• Sonuç bulunamadı

SULTAN AHMED ( CÖMERTLİK )

SULTAN IV. MURAD HÜKÜMDARLIK

SULTAN AHMED ( CÖMERTLİK )

0% 5% 10% 15% 20% 25% 30% 35% 40% 45%

8) Şairlik:

Çehre-perdaz-ı arusan-ı suhan (K.8/20)(Nef’î).

SULTAN AHMED ( ŞAİRLİK )

0% 20% 40% 60% 80% 100% 120% 1 Nef'î

SULTAN IV. MEHMED

A) Methiye Bölümlerinin Genel Bir Değerlendirmesi

Cevrî, Sultan Mehmed için yazmış olduğu iki kasidesinde padişahı İskender’e, Dârâ’ya, Keyhüsrev’e, Nerîmân’a, Rüstem’e benzetir. Onu makam süsleyen, adaletli, savaş meydanlarının eşsiz savaşçısı, saltanat gül bahçesinin yeni biten gülü, iktidar sahibi birisi olarak anlatır. Onun devrinde halk mutludur, adaletli zamanında asayiş yerindedir, onun şanı dünya sultanlarının tümünden büyüktür, kılıç kuşandığında Nerîmân’a, eline kılıç ve yayı aldığında Rüstem’e benzer.

Cenâb-ı Hazret-i sultan Muhammed Hân-ı Cem-mesned Ki taht-ı ‘Âl-i ‘Osmanun şeh-i ‘âlem-tebârıdur (K.12/16)

İsmetî, Sultan Mehmed’e iki kaside sunmuştur. Padişahın saadetli dergâhını öpülecek yer olarak görür. O, gökyüzü makamlı, fetih sahibidir. Şimdiye kadar onun gibi bir padişah görülmemiş olup halk onun zamanında rahattır. Allah onu hatadan arındırmış ve saltanatın başı yapmıştır.

Ebü’l-feth Sultan Mehemmed k’odur Sipihr-âsitân şâh-ı gerdûn-vekâr (K.3/1)

Ganizade Nadirî, Sultan Mehmed için yazmış olduğu iki kasidesinde onu tacıyla İskender’e, ordusuyla Dârâ’ya, makamıyla Kisrâ’ya, savaşçılığıyla Haydar’a, Rüstem’e, Peşeng’e, adaletiyle Hz. Ömer’e benzetir. O, lutfu biraz olsa zehire dokununca zehri şeker yapandır. Şerefinin nuru her yere ışık yayar, onun eli cömertlik rüzgarının bulutu, şimşeği altın, yağmuru mücevherdir.

Şeh-i âsümân-pâye sultan Muhammed Hizebr-i vegâ şehriyâr-ı muzaffer (K.5/10)

Feyzî, Sultan Mehmed’i dünyayı süsleyen padişah olarak görür. Alemde kim varsa onun kölesidir. Devletini Süleyman ve İskender kıskanır. Onun ululuğu İskenderin şanından çoktur, dergahının köleleri Cemşid’den daha üstündür, ululuğunun bayrağı doğudan batıya gitse yeridir.

Cenâb-ı hazret-i Sultan Muhammed Hân-ı Gâzî kim Türâb-ı âsitâni melce-i Dârâ vü Dâverdür (K.6/24)

Neşatî, sunduğu tek kaside ile Sultan Mehmed’in, eli bağış bulutu olan dünya padişahı olduğunu söyler. Onun adaleti sayesinde dünya zevk ve safadadır. Gökyüzünün güneşi onun dergâhına yüz sürer. Gökyüzünün güneşi onun kadrinin

parlaklığı yanında Süha yıldızıdır. Cömertlik kapısında Hatem düşkün bir dilencidir. Onun cömertliği ve lutfu dünya gamının sıkıntısının devasıdır.

Şâhenşeh-i Cem-kevkebe Sultan Mehemmed

Kim mihr-i felek pertev-i kadrinde Sühâdur (K.12/11)

Sırrî, Sultan Mehmed için; çadırı adalet ve doğrulukla dolu gökyüzü, makamı arslan burcu, şerefli kişiliği güneş gibidir der. Eşiği dünyanın en yüksek öpülecek makamıdır. Onun nakışlı eşgalinin yansımasıyla yeryüzü gül bahçesidir, altından takıyla gökyüzü ışık doludur. Düşmanlar ulu çadırını fark edince elemin yakıcı ateşiyle gönülleri kebap olur. O, bahtlı ve şanslı bir padişahtır. Adalet madeninin mücevheri, saltanat denizinin incisidir. Adaletinin mumuyla dünya bahtının akşamı aydınlanır. Düşman ülkelerini bir kulu ile harab eder. Dünyayı süsleyen yüce mertebeli bir hükümdardır.

‘Âlem-ârâ âfitâba bende-perver Dâverâ

Ey felek-haşmet melek-haslet dilîr-i meh-rikâb (K.2/35)

Azmizade Haletî, IV. Mehmed için altı kaside yazmıştır. Allahın lutfunun esintisiyle Süleyman’ın mülkü ve padişahın vücudu şeref bulmuştur. O, Allahın gölgesidir; lutfunun bereketiyle dünya sarayının zulmetini ışıklandırmıştır. Onun gelmesiyle kış bahara dönmüştür. Zamanında gökyüzü kimseyi ağlatmamıştır, yağmur bulutu dünyayı güldürmek içindir. Yeryüzünü yeni ay, gökyüzünü yıldızlarla doldurur. Cömertlik baharının esintisi dünya bahçesine ulaşsa nar ağacının çiçekleri kırmızı olur. Haşmetinin mükemmelliğiyle Süleyman gibidir. Onun merhamet bulutu araya girmezse kılıcının alevi ayı yakar. Elinin tersi şarap şişesinin gökyüzüne dokunsaydı yere düşerek cam gibi parçalanırdı. Himmet Hüma’sı fakirlerin üzerine gölge salsaydı, onları baştan ayağa dünyanın şahı yapardı. Cem onun içki meclisini görseydi kadehini kırardı, Sam savaş meydanını izleseydi sersem olurdu. Allah onun elini savaşta can alan, cömertlikte canı koruyan yapmıştır. Çimenlikte gezinirken eline sünbül alsa, düşmanın gözüne yedi başlı ejderha gibi görünür. Onun zamanında kimse ah edecek bir iş yapmaz. Toprağa bir bakışıyla orada gül çıkar.

Cenâb-ı Hazret-i Sultan Mehemmed İbni Murad Ki olamaz şeh-i hâver anunla hem-sâye (K.2/9)

Mezakî, Sultan Mehmed’e beş kaside sunmuştur. O, Allahın gölgesi olan, Ömer adaletli, Ali heybetli, Rüstem kuvvetli bir padişahtır. Dârâ bir daha dünyaya gelse Feridun ululuğundaki bu padişahın kapıcısı bile olamaz. Âlemin mumu ve gözünün şaşalı padişahıdır ki gökyüzünün parlak güneşi ve yuvarlak ayıdır. Kamaniçe kalesini feth edince Firengistan’ı korkudan titretmiştir. O, devlet sadefinin incisidir, ululuğuyla yedi iklimin padişahıdır. Rüstem gibi savaş meydanında düşman saflarını yarar. Onun zamanında feleğin lutfu, yeryüzünün güzelliği açığa çıkmıştır. O, zaman madeninin mücevheridir. Onun zamanında sitemin eli ve zamanın yırtık yakası bir arada olmamıştır.

Hazret-i âsaf-ı Cem-pâye Mehemmed Paşa

B) Kalıplar ve Grafikler 1) Padişahlık:

CEVRÎ

Padişâh-ı cihân (K.12), zıll-ı Yezdan (K.12), şâhenşâh-ı İskender-serir ü mesned-ârâ (K.12/14), Dârâ-gulam (K.12/14), şâhenşâh-ı Keyhusrev-nazir (K.12/15), şehenşâh-ı ‘âlem bende-i ferman-güzarı (K.12/15), Cem-mesned (K.12/16), taht-ı ‘Âl-i ‘Osmanun şeh-i ‘âlem-tebarı (K.12/16), nev-nihal-i gül-sitan-ı saltanat (K.12/17), selâtin-i cihânun nur-ı çeşm-i iftiharı (K.12/19), sipihr-i kadr ü şanun âfitâb-ı tab-darı (K.12/20), şevketle cihânun şâh-ı sâhib-iktidarı (K.12/27), şâhenşeh-i ruşen-dil ü pakize-gevher (K.12/31), hâkân-ı ‘âli-menzilet (K.12/35), cihânun secde-gâh-ı husrevan-ı tâc-darı (K.12/35), der-gâh-ı gerdûn-âsitân-ı ‘arş-rif’at (K.12/36), şehenşâh (K.13/1,2), şehenşâh-ı cihân-bân (K.13/4), cihân-dâr-ı mu’azzam (K.13/4), zi-şân (K.13/5), vücud-ı bi-nazir bi-‘adili ruh-ı ‘alem (K.13/5), hâkân-ı mu’azzam (K.13/6), nur-ı çeşm-i ‘Âl-i ‘Osman (K.13/6), ‘ali-kadr ü ‘ali-zat (K.13/7), sultân-ı mükerrem (K.13/7), yegâne şeh-süvâr-ı saltanat (K.13/8), muzaffer padişâh-ı nam-ver (K.13/10).

İSMETÎ:56

padişâh-ı din penah (K.2/1), şâhenşâh (K.2/3), şehinşâh-ı cihân-perver (K.2/4), sipihr-âsitân (K.3/1), şâh-ı gerdûn-vekar (K.3/1), sultân-ı gazi (K.3/2), Feridun-meniş (K.3/3), şehriyâr (K.3/3).

GANİZADE NADİRÎ:

sultân-ı Rum (K.4/10), husrev-i Zeng (K.4/10), Sikender-efser (K.4/11), Dârâ-sipâh (K.4/11), Kisrâ-câh (K.4/11), meh-i sitâre-haşem (K.4/12), şâh-ı âfitâb-‘âlem (K.4/12), Hıdiv-i hub-şiyem (K.4/12), husrev-i sipihr-evreng (K.4/12), bülend-mertebe (K.4/13), hurşid-i tabende efser (K.5/9), şeh-i âsümân-pâye (K.5/10), dâver (K.5/11), ham-ı bend-i fıtraki mergul-i havrâ (K.5/12), tırazende-i taht u efser (K.5/26).

56 Haluk İPEKTEN; İsmeti Divanı, Atatürk Üni. Yay. No: 129, Ede. Fak. Yay. No:31, Araştırma serisi no: 23, Cumhuriyetin 50. Yılı Armağanı, Beylan Matb., Ankara 1974.