• Sonuç bulunamadı

Sosyal güvenliğin, devlet katkıları ve primler olmak üzere baĢlıca iki finansman kaynağı vardır.83 Sosyal güvenliğin gelir kaynakları, genel olarak bu iki temel düĢünceden hareketle belirlenir. Bunlardan ilki, sosyal güvenliği, toplumun bir sorunu olarak görmekte ve bireyin sosyal güvenliğini sağlama sorumluluğunu devletin temel görevi olarak görmektedir. KiĢinin sosyal güvenliğinin sağlanması toplumun bir bireyi olmaktan doğan bir vatandaĢlık hakkıdır. Bu bağlamda, sosyal güvenliğin tüm giderleri devlet tarafından karĢılanacak, ulusal bütçeden yapılacak katkılar ve vergiler, sosyal güvenliğin temel finansman kaynağını oluĢturacaktır. Ġkinci düĢünce ise, sosyal güvenliği, her Ģeyden önce kiĢiye ve kiĢisel sorumluluk bilincine dayandırır. KiĢisel sorumluluk ön plana çıkınca, kiĢi kendisinin ve ailesinin ekonomik güvencesini devletten önce düĢünmek zorundadır. Bunun doğal sonucu olarak, sosyal güvenliğin temel finansman kaynağını iĢçi ve iĢverenlerden alınan primler oluĢturmaktadır.84

Sosyal güvenlik sistemlerinin kapsamının zamanla kiĢiler ve riskler açısından geniĢlemesi nedeniyle sistemin etkin bir Ģekilde iĢleyebilmesi için yeni finansman kaynaklarına ihtiyaç duyulmaya baĢlanmıĢtır. Kullanılan yeni finansman

82

Kadir BaĢar, “Sosyal Güvenlik Sistemlerine Kavramsal Bir BakıĢ” Sosyal Güvenlik Dünyası

Dergisi, C. 72, s. 45.

83 Sait Dilik, Sosyal Güvenlik, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1992, s. 211. 84 Güzel ve Okur, a.g.e., s. 66.

kaynaklarının ülkenin ekonomik dengelerine zarar vermemesi oldukça önemlidir. Söz konusu bu finansman ihtiyacı özellikle günümüz ekonomik koĢullarında oldukça karmaĢık sorunları içeren bir konu haline gelmiĢ olup; bu sorun ile ilgili çözüm arayıĢları geliĢmiĢ ve geliĢmekte olan tüm ülkelerin en önemli gündem maddesini oluĢturmuĢtur.

Sosyal güvenliğin finansmanı, 1970‟li yılların ikinci yarısından itibaren, yüksek maliyetleri ve sosyal güvenlik için tahsis edilen geniĢ hacimli kaynakların tasarruf, yatırım ve iktisadi büyüme gibi temel iktisadi göstergeler üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle gündeme gelmiĢtir. 1980‟li yılların baĢından itibaren de emeklilik programlarının olgunlaĢması, demografik yapıdaki değiĢme ve nüfusun yaĢlanması, sağlık hizmetlerinde maliyet artıĢı, sürekli ve yüksek oranlı iĢsizlik ve cömert sosyal yardımlar, sosyal güvenlik harcamalarının artıĢındaki temel sebepler olarak gösterilmiĢtir. Sanayi toplumunun sosyal güvenlik ihtiyacını karĢılamak için oluĢturulan mevcut sistemin sürdürülebilirliği tartıĢılmaya baĢlanmıĢtır. Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği ile ilgili tartıĢmalar, ġili‟de olduğu gibi bazı ülkelerde özelleĢtirme uygulamalarını da gündeme getirmiĢ ancak geliĢmiĢ ve güçlü sosyal refah devleti geleneğine sahip ülkelerde bu tartıĢmalar fazla rağbet görmemiĢtir.85

Türkiye‟deki sosyal güvenlik sisteminin finansman kaynakları 8 baĢlıkta sıralanabilir. Bunlar; 86

Sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası prim gelirleri, idarî para cezaları, gecikme cezaları, gecikme zamları ve katılım payları.

Sosyal sigorta ile genel sağlık sigortasına yapılan devlet katkısı.

Taşınır ve taşınmaz gelirleri.

Kurumca hazırlanan her türlü standart form, manyetik, elektronik veya akıllı

kart satışından elde edilecek gelirler ile her türlü data hattı, internet kullanımı ve benzeri kira gelirleri.

85

Müslim Demir ve Tülin Canbay, “Türkiye‟de Sosyal Güvenlik Açıklarının Azaltılmasında Denetimin Önemi (Manisa Ġli Örneği)” Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2013 http://sbe.cbu.edu.tr/2013-3/28demircanbay.pdf (05.07.2014), s. 453.

Merkezî yönetim bütçesinden yapılacak diğer transferler.

Gerçek veya tüzel kişiler tarafından doğrudan veya vasiyet yoluyla yapılan bağışlar.

Primlerin ve diğer gelirlerin değerlendirilmesinden elde edilen gelirler.

Diğer gelirler.

Olarak sıralanabilir.

Kendine has finansman kaynağı olan primler, sosyal sigortaların en önemli kaynağını oluĢturmaktadır. Primler, ücret ve gelirler üzerinden alınması dolayısıyla ücretin bir parçası; sigorta yardımlarına karĢılık ödendiği için bir fiyat; zorunlu olarak tahsil edildiği için ise vergi olarak görülebilmektedir. Bu nedenle primler tahsisi bir amaçla kullanılan, vergi benzeri (parafiskal) nitelikte bir finansman vasıtası olarak görülebilmektedir.87

Türkiye‟de prime esas kazanç üzerinden sigorta kolları için tahsil edilecek prim oranları 5510 Sayılı Kanunun Prim oranları ve Devlet Katkısı baĢlıklı 81. maddesinde düzenlenmiĢtir. Kanun maddesine göre;

Malullük, yaĢlılık ve ölüm sigortası adı altında sigortalının prime esas kazancının %20‟si üzerinden uzun vadeli sigorta kolları priminin alınacağı belirtilmiĢtir. %20‟lik kesintinin % 9‟u sigortalı hissesi, % 11‟i ise iĢveren hissesi olarak hesaplanmaktadır. Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %2‟sidir. Bu primin tamamını iĢveren öder. Bu oranı %1,5 oranına düĢürmeye ya da %2,5 oranına artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yine aynı kanun maddesinde sayılan istisnalar dıĢında kalan kiĢilerin prime esas kazancının %12,5‟i üzerinden hesaplanan ve % 5‟i sigortalıya, % 7,5‟i ise iĢveren ait olan genel sağlık sigortası primi de zorunlu olarak alınmaktadır.

4447 sayılı ĠĢsizlik Sigortası Kanunun ĠĢsizlik Sigortası Primleri ile Sosyal Güvenlik Primlerine ĠliĢkin Hükümler baĢlıklı 49. maddesinde, iĢsizlik sigortasının gerektirdiği ödemelerin hizmet ve yönetim giderlerini karĢılanması için aynı kanunun

46. maddesi kapsamına giren tüm sigortalıların, iĢverenlerin ve devletin iĢsizlik sigortası primi ödeyeceği ifade edilmiĢtir. ĠĢsizlik sigortası primi, sigortalının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 80 ve 82. maddelerinde belirtilen prime esas aylık brüt kazançlarının % 1‟i sigortalıya, % 2‟ si iĢverene ve %1‟i Devlete ait olmak üzere toplamda % 4 olarak alınacağı belirtilmiĢtir