• Sonuç bulunamadı

D’Zurilla, Nezu ve Maydeu- Olivares’in geliştirdiği modele göre üç ana kavram vardır. Bunlar: 1) Problem Çözme, 2) Problem ve 3) Çözümdür (Eşigül, 2013).

2.14.1. Problem Çözme

Problem çözme; problemli, bir durumla başa çıkabilmek için etkili tepki seçenekleri oluşturma ve bunların en uygun olanından birini tercih etmeyi içeren bilişsel ve davranışsal süreçtir (D’Zurilla ve Goldfried, 1971). Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, problem çözme bilinçli, rasyonel, çaba gerektiren ve amaçlı bir davranış olarak anlaşılır. Süreç olarak problemli durumu daha iyi hale getirmeyi, ortaya çıkan duygusal sıkıntıyı gidermeyi veya her ikisini değiştirmeyi amaçlar (D’Zurilla, Nezu ve Maydeu- Olivares, 2004). Problem çözme, kavram olarak ilk kez 1960’lı yıllarda Howard Barrows tarafından Kanada’da tıp eğitiminde kullanılmasına rağmen ilk olarak Alman eğitimci John Dewey tarafından eğitimde kullanılmaya başlanmış ve sistemleştirilmiştir. Dewey' in fikirlerinden yola çıkılarak söylenebilir ki; karşılaştıkları her türlü problemi aşmak için problem çözme becerilerinin öğrencilere kazandırılması, eğitimin gerek bireysel gerekse toplumsal işlevini yerine getirebilmesi açısından çok önemlidir (Koray ve Azar, 2008).

Problem çözme kavramı literatürde farklı şekillerde tanımlanmaktadır. D’Zurilla ve Nezu’ya (2001) göre problem çözme, günlük yaşamda karşılaşılan problemlerle başa çıkmanın etkili yollarını bulmayı içeren bilişsel, duyuşsal ve davranışsal bir süreçtir. Korkut (2002)’ a göre problem çözme, bir sorunu düzeltmek için önceki yaşantılar aracılığı ile öğrenilen kuralların basit biçimde uygulanmasının ötesine giderek yeni çözüm yolları bulabilmedir. Bunun yanında problem çözme; bireyin psikolojik uyumu, kendine güveni, iletişim becerilerinin etkililiği ve karar verme stilleri, akademik ve sosyal özsaygı ile de yakından ilişkilidir (Korkut, 2002). Problem çözme, bilişsel, davranışsal, duyuşsal birçok etkinliğin iç içe olduğu karmaşık bir gelişim sürecidir. Problemlerin tümü aynı zorluk ve karmaşıklıkta olmadığı için çözüm süreci de farklılık gösterir. Deneme/ yanılma, bilimsel yaklaşım, geçmiş deneyimlerden yararlanma gibi yollar ile çözüme gidilebilir (Çınar, Hatunoğlu ve Hatunoğlu, 2009). Genel anlamda ele alındığında problem çözme öğretilebilir ve bireyin hem iç hem de dış dünya ile denge içerisinde yaşamasının göstergesi olan bir beceri olarak düşünülebilir. Bilişsel, duyuşsal ve davranışsal öğeleri içermesinin yanı sıra “uyum” yeteneğini de gerektirmesi açısından birçok

araştırmacı tarafından da problem çözme başa çıkma becerisinin alt bileşeni gibi düşünüldüğünden ruh sağlığının işareti olarak görülmüştür (Yıldız, 2003).

Birey yaşamında karşılaştığı problemleri çözmek için farklı yöntemler kullanır. Bu yöntemler bireylerin bulunduğu ortama, kişisel özelliklerine, aldığı eğitime, disipline, model aldığı ebeveynlerine, öğretmenlerine kısacası yaşamında onu etkileyen kişiler ve etkenlere göre değişir. Geleneksel eğitim gibi aktif ya da geliştirici düşünmeye teşvik etmeme, insanların kolay ve acele çözüm arayışı, bir problemin tek doğrusu olduğu yönündeki kısıtlayıcı yaklaşımlar, problemleri geniş bakış açısı ile ele almayı sınırlamaktadır (Özcan ve Öğülmüş, 2010). John’a göre bazı psikologlar problem çözmede dört aşamayı iler sürmektedirler (Cüceloğlu, 2007). Bu aşamalar; tanıma, üretme, kuluçka ve değerlendirme aşamaları olarak adlandırılır. Problem çözme süreci; 1) Kişinin çok sayıda alternatifleri belirlediği, 2) Değerlendirdiği, 3) Bu alternatiflerden birisini uygulamak için seçtiği bir aşamalar bütünü seklinde tanımlanabilir (Deniz, 2004). Problem çözmeyi etkileyen faktörleri de çeşitli araştırmacılar farklı şekillerde ele almışlardır. Fakat bunları genel olarak şöyle sıralayabiliriz: 1) Bireysel Faktörler (zeka, güdülenme, kurulum ya da ön bilgi, işleve takılma), 2) Toplumsal Faktörler (sosyo- ekonomik durum ve çocuğun toplumsal gelişimi, ailelerin çocuk yetiştirme uygulamaları ve aile tutumları, eğitim kurumlarının fiziki koşulları ve sınıfların kalabalıklığı) (Çilingir, 2006).

2.14.2. Problem

Problem Latince bir kavramdır. “Problema” sözcüğünden gelmektedir. Bu sözcük “Proballo” (öne çıkan engel) sözcüğünden türetilmiştir. Türkçede “sorun” olarak da ifade edilen “problem” temel anlam olarak bireyi rahatsız eden bir durumdur. Problem kelimesi karmaşık, sıkıntılı ve istenmeyen durumları ifade eden bir kavram olarak yaşamsal süreçlerde sıklıkla karşılaşılan durumları ifade etmektedir (Kalaycı, 2001). Problem, kişinin çeşitli engeller nedeniyle başa çıkma yollarını kullanamadığı ve kişiyi rahatsız eden durumlar olarak tanımlanabilir. (Baltacı, 2010). Problem, sağlıklı bir işlevsellik için bireyden tepki gerektiren, ancak kişinin karşılaştığı engeller yüzünden o an için etkili tepkinin verilemediği günlük yaşamla ilgili bir durum veya iş olarak tanımlanabilir. Bireyin karşılaştığı engeller

çevresel olabildiği gibi bireyin kendisiyle ilgili de olabilir. Bu engeller problem yaratan durumun yeniliği, belirsizlik, tahmin edilememe, çatışan uyarıcı istekleri, beceri eksiklikleri ya da kaynak eksikliği olabilir (D’Zurilla, Nezu ve Maydeu- Olivares, 2004).

Problemler uzun süreli, kısa süreli, basit veya karmaşık olabilir. Duygusal, ekonomik ve bedensel problemler vardır. Bu farklı problem türleri birbirleri içine karışarak büyük karmaşık problemler haline dönüşebilirler (Cüceloğlu, 2007). İnsanların gündelik yaşamda karşılaştıkları problemleri dört grupta toplayabiliriz: 1) Kişisel Problemler, 2) Kişisel Olmayan Problemler, 3) Kişilerarası Problemler ve 4) Toplumsal Problemler (Topal, 2011).

Problem kavramı ile ilgili tanımlar incelendiğinde problem içeren bir durumun özellikleri şu şekilde sıralanabilir: a) mevcut durumla olması gereken durum arasında farkın olması, b) kişinin bu farkı fark etmesi ya da algılaması, c) algılanan farkın kişide gerginliğe yol açması, d) kişinin gerginliği ortadan kaldırmak amacıyla girişimde bulunması, e) kişinin gerginliği ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerinin engellenmesi (Öğülmüş, 2006).

Sonuç olarak; problem kavramının temelinde var olan dengenin bozulması yatar. Aynı zamanda problem, birey veya grup için çözülmesi gereken bir zorluğu içerir. Bu yüzden de bazen zihinsel potansiyeli, yaratıcılığı, azmi ortaya çıkarmak için bir fırsat haline dönüşebilir ve kişiden kişiye değişik şekillerde algılanabilir (Arslan, 2009).

2.14.3. Çözüm

Çözüm, belli bir problem durumuna uygulandığında problem çözme sürecinin bir ürünü veya sonucu olan bir duruma özgü baş etme cevabı veya cevap kalıplarıdır (bilişsel veya davranışsal olabilir). Etkili ve sonuca götüren bir çözüm, pozitif sonuçları artırırken, negatif sonuçları azaltmakta ve böylece problem çözme sürecini amacına uygun olarak sonuca ulaştırmaktadır. İlgili çözümler kişisel, sosyal ve aynı zamanda kısa ve uzun vadeli çözümleri de içerir. Sosyal bir probleme özgü bir referans, etkili bir çözüm, çatışmayı çözen veya bütün tarafları tatmin eden bir sonuç

sağlayabilen nitelikte olmalıdır. Bu sonuç bütün tarafların mutluluğunu, ilgisini uzlaştıran ortak bir kararı ve fikri veya bir uzlaşmayı içerebilir (D’Zurilla, Nezu ve Maydeu- Olivares, 2004).