• Sonuç bulunamadı

2.2. TÜKENMĠġLĠK

2.2.2. TükenmiĢliğin Alt Boyutları

Maslach (981: 49-56; Akt. Yılmaz, 2007: 31)’a göre tükenmiĢliğin duygusal tükenme, duyarsızlaĢma ve kiĢisel baĢarı hissi olmak üzere üç alt boyutu vardır.

2.2.2.1. Duygusal Tükenme

Maslach ve Jackson (1984; Akt. Yıldırım (2010:59)’a göre tükenmiĢlik send- romunun baĢlangıcı ve merkezi konumunda olan duygusal tükenme daha çok insan- larla yüz yüze iliĢkinin yoğun olduğu meslek çalıĢanlarında görülmekte, bu tür tü-

kenmenin kaynağı ise çoğunlukla bu kiĢilerdeki aĢırı psikolojik ve duygusal yüklen- me olarak ifade edilmektedir.

Maslach ve Leiter (1997: 17; Akt. Sürgevil, 2006: 43), duygusal tükenmenin iĢin taleplerinin ve değiĢikliklerinin yarattığı strese verilen ilk tepki olduğunu; insan- ların tükendiğinde kendilerini hem duygusal hem de fiziksel açıdan aĢırı zorlanmıĢ hissettiklerini; kendini bitmiĢ ve kullanılmıĢ hisseden bireyin yorgunluğunu gider- mek ve kendine gelmek konusunda da baĢarısız olduğunu; sabah uyandıklarında kendilerini ez az uyumadan önceki kadar yorgun hissettiklerini; bu bireylerin baĢka bir insan ya da projeyle karĢılaĢacak kadar enerjilerinin kalmadığını ifade etmiĢlerdir. TükenmiĢlik sendromunun bireysel stres boyutunu belirten ve tükenmiĢliğin bi- rinci boyutu olan duygusal tükenmiĢlik, bireyin duygusal ve fiziksel kaynaklarındaki azalmayı ifade etmektedir (Maslcah, Schaufeli ve Leiter, 2001; Akt. Özdemir, 2009: 33).

TükenmiĢliğin ilk basamağı olarak kavramlaĢtırılabilen duygusal tükenme Griffith vd. (1950)’ne göre yorgunluğun sıradan durumlarına benzer özellikler taĢısa da geniĢ ve dayanıklı niteliklerinden dolayı kronik yorgunluğa daha yakındır (Gaines ve Jermier, 1983; Akt. Babaoğlan, 2006: 20).

Jackson, Turner ve Brief (1987; Akt. Babaoğlan, 2006: 20)’e göre insanlara yardım edenlerde görülen aĢırı psikolojik ve duygusal gereksinimlerin yol açtığı duygusal yorulma durumudur.

Wright ve Bonett (1997)’e göre duygusal tükenmiĢlik, bireyin duygusal kay- naklarının tükenmesi ve enerjisinin azalmasıdır (Akt. Çiçek Sağlam, 2011: 409).

Tümkaya (1996: 10)’ya göre duygusal tükenme, genellikle insanlarda diğer in- sanlara yardım ederken istenen psikolojik ve duygusal taleplerin aĢırılığı yüzünden ortaya çıkan bitkinlik durumunu ifade etmektedir.

Enerji eksikliği ve bireyin duygusal kaynaklarının bittiği hissine kapılmasıyla ortaya çıkan duygusal tükenmeyi yaĢayan insan, hizmet verdiği kiĢilere karĢı geçmiĢ- te olduğu kadar sorumlu davranmadığını düĢünmekte; gerginlik ve engellenmiĢlik duyguları ile yüklü olmakta ve bu birey için ertesi gün yeniden iĢe gitme zorunluluğu

büyük bir endiĢe kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır (Cordes ve Dougherty, 1993; Akt. Özdemir, 2009: 34)

2.2.2.2. DuyarsızlaĢma

Duygusal tükenme yaĢayan kiĢinin iĢiyle ilgilenmek için zihinsel gücü olmadı- ğından kendini etkiden izole ederek koruma çabasına girmesiyle duyarsızlaĢma bo- yutu ortaya çıkmakta ve bu boyut insanlara karĢı çoğunlukla da bakım ve hizmet sunulan insanlara karĢı duygusuz ve hissiz tepkilere iĢaret etmektedir ( Maslach ve Jackson, 1984; Maslach, 1986; Akt. Özdemir, 2009:6)

Maslach ve Jackson (1984; Akt. Yıldırım (2010:61), duygusal tükenmeyi yaĢa- yan kiĢinin, üzerindeki duygusal yükü hafifletmek için diğer insanlarla iliĢkilerini sadece iĢin yürütülebilmesi için gerekli olan minimum düzeye indirerek “kaçıĢ” yo- lunu kullandığını; insanları kafasında kategorize ederek karĢılaĢtığı kiĢilere kliĢeleĢ- miĢ kalıplar çerçevesinde davrandığını, bunun sonucunda da katı kural ve prensiplere göre hareket eden bir bürokrata dönüĢebildiğini ifade etmiĢtir.

Daley (1979: 375; Akt. Sağlam Arı ve Çına Bal, 2008: 133), tükenmiĢlik yaĢa- yan bireylerin hizmet ettikleri kiĢilerle kendi özel yaĢamları arasına katı bir sınır çiz- diğini, hizmet ettikleri kiĢilerle aralarına fiziksel bir mesafe koymak amacıyla bu kiĢilerle mümkün olduğunca diyalog kurmaktan kaçındıklarını, tükenmiĢlik hissi içinde olan çalıĢanların hizmet verilen kiĢilere katı bir biçimde davrandıklarını, bu kiĢilerin sorunlarını çözmektense “kitaba göre” hareket etmeyi yeğlediklerini söyle- miĢtir.

Hock (1988: 168; Akt. Sürgevil, 2006: 44), “hizmet götürülen kiĢilere karĢı ka- tı, soğuk, ilgisiz ve hatta insancıl olmayan tarzda olumsuz bir tavır sergilenmesi” Ģeklinde tanımlanan duyarsızlaĢmanın iĢe yönelik idealizmde önemli bir azalmaya iĢaret ettiğini, bu boyutta özellikle iĢ yerinde hizmet verilen kiĢilere yönelik tutum- larda olumsuz değiĢimlerin görüldüğünü belirtmiĢtir.

Cordes ve Dougherty (1993; Akt. Izgar, 2001: 3), bireyin iĢi gereği karĢılaĢtığı diğer insanlara ve iĢine karĢı geliĢtirdiği soğuk, ilgisiz, katı hatta insani olmayan tu-

tumun duyarsızlaĢmayı oluĢturduğunu; dozu gittikçe artan bu negatif reaksiyonun çeĢitli Ģekillerde ortaya çıktığını; kiĢinin karĢısındakine aĢağılayıcı ve kaba davrandı- ğını, onların rica ve taleplerini göz ardı ettiğini belirtmiĢlerdir.

Wright ve Bonett (1997)’e göre duyarsızlaĢma, çalıĢanın müĢterilerine karĢı ta- kındığı negatif, gayri ciddi tavır ve duygulardır (Akt. Çiçek Sağlam, 2011: 409).

Tümkaya (1996: 10)’ya göre ise tükenmiĢliğin ikinci boyutu olan duyarsızlaĢ- ma insanlara nesnelermiĢ gibi davranmayı ifade etmektedir.

2.2.2.3. KiĢisel BaĢarı

Maslach (2003: 190)’a göre kiĢisel baĢarıda düĢme hissi “kiĢinin kendisini olumsuz değerlendirme eğiliminde olması”nı ifade etmektedir (Akt. Sağlam Arı ve Çına Bal, 2008: 134).

KiĢisel baĢarı kiĢinin iĢindeki yeterlik ve baĢarı duygularını tanımlarken kiĢisel baĢarısızlık kiĢinin kendini iĢinde yetersiz ve baĢarısız olarak değerlendirmesini ifade etmektedir. KiĢi, bu aĢamada kiĢisel olarak baĢarısızlık duyguları ile dolu olacaktır (Izgar, 2001: 3).

KiĢinin baĢkaları hakkında geliĢtirdiği olumsuz düĢünce tarzı, kiĢinin kendisi hakkında da negatif düĢünmesine yol açmakta, bu düĢünce ve yanlıĢ davranıĢların nedeniyle kiĢi kendini suçlu hissetmekte, kendisi hakkında “baĢarısız” hükmünü vermekte, bu nokta da düĢük kiĢisel baĢarı hissi ortaya çıkmaktadır (Maslach ve Jackson, 1984; Akt. Yıldırım, 2010:62).

Wright ve Bonett (1997)’e göre kiĢisel baĢarı noksanlığı kiĢinin kendini olum- suz değerlendirme eğilimidir (Akt. Çiçek Sağlam, 2011: 409).

TükenmiĢliğin üçüncü aĢamasında kiĢi insanlarla çalıĢmalarındaki kiĢisel baĢa- rısını negatif değerlendirmekte, bu da daha aĢırı baĢarısızlık ve yetersizlik duyguları- na, özsaygı kaybına hatta depresyona dönüĢebilmekte, neticede çalıĢanlar kendilerini mutsuz ve mesleklerinde doyumsuz hissetmektedirler (Cordes ve Dougherty, 1993; Maslach 1986; Akt. Özdemir, 2009: 7).

Hock (1988; Akt. Babaoğlan, 2006: 22), kiĢisel baĢarısızlığın özellikleri olarak depresyonu, düĢük morali, insanlardan uzaklaĢmayı, azalan verimliliği, baskıyla baĢa çıkamamayı, baĢarısızlık hissini ve kendine güvenin zayıflığını saymaktadır.

Maslach ve Leiter (1997: 18; Akt. Sürgevil, 2006)’e göre bir insan kendini ye- tersiz hissettiği zaman, büyük bir eksiklik duygusu geliĢtirmekte, hiçbir Ģeyle baĢ edemeyeceğini düĢünmekte, sanki tüm dünyanın kendi iĢleyiĢini sürdürmek için onun bütün giriĢimlerine komplo kurduğunu hissetmekte, baĢardıkları her Ģeyi çok anlamsız ve çok küçük olarak görmekte, bir farklılık yaratabilmek için kendi yete- neklerine güven duymamakta, dolayısıyla diğer insanların kendilerine duydukları güveni de kaybetmektedir.

Maslach (1978, 1981, 1982), bu üç boyuttan ilk olarak aĢırı kronikleĢmiĢ iĢ ta- lebinin bireyin duygusal kaynaklarını tüketmesi sonucu duygusal tükenmenin ger- çekleĢtiğini; ardından bireyin bir çeĢit savunma ya da baĢa çıkma stratejisi olarak diğerleriyle iliĢkisini sınırladığını ve psikolojik olarak diğerlerinden uzaklaĢtığını, bu Ģekliyle duyarsızlaĢmanın birey ile iĢ talebi arasında duygusal bir tampon görevi gör- düğünü; son olarak da bireyin daha önceki olumlu tutumlarıyla Ģimdiki tutumları arasındaki ayrımı fark ettiğini, bunun sonucunda mesafeli tutumlarının, çalıĢtığı ku- ruma ve topluma katkılarını kısıtladığını düĢünerek iĢ ve insan iliĢkileri konusunda bir yetersizlik duygusu içine girdiğini, yani iĢini yapma ve müĢterilerine hizmet sunma konusunda kendini yetersiz görmeye baĢladığını ifade etmiĢtir (Cordes, Dougherty, 1993: 624; Posig, Kickul, 2003: 4,14; Akt. Sürgevil, 2006: 47).

Özabacı vd. (2004: 10), tükenmiĢliğin öğretmenlik, hukuk, hemĢirelik, halkla iliĢkiler, sosyal hizmet uzmanlığı gibi yardım hizmeti içeren mesleklerin üyeleri için strese sebep olan yaygın bir problem olduğunu, belirli bir zaman içinde oluĢan bir durum olmasının yanında duygusal boĢalmalar, bireyin kendisine ya da çevresine karĢı geliĢtirdiği olumsuz tavırlarla da kendini gösterebildiğini dile getirmiĢlerdir. Ayrıca insanlar arası etkileĢim ve iletiĢimin yoğun yaĢandığı öğretmenlik mesleğinde tükenmiĢlik konusunun faklı değiĢkenler açısından sıklıkla ele alındığını; Huberman (1993)’ın araĢtırmaların, öğretmenlerin %20’sinin tükenmiĢlik düzeylerinin yüksek olduğunu gösterdiğini belirttiğini ifade etmiĢlerdir.