• Sonuç bulunamadı

C. Amerika Birleşik Devletleri’nde Alınan Önlemler

3.5. Maliye Politikası Önlemleri

3.5.2. Tüketicilere Dönük Mali Önlemler

Kriz sürecinde yaşanan yüksek işsizlik ve gelir kaybı; bireylerin ipotek kredilerini ödeyememe sorunlarını, evini kaybedenlerin sayısını kriz öncesi döneme göre artırmış, hane halkı harcamaları kısılmış, talep daralması reel sektöre de yansımıştır. Krizin bu tür toplumsal ve ekonomik etkilerini bertaraf etmek amacıyla alınan tüketicilere yönelik önlemler; tüketicileri konut kredi ve ödemeleri ve icralarla

ilgili bilgilendirici faaliyetlerden, ödenemeyen mortgage kredileri icralarının önlenmesine, işsizlik ödeneklerinden vergi iadelerine kadar çok yönlü olarak gerçekleştirilmiştir. Anılan önlemlerden bir kısmı maliye politikası bağlantılı olmamakla beraber en geniş kapsamlı maliye politikası önlemleri de tüketicilere yöneliktir ve tüketicilerin gelir ve harcamalarını artırmaya dönük olarak uygulanmıştır.

Alınan ilk önlemler konut kredi sorunlarıyla ilgili tüketicileri bilgilendirmeye ve düzenlemelere yöneliktir. “FHA’nın (Federal Konut Yönetimi-Federal Housing Administration) sigorta sistemi, kredi şartları, peşin ödeme, refinansman konularının geliştirilmesi, konutların vergilendirilmesinde değer kaybının dikkate alınmasını sağlayan hukuki düzeltmeler, Amerikalı ailelerin refinansmanına yardımcı olacak bir çalışma grubunun kurulması ve mortgage sektöründe şeffaflığın sağlanması çalışmaları yapılmıştır” (Demir ve diğ., 2008:17). Açıklanan bu önlemlerle 2007 ilkbaharında başlayan mortgage sorunlarının önüne geçilememesi üzerine “Şimdi Umut Anlaşması (Hope Now Alliance) hazırlanmış ve 10.10.2007’de yürürlüğe girmiştir” (Demir ve diğ., 2008:79). Problemlerin temelinde subprime ve değişken oranlı mortgage kredilerinin ödenememesi yattığından icraları önlemenin başlıca yolu olarak faiz oranlarındaki değişkenliğin bu kesim için sonlandırılması görülmüş “bu amaçla Hope Now anlaşmasının içeriğinde beş yıl boyunca subprime ödünçlerinin faiz oranlarının dondurulması yer almış, ayrıca ödünç alıcıların krediye ulaşmasını iyileştirmeye ve kredi koşullarında gerekli değişiklikleri yapmalarını sağlamaya yönelik danışmanlık hizmeti amaçlamıştır” (Parasız, 2009:91).

“Ocak 2008’de finansal okur yazarlık hakkında tüketicileri; gelecekleri ve finansal durumları ile ilgili eğitebilmek amacıyla HUD tarafından farklı dillerde ev ekonomisi broşürleri dağıtılmıştır. Şubat 2008’de FHA değişken faiz ayarlamasıyla yüzyüze gelen ve daha ödenebilir kredilere hak kazanan 850 bin konut sahibine mektup göndererek uyarıda bulunmuş, Hope Now ortaklığına katılmış ve konutlarını kaybetme riski altındaki konut sahiplerinin icra yoluyla satışlarını 30 gün süreyle durdurmuş, hiç temerrüde düşmemiş borçluların kredilerine garanti verilerek ev sahiplerinin sabit oranlı olmak şartıyla yeniden kredi alarak değişken faiz oranlı kredilerini finanse etmesini sağlamaya çalışmıştır” (Demir ve diğ., 2008:17-80).

Alınan tedbirler başarılı olamamış, Mortgage kredilerinde yaşanan problemlerin finansal piyasaları etkilemesi ve resesyon beklentilerinin artması üzerine ekonomik canlanmayı sağlayıcı tedbirler gündeme gelmiş, tüketicilere dönük mali genişleme önlemleri ilk olarak Şubat 2008 imzalanan EESA’de yer almıştır. Bu paketin tüketicilerle ilgili kısmı ağırlıkla vergi indirimleri yoluyla bireyler ve ailelerin gelirlerini artırmaya yöneliktir. “150 milyar dolarlık paketin 100 milyar dolarlık kısmından tüketicilerin faydalanması ve ilave satın alma gücü sağlamak amaçlanmıştır. Pakete göre yıllık geliri 6.000 doların altında olan bireylerle, 12.000 dolar altı geliri olan ailelerin vergilerinin silinmesi kararlaştırılmıştır” (Batırel, 2009:2). “Yıllık brüt geliri 75.000 dolardan az olan bireyler ile yıllık brüt geliri 150.000 dolardan az olan evli çiftler ise vergi indirimi kapsamına alınmış, ayrıca ailelere onyedi yaşından küçük her çocuk başına 300 dolar vergi indirimi öngörülmüştür” (Demir ve diğ., 2008:18,78). “Bunların dışında 20 milyon emeklinin her birine 300, evli iseler 600 dolarlık bir nakit desteği planlanmıştır” (Batırel, 2009:2). “Temmuz 2008 itibariyle hane başına ortalama 950 dolar ödeme yapıldığı ve tüketim malı harcamalarının %3,5 arttığı tespit edilmiştir” (Brado ve Parker, Akt., Kuşgözoğlu, 2010:123).

EESA’da icraları önlemek ve konut piyasasını güçlendirmek amaçlı programlar da mevcuttur. “TARP programları altında iki program yer almış, Konut (Housing) programı ile TARP bütçesinden 46 milyar dolar ayrılmış, özellikle Konut Edinebilirlik Programı (Making Home Affordable-MHA) düşük gelirli ev sahiplerine ipotek kredisi sağlamak ve icraları önlemek amacıyla hazırlanmış, 45,6 milyar dolar

kullanılmış ve Mart 2014’e kadar 7 milyondan fazla Amerikalı faydalanmıştır. 26

Haziran 2014 olan programa son başvuru tarihi de 31 Aralık 2016’ya kadar

uzatılmıştır” (ABD Hazinesi, 2014b, ABD Hazinesi, 2015e). “İkinci program olan

Krizden En Fazla Etkilenenler Fonu (HHF) konut fiyatlarındaki düşüş ve işsizlik

dolayısıyla krizden en fazla etkilenen kesimlere yardım amacıyla Şubat 2010’da tasarlanmıştır ve 2017’de sonlandırılacaktır. HHF, sürekli ve yüksek işsizliklerin yaşandığı 5 eyalet için duyurulmuş ancak 18 eyalet olarak genişletilmiştir. Program işsiz ev sahiplerine ipotek yardımı ödeme, ipotek kredisi almalarına yardımcı olma,

hacizleri önleme, evlerini kaybedenlerin daha uygun koşullarda ikametlerini

sağlamaya yönelik yardımlar için planmış, Eylül 2014 itibariyle yaklaşık 207.000

Amerika’lıya yardım sağlanmıştır” (ABD Hazinesi, 2012b, ABD Hazinesi, 2014c).

Ayrıca EESA ile “mevduat garanti limiti 100.000 $’dan 250.000 $’a yükseltilmiştir” (Bernanke, 2009). Her ne kadar tükecicilere sağlanan bir garanti gibi görülse de süreçte bankalara güven sağlamak ön plana çıktığından bu değişikliğin bankalara hücümü önlemek adına yapıldığını yorumlamak yanlış olmayacaktır.

Mortgage sorunlarının derinleşmeye devam etmesi üzerine ABD hükümeti mortgage kredilerini ödeyemeyen ailelerin ve bireylerin finansman sorununu çözmek amacıyla “Temmuz 2008’de Konutlaşma ve Ekonomik İyileştirme Yasası’nı hazırlamış, Eylül 2008’de güncellenmiş, tüketicilerin konut alımını kolaylaştırmak aynı zamanda konut alımını teşvik etmek amacıyla 9 Nisan 2008 ile 1 Temmuz 2009 arasında, 15 yıldan daha uzun süre muhafaza etmek ve (Başlık I, Bölüm C kapsamında) 7.500 doları aşmamak üzere yeni konut kredisi alanlara konutun satın alma bedelinin %10’u kadar vergi teşviki öngörülmüş, düşük gelirli ailelere uygulanan asgari konut kredisi vergi teşviki %2’den %10’a çıkarılmıştır” (Weiss ve diğ., 2008:19). “Yasanın Başlık IV, Bölüm A kapsamında düzenlenen Ev Sahipleri İçin Umut Yasası (HOPE for Homeowners Act of 2008) icra yoluyla konutlarını kaybetme riski taşıyan sorunlu konut kredilerinin refinansmanı amacıyla çıkarılmış, 300 milyar dolarlık fon ayrılmıştır fakat yasadan faydalanmak isteyenlere ağır şartlar getirilmiştir” (Weiss ve diğ., 2008:2-12). “Kongre Bütçe Bürosu (The Congressional Budget Office-CBO) bu yasadan 400.000 ev sahibinin yararlanmasını öngörmüş olmasına rağmen 451 kişi başvurmuş ve sadece 25’i kabul edilmiştir” (Weiss ve diğ., 2008:3, Naylor, 2009). Yasa tüketicilere ve mortgage sistemine dönük çeşitli düzenlemeleri içerse de yararlanıcıların sayısının düşüklüğü beklenen sonucun elde edilemediğini göstermektedir.

2007 ve 2008 yıllarında alınan önlemlerin yeterli olmaması ve krizin etkilerinin daha da derinleşmesi üzerine çıkarılan ARRA ile tüketicilere yönelik vergi iadeleri ve özellikle düşük gelirli ve işsizlikle karşı karşıya kalan kesimler için kapsamlı yardımlar getirilmiştir. ARRA’nın 840 milyar dolarlık tutarının tüketicilere;

“Vergi avantajları fonları kapsamında 290,7 milyar dolar ayrılmış; yaklaşık

237 milyar doları aile ve yoksulları gözetmek üzere kişilere vergi indirimi, 237

milyar dolar; işsizlik maaşından daha az vergi kesilmesi, çok çocuklu ailelere vergi

iadesi, konut enerji tasarruflarına vergi kolaylığı, araç alımlarında daha az vergi

ödenmesi yöntemleriyle uygulanmıştır” (Marcus ve Milichap, Akt., Kuşgözoğlu,

2010:125, ARRA, 2012). “Vergi indirim paketine göre yıllık geliri 200.000 doların altında olan bekâr işçilere 400 dolar, ailelere 800 dolar vergi indirimi ile çalışanlara

ve ailelere vergi iadesi desteği sağlanması planlanmıştır. Geliri yeterli olmayanların

sağlık sigorta masraflarının karşılanması öngörülmüştür. En az üç çocuk sahibi

ailelere ve eğitim harcamalarına vergisel teşvikler getirilmiştir” (Özperhiz, 2009:145,

MÜSİAD, 2009:43, ARRA, 2012). “İpotek vergileri revize edilmiş, sağlık, emniyet,

itfaiye ve yeni tesislerin hizmete girmesi planlanmış, buna dönük vergilerin halktan

alınmamasına kararlaştırılmıştır” (MÜSİAD, 2009:43).

“İşsizlik ödeneği benzeri hak ve hibeler için ayrılan 264,4 milyar doların tamamı; işsizlerin sağlık giderlerinin bir kısmının karşılanması, sosyal güvenlik

sistemine hibe, çiftçilere yardım, muhtaç ailelere yardım, yerel sağlık kuruluşları ile

belli kesimlere hizmet veren (emekli, asker vb) sağlık kuruluşlarına verilmek üzere

ayrılmıştır” (Marcus ve Milichap, Akt., Kuşgözoğlu, 2010:126, ARRA, 2012).

“İşsizlik maaşından kesilen verginin ilk 2.400 dolarlık kısmı geçici süreyle

kaldırılmıştır“ (Özperhiz, 2009:145). “Mal varlıklarına el konulan ve faturalarını

ödemekte zorluk çeken emekliler için 10.000 doları geçmeyecek şekilde kredi

kullandırılması planlanmıştır” (MÜSİAD, 2009:43).

“Kredi ve yardım fonları için ayrılan 261,2 milyar doların yaklaşık 42 milyar

dolar milyar doları; düşük gelirli çalışanların, işsizlerin ve emeklilerin beslenme

ihtiyaçlarının karşılanması, kadın programları, kamu güvenliği, mesleki eğitim almaları, iş bulmalarının sağlanması ve engellilerin mesleki eğitimlerinde harcanması

planlanmıştır” (Marcus ve Milichap, Akt., Kuşgözoğlu, 2010:126) .

“Kanunla sağlanan parasal desteklerin yanı sıra ev sahiplerine yardım etmek

için; mortgage ile ilgili tüm sorunlar İmar ve Şehircilik Geliştirme Dairesi’ne (The

Department of Housing and Urban Develpoment-HUD) yönlendirilerek gerekli planlamalar organize edilmiştir” (MÜSİAD, 2009:43).

ABD’de tüm kesimler üzerinde bir refah kaybı yaratsa da krizden en fazla işsiz kalan bireyler ve düşük gelirli gruplar etkilenmiştir. Kriz sürecinde hazırlanan en yüksek bütçeli program olan ARRA bütçesinin en yüksek tutarının da (yaklaşık 543 milyar dolar) krizden en çok etkilenen tüketicilerin gelirlerini dolayısıyla

harcamalarını artırmak amacıyla tahsis edilmiştir. Her ne kadar doğrudan

tüketiciklere dönük bir önlem olarak görülmese de faiz oranlarının sıfır alt limitine

indirilmesini de tüketici talebini ve harcamalarını artırıcı etki yaratması beklentisi

nedeniyle tüketicilere yönelik önlemler arasında görmek gerekmektedir.