• Sonuç bulunamadı

Suç İle Kabahatler Arasındaki İçtima

C. İçtima 1 Gerçek İçtima

5. Suç İle Kabahatler Arasındaki İçtima

6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu md. 23/5-b-3’e göre, çalışma izni olmaksızın yabancı çalıştıran işverene veya işveren vekiline her yabancı için idarî para cezası uygulanacaktır. Çalışma izni olmayan bir yabancıyı maddî menfaat elde etmek maksadıyla çalıştıran işveren veya işveren vekili hem bir yabancının ülkede kalmasına imkân sağlamak suretiyle göçmen kaçakçılığı suçunu hem de 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu md. 23/5-b-3’teki çalışma izni olmayan yabancıyı çalıştırma kabahatini işlemiş olur. Bu durumda Kabahatler Kanunu md. 15/3 gereğince, sadece göçmen kaçakçılığı suçundan dolayı yaptırım uygulanabilecektir149.

VII. YAPTIRIM

Göçmen kaçakçılığı suçu için hem hapis cezası hem de adlî para cezası öngörülmüştür. Bir fiilden dolayı iki ayrı ceza öngörülmesi çifte değerlendirme yasağıyla bağdaşan bir durum değildir.

Suçun temel şekli bakımından hapis cezası bir yıldan üç yıla kadar olarak öngörülmüştür. Adlî para cezası ise, on bin güne kadardır. Maddede adlî para cezasının alt sınırı öngörülmediğinden, beş gün olarak kabul edilmelidir (TCK md. 52/1). Adlî para cezasının alt ve üst sınırları arasındaki farkın bu kadar geniş tutulması kanunîlik ilkesinin alt ilkelerinden belirlilik ilkesiyle bağdaşma- maktadır150. Hapis cezasının miktarının ve adlî para cezasının gün biriminin tayininde suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer (göçmenlerin ülkesinde savaş veya ağır siyasî buna- lımların olduğu zaman), suçun konusunun önem ve değeri (göçmen sayısının fazlalığı, çoğunluğunun çocuk olması), meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı (suçun teşebbüs aşamasında kalması veya tamamlanması), failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saiki dikkate alınmalıdır151.

149 Kangal, Zeynel T.: Kabahatler Hukuku, 2. Baskı, İstanbul 2019, s. 247 vd.; Artuk/Gökcen/

Alşahin/Çakır, Ceza Hukuku, Özel Hükümler, (17), s. 83.

150 Kangal, Zeynel T.: “Anayasal Güvence Olarak Suçta ve Cezada Kanunîlik İlkesi”, CHD, Aralık 2011, sy: 17, s. 78; Doğan, Göçmen Kaçakçılığı Suçu, (2), s. 155; Şen/Malbeleği,

Türk Ceza Kanunu’nda Uluslararası Suçlar, s. 171, 179-180.

151 “Adıyaman’da üç çocuğu ile birlikte yaşayan ve yurtdışında bulunan eşinin yanına gitmek

isteyen H.G.’in, bir akrabası tarafından emekli yüzbaşı olan ve Gaziantep’te milli güvenlik dersi öğretmenliği yapan sanık A.K. ile tanıştırıldığı, A.’nin, eşi F.K.’ya ait olan ve fotoğraf değişikliği yaptırdığı pasaportu yurt dışına çıkış işlemlerinde H.’ye kullandırdığı, ayrıca pasaportun refakat kısmına H.’nin Ü., A. ve M. isimli çocuklarının da fotoğrafını yapıştırarak dört kişiyi beraberinde Almanya’nın Berlin şehrine götürdüğü, Tegel Havalimanında yapılan kontrollerde pasaportun sahte olduğunun tespit edilmesi üzerine beşinin de sınırdışı edilerek Türkiye’ye geri gönderildiği anlaşılan somut olayda, yerel mahkemece temel ceza belirle- nirken, ‘5237 sayılı TCK. 61. maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, sanığın kastının ağırlığı, güttüğü amaç ve saik’ şeklinde kullanılan alt sınırdan uzak- laşma gerekçesi TCY’nın 61. maddesi anlamında yasal, yeterli ve dosya içeriğine uygundur. Yargılama süreci boyunca maddi gerçeğe ulaşma ve adaleti sağlama yolunda çaba harcayan,

Bununla birlikte 22.07.2010 tarihli ve 6008 sayılı Kanun’un 6. maddesiyle ekle- nen TCK md. 79/2’deki nitelikli hâller kapsamında değerlendirilecek hususlar (örneğin, göçmenlerin havalandırmasız araçlarla taşınması, göçmenlerin fırtı- nada deniz aracıyla taşınması) çifte değerlendirme yasağı (TCK md. 61/3) nede- niyle cezanın belirlenmesine esas alınamazlar.

Suçun mağdurların hayatı bakımından bir tehlike oluşturması (TCK md. 79/2-a) veya mağdurların onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi (TCK md. 79/2-b) şeklindeki nitelikli hâli mevcutsa, cezalar yarısından üçte ikisine kadar artırılacaktır. Kanaatimizce burada adlî para cezasının gün birimi de aynı oranda artırılmalıdır.

Göçmen kaçakçılığı suçunun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek cezalar yarı oranında artırılır (TCK md. 79/3). Suçun temel şekli örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenebileceği gibi, nitelikli hâli (TCK md. 79/2-a, b) de örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenebilir. Bu durumda artırım da sözkonusu ihtimallere göre maddede öngörülen cezalar üzerinden yapılır. Yine burada da adlî para cezasının gün birimi de aynı oranda artırılmalıdır.

Göçmen kaçakçılığı suçu terör amacıyla bir terör örgütünün faaliyeti kap- samında işlendiği takdirde (TMK md. 4), TMK md. 5 gereğince verilecek ceza artırılacaktır.

Göçmen kaçakçılığı suçunda cezanın yanısıra, güvenlik tedbiri olarak mü- sadere de uygulanacaktır. Hem eşya müsaderesi hem kazanç müsaderesi müm- kündür. Göçmen kaçakçılığı suçunun işlenmesinde kullanılan veya işlenmesine tahsis edilen eşya (tekne, bot, kamyon vb.) müsadere edilecektir (TCK md. 54/1). Göçmen kaçakçılığı suçunun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir (TCK md. 54/1, c.2). Buna göre bir geminin göçmen kaçakçılığı suçunda kullanılmak üzere hazırlanmış olmasına karşın göçmenler bu gemiye henüz getirilmeden tespit edilmişse, müsadere edilebilmesi için ayrıca kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlâk açısından da tehlikeli

sanığı birebir gözlemleyen yerel mahkemece, alt sınırı 3 yıl hapis ve 5 gün adli para cezası, üst sınırı ise 8 yıl hapis ve 10.000 gün adli para cezası olan göçmen kaçakçılığı suçunda temel cezanın 4 yıl hapis ve 1200 gün adli para cezası olarak tayin ve takdir edilmesinde isabetsizlik bulunmamakta olup, bu uygulama 5237 sayılı TCY’nın 3/1. maddesinde düzen- lenen ‘orantılılık’ ilkesine de aykırılık oluşturmamaktadır. // Bu nedenle, suçun işleniş biçimi ile sanığın güttüğü amaç ve saik dikkate alınarak temel cezanın, işlediği fiil ile orantılı olacak şekilde belirlenmesi dosya kapsamı ile uyumlu, adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygun oldu- ğundan Özel Daire bozma ilamının birinci bendine ilişen yerel mahkeme direnme nedenle- rinin isabetli olduğu kabul edilmelidir. // Diğer yandan, yerel mahkemece göçmen kaçakçılığı suçundan hüküm kurulurken sanık hakkındaki 1.000 gün adli para cezasının 5237 sayılı TCY’nın 52/2. maddesi uyarınca sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu gözönüne alına- rak günlüğü taktiren 20 liradan hesaplanmak suretiyle sonuç adli para cezasının 20.000 TL yerine, 200.000 TL olarak hatalı belirlendiği görülmektedir” (CGK, 09.10.2012, E. 2011/8-

olması gerekir152. Üçüncü kişilere ait eşyaların da müsadere edilmesi müm- kündür. Ancak müsadere kararının verilebilmesi için eşyanın iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmaması gerekir153. Eşyanın üzerinde iyiniyetli üçüncü kişiler lehine tesis edilmiş sınırlı aynî hakkın kullanılması hâlinde müsadere kararı, bu hak saklı kalmak şartıyla verilir (TCK md. 54/1, c.1, 3). İyiniyetli olmak kendine ait eşyanın göçmen kaçakçılığı suçunda kullanılacağını bilmemek veya en azından bilebilecek durumda olmamak anlamına gelir154. Göçmen kaçakçılığı suçunun

152 Doğan, Koray: “Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Kulla-

nılan Araca Elkoyma ve Aracın Müsaderesi”, Karşılaştırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi 19,

Göç - Mültecilik - İnsan Kaçakçılığı, (Ed.: Yener Ünver), Ankara 2017, s. 651.

153 “Müsaderesine karar verilen ... plaka sayılı aracın sahibi ...’in oğlu ... tarafından 25/11/2010

tarihinden 25/05/2011 tarihine kadar sanık ...’a kiraya verdiğine dair dosya içerisinde kira sözleşmesinin bulunması karşısında, malen sorumlu ...’in iyiniyetli olarak aracını kiraladığı anlaşıldığından aracın malen sorumlu olan ...’e iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi …” (18. CD. 02.04.2015, E. 2015/45, K. 2015/87, www.kazanci.com; Erişim tarihi:

17.01.2019).

154 Doğan, Göçmen Kaçakçılığı Suçu, (2), s. 164; Doğan, “Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda

Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Kullanılan Araca Elkoyma ve Aracın Müsaderesi”, s. 651-652. “Malen sorumlunun, teknenin kendisinden habersiz bir şekilde suçta kullanıldığı yönündeki iddiası karşısında, teknenin anahtar olmadan dışardan yapılabilecek bir müdahale ile çalış- tırılıp çalıştırılamayacağı yönünde teknik bilirkişiden rapor alındıktan ve tüm deliller top- landıktan sonra teknenin müsaderesinin gerekip gerekmeyeceği yönünde karar verilmesi gerekirken …” (18. CD. 05.04.2017, E. 2016/340, K. 2017/3777, www.kazanci.com; Erişim

tarihi: 17.01.2019); “Sanığın, malen sorumludan aracı geçici süre ile aldığı, malen sorumlu-

nun aracın suçta kullanılacağından haberdar olmadığı yönündeki savunması, malen sorumlu- nun sanık savunmasıyla uyumlu anlatımı, suç faillerinden ... ile malen sorumlunun akraba olmasının, (malen sorumlunun) iyiniyetli olmadığının kabulü açısından kesin ve yeterli nite- likte olmaması karşısında, delillerin taktirinde hataya düşülerek yerinde olmayan gerekçeyle 34 … plakalı aracın müsaderesine karar verilmesi …” (18. CD. 29.03.2017, E. 2017/980, K.

2017/3450, www.kazanci.com; Erişim tarihi: 17.01.2019); “86. Somut olayda S.B., içinde

yolcular da bulunan 21 DP 724 plaka sayılı trafik sicilinde başvurucu adına kayıtlı minibüsü kullanmakta iken 8/5/2009 tarihinde Elazığ ili Sivrice ilçesinde kaza yapmış; olayın soruştu- rulması üzerine bu minibüsle Afganistan, Pakistan ve Burma uyruklu 41 göçmenin yasa dışı olarak taşınmakta olduğu tespit edilerek araç sürücüsü S.B., aracın trafik sicilinde kayıtlı sahibi başvurucu ve olay öncesinde başvurucudan bu aracı devralan A.T. ile diğer sanıklar hakkında ‘göçmen kaçakçılığı’ suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır. Yapılan yargılama neticesinde Mahkeme 8/12/2011 tarihli kararı ile başvurucunun beraatine ancak sanıklar M.C., S.B., A.K. ve A.T.nin ‘göçmen kaçakçılığı’ suçundan her biri için ayrı ayrı 4 yıl hapis ve 30.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, suçta kullanıldığı gerekçesiyle de başvurucu adına kayıtlı 21 DP 724 plakalı minibüsün 5237 sayılı Kanun’un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca müsadere edilmesine karar vermiştir. // 87. Sosyal bir olgu olan uluslararası göçün kontrol altında tutulması ve bu kapsamda göçmen- lerin hayatlarını ve güvenliklerini korumak amacıyla yasa dışı göçün ve göçmen kaçakçılı- ğının önlenmesi amacıyla suç olarak nitelendirilen bu eylem çerçevesinde suçta kullanılan nakil vasıtalarının müsadere edilmesi öngörülebilir. Bu amaçla uygulanan müsadere yaptırı- mının ölçülü olabilmesi için Anayasa’nın 35. maddesi ile Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesinde öngörülen güvencelerin sağlanmış olması gerekmektedir… // 88. … Başvu- rucunun müsadereye ilişkin itirazlarını da değerlendiren Mahkeme 8/12/2001 tarihli kararı ile başvurucunun beraatine karar vermekle birlikte diğer sanıklar tarafından suçta kulla- nıldığı ve suç tarihinde aracı sanık A.T.ye haricen sattığını söylediği için tescil maliki olan

başvurucunun iyi niyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle ihlal iddiasına konu aracın müsadere edilmesine karar vermiştir. Başvurucunun müsadere hükmüne ilişkin temyiz talebi de Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 15/1/2014 tarihli ilamıyla bu gerekçeye atıfta bulunularak reddedilmiştir. // … 90. Müsadere yoluyla mülkiyetten yoksun bırakmanın haklı görülebilmesi için … kamunun yararı ile bireyin menfaatleri arasında adil bir dengenin kurulmuş olması da gerekmektedir. Mülkün yasa dışı olarak kullanıldığı gerekçesiyle müsadere edildiği durum- larda kamunun yararı ile bireyin menfaatleri arasında olması gereken adil dengenin dayan- dığı pek çok etken bulunmaktadır. Bu etkenlerden biri de mülk sahibinin davranışlarıdır. Buna göre malikin müsadereye yol açan olay bakımından kusur derecesi, gösterdiği özen ve malikin davranışı ile kanuna aykırılık arasındaki ilişki dikkate alınması gereken koşullar arasında yer almaktadır… // 91. Müsadere ile temel olarak mülkün suç için kullanılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Başvuru konusu olayda da başvurucunun aracı, somut olayda ‘göçmen kaçakçılığı’ suçu kapsamında göçmenlerin yasa dışı olarak taşınmasında yani ‘suç için nakil vasıtası’ olarak kullanıldığı gerekçesiyle müsadere edilmiştir. Mahkeme, atılı ‘göçmen kaçakçılığı’ suçunu işlediğine ilişkin yeterli delil bulunmadığından başvuru- cunun beraatine karar vermiştir. Dolayısıyla başvurucu ile müsadere kararının ilgili olduğu suç arasında doğrudan bir illiyet bağı olmadığı belirlenmiştir. Ancak araç trafik sicilinde başvurucu adına kayıtlı olmakla birlikte bizzat başvurucunun beyanına göre bu suçun işlen- mesinden birkaç ay önce haricen bir başka kişiye satılmıştır. … Yargıtay içtihatlarına göre yasanın öngördüğü şekilde resmi sözleşme yapılmadığı için bu harici satış sözleşmesi geçerli değildir… Bununla birlikte aracı haricen satın alan A.T., bu aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işletip araç üzerinde fiili tasarrufta bulunduğundan 2918 sayılı Kanun’un 3. maddesine göre ‘işleten’ sıfatını haizdir. Mahkeme, aracı işleten A.T. ile araç sürücüsü S.B. hakkında ise ‘göçmen kaçakçılığına teşebbüs’ suçunu işledikleri gerekçesiyle mahkumiyete karar vermiştir. // 92. Buna göre başvurucu, aracını herhangi bir suç için bizzat kullanmış değilse de bu aracını haricen bir başka kişiye satarak rızasıyla bu kişiye teslim etmiş; böylelikle söz konusu aracın kullanımı ve işletilmesine ilişkin tasarrufu aracı devrettiği kişiye bırakmıştır. Anayasa’nın 35. maddesinin üçüncü fıkrasında, mülkiyet hakkının toplum yararına aykırı olarak kullanılamayacağı açık olarak hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aracın satışına ilişkin parasal edimin yerine getirilmediği gerekçesiyle yasanın öngördüğü resmi şekilde satış sözleşmesi yapmayan başvurucu, kimi durumlarda bu aracın işletilmesi ve kulla- nılması nedeniyle doğan sonuçlara da katlanmak durumunda kalabileceğini öngörmelidir. Diğer bir deyişle trafik sicilinde kayıtlı aracını yasanın öngördüğü resmi şekilde sözleşme yapmak suretiyle devretmeyen başvurucunun, bu aracın suçta kullanılması nedeniyle müsa- deresine yol açan olay bakımından aracın bir suçta kullanılmaması için en azından üzerine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmediği söylenebilir. Nitekim Mahkeme, bu aracın işleteni ve araç sürücüsü hakkında ‘göçmen kaçakçılığı’ suçundan mahkumiyet hükmü vermiş ve aracın da bu suçta kullanıldığını tespit ederek müsaderesine karar vermiştir. // … 94. Sonuç olarak trafik sicilinde adına kayıtlı aracın göçmen kaçakçılığı suçunda kullanıldığı gerekçesiyle müsadere edilmesi nedeniyle başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahale bakımından müdahalenin yasal olup ‘göçmen kaçakçılığının önlenmesi’ yönündeki meşru amacının da mevcut olduğu, başvurucuya müsadereye ilişkin itirazlarını ve savunmalarını sorumlu makamlar önünde etkin bir biçimde ortaya koyabilme olanağının tanındığı, geçersiz satış sözleşmesiyle aracı işleten sıfatıyla bir başka kişiye teslim eden başvurucunun müsa- dereye yol açan olaydaki kusur derecesi ile özen durumu dikkate alındığında ve ayrıca baş- vurucunun geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle borçlar hukuku kuralları çerçevesinde aracı haricen sattığı kişiye karşı genel hükümlere göre dava açabilme olanağı da bulunduğu değerlendirildiğinde müdahalenin başvurucuyu kişisel ve aşırı bir yük altına sokmadığı, müdahalenin amacı ile başvurucuya yüklenen külfetin orantılı olduğu sonucuna varılmıştır. // 95. Açıklanan nedenlerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı- nın ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir” (AYM, 29.09.2016, Eyyüp Karan, B. No:

işlenmesinde kullanılan veya işlenmesine tahsis edilen ya da bu suçta kullanıl- mak üzere hazırlanan eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketil- mesi veya müsaderesinin başka surette imkânsız kılınması (örneğin geminin batması) hâlinde, bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verilir (TCK md. 54/2). Göçmen kaçakçılığı suçunun işlenmesinde kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğu- racağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir (TCK md. 54/3)155. Göçmen kaçakçılığı suçunun işlenmesi

ile elde edilen ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddî menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançlar müsadere edilir. Bu maddî menfaatlerin müsadere edilebilmesi için suçun mağ- duruna iade edilememesi gerekir (TCK md. 55/1). Örneğin, sınırı geçirmek kar- şılığında göçmenlerden alınan para onlara iade edilebiliyorsa, bunların müsaade- resine karar verilemez. Bu menfaatler müsadere edilemediği takdirde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine hükmedilir (TCK md. 55/2). Bu tür maddî menfaat veya kazancı sonradan iktisap eden üçüncü kişilerin hakları Türk Medenî Kanunu’nun iyiniyet kurallarına göre korunmaktaysa, müsadere kararı verilemez (TCK md. 55/3).

TCK md. 79/4 gereğince, göçmen kaçakçılığı suçunun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde tüzel kişi hakkında bunlara özgü güven- lik tedbirlerine hükmolunur. Buna göre göçmen kaçakçılığı suçunun işlenme- siyle bir özel hukuk tüzel kişisi yararına haksız bir menfaat elde edilmişse, tüzel kişi hakkında iznin iptali ve müsadere güvenlik tedbirleri uygulanacaktır (TCK md. 20/2, 60)156. Böylece ilgili güvenlik tedbirlerinin uygulanması için göçmen

kaçakçılığı suçunun tüzel kişi yararına işlenmesi gerekmektedir. Buradaki yarar kavramını geniş anlamak gerekir. Suçun sadece tüzel kişiyi zenginleştirmek için değil, onun temel fonksiyonlarını veya amaçlarını gerçekleştirmek için işlenmesi hâlinde de güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını kabul etmek gerekir157. Örneğin

bir nakliye şirketinin yönetim kurulu başkanının talimatı ile şirkete gelir sağ- lamak için şirkete ait kamyon veya gemilerle göçmen kaçakçılığı yapılırsa,

155 “Sanığın, malen sorumlu şirkete ait araçta şoför olarak çalıştığı yönündeki savunması

dikkate alındığında, malen sorumlu şirketin ‘iyiniyetli olmadığı’ yönündeki kabule dayanak yapılan deliller karar yerinde tartışılmadan, TCK’nın 54/3. maddesindeki, ‘…’ biçimindeki düzenleme dikkate alınmadan ve malen sorumlunun iyiniyetli olmadığının kabulü halinde, suçun işlenmesinde kullanılan aracın, suç tarihi itibariyle değeri ile suçtan elde edilecek maddi menfaat arasında TCK’nın 54/3. maddesinde belirtildiği şekilde, hakkaniyete aykırı bir sonucun gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmeden, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması …” (18. CD. 08.02.2017, E. 2015/33714, K. 2017/1433, www.kazanci.com;

Erişim tarihi: 17.01.2019).

156 Kangal, Zeynel T.: “Türk Ceza ve Kabahatler Hukuku Açısından Tüzel Kişilerin

Sorumluluğu”, Tüzel Kişiler Hakkında Uygulanan Yaptırımlar, İstanbul 2013, s. 202-205; Kangal, Zeynel T.: “Yeni Türk Ceza Hukuku’nda Tüzel Kişiler”, HPD 2006, sy: 7, s. 87-90.

yönetim kurulu başkanının azmettiren olarak göçmen kaçakçılığı suçundan ceza- landırılmasının yanısıra, şirkete ait nakliye araçları ve suçtan elde edilen kazanç müsadere edilecek ve nakliye şirketi bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı olarak faaliyette bulunmaktaysa, bu iznin iptaline karar verilecektir158.

Benzer Belgeler