• Sonuç bulunamadı

Şiddet, genel olarak incitme ya da taciz etmek amaçlı fiziksel gücün kullanılması olarak tanımlanmaktadır (Korkut, 2007). Köknel (2000), şiddeti,

“kızgınlık, öfke, kin, nefret ve düşmanlık gibi duygu durumlarının etkinlik kazandığı bir saldırganlık biçimi” olarak tanımlanmaktadır. Şiddet öğrenilen bir davranıştır. Çocuklar şiddeti televizyon ve bilgisayar gibi kitle iletişim araçlarından, şiddet eğilimli arkadaşlarından, şiddet uygulayan ve şiddeti onaylayan aile ve çevresindeki büyüklerden öğrenebilirler (Erbaş, 2009). Şiddet bir saldırganlık biçimidir. Ancak ana unsurları fiziksel güç kullanmaya dayalıdır (Yalçın, 2004). Şiddet, fiziksel şiddetin yanı sıra sözel ve psikolojik şiddet unsurlarını da kapsamaktadır. Vurma, tekmeleme, itme, kavga etme, yaralama, tehdit etme, öfkelenme, bilerek zarar verme gibi davranışlar şiddet içerikli davranışlara örnek olarak verilebilir.

2.4.2. Suç İşleme

Yaşamı boyunca herhangi bir suç işleyen ya da birden fazla suç işlemeyi planlayanlar, yakalansın ya da yakalanmasın polisle başı derde girsin ya da girmesin herhangi bir suç işleme burada değerlendirmek için yeterlidir. Ailede suç işleyen başka üyenin varlığı da genelde çocuğun risk altında olmasına yol açabilir (Ögel, Dönmez, Yılmazçetin Eke, Erol ve Taner, 2007).

2.4.3. Sigara, Alkol ve Madde Kullanımı

Risk almanın en önemli belirtilerinden bir de sigara, alkol ve madde kullanımıdır. Gençler çok farklı nedenlerle madde kullanırlar. Ergenliğin hedefi güçlü bir kimlik oluşturmaktır. Bu nedenle ergen otonomi ve bağımsızlığını kanıtlamak için madde kullanabilir. Erişkin yaşam biçimlerini taklit etmek, ergenlik sürecindeki zorluklarla baş etmek, sosyal bir ortama uyum sağlamak, arkadaşları tarafından kabul edilmek ya da medyanın etkisi ile gençler madde kullanabilmektedirler (Alikaşifoğlu, 2008).

Madde kullanımını anlamak için kişilik, aile ve çevre faktörlerinin etkisini birlikte incelemek gerekir. Arkadaşlarında ya da aile üyelerinden birinde madde kullanımı olan ergenlerde, madde kullanımı daha sıktır. Erken çocukluk döneminde öfkeli, sinirli olan, davranım sorunları olan gençlerde madde kullanımı daha fazladır. Öte yandan içekapanık, duygularını ifade etmekte zorlanan, kendini ortaya koyamayan gençlerde bağımlılık riski yüksektir. Okul başarısızlığı da başka bir

etkendir. Düşük sosyo-ekonomik düzey, fiziksel şartların kötü olması, suç işleme oranının yüksek ve maddeye ulaşmanın kolay olduğu bir çevrede madde kullanım riskini arttırmaktadır (Erbaş, 2009).

2.4.4. Okuldan Kaçma

Okuldan kaçma; çocuğun uzun süreli, geçerli bahanesi olmaksızın okula gitmemesi ya da ders saatleri içinde okulu terk etmesi olarak tanımlanabilir. Okuldan kaçma tek başına riski ifade etmez. Ancak düzenli olarak okuldan kaçan, okumayı reddeden, devamsızlığı önemli boyutlarda olan, okul başarısı düşük olan çocukları bu kapsamda değerlendirmek doğru olacaktır (Ögel, 2007). Bu tür davranışların ergen için giderek yaşam tarzı haline gelmesi risk oluşturmaktadır.

2.4.5. Evden Kaçma

Evden kaçma davranışı; çocuğun veya gencin ailesinin izni olmadan bir veya daha fazla gün eve gelmemesi ve en az iki gece evden kaçmış olması olarak tanımlanmaktadır. Evden kaçma davranışı çocuğun kişisel gelişimini olumsuz etkilediği gibi kanunla ihtilafa düşme riskini de arttırır (Dönmez, 2007).

2.4.6. Kendine Zarar Verme Davranışı

Kendine zarar verme davranışının en önemli özelliği, vücudun belirli bölümlerine zarar verilmesi, tekrarlayıcı olması, bilinçli olması, ölümcül olmaması, yaşamı tehdit etmemesi, ortama uyamamanın ve tahammülsüzlüğe karşı kişiye yardım etmesidir (Aksoy, 2007). Kendine zarar verme davranışlarına, jilet, makas ve bıçak gibi aletlerle kendini kesme, duvar ya da aynalara yumruk ya da kafa atmak, sigara ile kendini yakmak gibi davranışlar örnek olarak verilebilir. Ergenler kendilerine bu şekilde zarar vererek yaşadıkları psikolojik sıkıntı ya da bunalımlardan kurtulmaya çalışmaktadırlar.

2.4.7. Riskli Trafik Davranışı

Gençlerde hız sınırlarını aşma davranışının yaygın olduğu bilinmektedir. Hız yüksek olduğunda kaza anındaki hasarın büyük ve kazanın ölümcül olma olasılığı artmaktadır. Genç insanlarda kişilik özelliklerinin riskli taşıt kullanma davranışını

etkilediği bildirilmektedir. Gençlerde emniyet kemeri takma oranının düşük olduğu belirtilmektedir. Alkol kullanımı da özellikle gençlerde hız sınırlarını zorlama/ aşma davranışını ve trafik kazası olasılığını artırmaktadır (Baysoy, 2007) .

2.4.8. Erken Cinsel İlişkide Bulunma

Cinsel olgunlaşma sürecinde yaşanan değişimleri merak etmek çocukluk ve ergenliğin doğal bir parçasıdır. Ergenlerin cinsel davranışları, cinsel ilişkiye başlamak, cinsel ilişkinin düzeyi ve riskli cinsel davranışları içerir. Bu davranışlar ise istenmeyen gebelikler ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Özellikle cinselliğin keşfedilmeye başlandığı ergenlik döneminde, yanlış ve yetersiz bilgi sahibi olmanın diğer yaş grubundaki insanlara göre daha fazla risk taşımaktadır (Alikaşifoğlu, 2008).

2.4.9. Sağlıksız Beslenme

Aşırı yeme, dengesiz ve düzensiz yeme, kilo fazlası olmadığı halde tekrarlayan diyetler, aç kalma, kusmalar ergenlerde görülebilen sağlıksız riskli davranışlardır. Gençlik çağı iyi ve kötü alışkınlıkların oluştuğu dönemlerden biridir. Gençlikte beslenme ile ilgili yapılan hatalar, kazanılan yanlış alışkanlıklar o andaki sağlık ve verimlilik düzeyini düşürdüğü gibi ileriki yaşlardaki sağlık ve verimliliği de olumsuz yönde etkiler. Yeme alışkanlığı ve fiziksel etkinlik gibi sağlıkla ilgili davranışlar da ergenlik süresince kalıplaşmakta ve erişkin dönemde de kalıcı olmaktadır (Eneç Can, 2007).

2.5. Risk Davranışı İle İlgili Faktörler