• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

1.5. KREDİ RİSKİNİN YÖNETİMİ

1.5.1. Basel Uzlaşılarında Kredi Riski Yaklaşımı

1.5.1.1. Standart Yaklaşım

Standart yaklaşım ile bankaların kredi riskinin ölçülmesinde derecelendirme kuruluşlarınca verilen notların kullanılması öngörülmektedir. Basel I ile karşılaştırıldığında en önemli yenilik kredi riskine sebep olan işleme ilişkin risk ağırlıklarının belirlenmesinde bağımsız derecelendirme kuruluşlarının ülkelere, bankalara ve şirketlere verdikleri kredi derecelendirme notlarının kullanılması ve farklı risk ağırlıkları uygulanmasıdır. Basel I’de yer alan Basitleştirilmiş Standart Yaklaşımda ise risk ağırlıklarının belirlenmesi amacıyla ihracat kredi kuruluşlarının verdiği derecelendirme notları kullanılmaktaydı (BDDK, 2005).

Kredi riski için sermaye gereksinimi hesaplanması için standart yaklaşıma göre kredi riskinin kaynaklandığı tarafa veya varlığa göre sınıflandırma yapılmıştır.

 Hazine ve merkez bankalarına kullandırılan krediler,

 Merkezi hükümet içinde yer almayan kamu kurum ve kuruluşlarına kullandırılan krediler,

 Çok taraflı kalkınma bankalarına kullandırılan krediler,

 Bankalara kullandırılan krediler,

 Menkul kıymet şirketlerine kullandırılan krediler,

 Kurumsal krediler,

 Perakende krediler,

 İkamet amaçlı gayrimenkul ipoteği karşılığı krediler,

 Ticari gayrimenkul ipoteği karşılığı krediler,

 Tahsili gecikmiş alacaklar,

 Yüksek risk kategorileri,

 Diğer.

Yukarıda yer alan taraflara ve finansal varlıklara ilişkin sınıflandırmaya göre ilk altı sırada yer alanlar için KDK’lar tarafından verilmiş olan notlardan yararlanılacaktır. Diğer sınıflar için ise Basel II’de risk ağırlıklarına ilişkin detaylar verilmiştir Basel II standart yaklaşımında ulusal denetim otoritelerinin sermaye yeterliliğine ilişkin olarak uygun buldukları bağımsız kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerinin esas alınabileceği belirtilmiştir (BDDK, 2007).

Tablo 11: Derecelendirme Kuruluşlarının Notlarının Eşleştirilmesi

Kaynak: BDDK, 2012

Basel II’de finansal varlıklar ve taraflar için uygulanan risk ağırlıkları %0 ila %150 arasında değişmektedir. Derecelendirme notuna göre kredi riski ağırlığı uygulanan örneğin Kurumsal Kredilerde AAA+ ile AA- negatif arasında bir derecelendirme notuna sahip bir işletme veya finansal varlık için %20 risk ağırlığı uygulanırken B+ ile B- negatiften daha düşük derecelendirme notuna sahip bir işletme veya finansal varlık için

%150 risk ağırlığı uygulanmaktadır. Diğer taraftan ikamet amaçlı gayrimenkul ipoteği

altında açılan krediler %35 risk ağırlığına sahipken ticari amaçlı gayrimenkul ipoteği altında açılan krediler %100 risk ağırlığına sahiptir. Ancak ülkemizde BDDK tarafından yayımlanan Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik’in Ek 1’inde ticari amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan alacaklar’a %50 risk ağırlığı uygulacağı ifade edilmiştir.

Tablo 12: Kredi Riski Ağırlıkları- Basel II Standart Yaklaşım

Kaynak: Altıntaş, 2012

Basel II’de bazı kategoriler için ise daha yüksek risk ağırlığı uygulanmaktadır. Örneğin B-‘den daha düşük derecelendirme notuna sahip ülkeler, kamu kuruluşları, bankalar ve menkul kıymet ihraç eden firmalar % 150 risk ağırlığına tabi tutulmaktadır. Bilanço dışı işlemler ise krediye dönüşüm oranı üzerinden uygulanacak risk ağırlığına göre; cayılabilir taahhütlerde krediye dönüştürme oranı %0, orijinal vadesi bir yıla kadar olan taahhütlerde

% 20, bir yıldan uzun vadeli taahhütlerde % 50 ve nakit temini amaçlı verilen garanti ve kefaletlerde % 100 risk ağırlığı uygulanacaktır (İskender, 2014).

Standart yaklaşımda bilanço dışı kalemler için krediye dönüştürme oranları (KDO) uygulanacak ve kredi eşdeğerlerine dönüştürülecektir. Türev işlemler için borçlunun risk

ağırlığı özel bir üst limite tabi olmayacaktır (BDDK, 2007). Söz konusu risk ağırlıkları BASEL II’de belirlenmişken, ülkemizde BDDK tarafından yayımlanan Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik’in Ek-2 ve Ek-4’ünde Türev finansal araçların kredi riskine esas tutarda dikkate alınmalarına ilişkin hesaplamalara yer verilmiştir.

1.5.1.1.1. Kredi Riski Azaltımı

Bankalar, kredi riskinin yol açabileceği tutarları azaltmak amacıyla çeşitli teknikler uygulamaktadır. Örneğin kredi riskine yönelik alınan teminatların nispeten daha güvenilir (nakit teminat veya menkul kıymet) olması tercih edilebilir veya teminat olarak üçüncü bir şahsın kefaleti alınabilir. Kredi riskinin dengelenmesine ilişkin bir başka yöntem ise kredi türevleri satın almaktır. Kredi riski azaltımı yasal sermaye yükümlülüğü kapsamında riskin yönetimine ilişkin önemli bir araçtır (BDDK, 2007). Basel I uzlaşısında teminat kavramı çok yüksek kalitede enstrümanlardan seçilmekteydi.

Zamanla piyasalarda kredi ve teminat anlayışı değişime uğradı ve kredinin korunmasına ilişkin türev ürünler yaygınlaştı. Bankalar taşımak istemedikleri riskleri veya bilanço içerisinde önemli ölçüde risk oluşturan kalemleri türev ürünler aracılığıyla azaltmaya yönelik işlemleri yaygınlaştırdılar. Türev ürünler aracılığıyla riskin bölüşümü ve tabana yayılması imkanı yaygınlaşmıştır (Torun, 2017).

Standart yaklaşım kapsamında kredi riskine karşın ayrılması gereken sermaye

“Azaltılmış Kredi Riski” tutarı ile ilişkilendirilmiştir. Söz konusu tutarın hesaplanmasında bankanın bilanço içi ve bilanço dışı işlemlerinden maruz kaldıkları kredi riski ve bu riskin azaltımına ilişkin kredi riski azaltım teknikleri dikkate alınmaktadır. Bu bağlamda kredi riski azaltım teknikleri teminatlar, bilanço içi netleştirme ile garanti ve kredi türevleri olarak sınıflandırılmıştır. Söz konusu sınıflandırmaya ilişkin şekil aşağıda yer almaktadır (BDDK, 2004).

Şekil 6: Azaltılmış Kredi Riski Hesaplaması

Kaynak: (BDDK, 2004)

a) Teminatlı İşlemler

Basel II’de, teminat olarak nakde hızlı dönüşebilir varlıklar kabul edilmekte ve kredi riskine maruz tutar hesaplamasında teminatların dikkate alınması basit ve kapsamlı yöntem olarak ikiye ayrılmaktadır. Teminatların dikkate alınmasında, teminatın kredi vadesi süresince banka lehine rehinli olması gerekmektedir. Ayrıca teminatların altı aylık sıklıklarla değerlemelerinin piyasa değerine göre yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Kredinin teminatı bulunan kısmı teminata uygulanan risk ağırlığı üzerinden kredi riskine maruz tutara dahil edilmekte ve teminatlandırılmayan kısmında kredinin borçlusunun risk ağırlığı dikkate alınmaktadır (Delikanlı, 2011).

b) Bilanço İçi Netleştirme

Bilanço içi netleştirme anlaşmalarında, anlaşmanın şartlarının sağlanması durumunda bankaların pasifte yer alan bankanın kredi kullandırdığı müşterisinin mevduatını kredi tutarından düşebilmekte ve bu yöntemle sermaye yükümlülüğünü azaltabilmektedir (BDDK, 2004). Bilanço içi netleştirme sözleşmelerine konu olabilecek kredi ve mevduatlar açısından aşağıda yer alan şartların gerçekleştirilmesi gerekmektedir (BDDK, 2007):

 Netleştirme sözleşmesinin yapıldığı karşı tarafın aktif ve pasiflerinin herhangi bir anda belirlenebilecek durumda olması,

 Netleştirme sözleşmesinin karşı tarafın ödeme güçlüğüne düşüp düşmediğine bakılmaksızın ilgili ülkelerde uygulanabilir olmasına ilişkin yasal altyapının bulunması,

 Değeri azaltılacak risklerin izlenmesi ve kontrol altında tutulması ile birlikte ilgili risklerin netleştirilmiş halde izlenip kontrol altında tutulması.

c) Garantiler ve Kredi Türevleri

Risk tutarı garanti ve türev ile korunan kısmı garanti ve türev aracı ihraç edenin risk ağırlığı ile çarpılırken, kalan kısım ise karşı tarafın risk ağırlığı ile çarpılmaktadır (BDDK, 2004). Garanti ve kredi türevleri kredi kayıplarına karşı koruma sağlamakta olup koruma sağlanan tutar oluşacak riske ilişkin sermaye hesaplaması bakımından önemlidir.

BDDK tarafından yayımlanan Kredi Riski Azaltım Tekniklerine İlişkin Tebliğ’de garanti ve kredi türevlerinin fonlanmamış kredi korunmasında krediye bağlı tahvil olması halinde dikkate alınabilmesi için gerekli şartlara yer verilmiştir (BDDK, 2014):

 Kredi korumasının, kredi sözleşmesi süresince ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde yasal bağlayıcılığının olması,

 Kredi koruması sözleşmesinde, uygulanması kredi verenin doğrudan kontrolü dışında olan hükümlerin bulunmaması,

 Kredi korumasının cayılamaz nitelikte ve kapsamının açık olması,

 Kredi korumasının doğrudan sağlanması,

 Operasyonel şart: Bankanın garanti ve kredi türevlerinin kullanılmasından kaynaklanabilecek potansiyel risk yoğunlaşmasının yönetimi için etkin ve yeterli sistemlere sahip olunması.

Yukarıda belirtilen şartlara ilave olarak, garanti sözleşmesi, kredi müşterisinin temerrüdü durumunda garanti alan bankanın kredi alacağına ilişkin garantör aleyhine yasal takip başlatabilmesi ve garanti verenin tahakkuk etmiş borcun tamamını defaten ödemesini ve doğacak tüm yükümlülükleri kapsayacak riskleri üstlenmesine ilişkin hükümler içermelidir. Kredi riskinin hesaplanmasında garanti verilen kısmın, garanti verenin risk

ağırlığı ile hesaplanması geri kalan tutarın ise kredi müşterisinin risk ağırlığının uygulanması söz konusudur. Kredi türevleri aracılığıyla korunmaların dikkate alınmasında garanti sözleşmelerinde öngörülen operasyonel koşulların sağlanması zorunludur. Ayrıca tahakkuk eden borcun ödenmemesi, kredi müşterisinin temerrüde düşmesi ya da iflas etmesi veya vadesi gelen borcu karşılama açısından acze düşmesi durumunda söz konusu aczi yazılı biçimde onaylaması ve yeniden yapılandırma, borcun ertelenmesi ya da silinmesi gibi durumlarda kredi türevi sözleşmesinin yürürlüğe gireceği biçimde sözleşme düzenlenmesi ve bu durumların belirlenmesinde tespit etme konusunda karşı tarafın açık bir biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Kredi türevi tutarının kredi riski oluşturan işlemin tutarına eşit ya da daha az olduğu durumlarda koruma tutarının en çok

% 60’ı kadarı kabul edilmektedir. Kredi türevi tutarı borç tutarından fazla olması durumunda kredi riski oluşturan tutarın en fazla % 60’ı koruma kapsamında değerlendirilir (Delikanlı, 2011).

Örneğin, bir banka tarafından teminatında ticari gayrimenkul ipoteği bulunan ve derecelendirme notu olmayan X A.Ş.’ye 200.000 USD 1 yıl vadeli kredi kullandırım işlemi yaptığı ve söz konusu vadede BBB derecelendirme notu olan bir yatırım bankasından 120.000 USD tutarında kredi türevi ile koruma sağladığı varsayımında (USD/TL:3,50)

Ticari gayrimenkul ipoteğine sahip kurumsal kredilere %100, BBB derecelendirme notu bulunan bankaya ise %50 risk ağırlığı uygulanacağı için ve söz konusu kredi türevi aracılığıyla koruma sağlanan tutarın belirlenmesinde % 60 (120.000/200.000) koruma kapsamı olarak kullanılır.

Kredi riskine maruz tutar = (80.000 x %100) + (120.000 x %50) = 140.000 USD= 490.000 TL

Sermaye yükümlülüğü = 490.000 x %8 = 39.200 TL = 490.000 x %12 = 58.800 TL

Benzer Belgeler