• Sonuç bulunamadı

1.4. Örgütsel Bağlılık OluĢum Süreci

1.4.2. SosyalleĢme Süreci

Örgütsel sosyalleĢme, bir bireyin bir örgütsel rolü üstlenmesi ve örgütsel bir üye olarak katılım sağlaması için zorunlu olan değerleri, yetenekleri, beklenen davranıĢları ve sosyal bilgileri içselleĢtirdiği süreçtir (Bauer ve Taylor, ed:Anderson vd, 2009:s.497).

Sosyalizasyon sürecinin örgütsel bağlılığı etkilediği Meyer ve Allen tarafından belirlenmiĢtir (GümüĢtekin ve Emet, 2011:90-116).

Örgütlerin yeni üyeleri örgütsel kültüre katmak için kullandıkları sistematik süreç örgütsel sosyalizasyon olarak geçmektedir. Bu süreçte örgütün kıdemli yöneticileri, örgütte geçerli mevzuatı ve davranıĢ kalıplarını aktarırlar ve böylece örgüt içindeki görev ve yetkilerin daha etkin bir Ģekilde yerine getirilmesini sağlarlar. Örgüte yeni girenler bu süreçte, örgütün iĢleyiĢi ve genel yapısı hakkında bilgi sahibi

oldukları gibi, örgütsel değer ve anlayıĢları, kuralları, prosedürleri ve normları öğrenme ve grup içinde nasıl hareket edeceklerini de öğrenirler (Aytaç, 2004:196). Örgütsel sosyalleĢme, örgüte yeni girenlerin; örgüt kültürünü öğrenmeleri, benimsemeleri ve uygulamaları ile örgüt içerisinde çeĢitli sebeplerden dolayı görevi değiĢen iĢ görenlerin yeni görev ile ilgili rolleri öğrenmeleri, benimsemeleri ve uygulamaları için örgüt tarafından düzenlenen uyumlaĢtırma süreci Ģeklinde ifade edilebilir (Uğurlu vd, 2011:707).

Örgütler bireysel inanç ve değerlerin, örgütsel değerlerle uyumlu olmasını sağlamak için bireylerin davranıĢlarını sistemli olarak biçimlendirir. Örgütsel sosyalleĢme, örgütün bireysel boyutunun formel boyutuyla kaynaĢtırılması sürecidir. Bu süreçte iĢ görenler örgütsel değerler ve normları kabullenmeye ikna edilir (Güçlü, 2011:156).

Sosyalizasyon çalıĢmalarında örgütsel bağlılık öncelikli faktörler ve yeni gelenin sosyalizasyonu olarak iki kategoriye ayrılmıĢtır (Morrow, 2010:9). Meyer ve Allen etkili örgütsel bağlılığın geliĢiminde çalıĢanın ilk yıllarına odaklanmayı seçmiĢtir. ÇalıĢanın görev süresinin ilk yıllarında, iĢ deneyimi daha fazla etkili olabilir (Morrow, 2010:11).

Örgütsel sosyalleĢme konusundaki araĢtırmaların iki yaklaĢım temelinde gerçekleĢtiği söylenebilir: Bu yaklaĢımlar fonksiyonalist ve diyalektik yaklaĢımlardır. Fonksiyonalist bakıĢ açısı sosyalleĢen kiĢiyi sosyalleĢme sürecinin pasif nesnesi olarak görür. Bu yaklaĢıma göre “sosyalleĢme bireyi topluma uydurur”. Diyalektik bakıĢ açısı ise daha kompleks, etkileĢimli, müzakereli ve geçici süreçleri olan bir sosyalleĢme sürecini savunmaktadır. Diyalektik yaklaĢıma göre kiĢi, içinde yaĢamakta olduğu toplumun yaratıcı bir gücü, çözümler için bir araĢtırıcı ve paylaĢma potansiyeline sahip bir üyesidir (Çalık, 2006:2).

Sosyal özdeĢleĢme teorisine bakıldığında kiĢilerin grup üyeliği yolu ile sosyal kimlik ve dolayısıyla bireysel kimlik kazandığını varsaymaktadır. Bu bakıĢ iki ana varsayıma dayanmaktadır: Birincisi çalıĢanların kendi öz saygılarını

güçlendirmek için motive oldukları; diğeri ise, kiĢilerin kategorileri ve karĢılaĢtırmaları kendi çevrelerini oluĢturmak ve bu çevre içerisinde kendilerine bir yer tanımlamak için kullandıklarıdır (Turunç ve Çelik, 2010:188). Yeni iĢ görenler, daha önceki kiĢisel ve görevsel deneyimleri yoluyla kazandığı tutum ve beklentileri ile birlikte örgüte katılırlar. Örgüte yeni katılan iĢ gören, örgütün iĢleyiĢini, çalıĢma grubu içinde nasıl hareket edeceğini ve görevi ile ilgili biliĢsel içeriği öğrenmek zorundadır. Bu öğrenme süreci ise örgütsel sosyalleĢme ile gerçekleĢir (Çalık, 2006:2).

Örgütsel sosyalleĢme örgütün kendisindeki değiĢmelerden çok, yeni iĢ görenlerdeki değiĢmeleri ifade etmektedir. Bu nedenle sosyalleĢme, davranıĢ değiĢikliği, itaat, uyum, nüfuz, sadakat ve bağlılığın geliĢimi gibi genel psikolojik süreçlere özel bir örnektir (Çalık, 2006:3). Grup kiĢiliği üyenin gruba yönelik olumlu tutumları ile tanımlanabilir. Grup kiĢiliği kavramsal, etkili ve davranıĢsal bileĢenleri içerir. Alternatif açıklamalarda daha az dikkate alınan normatif etki, sosyal ikilem olarak grup tartıĢmaları boyunca ortaya çıkabilir. Grup norm ve değerleri hakkında bilgi iletiminde bir kanal gibi iletiĢimde kullanılabilir ve sosyal normların algısı gibi üyenin davranıĢları hakkında direkt bir etkiye sahiptir. sosyal normlar yaygınlaĢmıĢsa yasallaĢtırılır ve sosyal olarak kabul edilen ve umulan davranıĢ yönergeler ile paylaĢılır. (Chen vd, 2007:260). Ġnsanlar genellikle grup içindeki kurallara çoğu nedenden dolayı uyarlar. Ġnsanların ilk isteği doğru olarak gözükmektir.

Kuralların doğru ve uygun olduğu ilk çocukluk yıllarında öğretilir. Ġkincisi, insanlar grup içinde bulunmayı kapsayan sosyal riskleri azaltmak isterler (Chena vd, 2007:262). ĠĢ görenlerin sosyalleĢme süreci ile ilgili yapılan araĢtırmalara dayanarak sosyalleĢme görevleri üç baĢlık altında toplanmıĢtır. Bunlar bireyin aktif olarak sosyalleĢmesinde görev hükümlerinin açıklanması (yeni iĢ görenlerin iĢlerini nasıl yapmaları gerektiğini öğrenmeleri), rol açıklığını sağlama (örgüte yeni giren iĢ görenin çalıĢma grubu içindeki rolünü öğrenmesi), kültürleme etkinlikleri (örgüt kültürünü oluĢturan değer ve normları öğrenme) ve sosyal bütünleĢmeyi sağlama

(yeni iĢ görenin iĢe girmeden önceki davranıĢlarının örgüt kültürü ile uyumuna bakılması) görevleridir (Çalık, 2006:3).

ĠĢ görenler, amirleri, iĢ arkadaĢları, çalıĢma grubunun üyeleri ve astları ile kurdukları biçimsel ve biçimsel olmayan iliĢkileri sayesinde sosyopolitik destek kazanmaktadırlar. Bu durumda, örgütün diğer üyeleriyle kısa zamanda kurulan iliĢkiler sosyopolitik desteğin kazanılmasını hızlandıracaktır (Çöl ve Ardıç, 2011:161).

Meyer ve diğerleri tarafından tanımlanan iĢ iliĢkilerinde doğruluk, özellikle yöneticiler arasında baskın bir özelliktir. Topluluğun kazananları korumasız olduğunda, diğer topluluğun hareketlerinde Ģu beklenti temel alınabilir: Diğer topluluğu kontrol ederek ve gözlemleyerek yeteneklerine bakmaksızın doğruluğu yaratan önemli, belirli bir hareketi uygulayacaklardır. Bu savunmasızlık durumu da, ihanet ve hayal kırıklığını mümkün kılan doğruluğu yaratanlardan uzaklaĢır. (Wasti vd, 2007: 478).

Örgütsel vatandaĢlık davranıĢı sergilenen bir örgüte örgütün sosyal mekanizmasının iĢleyiĢi kolaylaĢır ve iĢ görenler arasındaki çatıĢmalar azalır. Böylece örgütün etkinliği artacak, örgütsel performans olumlu yönde geliĢme gösterecektir (Gürbüz, 2006:57). BaĢarılı sosyalleĢmenin sonuçları olarak; iĢe olan ilgi, örgüte bağlılık, iĢinde kalma isteği ve performans artar. Örgütsel değerler içselleĢtirilir. BaĢarısız sosyalleĢmede ise, iĢ doyumsuzluğu, rol belirsizliği ve çatıĢması, iĢe ilgi azalması, örgütsel bağlılığın azalması, görevde bulunmama isteği, performans düĢüklüğü ve örgütsel değerlerin red edilmesi ortaya çıkar. BaĢarısız örgütsel sosyalleĢme sonucunda, yeni iĢ gören iĢe gelmeyebilir, otoriteye karĢı direnebilir ve olağandıĢı davranıĢlar gösterebilir (Kelepçe ve Özbek, 2008:114-115). SosyalleĢme çalıĢmaları ile yaĢanacak olan “gerçeklik Ģoku”nu bertaraf etmede ve olumsuz değiĢikliklere karĢı direnme gücü geliĢir. SosyalleĢme çalıĢmaları ile örgütün ve iĢ görenin karĢılıklı birbirlerini kabul etme belirtilerinin oluĢması da kolaylaĢır (Kartal, 2005:109).

Benzer Belgeler