• Sonuç bulunamadı

2.3. SOSYAL BELEDİYECİLİĞİN DEZAVANTAJLI GRUPLAR AÇISINDAN

2.3.1. Sosyal Hizmetler

Refah devleti, 1970’lere kadar ki egemenliğini sürdüren döneme kadar geleneksel sosyal hizmet anlayışı egemen olmuştur. Bu devletler içerisinde merkezi yönetim birimlerinin ortaya çıkardığı kurum temelli hizmet sunum modelleri gelişme göstermiştir. Bu anlayışla birlikte engelliler dahil olmak üzere tüm dezavantajlı bireylerin yer aldığı bakım ve ihtiyaç hizmetlerinin kamusal ve sosyal güvenlik sisteminde yer alması sağlanmıştır (Altuntaş, 2014: 313).

Sosyal hizmet kavramı, 1983 tarihli 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nda “Kişi ve ailelerce kendi bünyesinde ve çevre şartlarında doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesi amacıyla ihtiyaçlarının karşılanmasına, sosyal sorunları önleyerek çözümlemesine yardımcı olunmasını ve hayat standartlarını iyileştirerek yükseltilmesini amaçlayan sistemli ve programlı hizmetlerin tamamıdır” olarak ifade edilmektedir.

Sosyal hizmet; bireylerin, ülkenin genel koşulları çerçevesinde insan haysiyetine yaraşır bir biçimde yaşamlarını sürdürüp devam ettirebilecekleri bir ortam sağlamaya, sosyo-ekonomik sorunların çözümüne yardımcı olmaya yönelik, başkalarına verilen maddi ve manevi destek olarak belirtilmektedir (Ölmez, 2007: 38). Sosyal hizmet, kişi, grup ve toplulukların mevcut şartlarından dolayı ortaya çıkan sorunların çözülmesinde etkili bir yapı olarak belirtilebilir. İnsanların hayat standartlarını yükseltmek, kişilerin sosyal düzen içerisinde birbirleriyle olan ilişkilerini iyileştirmek amacıyla oluşturulmaktadır. Ayrıca toplumun kendi ellerinde olmayan nedenler dolayısıyla yoksul ve muhtaç duruma düşen ya da bedenen veya ruhen bir eksikliğe uğrayan bireylere; ülkenin genel şartları çerçevesinde insana yaraşır, çevreleri ile uyumlu bir hayat sürdürebilmeleri için maddi ve manevi, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik devlet ve gönüllü kuruluşlar tarafından sağlanan hizmetleri de içerisinde barındırmaktadır (Güzel ve Okur, 2002: 580).

Uluslararası Sosyal Hizmet Uzmanları Birliği’ne (IFSW) göre sosyal hizmet; sosyal değişimi ve gelişmeyi içerisinde barındıran, sosyal uyumla birlikte insanların güçlendirilmesini ve özgürleşmesini destekleyen uygulamayla belirtilebilen akademik bir disiplin olarak ifade edilmektedir. Sosyal adalet ilkeleri, insan hakları, kolektif sorumluluk ve çeşitliliklere saygı, sosyal hizmet için çok önemlidir. Sosyal hizmet teorileri, sosyal bilimler, insan hakları ve farklılıklara saygı ilkeleriyle yaşam zorluklarını ele almak ve refahı artırmak için insanlara merkezinde yer vermektedir (ifsw.org, 2019).

Sosyal hizmetlerin temel amacı o bölgede yaşamakta olan ve insanlara yaraşır bir biçimde hayatlarını sürdüremeyenlere karşı insan onuruna yaraşır ortam oluşturmayı sağlamakta, onların sosyal ve ekonomik problemlerinin çözümüne yardımcı olmaya çalışmaktadır.

Sosyal hizmetlerin vatandaşlara etkili bir şekilde ulaşması amacıyla sosyal hizmet uzmanlarından yararlanmaya çalışılmaktadır. Sosyal hizmet uzmanı, sosyal ve ekonomik muhtaçlıklarla karşılaşan kişilere ve ailelere fayda sağlayan, destek olan, bu

kişilerin sorunlarıyla ilgilenen ve çözüm yolları bulmaya çalışan, aldıkları eğitim ve kazandıkları deneyimlerle ilgili kişilerin ihtiyaçlarına en iyi cevabı verip en iyi hizmeti sunacak meslek elemanları olarak ifade edilmektedir (Seyyar, 2004: 1).Sosyal hizmet uzmanları, insan hakları ve sosyal adalet ilkeleri ile birlikte hareket ederek insanların çevreleriyle etkileşimine müdahale de bulunarak bu süreçte ortaya çıkan veya çıkabilecek sorunlara çözüm aramaları görevleri arasındadır.

Türkiye’de sosyal hizmetlerin yapıldığı yerleri dört ayrı birim olarak ifade edilebilir. Bunlar; merkezi yönetim tarafından yapılan sosyal hizmetler, yerel yönetimler tarafından yapılan sosyal hizmetler, sivil toplum kuruluşları tarafından gerçekleştirilen sosyal hizmetler ve özel sektör eliyle yürütülen sosyal hizmetler olarak belirtilebilir. Bu kanallardan yapılan yerel yönetimler; belediyeler, il özel idareleri ve köy idareleri olarak ayrılarak belirtilse de bu alandaki hizmetlerin birçoğu belediyeler eliyle yapılmaya çalışılmaktadır (Kesgin 2012: 129).

Sosyal belediyecilik uygulamaları içinde yer alan sosyal hizmet faaliyetleri genel olarak Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü’nce yapılmaktadır. Ancak, bu kurum faaliyetlerini yerine getirirken sunduğu hizmetler, çağdaş bir sosyal hizmet sistemine dönüştürmesinde sorunlar yaşanmaktadır. Bunun için sosyal hizmetler, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu, belediyeler ve sivil toplum örgütlerince yerine getirilmeye çalışılmaktadır (Çelik,2014: 7).

Sosyal belediyecilik anlayışı çerçevesinde belediye yönetimleri; çocuklara, gençlere, kadınlara, yaşlılara, engellilere ve risk gruplarına yönelik çeşitli sosyal hizmetler sunmakta ve de ayrıca belediye yönetimi yaygın eğitim organizasyonları ve kriz döneminde sosyal hizmetlerde bulunabilmektedir.

Yerel yönetimlerce sunulmaya çalışılan sosyal hizmetlerin çeşitleri, yoğunluğu, kalite ve etkinliği belediyelerin içinde bulundurduğu kaynak ve nitelikli personel durumuna, toplumun gelişmişlik düzeyine, özelliklerine göre değişip belirtilen dezavantajlı gruplara aşağıdaki sosyal hizmetleri sunmaya çalışmaktadırlar (Pekküçüksen, 2004: 461–462, Negis, 2011: 326-327):

 Çocuklar: Kreş ve çocuk yuvaları, kimsesiz çocuklar için yuvalar ve çocuk kulüpleri kurmak, eğitime katkıda bulunmak, yeterli beslenmelerine yönelik katkılar sağlamak, koruyucu sağlık hizmetleri vermek, sosyal ve kültürel faaliyetler gerçekleştirmek.

 Kadınlar: Ana-çocuk sağlığı merkezleri, kadın sığınma evleri ve el sanatları değerlendirme merkezleri açmak, okuma-yazma bilmeyenlere yönelik kurslar açmak, evlilik öncesi ve sonrasında danışmanlık hizmetlerinde bulunmak.  Engelliler: Engelliler için temel eğitim okulları, beceri kursları açmak, spor ve

iletişim olanakları sağlamak, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinde tedavi ve bakım hizmetleri, yaşamı kolaylaştırmaya yönelik mekansal düzenlemeler yapmak, teknik malzeme yardımı, gıda, giyim, yakacak ve ulaşım hizmetlerinden yararlanmaya yönelik ayni ve nakdi yardımlar, meslek ve iş edindirme kursları yapmak.

 Yaşlılar: Güçsüzler yurdu ve huzurevleri açmak, sağlık yardımında bulunmak, ihtiyaca yönelik mekânsal düzenlemeler, gıda, giyim, yakacak ve ulaşım hizmetlerinden yararlanmaya yönelik ayni ve nakdi yardımlar yapmak.

 Gençler: Gençlik merkezleri, eğlence ve spor tesisleri, danışma ve psikolojik danışma merkezleri açmak ve meslek edindirme kursları başlatmak, kötü alışkınlıklar ve madde bağımlılığının önlenmesi, eğitim yardımı, iş edindirme çalışmaları, çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetlerde bulunmak.

 Risk grupları: Sokak çocukları, tinerci çocuklar, istismara uğramış çocukların aralarında bulunduğu grup için hukuki ve psikolojik yardım büroları kurmak.  Yaygın eğitim organizasyonları: Okuma-yazma, çocuk bakımı ve eğitimi,

çıraklık eğitimi ve beceri kazandırma eğitimleri vermek.

 Kriz dönemi hizmetleri: Savaş, terör ve doğal afet gibi durumlarda, barınma, beslenme ve temizlik hizmetleri sunmak.