakıcı 1051. 326 Bakıcı 1051. 327 Bakıcı 1104. 328 Bakıcı 1118. 329 Bakıcı 1148.

Y.C.G.K. 22.11.2005 gün ve 140/143 sayılı kararında, çek keşide etmekten yasaklamanın bir güvenlik tedbiri olduğunu, hüküm olup karara temyiz edilebilir vasfını verdiğini kabul etmiştir330.