• Sonuç bulunamadı

Sosyoloji Ders Programının Ortaöğretim Yetkinliklerini Doğrudan

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.2. Nitel Veri Analizine Dayalı Bulgular

4.2.1. Sosyoloji Ders Programının Ortaöğretim Yetkinliklerini Doğrudan

Bu kapsamda, sosyoloji ders programının doğrudan karĢılaması öngörülen yetkinliklerden; anadilde iletiĢim ile sosyal ve vatandaĢlıkla ilgili yetkinlikleri ne düzeyde ve nasıl karĢıladığına iliĢkin bulgular Tablo 28‟de yer almaktadır.

Tablo 25. Sosyoloji Ders Programının Ortaöğretim Yetkinliklerini Doğrudan KarĢılama Durumu

KarĢılama

Düzeyi ÇalıĢmalar Yapılan KarĢılanamamasının Nedeni Öneriler

Anadilde ĠletiĢim Yetkinliği Çok, oldukça TartıĢma Güncel konularda fikir bildirme Metin yorumlama Bilimsel çalıĢmayı değerlendirme Ölçek soruları yazma Film izletip yorumlatma Sosyoloji kavram sözlüğü yaptırma Az okuma

Test ağırlıklı çalıĢma yapma

11. Sınıf olma Sınav kaygısı taĢıma Öğrenci motivasyonu

9. veya 10. Sınıfta dersi açmak Sosyal ve VatandaĢlıkla Ġlgili Yetkinlik Kısmen, tam olarak değil TartıĢma Soru-cevap yöntemleriyle Toplumsal yapılar Kitabın ve program kazanımlarının çok teorik, kuramsal olması Uygulamalı sosyoloji dersi açılması Dersin disiplin olarak değil proje ve konu

ve kurumlar ünitelerinde Gerçek problemler içermemesi Öğrencilerin ilgisini çekmemesi, Ders saatinin uygulama yapamayacak kadar az saat olması temelli uygulanması

Öğretmenler sosyoloji ders programının anadilde iletiĢim yetkinliğini yüksek düzeyde karĢıladığını düĢünmektedirler. Öğretmenler sınıf içinde; tartıĢma, güncel konularda fikir bildirme, metin yorumlama, bilimsel çalıĢmayı değerlendirme, ölçek soruları yazma, film izletip yorumlatma ve sosyoloji kavram sözlüğü yaptırma gibi çalıĢmalar yaptıklarını belirtmiĢlerdir.

Bu konuda öğretmeler Ģu Ģekilde görüĢ bildirmiĢlerdir:

“Sosyoloji dersi bu yetkinliği geliştirmeye çok açık bir ders. Tartışma en çok

kullandığımız yöntemlerden biri. Bazen drama da yapıyoruz, onda da kendilerini ifade edebiliyorlar. Öğretmen bilgiye açık olursa, kendini sürekli yenilerse; güncel konulardan bahsederek tartışma ve konuşma ortamı oluşturabiliyor. Öğrencilerin ilgisini çeken konular mutlaka oluşuyor, çünkü sosyoloji hayatın kendisi. Konuya dâhil olmak istiyorlar ve kendilerini ifade etmeye çalışıyorlar. Dil gelişimlerine bu şekilde büyük katkı sağlıyor bence” (Ö1).

“Anadili geliştirecek bir sürü etkinlik yapılıyor. Mesela bir metni yorumlama

ya da sosyoloji alanında herhangi bilimsel çalışmayı okuyup değerlendirme. Onun dışında soru yazma, çünkü o derste ölçek tarzı sorular da yazdırıyoruz. Dersin konularını, günlük hayatla ilgili kültür konusunda mesela sunum yaptırıyoruz. O zaman hepsini kullanıyorlar zaten, önce yazıyorlar, sonra konuşuyorlar, vücut dilini de kullanıyorlar hatta.” (Ö2).

“Anadilde iletişimi daha ziyade sözlü olarak, görüşlerini ifade ederken

oldukça fazla kullanıyorlar. Toplumsal meseleler hakkında tartışma yapıyoruz, öğrencilerin farklı fikirleri oluyor, kendilerini ifade ediyorlar” (Ö3). Burada Ö3

“Ayda bir kez film izletiyorum, filmin ardından 3-2-1 diye bir metot var, yani

filmde dikkatini çeken 3 şeyi yaz, eleştirdiğin 2 şey nedir vs gibi” (Ö4). Ö4 bu Ģekilde

film yorumlatarak sözel ifade geliĢiminin desteklendiğini dile getirmiĢtir.

“Kavram gelişimi için sosyolojinin büyük katkısı var. Olay, olgu, norm, etik

gibi kelimeler onların zihin dünyasını ve dünyayı anlayıp yorumlamasını geliştiriyor. Ben yabancı dil derslerinde olduğu gibi kavram sözlüğü yaptırıyorum defterlerinin arkasına” (Ö5). Böylece Ö5 sosyoloji dersinin kavram geliĢimi etkisine değinmiĢtir.

Bu yetkinliğin kazandırılması sırasında öğretmenlerin karĢılaĢtıkları sorunlar ise; öğrencilerin az okumasından kaynaklanan dil zayıflığı, üniversite hazırlığı telaĢında olan 12. Sınıf öğrencileri için bu yetkinliğin kazandırılması için çok geç kalınmıĢ olması, açık uçlu soruların neredeyse hiç kullanılmamasıdır. Öğretmenler bu konudaki görüĢlerini Ģu Ģekilde ifade etmiĢlerdir:

“Bu yetkinliği kazandırmak için 12. Sınıf çok geç oluyor. Öğrenciler çok az, hatta hiç okumuyorlar. 12. Sınıftaki öğrencilerin büyük bir kısmı hayattan kopmuş bir vaziyette. Boşlukta gibiler, kayıp bir vaziyetteler. Bir kısmı da üniversite sınavı telaşında. Okumaya bu arada vakit ayırmak çok uzak bir ihtimal. Biz de dersleri dershane mantığında konuyu yetiştirme ve belki birkaç örnek verme gayretiyle geçiriyoruz…dile hakimiyetleri çok zayıf olduğundan anlatmak istediklerini de anlatamıyorlar. Dil zayıfsa düşünce de zayıftır” (Ö4).

“… yazılı olarak çok desteklediğini düşünmüyorum. Görüşlerini belirten

yazılar yazdırmıyoruz, ya da açık uçlu sorular pek sormuyoruz”(Ö3).

Öğretmenler sosyoloji ders programının “anadilde iletiĢim yetkinliği”ni birçok farklı boyutta karĢıladığını düĢünmektedirler. Ancak bazı öğretmenler öğrencilerin az okumasından ve yazmasından kaynaklanan ifade ve düĢünce derinliği problemini dile getirmiĢlerdir.

Öğretmenler sosyal ve vatandaĢlıkla ilgili yetkinliği sosyoloji ders programının kısmen ve çok teorik düzeyde karĢıladığını düĢünmektedirler. Öğretmenler, bu yetkinliği; tartıĢma ve soru-cevap yöntemleriyle derslerinde uygulamaktadırlar. Toplumsal yapılar ünitesinde; aile, ekonomik, hukuk, siyaset

kurumu gibi yapıları iĢlerken, aktif katılım sağlayarak iĢlediklerini belirtmiĢlerdir (Ö1, Ö2, Ö3, Ö5). BaĢka hiç bir derste bu anlamda vatandaĢlık olmanın farkındalığını kazanmadıklarının altını çizmiĢlerdir (Ö3).

Sosyoloji ders programının sosyal ve vatandaĢlık yetkinliğini toplumsal yapıları ve kurumları tanıma ve vatandaĢ olma bilinci kazandırma açısından karĢıladığını düĢünmekte olan öğretmenler Ģu Ģekilde görüĢlerini bildirmiĢlerdir:

“…bu yetkinlik büyük bir oranda sosyoloji ders programının kazanımlarıyla doğrudan bağlantılı. Toplumsal yapılar, zaten öğrencilerin içinde bulundukları örneğin aile gibi yapıları içeriyor. Bu yapıları işlerken ailedeki, günlük hayattaki çatışmalardan toplumdaki çatışmalara geçiyoruz. Bu konularda sınıf içi katılım da yüksek oluyor. Vatandaşlık, birliktelik, işbirliği ile ilgili çok konumuz var” (Ö1).

“Sosyolojinin yöntemini öğretiyoruz, ekolleri öğretiyoruz, teorik düzeyde toplumdaki kurumları öğretiyoruz” (Ö2).

“Sosyoloji dersinin vatandaş olma ile ilgili temel yapıları kurduğunu düşünüyorum. Belki de başka hiçbir derste kazanmadıkları ekonomik, yasal ve politik bilgi ve farkındalığı kazanıyorlar” (Ö3).

“sosyoloji dersinde kavramsal sosyoloji ağırlıklı işliyoruz dersleri. Daha çok toplumsal kurumları tanıması, sosyolojik kavram ve yapılara aşinalık kazanması düzeyinde” (Ö5).

Sosyoloji ders programının bu yetkinliği aktif vatandaĢlık açısından tam anlamıyla karĢılamadığı yönünde düĢüncelerini paylaĢan öğretmenler:

“Ancak demokratik hayata katılım, yönetim biçimi konusunda çok az konu var diyebilirim” (Ö1).

“Biz gerçek toplumu öğretmiyoruz ki gerçek manada. Açık konuşmak gerekirse, sosyoloji ders programının da kitabının da toplumu anlamayla alakası yok. Gençlerin toplumu anlamasına yardımcı olacak bir tarafı da yok. Dersler hayattan çok kopuk. Kuru. Disiplin sıkıcılığı içinde. Yani yaşamıyor. Bu nedenle gençlere herhangi bir şey katacağını sanmıyorum. Mesela öğrenci „kültürler arası

alışverişten kaçınmak mümkün mü?‟sorusunu öğrenmek, düşünmek bile istemez, onun dünyasında böyle sorular yok. Ama “Suriyelilerle aynı apartmanı paylaşmak senin hayatını nasıl etkiler?” gibi bir soru düşünülebilir. Sosyoloji, psikoloji, felsefe gibi derslerin olmaması gerek. Bunların yerine “mülteci sorunu”, “itiraz etme yolları”, “çalışma hayatı”gibi disiplinlerden uzak, disiplinlerarası bile değil, dersler ve uygulamalar olmalı. O zaman öğrencilere bazı yetkinlikler kazandırabiliriz, toplumu anlamalarını sağlayabiliriz”(Ö2). Öğretmenin ifadelerinden, sosyoloji ders

programının çok teorik ve kuramsal düzeyde kaldığı ve konularının gençlerin ihtiyaçlarına göre yapılandırılmadığı anlaĢılabilir.

“…diğer sorularda da değindiğim gibi toplumsal hayata aktif katılım gibi eyleme dönük becerilerde eksik kalıyor” (Ö3).

“Sosyoloji ders programının bu yetkinlikleri karşılayabilecek şekilde düzenlendiğini düşünmüyorum” (Ö4).

“Bu yetkinlik içinde bulunan vatandaşlık bilgisini sosyoloji ders programı doğrudan karşılamıyor” (Ö5).

“Her öğrenciye ulaşamıyor maalesef. Ben 20 yıllık öğretmenim sadece 1 yıl sosyoloji dersine girebildim. Seçmeli bir ders ve sadece bazı okullarda sözel sınıflarda açılıyor. Milli eğitimin temel ilkelerinde öğrencilerin toplumsal yaşama hazırlanması gerekliliği dile getiriliyor. Ancak birçok öğrenci bu dersle tanışmadan toplumsal hayatın içinde buluyor kendini” (Ö5). Ö5 bu Ģekilde sosyoloji ders

programının toplumsal yaĢama hazırlama konusunda büyük bir önemi olduğuna ancak bu dersinin çok az öğrenci tarafından alındığına değinmektedir.

Sosyoloji dersinde bu konuda hangi çalıĢmalar yapılmaktadır, sorusuna öğretmenlerin verdiği cevaplar Ģu Ģekildedir:

“Toplumsal yapılar zaten öğrencilerin içinde bulundukları örneğin aile gibi

yapıları içeriyor. Bu yapıları işlerken ailedeki, günlük hayattaki çatışmalardan toplumdaki çatışmalara geçiyoruz. Bu konularda sınıf içi katılım da yüksek oluyor, çok güzel tartışma ortamı oluşuyor. Vatandaşlık, birliktelik, işbirliği ile ilgili çok konumuz var. Kitap gerçekten güzel hazırlanmış. Yine değişen toplumda

küreselleşmenin etkileri, olumlu olumsuz sonuçları gibi güncel olaylar da bulunuyor” (Ö1).

“Sosyal medyayı yakın takip ettiklerinden güncel konular hakkında

konuşuyoruz. Ekonomi ile ilgili, siyaset ile ilgililer…sosyal medyada güncelliğine göre takip ediyorlar. Corona virüsü hakkında birçok gelişmeyi biliyorlar…Sosyal hayatta yaşanmakta olan gerçeklikten haberleri yok, gerçekliğimizi sosyal medya belirliyor, gündemimizi de…. Okul kültürü sosyal katılımı destekleyen önemli bir faktör. Bu yeni okulumda sokak hayvanları konusunda, kitap toplama konusunda, kadın hakları ile ilgili çalışmalarda öğrenciler daha aktif, biz de bu anlamda güzel çalışmalar yapabiliyoruz” (Ö4).

Bir sonraki bölümde sosyoloji ders programının dolaylı olarak karĢılayabileceği öngörülen ortaöğretim yetkinlikleri hakkında öğretmenlerin görüĢleri yer almaktadır.

4.2.2. Sosyoloji Ders Programının Ortaöğretim Yetkinliklerini Dolaylı Olarak