• Sonuç bulunamadı

Modernitenin hüküm sürdüğü günümüz dünyasında insan, hayatın her alanında çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadır. Bireyin pek çok alanda karşılaştığı güç durumlar, onun toplum içindeki konumunu ve ruhsal yapısını etkilemektedir. Bu etkilere maruz kalan bireyin hayata sarılması, yaşamaktan haz duyması ve kendini güçlü hissedip zorluklarla mücadele azmini kendi içinde örgütlemesi olanaksızlaşmaktadır.135 Bu yüzden tükenmişlik ruhbilim ve toplumbilim alanlarında sıkça tartışılmakta, bireyleri ruhsal çöküntünün ardından intihara sevk edebildiği için toplum bilimsel bir olgu olarak değerlendirilebilmektedir. Tükenmişlik kavramının sözlük anlamı, ‘Beklentilerin yüksek olduğu işlerde çalışan insanlarda, sürekli stres altında çalışma sonucunda ortaya çıkan ve sürekli artan uzun süreli bedensel, ruhsal ve davranışsal işlevsizlik’dir.136 Kavram ilk kez Freudenberger tarafından tanımlanmıştır. Freudenberger tükenmişliği, “başarısız olma, yıpranma, güç ve enerji kaybı, karşılanamayan beklentiler sonucunda bireyin iç kaynaklarının tükenme durumu” olarak tanımlamıştır.137

Çalışma yaşamında sıkça karşımıza çıkan olgulardan biri olan tükenmişlik, bireylerin yaptıkları, eyledikleri işlerle yapmaları gerekenler arasında görülen bozulmanın bir işaretidir. Tükenmişlik duygusuna kapılan insanların istekliliğinde, değer yargılarında, saygınlığında, otoritesinde ve genel olarak ruhlarında ağır tahribatlar oluşmaktadır. Tükenmişlik süreç içinde bireyin benliğini kaplayan ve tedavisi çok zor olan bir olgu olarak karşımıza çıkar.138

Tükenmişlik daha çok bireyin iş yaşamındaki güçlüklere ilişkin bir kavram olarak değerlendirilmektedir. Bilhassa sağlık hizmetleri, müşteri hizmetleri ve eğitim hizmetleri gibi insana hizmet odaklı sektörlerde çalışanların, hizmet verdikleri insanlara karşı zamana yayılan bir davranış değişikliğine yol açtığı

135 Filiz Özgür, Hizmet Sektöründe Çalışanların Stres Düzeylerinin Belirlenmesine Yönelik

karşılaştırmalı Bir Araştırma, Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2002.

s.64,(Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi)

136 Ertan Özensel ve Abdullah Koçak, Hekimler ve Hekimlik, , Çizgi Kitabevi, Konya, 2004, s. 35. 137 Herbert. J. Freudenberger, ‘‘ Staff Burnout,’’Journal of Social Issues, Aktaran: Hüseyin Izgar, 1974, s. 65.

138

Maslach, C., ve Leiter, M. P., Understanding the burnout experience: Recent research and its implications for psychiatry. World Psychiatry, 15, 2016, s.103-111.

49

görülebilmektedir.139 Araştırmacılar tarafından yapılmış tükenmişlik tanımlarından kimileri aşağıya çıkarılmıştır.

Freudenberger tükenmişliği, kişinin yıpranmışlığı sonucu ortaya çıkan enerjisizlik hali olarak tanımlamıştır. Bir başka anlatımla kişinin dış etmenlere karşı koyma gücünün aşınması sonucunda, bu etmenlere direnememesi, iç dinamiklerinin ve nihayetinde enerjilerinin tükenmesidir. Birey, bu süreçte çok yoğun bir stres altında yaşamakta, iş yapma istekliliğinde ve genel davranışlarında yıkımlar yaşamaktadır.140

Pines ve Aronson tükenmişliği, duygusal bir düzlemde, incelikli bir emekle dikkat yoğunluğu gerektiren işlerde çalışmak durumunda olan bireyin bedensel ve ruhsal olarak fazlaca aşınması olarak tariflemişlerdir. Araştırmacılar, duygusal düzlemde incelikli bir emekle dikkat yoğunluğu gerektiren işlerin ise, yüksek beklentilerle birlikte kronikleşmiş ve durumsal bir stresin bileşiminden oluştuğunu vurgulamaktadırlar.141

Psiko-dinamik ve varoluşçu yaklaşımları sentezleyen Pines, bireylerin mesleklerini tercih ederken psiko-dinamik nedenlerden etkilendiği sonucuna ulaşmıştır. Pines’in yaklaşımına göre, psiko-dinamik nedenleri örtüşen bireyler benzer meslekleri ya da iş kategorilerini tercih etmekteyken; psiko-dinamik nedenleri örtüşmeyen kişiler ise ayrı meslek alanlarını tercih etmektedir. Başka bir anlatımla, yöneticiliği seçen bireylerin psiko-dinamik nedenleri örtüşürken, hasta bakıcılığı seçen kişilerin psiko-dinamik nedenleri farklılık göstermektedir. Psiko-dinamik nedenler kişilerin mesleki yaşantılarına yüksek idealler ve beklentilerle başlamasına zemin hazırlamaktadır. İdealler ve beklentiler, bireylerin işlerinin varoluşçu yaklaşımla öneminden dolayı oluşmaktadır. İşte tam da bu noktada tükenmişlik, bireyin bu yüksek idealine ve beklentilerine, iş koşulları nedeniyle yanıt bulamaması durumudur.142

Bailey (1985), ise tükenmişliğe ideallerden uzaklaşan birey bağlamında bir yaklaşım geliştirmiş; çalışma hayatının bireyi amaçlarından uzaklaştırdığını ve enerjisini sönümlendirdiğini ve dolayısıyla tükenmiş bireyin ideallerinden önemli ölçüde uzaklaştığını tespit etmiştir.143

139 M. P. Leiter, ve C. Maslach, “The Impact of Interpersonel Environment on Burnout and Organizational Commitment”, Journal of Organizational Behaviour, 1988, 9, s.297-308.

140Herbert J. Freudenberger, “ Staff Burn-Out”. Journal of Social Issues, 1974, 30 (1), s.159-165. Ayala Malach Pines ve vd., “Burnout: From Tedium To Personal Growth”. New York: Free Press. 1981, p.9.

142A. M. Pines, “A Psychoanalytic-Existential Approach to Burnout: Demonstrated in the Cases of a Nurse, a Teacher, and a Manager”, Psychotherapy: Theory, Research, Practice, Training, 2002, 39 (1), s.103-113.

143

Asuman Baysal, Lise ve Dengi Okul öğretmenlerinde Meslekte Tükenmişliğe Etki Eden Faktörler, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 1995. (Yayımlanmamış Doktora Tezi)

50

Günümüzde en fazla benimsenen tükenmişlik tanımını Maslach (1981) yapmıştır. Maslach tükenmişliği, iş yerinde sürekli ve yeniden kendini üreten stres kaynaklarına bireyin verdiği tepkilerin bileşimi olan ruhsal bir sendrom olarak tanımlamıştır. İnsana hizmet odaklı işlerde çalışan bireyler özelinde araştırmalarını yoğunlaştıran Maslach, tükenmişliği bu kişilerin yaşadığı başarılı olamayacağına dair güvensizlik saplantısı, duyarsızlaşma ve duygusal tükenme halinin yaşam kalitelerini bozabilecek bir boyuta erişmesi sendromu olarak tariflendirmiştir. Duygusal tükenme, insan odaklı hizmet üreten iş ortamlarındaki İş görenlerin yaşadığı, duygusal düzlemde yaşanan bir tükenme durumudur. Duyarsızlaşma, hizmetten yararlanan insanların gerçekliğine karşı ilgisiz davranma, onları önemsememe ve onlarla alay etme halinde görülen tutumlardır. Başarılı olamayacağına dair güvensizlik saplantısı ise İş görenlerin, kendilerini yetersiz hissetmelerine ve özgüvensizliklerine dair önemli bir göstergedir.144

Tükenmişlik çalışmalarının merkezinde sağlık çalışanlarının olduğu görülmektedir. İnsanlara hizmet vermeye odaklanan ve insanlarla sürekli iletişim kurmayı gerektiren mesleklerde tükenmişliği daha sık gözlemlemekteyiz. Tükenmişlik sendromu, işgörenin başarıya ulaşma adına kapasite ve yeteneğinin üzerinde, kendini aşan yoğunlukta bir programa bağlı olarak çalışması sonucunda ortaya çıkan durumu göstermektedir. Bu durumdaki birey, içe dönükleşir, savaşım gücünü yitirecek bir duruma gelir.145

Tükenmişlik sendromu yaşayan kişi, bedensel ve ruhsal bakımdan çöküş yaşarken; bu durumuyla toplumsal çevresini ve ailesini de olumsuz anlamda etkiler. Yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi Maslach ve Jakson tükenmişliği; duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve başarılı olamayacağına dair güvensizlik saplantısı olarak üç perspektifte ele almışlardır.146