• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.2 Algılanan Sosyal Destek ile İlgili Kuramsal Görüşler .1 Sosyal Destek ve Algılanan Sosyal Destek Kavramı

2.2.4 Sosyal Destek Modelleri ve Kuramsal Açıklamalar

2.2.4 Sosyal Destek Modelleri ve Kuramsal Açıklamalar

Sosyal desteğin insan sağlığı ve kendini iyi hissetme üzerindeki etkisini açıklayan üç farklı model önerilmiĢtir.

2.2.4.1 Temel Etki Modeli

Cohen ve Wills (1985) tarafından ortaya konan bu model bireylerin sağlık durumları ile sosyal destek arasında direkt bir bağlantı olduğunu iddia eder. Temel etki modeline göre, fiziksel sağlık ve bireylerin iyi hissetme durumları üzerinde sosyal desteğin pozitif bir etkisi bulunmaktadır. Bununla birlikte temel etki modelinde sosyal destek eksikliğinin kiĢi üzerinde negatif bir etki oluĢturabileceği fikri hakimdir. Bundan dolayı algılanan sosyal desteğin düĢük bir düzeyde olması kiĢi için olumsuz etki oluĢturabilecek durumun meydana gelmesine sebep olmaktadır. Fiziksel sağlığın bireyin kendisini iyi hissetme üzerinde pozitif etkiye sahip olduğunu ortaya koyan bu modele göre olumlu etki; bireyin hayat koĢullarında öngörülebilirliğini, istikrar duygusunu ve kendine değer vermesini sağlar (Leinonen ve diğ., 2003). Sosyal destek yoksunluğu, bireyde doğrudan sağlık sorunları doğurabilmektedir. Sosyal destek her yönden kiĢinin fiziksel sağlığı kadar duygusal yönden de kendini iyi algılaması üzerinde pozitif etkiye sahiptir. Cooke (1985), hipotezinde algılanan sosyal desteğin negatif deneyimlerde iyi hissetme ve fiziksel sağlık konusunda farklı sonuçlarının olduğunu belirtmiĢtir. Farklı bir söyleyiĢle ne hayat olayları ne de sosyal destek yoksunluğu yalnızca bireyin sağlığına negatif açıdan etki edebilecek faktörlerdir. Temel etki modeli, her iki faktöründe kiĢinin yoğun fiziksel gerginlik hissetmesine ve iyi hissetme seviyesinin azalmasına sebep olacağına sayıltı Ģeklinde kabul etmektedir (Akt. Yamaç, 2009).

2.2.4.2 Tampon Etkisi Modeli (Buffering Effect Model)

Tampon modeline göre sosyal destek, zorlu hayat Ģartlarının zararlarını hafifleterek bir koruyucu faktör haline gelmektedir. Bu duruma bağlı olarak ortada kiĢiyi stres altına alan bir durum oluĢtuğunda sosyal desteğin hissedilmesinin kiĢi açısından koruyucu bir etmen olduğu, buna karĢılık bir stres durumu ortada yok iken sosyal desteğin bulunup bulunmamasının kiĢinin öznel iyi oluĢu üzerinde negatif bir etkisi olmadığı söylenmektedir (Cohen ve Wills, 1985). Bu kuramın temel iddiası, iyi seviyede sosyal desteğin sorun karĢısında meydana gelebilecek ruhsal hastalıklara karĢı koruyucu özellikte olduğu ve hastalık riskini azalttığı Ģeklindedir (Alloway ve Bebbington, 1987). Bu modelde stres verici yaĢam olaylarının meydana getirdiği zararlara yönelik tampon görevi görülerek duygusal ve maddi beslenme sağlanıp stresli

22

faktörler azaltılarak veya bu durumlar dengelenerek ruh sağlığının korunması ifade edilmiĢtir (EĢkisu, 2014).

Tampon modeline göre, güçlü sosyal desteğe sahip kiĢilerin stresli hallerle daha iyi baĢa çıkabildiği ortaya konmuĢtur. BaĢka bir söyleyiĢle, sosyal destek gündelik hayatta maruz kalınan zorlu durumlar karĢısında baĢ etme stratejisi konumunda iĢlev görmektedir (Duru, 2008). Örnek olarak, stres veren durumlar meydana geldiğinde akraba ve arkadaĢların problemlerle baĢ edebilmek amacıyla gerekli desteği vermeleri, bireye destek sağlamaları tampon etkisi olarak açıklanmaktadır. Bundan dolayı diğer bireylerden yardım istemek stresli durumların daha az tehlikeli Ģeklinde algılanmasını, bireylerin baĢ edebilme kapasitesini daha kuvvetli Ģekilde hissetmesine sebep olur (Yamaç, 2009). Bu sonuç bizlere sosyal desteği yeterli düzeyde algılayan kiĢilerin sorunların oluĢturduğu stresli durumlardan en asgari düzeyde etkileneceğini ortaya koymaktadır. Tampon etkisi modeline göre negatif deneyimler görülsün ya da görülmesin sosyal destek kendini iyi hissetme konusunda pozitif etkiye sahiptir.

2.2.4.3 Kurt Lewin’in Alan Teorisi

Kurt Lewin‟in alan teorisi ve davranıĢ açıklaması sosyal destek kavramının temelini meydana getirmektedir. Lewin‟in teorisinde iki kavram ön plana çıkmaktadır. Bu kavramlar: yaĢam alanı ve psikolojik çevredir. Lewin, bireyin yaĢam alanını “o kiĢi için aynı yerde aynı zamanda mevcut olan ve birbirine bağlı olguların tümü” Ģeklinde tanımlamaktadır. DavranıĢı ise bireyin yaĢam alanının bir iĢlevi Ģeklinde açıklamaktadır. YaĢam alanı ise bireyin bütün ihtiyaçları ile onun ihtiyaçlarına dair psikolojik çevreyi barındırmaktadır (Akt. ġenel, 2001). Kurt Lewin'in davranıĢ tanımlamasında bulunan çevre ifadesi, fiziksel çevreden ayrı olsa bile yine de fiziksel çevre içerisinde bulunan psikolojik bir çevreye karĢılık gelmektedir. Psikolojik çevrenin bütün unsurları davranıĢa etkide bulunur ve bireyin davranıĢları bu psikolojik çevrede oluĢan değiĢimlerle belirlenir. KiĢinin negatif davranıĢlarını kaldırarak baĢka davranıĢlar edinmesi bireyin psikolojik çevresi kapsamında farklılık oluĢturmasına yardım etmekle mümkün hale gelebilir (Yıldırım, 1997). Bireyler, sosyal varlıklar olmaları sebebiyle her türden paylaĢımda diğer bireylere gereksinim duyarlar. Bireyin yaĢamında özellikle yakın çevrenin rolü büyük öneme sahiptir. Birey, gerektiği zaman çevresine destek vererek gereksinimi olduğunda da destek ister. Bu durum olaylarla baĢa çıkmada bireyi daha güçlü kılar (Karancı, Gençöz ve Bozo, 2011).

23 2.2.5 Ergenlerde Algılanan Sosyal Destek

YaĢamın her döneminde önem teĢkil eden sosyal desteğin pek çok değiĢimin görüldüğü ergenlik döneminde önemi iyice artmaya baĢlamaktadır. KiĢi, bu döneme kadar ailesinden aldığı destekle her türden zorluğun üstesinden gelmeyi baĢarırken ergenliğe girdikten sonraki dönemde arkadaĢlık iliĢkileri onun için ön plana çıkmakta ve problemlerinin çözümünde aile üyelerini iĢe karıĢtırmak istememektedir. Bununla birlikte bu dönem içerisinde duygusal yoğunluk hisseden ergen, yalnız kaldığında arkadaĢlarının veya ailesinin desteğini hissedemediğinde psikolojik sağlığında problemler yaĢamaya baĢlamaktadır (Kupshik ve Murphy, 2006). Algılanan sosyal destek, risk faktörlerine maruz kalan ergenler adına koruyucu bir görev üstlendiği için kiĢilere ihtiyaç esnasında yeterli desteğin karĢılanacağına duydukları inancı ve güven duygusunu geliĢtirerek bu dönemde sorunlarla daha sağlıklı baĢa çıkmalarını sağlar (Liew ve diğ., 2018).

Ergenlerin ruhsal ve bedensel iyi oluĢları, hayatlarına dair tatmin hisleri algıladıkları sosyal destekle direkt iliĢkilidir. Sosyal destek yoksunluğu, ergenlerde sapkın nitelikte davranıĢları ve uyum problemlerini ortaya çıkarmaktadır (Chen ve diğ., 2018). Yüksek düzeyde hissedilen sosyal destek, psikolojik açıdan güvensizlik durumu içinde olan ergenlerin olumsuz durumlarla baĢa çıkmak amacıyla gerekli olan stratejilerden faydalanmasına yardımcı olur (Gordon-Hollingsworth ve diğ., 2016). Ġçinde bulundukları evrede ergenlerden karĢı cinsten kiĢilerle arkadaĢlık, yakın iliĢkiler kurma ve kabul görme ile ifade edilen beceriler geliĢtirmeleri beklenmektedir. Fakat bu dönemdeki ergenler, güvenli aile yapısından farklı olarak yeni bir çevre ve okula geçiĢ yapmıĢtır. Bu yüzden ergenler, sosyal destek konusunda kendilerini dezavantajlı hissedebilmektedir. Bu durumda birçok problemin önlenmesinde sosyal destek etkenlerinin güçlendirilmesi önemli görülmektedir (Arıcıoğlu, 2008).

Sosyal destek türleri, çalıĢmacılar tarafından yapısal ve iĢlevsel olarak iki farklı grupta ele alınmıĢtır. Yapısal sosyal destek bağlamında, kiĢiye verilen sosyal desteğin kim tarafından sağlandığı ve sosyal destek kaynaklarının yakınlık düzeylerine vurgu yapılırken iĢlevsel sosyal destekte ise kiĢiye sağlanan sosyal desteğin bireye ne kadar faydası olduğu ne düzeydeki ihtiyaçlarını giderdiği söz konusudur (Terzi, 2008). Ergenlik dönemindeki sosyal etkileĢim, sosyal desteğin kaynağını meydana getirmekte olup ruh sağlığına olumlu etkide bulunmaktadır. Ergenlerin sosyal destek kaynaklarını; aile üyeleri, arkadaĢları, rehberleri, dini liderler ve diğer yetiĢkin bireyler oluĢturmaktadır (ġimĢir, Zeki ve Dilmaç, 2018).