• Sonuç bulunamadı

SAHA ÇALIŞMASI

7.4. Türkiyeli Erkek ve Suriyeli Kadın Evliliklerinin Bölge Dinamiklerine Etkisi

7.4.2. Suriyeli Kadınlar

Görüşülen Suriye kadınların Türkiyeli erkeklerle yaptıkları evlilikleri ilk başta bir kurtuluş olarak gördükleri ve pek seçim şansları olmadan bu evliliklere girdikleri gözlenmiştir. Suriyeli eşlerin birçoğu savaş şartları

olmasa bu evlilikleri yapmayacaklarını belirtmektedir. Yaşadıkları durumu anlatırken “nasip” kelimesini sıklıkla kullanmaları dikkat çekmektedir. Kadınların evliliklerde hayal kırıklığına uğradığı görüşmelerden anlaşılmaktadır. Bazı kadınlar ikinci eş olarak yasal hakları olmayacağını bilmeden, bazısı da Türkiye’deki hayatın çalışma ve eğitim açısından çok daha özgür olacağını umut ederek gelmiştir. Çoğu evlilik öncesi eşlerini hiç tanıma fırsatı bulamamıştır. Çoğu yaşadığı gerçekliğin beklentilerinden farklı olmasından dolayı duygusal sorunlar yaşamaktadır.

“Ben Suriye’deyken kesinlikle Türkiyeli biriyle evlenmeyi düşünmezdim. Ama oradan kaçmak zorunda kaldık.

Başka şansımız da yoktu. Buraya gelirim okurum, çalışırım diye düşündüm. Kocam izin verir diye düşündüm.

Ama olmadı. Eşimi tanımadan geldim evlendim.” (Suriyeli kadın).

“Üniversite okudum, Hemşire oldum. Türkiye’yi tam olarak biliyordum, Amerika ile bir diye düşünüyordum.

Düşündüğüm gibi olmadı. Çocuklarımı kendi adıma bile yazamıyorum.” (Suriyeli kadın).

Suriyeli kadınlar çoğunlukla imam nikahı ile evlendikleri için yasal hakları sınırlıdır. Yasal haklarının neler olduğunu net olarak bilmeyen kadınlar eşlerinin olumsuz davranışlarına ve sözlü şiddete maruz kalabilmekte veya evden atılmak gibi durumlarla da karşı karşıya gelebilmektedir. Yasal haklarını bilseler dahi mevcut şartları nedeniyle kadınların bu tür durumlar karşısında çaresiz kaldıkları anlaşılmaktadır.

Suriyeli kadınlarla yapılan görüşmelerde kadınların fiziksel ve ekonomik şiddete maruz kaldığı durumlarda bile ses çıkartamadıkları, evsiz kalmaktan korktukları gözlenmiştir.

“Koca bir yerden sonra alışıyor seni kapının önüne koyarım senin burada zaten hakların yok. Türk vatandaşıyım nafaka almazsın çocuklarını alamazsın mağdur olacak olan sensin sus konuşma gibi.”(Mardin, STK).

“Adam tuttu kamptan Halepli bir kız aldı Süleyman Şah kampından on altı yaşından bir kız aldı kendisi kırk yedi yaşında. Kız da mükemmel bir kız, kızın ailesi bu adama o kızı nasıl verdiler diye şok oldum. Kız namazında niyazında kapalı mükemmel bir insanmış. Adam kızı 1.5 yıl tuttu yanında, sonra kovdu. “Niye kovdun?” dedim “eşimle aram açılacak çocuklarla aram açılacak” dedi. Madem aran açılacak baştan neden aldın.” (Şanlıurfa, Kamu kurumu).

Suriyeli kadınların daha önceden belirtilen sebeplerden Türkiye’de çalışma hayatına katılmalarının önünde engeller vardır. Ayrıca eşlerin de çoğu zaman çalışmaya izin vermediği görülmüştür. Bazı durumlarda, eşler çalışmalarına izin vermediği gibi kendilerinin ve çocuklarının yaşamsal ihtiyaçlarını sağlayacak maddi imkânı da sunmamaktadır.

“Ben Suriye’de olsaydım, kuma üzerine evlilik yapmazdım. Kız kardeşim kuma üzerine evlendiği için onu hep ayıplardım. Onların ihtiyaçlarını karşılıyor. Eşinin ihtiyaçlarını da karşılıyor. Sadece bizler her zaman eksiğiz. Ondan para istemeyeyim o kadar, ne yaparsam yapayım. Ama çalışmamı istemez. İnsanlar konuşurlar diye.” (Suriyeli Kadın).

“Eşim madde bağımlısı, tedavi görmüş ama iğne kullanıyor. Evde herkese hizmet ediyorum. Eşimin borçları var. Para getiremiyor. Çocuklara süt alamıyorum. Evden çıkamıyorum, hapis hayatı yaşıyorum. Ben buraya gelirken yasal haklarım olur diye düşünmüştüm, evlendikten sonra öğrendim ikinci eşin hakkı olmadığını.

Dışarıda ağlıyorum yarım saat, gidecek yerim olmadığı için dönüyorum.” (Suriyeli Kadın).

“Dışarıda çalışmama izin vermiyor. Benim üzerime konuşmazlar, onun üzerine konuşurlar. Adamın malı mülkü var, arazileri var karısını çalıştırıyorlar derler diye kendini düşünüyor. 5 ay olmuştu

110 Suriyeliler ile Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları Arasındaki Evlilik İlişkileri Araştırması

kontur yüklememiştim telefonuma bir yerde 3 gün çalıştım, telefonuma kontur yükledim”. (Suriyeli Kadın).

Bazı durumlar kadınlar yeteneklerinden bağımsız olarak gelir getirmeyen aile işinde çalışmaya zorlanmaktadır. Bu durumda kadın hem çocuklarının bakımında zorluk çekmekte, hem de maddi anlamda bir rahatlama yaşayamamaktadır.

“Ben kuaförlük mesleğini de biliyordum, benim iş yeri açmama izin vermedi kocam. Tarlada güneşin altında çalışmama izin veriyor, kuaför olarak içerde çalışmamı kabul etmiyor. Kendime iş yeri açsam hayatımı sürdürürdüm. Kadının onlarda çalışması ayıptır. Tarlada çalışması ayıp değildir.” (Mardin, Suriyeli Kadın).

Suriyeli eşlerin maddi imkânları bölgedeki Türkiyeli eşlerden çoğu zaman daha kısıtlıdır. Evlilik aşamasında Suriyeli kadınlara Türkiyelilere göre daha düşük miktarda altın takılmaktadır. Bazı durumlarda erkeklerin evlilik esnasında verdikleri bu hediyeleri geri aldığı ve harcadığı dile getirilmektedir.

“Bir başlık alınmadı. Geldiğinde bile ne bir hediye getirdi, ne para verdi. Benim ondan hiçbir isteğim olmadı.

Ne ev istedim, ne altın, hiçbir şey istemedim. Sadece istediğim evlendiğim zaman bir kimlik kartım ve evlilik cüzdanım olsun istedim.” (Mardin,Suriyeli Kadın).

“Benim istediğim fazla bir şey yok sadece bana kimliğin çıkması, TC numaramın olması. Başlık ödendi, 5000 TL, altın aldı bana, evi dayadı döşedi. Her şeyi aldı fakat hepsi gitti.” (Mardin, Suriyeli Kadın).

Suriyeli kadınlar ile Türkiyeli erkeklerin ilişkisinden olan çocuklarda çocuğun Türkiye kimliği alabilmesi babasının üzerine kaydedildiği, Suriye vatandaşı olan annenin yasal olarak çocuk üzerinde hak kanıtlayacak bir belgesi olmadığı gözlenmiştir. Çocukların haklarının babada olması babanın Suriyeli eşini rahatlıkla

“çocuklarını göstermemekle” tehdit edip, sindirmesine de imkân vermektedir. Yetkililer Suriyeli eşlerden doğma çocukların Türkiyeli ilk eşin üzerine kaydedildiği ve daha sonra çocukların baba tarafından kaçırıldığı vakalardan da bahsetmiştir. Örneğin; bu durumda elinde hiç bir yasal belge olmayan Suriyeli bir kadın çocukların ulaşamamıştır.

“Toplumda mutlaka kuma olduğundan bahsediliyor resmi nikahı olmadığı söyleniyor. Çocuğu olduğu zaman ilk eş üzerine oluyor. Bu durumda maalesef yıllar sonra çocuklar diyor, annemizin üzerineydik miras konusu olunca DNA testine kadar gidiyor.” (Şanlıurfa, STK).

“Bir vakada çocuğu ilk eşin üzerine yapılıyor. Sonra adam çocukları da alıp ilk eşiyle gidiyor başka bir ile. Suriyeli eşin elinde hiç bir belge yok. Adamın tam adını bile bilmiyor. Sonra çocukları ara ki bulasın.”

(Gaziantep, Kamu kurumu).

“Ben çocuklarımın TC kimlik numaralarını çıkarmak istedim, Mahkemeye başvurdum, çocukların velayetini babalarına verdim, bu şekilde onlara kimlik çıkarabildim. Babaları bana kızınca çocukları senden alırım diyor. Bana çocukları göstermemekle tehdit ediyor. Bu çocuğumun engelli maaşını çıkarırdım ve çocuklarımla yaşardık. Babaları bizimle değil, diğer kadınla birlikte yaşıyor, biz maaşımızla geçinirdik. Kızımın tedavisini yapabilirdim.” (Şanlıurfa, Suriyeli Kadın).

Saha çalışmasında, Suriyeli kadınların Türkiyeli eşler ile ayrılma durumunda gidecek yerleri olmamasının da başka bir mağduriyet yarattığı gözlenmiştir. Bir kısmının ailesi zaten ulaşacakları bir yerde yaşamamaktadır, bir kısmı ailesini kaybetmiştir. Görüşme yapılan yetkililer Türkiyeli kadınların Suriyeli kadınlara olumsuz gözle baktığını ve bu düşmanlığın Suriyeli kadınların sosyal hayatını daha da kısıtladığını belirtmiştir.

Bölgedeki Türkiyeli kadınların Suriyeli kadınları “yuva yıkan kadınlar” olarak görmesi Suriyeli kadınlar için sığınma evlerinde kalmayı zor hale getirmektedir.

“Şimdi kalkıp sığınma evine gitse, dil bariyeri var. Bir de oradaki kadınlar Suriyeli kuma diye kötü gözle bakacak.” (Şanlıurfa, STK).

“Dışarı çıkamıyorum. Çıksam biliyorum insanlar arkamdan Suriyeli geldi kuma oldu, yuvayı yıktı diyecek.

Ben de çıkmıyorum. Suriye’deki hayatımla buradaki hayatım çok farklı. Burada hayat çok zor.” (Şanlıurfa, Suriyeli Kadın).