• Sonuç bulunamadı

TÜRKÇEDE ERKEK KELİMESİ İLE İLGİLİ OLARAK KULLANILAN DEYİMLER

Türkçe dünya dilleri arasında zengin bir birikime sahip dillerin başında gelmektedir. Bir dilin sistematiğini, zenginliğini ve tecrübesini gösteren en önemli unsurların arasında da deyimler ve atasözleri başta gelmektedir. İşte biz de Türkçenin zengin birikiminden faydalanmak üzere bu başlıkta erkek kelimesini içine alan deyimler ve atasözlerimizi alfabetik olarak aşağıda vermek istiyoruz:

1-ERKEK KELİMESİ İLE İLGİLİ DEYİMLER

Adam beğenmemek: Herkesi değersiz görmek (Yaşar ?: 6).

Adama dönmek: Kötü iken beğenilir bir duruma gelmek (Aksoy 1988: 528).

Adam başına: Ayrı ayrı her kişiye (Aksoy 1988: 528).

Adam bildim eşeği, altına serdim döşeği: Adam sanarak saygı gösterip ağırladım ama çok densiz, anlayışsız, terbiyesizmiş (Aksoy 1988: 528).

Adamdan saymak (adam yerine koymak): Bir kimseyi bir işte yeterli görmek (Yaşar ?: 6; Aksoy 1988: 528).

Adam değil cüdam: İnsandan sayılmaz, adam yerine koymaya değmez (Gözler 1982: 13).

Adam eti yemek: Birinin dedikodusunu yapmak (Gözler 1982: 13).

Adam etmek: 1. Bir kişiyi yetiştirip topluma yaralı duruma getirmek. 2. İşe yaramayan bir şeyi onarıp işe yarar duruma getirmek (Tülek 2004: 121; Aksoy 1988: 528).

Adam evlâdı: İyi aileden yetişmiş, iyi bir ailenin iyi eğitilmiş çocuğu (Yaşar ?: 6; Aksoy 1988: 529).

Adam gibi: Terbiyeli, uslu ve akıllı bir şekilde (Gözler 1982: 13).

Adamına göre: Kişinin terbiye, hatır ve görgüsüne göre (Gözler 1982: 13).

Adam içine çıkmak: Değerli, önemli insanların bulunduğu yerlere gitmek, onlar arasına karışmak (Aksoy 1988: 529; Tülek 2004: 121).

Adam içine karışmak: Eş dost arasına katılmak, topluluğa karışmak (Aksoy 1988: 529).

Adam kıtlığında (yokluğunda): İşe yarar kimse bulunmadığı veya az bulunduğu yerde ve zamanda (Aksoy 1988: 529; Tülek 2004: 121).

Adamlığa geçmek (bir eylem): Yapılan iyiliğin değerini bilmek (Aksoy 1988: 529; İnan 2007: 12).

Adamlık sende (bende) kalsın: 1. Bu işi nasıl olsa sana yaptıracaklar. Bari kendiliğinden yap da onurunu koru anlamında. 2. O sana fenalık yaptı; ama sen ona iyilik yap (Aksoy 1988: 529; Tülek 2004: 121).

Adam olmak: 1.Bir kişi yetişip topluma yararlı duruma gelmek. 2.İşe yaramayan bir şey onarılıp işe yarar duruma gelmek. / İyi yetişmek. Terbiyeli olmak (Aksoy 1988: 529; Gözler 1982: 13).

Adam oluncaya kadar dokuz fırın ekmek ister: Yetişip topluma yararlı duruma gelebilmesi için uzun zaman gerekir (Aksoy 1988: 529;İnan 2007: 12).

Adam (insan) sarrafı: İnsanları çok iyi tanıyan (Aksoy 1988: 529; Yaşar ?: 6). Adam sen de: Aldırma ne önemi var! Boş ver! (Aksoy 1988: 529; Tülek 2004: 122).

Adam sendeci: Kendi çıkarından başka hiçbir şey düşünmeyen, neme lâzımcı (Gözler 1982: 14).

Adam sırasına geçmek (girmek): Daha önce toplumda önemli bir yeri yokken artık kendisine değer ve önem verilir bir kişi olmak (Aksoy 1988: 529; İnan 2007: 12).

Adam yerine koymak: Adamdan saymak / İtibar ve saygı görmeye başlamak (Aksoy 1988: 529; Tülek 2004: 122).

Adam yerine konmak: Pek değerli olmadığı halde toplum içinde sayılmak (Yaşar ?: 6).

Baba adam: Yaşlı, iyi yürekli, olgun, hoşgörülü adam / Ağırbaşlı, temiz yürekli, olgun adam (Aksoy 1988: 609;Yaşar ?: 44).

-Baba bir hırsız tuttum. –Getir! –Gelmiyor. –Bırak! –O beni bırakmıyor: Öyle bir işe girdim ki istediğim gibi olmuyor. Zararı göze almadan da bırakamıyorum (Aksoy 1988: 609; İnan 2007: 52).

Baba değil tırabzan babası: Çocuklarına yararı olmayan bir baba o (Aksoy 1988: 609; İnan 2007: 52).

Babaları tutmak: Sinir ve öfke nöbeti gelerek aşırı derecede bağırıp çağırmak / Sinir nöbetiyle bağırıp çağırmak (Aksoy 1988: 609; İnan 2007: 12).

Babamın (ustamın) adı Hıdır, elimden gelen budur: Gücüm ancak bu kadarını yapmaya yeter; daha fazlasını beklemeyin (Aksoy 1988: 609; İnan 2007: 52).

Babaları üstünde: Çok sinirli (Yaşar ?: 44).

Babana rahmet: Yaptığın iş, söylediğin söz çok yerinde. Ben de öyle düşünüyordum (Aksoy 1988: 609).

Babanın canı için: Ölmüş babanın ruhunu mutlu etmek için (bana şu iyiliği yap) (Aksoy 1988: 609; İnan 2007: 52).

Baba ocağı (yurdu): Öteden beri ailesinin malı olup içinde yaşadığı ev, yurt, toprak / Babadan, dededen kalma ev (Aksoy 1988: 610; Yaşar ?: 44).

Babasına rahmet/babana rahmet: Allah senden razı olsun, yaptığın işe, söylediğin söze ben de katılıyorum (Yaşar ?: 44; İnan 2007: 52).

Babasına rahmet okumak: Birisinin hakkında iyi düşünmemek (Yaşar ?: 44).

Babasının hayrına mı?: Bir çıkar beklemeden mi? (Aksoy 1988: 610; İnan 2007: 52).

Babasının oğlu: Bütün özellikleriyle babasına benzeyen oğul (Aksoy 1988: 610; İnan 2007: 52).

Erkekliğe söz getirmemek: Mertliğe, yiğitliğe söz getirecek herhangi bir harekette bulunmamak (Gözler 1982: 59).

Ere varmak (gitmek): Evlenmek (kadınlar için) (İnan 2007: 131).

Erkek Fatma: 1. Erkek davranışları içinde olan kadın. 2. Sözüne güvenilir, yiğit kadın (İnan 2007: 131).

Erkeklik öldü mü?: Haksızlığa karşı koymak, mertliği göstermek gerekiyor (Aksoy 1988: 768).

Erkeklik sen de kalsın: Sen ağırbaşlılığını bozma, karşındakinin densizliğine uyma (Aksoy 1988: 768).

Kocaya varmak: Evlenmek (kız, kadın) (İnan 2007: 212).

Kocaya vermek: Evlendirmek (kızı, kadını) (İnan 2007: 212).

Yiğit hoş, yancık boş: İyi delikanlı; ama parasız (Aksoy 1988: 1120).

Yiğitlik sen de kalsın: O bunun değerini anlamasa bile, sen özveri göster (İnan 2007: 212).

Yiğitlik taslamak: Yiğitmiş gibi görünmek (Yaşar ?: 299).

Yiğitliğe leke sürmemek: Mertliğe aykırı davranışta bulunmamak (Yaşar ?: 299).

2-ERKEK KELİMESİ İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ

Adam adama her zaman lâzım olur: Bir arada yaşayan insanlar, daima birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Ayrıca birlikte yapılan işlerden güzel sonuçlar çıkar. Birlikten kuvvet doğar (Tülek 2004: 13).

Adam adama gerek olmasa her biri dağ başında olurdu: İnsanlar bütün gereksemelerini tek başlarına sağlayamazlar. Bunun için toplu yaşamak ve birbirlerine yardım etmek zorundadırlar (Aksoy 1988: 114).

Adam adama (gene, her zaman) gerek olur, (iki serçeden börek olur): İnsanlar her zaman birbirlerine gerek olurlar. Birbirlerinden yaralanarak iyi şeyler yaparlar. (İki önemsiz serçe eti bile birleşince börek yapmaya yeter.) (Aksoy 1988: 114).

Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil: Bir insanın başkasının yanında kalışı, geçici bir zaman içindir. Canın bedende kalışı da ölüme kadardır. Dolayısıyla bu geçiciliği göz önünde bulundurarak insanlara karşı tutumlarımızda yumuşak başlı olmamız gerekir (Aksoy 1988: 114; Tülek 2004: 14).

Adam adamdan korkmaz, utanır (hatır sayar): Bir kimse başka bir kimseye hak ettiği sert karşılığı vermiyor ve bir kötülük yapmıyorsa korktuğundan değil, hatır saydığındandır (Aksoy 1988: 115).

Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, olmasa da çulu: Bir insanın değeri, zenginlik ve fakirlikle ölçülemez. Parasız olması, onun insan olma gerçeğini değiştirmez. Eşeğin de üzerinde çulunun olmayışı, onun eşekliğine halel getirmez (Aksoy 1988: 115; Tülek 2004: 14).

Adam adamı bir kere aldatır: İnsan, aldatıldığı zaman dersini aldığı için ikinci kez aynı hataya düşmez. Dolayısıyla kişi, kişiyi ancak bir kez aldatır (Tülek 2004: 14; Aksoy 1988: 115).

Adam adamın şeytanı: İnsan, insanın şeytanıdır (Aksoy 1988: 115).

Adam adam, pehlivan başka adam: Herkesin yapabildiği işleri yapan adam, sıradan bir kişidir. Herkesin yapamayacağı işi yapabilen adam, üstün nitelikli kişi olarak tanınıp övülür (Aksoy 1988: 115).

Adama dayanma ölür, ağaca dayanma kurur: Hiçbir destek sürekli olmaz. Bunun için insan yapacağı işte başkalarının desteklemesine güvenmemeli, yalnız kendi gücüne dayanmalıdır (Aksoy 1988: 118).

Adam ahbabından bellidir: Kişi arkadaşından bellidir (Aksoy 1988: 115).

Adamın kötüsü olmaz meğer ki züğürt ola: Adamın kötüsü olmaz. Züğürt bile olsa insan yine insandır. Ama fakirlik, parasızlık insanlara kötülük yaptırır (Tülek 2004: 14).

Adamın yere bakanından, suyun sessiz akanından kork: Yavaş akan su, nasıl tehlikeliyse sesi çıkmayan adam da o kadar tehlikelidir. Çünkü düşüncelerini açığa vurmaz, ne yapmak istediğini bilemeyiz (Tülek 2004: 14).

Adam olan iş başında belli olur: Bir insanı iyi tanıyabilmek için onu işinin başında görmek gerekir. Çünkü işindeki başarısı ve insanlarla olan ilişkileri onu doğru değerlendirmemize yardımcı olur (Tülek 2004: 15).

Adam olana bir söz yeterlidir: Anlayışlı bir insan, yapmasını istediğimiz ya da istemediğimiz bir şeyi, bir kere söylememizle anlar ve ona göre hareket eder. Dönüp dolaşıp onu, aynı konuda uyarmamıza gerek yoktur (Tülek 2004: 15).

Adam yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile: İnsan, hata yaptıkça doğruyu bulur, hayatı öğrenir. Çünkü hatalardan alınan derslerle olgunlaşır, tecrübe kazanır (Tülek 2004: 15).

C-TÜRK EDEBİYATINDA VE HALK EDEBİYATINDA ERKEK