• Sonuç bulunamadı

Modern toplumlarda doğrudan demokrasi modelinin uygulanma imkânının bulunmadığı kabul edilse de ondan tamamıyla vazgeçilmemiş ve doğrudan demokrasi günümüz demokrasi modelleri için bir ideal olarak görülmeye devam edilmiştir (Holden, 2007: 55). Temsili liberal demokrasinin daha önce bahsedildiği üzere bir takım meşruiyet bunalımları içerisinde olması ve doğrudan demokrasi idealinden oldukça uzaklaşmasıyla, internet ve sosyal medyanın, demokrasinin söz

40

konusu zayıflıklarının giderme ve doğrudan demokrasi idealini yeniden hayata geçirme potansiyeliyle ortaya çıktığı iddia edilmektedir. Hatta temsili demokrasinin katılımı ortadan kaldıran bir paradoks olduğu, demokrasinin ancak katılımla yeniden canlandırılabileceği düşüncesinden hareketle yeni iletişim teknolojilerinin, vatandaşların bilgiye eşit ulaşımını sağlamak ve bireylerle kurumlar arasındaki mesafeleri katılımcı ve müzakereci bir ağ vasıtasıyla aşarak bir araya getirmek için önemli bir araç olacağı düşüncesi (Barber, 1995: 332) internetten bile önceye götürülebilir.

Dijital teknolojilerin özelliklerinin bir sonucu olarak, paylaşılan bilginin niceliğindeki artış, etkileşim olanaklarının genişlemesi ayrıca kullanıcıların iletişim sürecine aktif olarak katılabilmesi gibi nedenlerle internetin siyasete ilgiyi ve katılımı artıracağı öne sürülmüş ve daha önceleri geleneksel medya araçlarına yüklenen toplumu demokratikleştirme misyonu, günümüzde internete aktırılmıştır (Hamelink, 2001: 13). İnternetin ve sosyal medya araçlarının kullanımın artmasının ardından yöneten ve yönetilen arasındaki mesafenin daraldığı, oluşan bu etkileşimli platformların yeni fırsatlar ortaya çıkararak doğrudan demokrasinin de kuvvetlenmesine yol açtığı (Aktaş, 2004: 211) düşünülmektedir. Dahl’ın demokrasi için ortaya koyduğu beş kriter olan; etkin katılım, oy kullanma eşitliği, bilgi edinebilme, gündem üzerine son sözü söyleme hakkı ve yetişkinlerin dahil olması (Dahl, 2010: 40) gibi özellikler dikkate alındığında, sosyal medya ve internetin sunduğu imkanların bu kriterler için biçilmiş kaftan olacağı düşünülebilir. Benhabib de müzakereci demokrasi modelini özellikleri itibarıyla sonuçlarından etkilenen herkesin üzerinde anlaşacağı kuralların geçerli olduğu; müzakereye katılımda eşitlik ilkelerinin uygulandığı; tartışmayı başlatma ve soru sorma bakımından herkesin aynı fırsatlara sahip olduğu; isteyen herkesin belirlenen konuları sorgulama hakkının olduğu bir sistem (1999: 105) olarak tanımlamaktadır. Bu anlamda internet tabanlı yeni iletişim teknolojileri ve sosyal medya Benhabib’in ifade ettiği şekliyle müzakereci demokrasi modelinin imkânlarının pek çoğunu barındırmaktadır. Çünkü internet ve sosyal medya açısından da yukarda bahsi geçen özelliklerin hemen hemen hepsi geçerlidir ve sosyal medya ortamında tartışmanın gündemini ve katılımcıların kimliğini sınırlayan neredeyse hiçbir kural bulunmamaktadır.

41

Etkin bir demokrasinin gerçekleşme koşullarından olan vatandaşların alternatif bilgi kaynaklarına ulaşma imkânlarına sahip olması (Akgün, 2008: 97) şartı da sosyal medya aracılığıyla daha kolay ve yaygın bir şekilde gerçekleşmektedir. İnternet ve sosyal medyanın sadece etkileşim değil bunun yanında ağ mantığından kaynaklanan, küresel, gayrı merkezi, sınırsız, kullanıcı denetimli olması gibi özellikler de onun geleneksel medya araçlarıyla kıyaslayınca daha demokratik olduğu iddiasını (Özkaya, 2013: 148) güçlendirmektedir. Yeni iletişim teknolojilerin verdiği altyapı desteğiyle sosyal medyanın kamuoyunda dolaşan bilgi miktarını artırması, bireysel etkileşime imkân sağlayarak küresel bazda bir iletişim ve erişim imkânı sunması, onun katılımcı demokrasiyi gerçekleştirecek bir araç olarak değerlendirilmesinde (Karapınar, 2006: 97) önemli rol oynamaktadır.

İnternet-demokrasi ilişkisine vurgu yapanlar beş ana tema etrafında görüşlerini desteklemektedir: Kolay erişim ve bilgiye ulaşmada yeterlilik, internetin otoriteden bağımsız olarak örgütlenebilmesi, internet ve sosyal ağlarda ifade özgürlüğünün sınırsız ve içerik denetiminin nispeten zor olması, siyasal katılmanın artması, sivil toplumun genişlemesi ve küresel düzeyde örgütlenebilmesi (Timisi, 2003: 207). Morrisett ise göre internet ve sosyal medyanın demokrasinin üzerinde pozitif etki edebilmesi ya da onu geliştirebilmesi için erişim, enformasyon ve eğitim, tartışma, müzakere, seçim ve eylem olmak üzere altı zorunluluğun olması gerektiğini düşünmektedir (2004: 27- 30). Artan nüfus ve küresel düzeyde bir coğrafi alan düşünüldüğünde farklı düşünce ve bakış açılarının bir araya getirilmesi için erişim olanakları oldukça önemlidir. Burada yapılan tartışmaların doğru ya da yanlış bir bilgi dayanılarak yapılması ve tartışmanın önyargılardan uzak kalması için enformasyon gereklidir. Sosyal ağlar bireylerin tartışma ortamına girmesini sağlamakta oldukça kullanışlıdırlar. Sosyal medya üzerinden yapılan müzakere süreci yurttaşların sorun tanımlamasını ve olası sonuçları tartışmasını kolaylaştırmaktadır. Müzakere sonucunda ortaya çıkan kararda bireyler seçimlerini yapabilmekte ve yaptıkları tercihi eyleme dönüştürmek üzere harekete geçebilmektedirler.

42

Benzer şekilde Castells, interneti daha fazla demokrasi için ideal bir araç olarak görmektedir. İnternet ve sosyal ağlar aracılığıyla yurttaşlar siyasal içerikli bilgilere ve gündeme daha hızlı ve kolay erişmekte, etkileşim özelliği sayesinde siyasetçilere doğrudan sorularını yöneltebilmektedirler. İnternet ve sosyal medya üzerinden kamuoyu anketlerine katılabilen yurttaşlar konulara ilişkin düşüncelerini paylaşarak hükümet politikalarını tartışabilmektedirler (Castells, 2001: 157). Ancak Castells, internet ve sosyal medyanın Habermas’cı anlamda, yurttaşların bilgi edinerek ve siyasal katılma gerçekleştirerek demokratikleşmeyi artırıcı bir kamusal alan yarattığı iddiasını reddetmektedir. Bunun yerine sosyal medya ve internetin, alternatif siteler, dedikodular vb. içerikler aracılığıyla, politikaların siyasal meşruiyetini sorgulamayı derinleştiren bir faydası olduğunu öne sürmektedir (2001: 158). Sosyal medyanın, şeffaflığı ve vatandaş katılımını artırmak suretiyle sistemin meşruiyet derecesini yükselttiği yönünde genel bir uzlaşma vardır (Grimmelikhuijsen ve Meijer, 2015: 599). Kellner de gelecekte sokaklar, fabrikalar ya da parlamentolar gibi bütün siyasal mücadele alanlarının şimdiden sosyal medya ve bilgisayar teknolojileri üzerinden şekillendiğini belirterek internetin demokratikleştirici bir potansiyel taşıdığını, metalaşmamış ve adem-i merkezi bir alan olarak siber- demokrasinin, yeni bir demokrasi biçimi olduğunu (2004:732) iddia etmektedir.

Ancak internet ve sosyal medyanın demokrasi üzerindeki etkilerine ilişkin bu iddialara önemli karşı çıkışlar da söz konusudur. Birincisi internet teknolojilerinin kullanıldığı toplumsal bağlamdan önemli ölçüde etkilendiği ve onların etkinliğinin ve kullanılma şekillerinin de bu toplumsal bağlamca belirlendiği düşüncesidir. Ayrıca geleneksel medya araçlarının gücü henüz devam etmektedir ve kamuoyuna ilişkin enformasyonu halen geleneksel medya üzerinden edinen bir toplumsal kesim bulunmaktadır. Bir başka husus sosyal medya ve internette karşılaşılan çeşitlilik her zaman çoğulculuk anlamına gelmeyebilir (Barber, 2004: 33-36). Önemli olan içeriklerin birbirinden ne kadar farklı olabildiğidir. Ayrıca giderek yaygınlaşan medya erişimi aynı zamanda kapsamlı bir izleme ağının oluşturabileceği anlamına gelmektedir. Hem devletler hem de ticari şirketler açısından kontrol edilebilir bir alan olan sosyal medya veri tabanları, kullanıcıların güvenliği ve kişisel bilgilerinin gizliliği açısından da önemli bir sorun teşkil etmektedir (Andrejevic, 2014: 74).

43

Guedes de internet, sosyal medya ve demokrasi ilişkisinin ekonomik ve siyasi engeller üzerinden okunması gerektiğini düşünmektedir. Ekonomik açıdan internet ve sosyal medya kullanımı dünyanın pek çok yerinde hala pahalı bir tüketim olduğundan, belli gruplar haricinde erişim kısıtlı kalabilmektedir. Siyasal engel olarak da liberal demokrasilerde temsilcilere duyulan güvenin azalmasını ve vatandaşlarının siyasal hayatta pasifleşmesini, bürokrasinin giderek daha da güçlenmesini, iktidar ile yurttaş arasındaki bağın giderek zayıflamasını gösteren Guedes sosyal medya ve internetin bu anlamda demokratikleştirmeye yönelik bir etkisinin bulunmadığını (2002: 2-3) iddia etmektedir.

Ne ölçüde ve hangi yönde etkilediği üzerine farklı bakış açıları söz konusu olsa da internet ve sosyal medyanın, demokrasi, katılma ve kamusal alan arasındaki ilişkiyi geçmişte olduğundan çok başka platformlara taşıdığı da genel kabul görmüş durumdadır. İnternet ve sosyal medya kavramları üzerinden demokrasi tanımlamaları da yeni bir şekle bürünmüş ve e-demokrasi veya siber demokrasi kavramları literatürde tartışılmaya başlanmıştır.