• Sonuç bulunamadı

5510 sayılı kanunun 6. maddesinde sosyal sigorta kapsamında bulunmayan kişiler düzenlenmiştir. İlgili maddede kimlerin sigorta kapsamında olmadığı tek tek belirtilmiş olup, bu kişilerin sayımı tahdidi olduğundan sosyal sigorta kapsamında bulunmayanlar kanun metninde sayılanlar kadar olup, bu kişiler haricinde sosyal sigorta

kapsamına girmeyen kişilerin belirlenmesi mümkün olmamaktadır (Arıcı, 2015: 250; Korkusuz ve Uğur 2016: 264).

Sigortalı sayılmayan kişiler ilgili kanun maddesinde 14 bent halinde sayılmış olup, burada konuyla bağlantılı olarak yalnızca sosyal sigortalar kapsamı dışında kalan öğrenciler üzerinde durulacaktır. İlgili düzenlemenin 6. maddesinin 1. fıkrasının f bendinde; “yüksekokullarda fiilen normal eğitim süreleri içinde yapılan, tatbikî mahiyetteki

yapım ve üretim işlerinde çalışan öğrenciler” in 5510 sayılı kanunun 4. ve 5. maddelerine göre sigortalı sayılmadıkları belirtilmiştir. 6764 sayılı kanundan önce madde metninde

“Resmî meslek ve sanat okulları ile yetkili resmî makamların izniyle kurulan meslek veya sanat okullarında ve” ibaresi bulunmakta olup, 2.12.2016 tarihli ve 6764 sayılı Kanunun 55 inci maddesiyle, bu bentte yer alan ibare madde metninden çıkarılmıştır. Bu düzenleme ile İl Resmî meslek ve sanat okulları ile yetkili resmî makamların izniyle kurulan meslek veya sanat okullarında tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işlerinde çalışan öğrenciler sigortalılık kapsamına alınmıştır.

Burada öncelikle üstünde durulması gereken bir husus kanun metninde bahsedilen Yüksekokul kavramıdır. Düzenlemede görüldüğü üzere yükseköğretim kavramı kullanılmamış, onun yerine yüksekokuldan söz edilmiş olup, öğretide haklı olarak bentte sadece ‘‘yüksekokul’’ dan söz edilmesi çok anlamlı bulunmamaktadır (Sözer, 2011: 2185). Kanun koyucu madde metninde açıkça yüksekokullarda eğitim süreleri içerisinde tatbiki eğitim gören öğrencileri sigortalılık dışında bırakmış, diğer yükseköğretim öğrencilerine değinmemiştir. Ancak bölümleri gereği bazı fakülte ve enstitülerin öğrencileri de tatbiki eğitim içerisinde olabilmektedir. Örneğin arkeoloji bölümü öğrencisi kazıya gitmekte ya da kimya bölümü öğrencisi laboratuvar da eğitim görebilmektedir. Bu öğrencilerinin eğitimlerinin meslek yüksekokulu ya da yüksekokul öğrencilerinin tatbiki eğitimden çok farklı bulunmamaktadır (Sözer, 2011: 3185). Bu nedenle düzenlemedeki yüksekokul ibaresinin yükseköğretim görürken yapım ve üretim işlerinde çalışan tüm öğrencileri kapsayıp kapsamadığı noktasının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

Düzenlemedeki belirsizlik uygulamada öğrencilerinin sigorta kapsamına girip girmemelerinin tespiti hususunda birçok soruna yol açmaktadır. Düzenlemenin metninden amaçsal bir yorum yapabilmek de mümkün değildir zira amaç öğrencileri eğitim süreleri içerisinde gerçekleştirdikleri işler nedeniyle kapsam dışı bırakmaksa, bu durumun sadece yüksekokul öğrencilerine yönelik olmasını açıklanamamaktadır (Sözer

2011: 2185). Yaşanan kavramsal belirsizliği gidermek için yeni bir yasal düzenlemenin yapılmasının gerektiği düşünülmektedir.

Ancak yasada yüksekokullarda fiilen normal eğitim süreleri içinde yapılan ve öğrencilerin teorik bilgilerin uygulamaya koymakla bağlantılı çalışmaları sigortalılık kapsamı dışında tutulmaya devam edilmiştir (Arıcı, 2015: 255). Ancak öğrencinin teorik bilgilerini uygulamaya dökme nitelikte olmayan çalışmaları bu madde kapsamına girmemekte olup, öğrencilerin sigortalılığını gerektirmektedir. Örneğin; meslek lisesinde bilgisayar bölümünde öğrenim gören bir öğrencinin bilgisayar tamirine ilişkin uygulamalı derslerdeki atölye çalışmaları kendisine sigortalı niteliği kazandırmayacak ancak aynı öğrencinin ders süresi dışında okulda bilgisayar tamiri gerektiren bir işte çalışması, kendisinin sigortalı sayılmasını gerektirecektir (Korkusuz ve Uğur, 2016: 268).

Yargıtay kararları da bu doğrultuda olup, bu konuyla ilgili açılmış olan bir hizmet tespiti davasında Yargıtay 21 Hukuk Dairesi 3.11.2008 tarih 2007/22085 E. 2008/16972 K. Sayılı kararında; “öğrencinin staj döneminde okulun açık olduğu tarihlerde 2 gün okulda teorik derslerde 3 gün işyerinde staj yaptığı günlerde sigortalı sayılmayacağını ancak okulun kapalı olduğu dönemlerdeki çalışmalarının tüm sürelerinde ise sigortalı sayılması gerektiğini” belirtmiştir.30 Yargıtay bu gibi durumlarda hizmet sözleşmesi veyahut sigortalılık durumu oluşturacak bir faaliyet bulunup bulunmadığı hususları üzerinde durmakta, böyle bir faaliyet ya da sözleşme bulunmaması halinde sigortalılık durumundan bahsedilemeyeceğini belirtmektedir. Konuyla ilgili Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 29.6.2015 tarih ve 2005/8956 E. 2015/14976 K. Sayılı kararında “Çalışmanın hizmet akdi unsurlarını taşır şekilde, üretime yönelik olması halinde staj mahiyetinde olmayacağını belirterek anılan madde kapsamında çalışanların sigortalı sayılmamaları için şu kriterlere yer vermiştir;

-öncelikle öğrenci olmaları

-öğrencisi bulundukları okulun mevzuatı gereği staj yapma zorunluluğunun bulunması ve - yapılan işin öğrenimin devamı niteliğinde, öğrendiklerini uygulamaya yönelik nitelik taşıması”

Kanuni bakış açısına göre bu öğrencilerin sigortalı sayılmamaları tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işlerinin gördükleri öğrenimin doğal bir sonucu olarak görülmesinden kaynaklanmaktadır. Öğrencilerin çalışmaları herhangi bir sigortalılık ilişkisi doğuracak faaliyetlerle ilişkilendirilemediğinden, sigortalılık niteliği edinme durumları da söz konusu olmamıştır (Arıcı, 2015: 255; Güzel vd., 2016: 111). Ancak

30 Çenberci, 69 ;Yargıtay 21 Hukuk Dairesi 3.11.2008 tarih 2007/22085 E. 2008/16972 K., ,Kazancı

öğretide de hakim olan görüşe göre de, öğrencilerin yaptıkları iş nedeniyle iş kazası ve meslek hastalığı riski ile karşı karşıya olma riskinin fazlalığı da göz önüne alındığında sosyal güvenceden yoksun bırakılmaları doğru bulunmamaktadır (Çenberci, 1988, Sözer, 2011: 2186, Güzel vd., 2016: 111).

Nitekim daha önce de belirtildiği üzere 3308 sayılı kanuna tabi mesleki ve teknik ortaöğretim öğrencileri beceri eğitimi görüyorlarsa 5510 sayılı kanunun 5/1, b ve 3308 sayılı kanunun 25. maddesi gereğince kısa vadeli sigorta kollarından yararlanmakta ancak öğrenciler uzun vadeli sigorta kollarından yararlanamamaktadır31

(Güzel vd., 2016: 111). Ancak yüksekokullarda belki benzer veya daha ağır bir şekilde tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işlerinde çalışan öğrenciler ne kısa ne de uzun vadeli sigorta kollarından yararlanamamaktadır. Bu durumun hakkaniyetli bir sonuç yarattığından bahsedilemez.

Önemle belirtilmesi gereken bir husus da bu öğrencilerin okul içerisinde makine ile üretim yapmaları ile dışarıda makine ile üretim yapmaları arasında iş kazası riski açısından hiçbir fark bulunmamakta olup, sosyal sigorta kapsamı dışında bırakılmaları risklere karşı korumasız hale gelmelerine neden olmaktadır. Sosyal sigorta kapsamı dışında olan öğrencilerin en azından kısmen sigortalılık kapsamına alınarak iş kazası ve meslek hastalığı risklerine karşı korunmaları gerekmektedir. Bu noktada öğretide haklı olan bir görüş; öğrenimin doğal sonucu sayılmasına olanak bulunmayan ve açıkça öğrencinin iş gücünden yararlanmayı amaçlayan üretim ve yapım işleri okulda dahi yapılmış olsa, bu öğrencilerin sigortalılık kapsamına girmeleri gerektiğini belirtmektedir (Güzel vd., 2016: 112). Doktrindeki bu görüşe katılmaktayız. Mevcut düzenleme ile sigortalılık kapsamında bırakılmalarının Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırı düştüğü düşünülmektedir. Ayrıca sosyal güvenlik hakkı Anayasa’da yer almakta olup herkes için geçerli iken, bu öğrenciler açısından Anayasanın ilgili hükmüne de aykırılık düştüğü düşünülmektedir.

2.3. Üniversite Öğrencilerinin Genel Sağlık Sigortalılığı ve Çalışmaları