• Sonuç bulunamadı

Sosyal Değer

Belgede TC ANKARA ÜN (sayfa 34-40)

2.2. Sosyal Değerler

2.2.3. Sosyal Değer

Değer, bir şeyin beğenilme derecesini, onun, insan zihninde oluşan beğenilme hiyerarşisindeki yerini ifade etmektedir. Yani değer, bir şeyin arzu edilir olup olmadığına dair inançtır. 66 Değerin niteliği, farklı alanlara göre değişmektedir.

Örneğin ekonomi alanında hak-emek, biyoloji alanında sağlık, din alanında kutsallık, ahlâk alanında ise iyilik bir değerdir.

Bu çalışma kapsamında sosyal değerler üzerinde durulmaktadır. Sosyal değerler, bir toplumda duygu, düşünce, amaç ve çıkar birlikteliği doğrultusunda, fertlerin çoğunluğu tarafından kabul edilen ilke ve inançlardır 67. Bu ilke ve inançlar,

61 Zeki Arslantürk ve M. Tayfun Amman, a.g.e., s. 253.

62 Günay, , a.g.e., ss. 21-22.

63 Max Weber, Toplumsal ve Ekonomik Örgütlenme Kuramı, (çev. Özer Ozankaya), İmge Kitabevi, Ankara, 1995, s. 52

64 Günay, a.g.e., ss. 21-22.

65 Max Weber, a.g.e., s. 53.

66 Güngör, Değerler Psikolojisi: “Ahlâk Psikolojisi, Ahlâkî Değerler ve Ahlâkî Gelişme”, Hollanda Türk Akademisyenler Birliği Yay., Amsterdam, 1993, s. 18.

67 Doğan Özlem, “ Değerler Sorununda Nesnelcilik/ Mutlakçılık ve Öznelcilik/ Rölativizm Tartışması Üzerine”, Bilgi ve Değer:

Bilgi ve Değer Sempozyumu Bildirileri, Muğla Üniversitesi Felsefe Bölümü Sempozyum Bildirileri, (Edit. Şahabettin Yalçın), Vadi Yay., Ankara, 2002, s. 283.

22

toplumun devamlılığının ve kültürünün bir parçasıdır. 68 Bunlar sayesinde fertler, belli durumlar karşısında ortak davranışlar sergilemekte, birbirlerinin davranışlarını önceden tahmin edebilmektedirler. Çünkü bunlar, fertler için arzu edilen-edilmeyen, beğenilen beğenilmeyen, uygun olan-olmayan ayrımında rehberlik görevi görmekte, onlar içi birer ilke, kriter niteliği taşımaktadır. 69

Değerler, sadece toplum tarafından onaylanan davranışların benimsenmesini sağlamakla kalmaz. Aynı zamanda hangi durumda nasıl davranılacağına dair alternatifler sunarken, karşılaşılan zor durumlarda da çıkış kapısı niteliği taşımaktadır. 70 Böylece fert, karar vermede güçlük çektiği durumlarda, değerlerin rehberliğine başvurmaktadır. Ayrıca değerler, ideal davranış biçimleri olarak, zihinlerde bir davranış şeması oluşturmaya yardımcı olmaktadır. Değerler vasıtasıyla oluşan sosyal kontrol mekanizması, fertleri bunlar doğrultusunda davranmaya yöneltmekte, onların sosyal rollerinin gereklerini yerine getirmelerine rehberlik etmektedir. 71

Değerlerin temelinde bulunan değer yargıları, sahip oldukları üstün tutma niteliğinden dolayı kültürün manevi unsurlarından birini teşkil etmektedir. Çünkü değer yargılarında esas olan, bir şeyin başka bir şeyden üstün tutulması, hiyerarşik sıralama içersinde üst kademede tutulmasıdır. 72 Örneğin bayrağımız, maddi olarak bir bezden ibaret olduğu halde, hürriyet ve bağımsızlık sembolü olan bir değer haline gelmiştir73 ve bu nedenle manevi değeri hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Bu noktadan bakıldığı zaman değerlerin, toplum fertleri arasında aidiyet duygularının gelişmesine ve devamlılığına katkıda bulunduğu görülmektedir.

Dünyadaki bütün toplumların paylaştıkları ortak değerler bulunmasına rağmen, her toplumun değerler sistemi kendine has bir nitelik taşımakta, bir nevi o toplumun kimliğinin, kültürünün ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır 74.

68 Muzaffer Şerif, Sosyal Kuralların Psikolojisi, (Çev. İsmail Sandıkçıoğlu), Alan Yayıncılık, İstanbul, 1985, s. 103

69 Özlem, a.g.e., s. 283.

70 Neşet Toku, “Değerlerin Dilemması: Subjektiflik ve Objektiflik”, Bilgi ve Değer: Bilgi ve Değer Sempozyumu Bildirileri, Muğla Üniversitesi Felsefe Bölümü Sempozyum Bildirileri, (Edit. Şahabettin Yalçın), Vadi Yay., Ankara, 2002, ss. 110-111.

71 Fichter, a.g.e., s. 150.

72 Amiran Kurtkan, Türk Milletinin Manevi Değerleri, Milli Eğitim Bakanlığı-Devlet Kitapları, İstanbul, 1977, s.9.

73 Hayri Bilecik, “ İnsan ve Değer Hükümleri”, Kubbealtı Akademi Mecmuası, S. 3, Temmuz, 1978, s. 71.

74 Hayri Bilecik, a.g.e., s.143.

23 2.2.4. Sosyal Değerlerin Özellikleri

İnsan, her an doğduğu sosyal çevrenin etkisi altındadır. O, doğduğu andan itibaren sosyalleşme süreci içersindedir. Bu süreçte, fert üzerinde hem kalıtımsal nitelikleri hem de sosyal çevresi etkili olmaktadır. O, çevresinde olup bitenleri her an anlamlandırmakla meşgul olmakta ve bu süreçte toplum nazarında neyin beğenilip beğenilmediğini anlama çabası içersindedir. Bunları dikkate alarak davranışlarına yön veren fert için bunlar, davranış standartları haline gelmektedir. Çünkü bu beğenilen ve beğenilmeyen davranış standartları, o toplumun sosyal değerlerini meydana getirmektedir. Fert, yaşının ilerlemesine paralel olarak diğer toplum fertleri tarafından kendisine biçilen rollere uygun olarak davranmaya devam etmekte, böylece o her geçen gün biraz daha sosyal bir varlık haline gelmektedir. Ferdi çevreleyen sosyal ortam, onun sosyal benliğinin oluşumunda etkin bir rol oynamaktadır. Bu süreç “sosyal öğrenme süreci” olarak adlandırılmaktadır. Fert de ait olduğu toplumun değerlerini bu süreç içerisinde öğrenmektedir.75 Bu süreçte fert, ahlâk normları ve değerleri ceza-mükâfat ve başkalarını model alma yoluyla öğrenmektedir. Fert, bir başkasını kendisiyle özdeşleştirerek model almakta ve böylece onun davranışlarını kendi davranışları olarak benimsemektedir. 76

Bir toplumun sahip olduğu değerler sistemi, o toplumun kimliğidir. Çünkü bu sistem sayesinde bir toplum tanımlanmakta, kendine özgü farklılıklar o topluma kimlik kazandırmaktadır. Bu da toplumların sahip olduğu değerler sisteminin izafiliğine işaret etmektedir. Bu noktaya değinmeksizin toplumsal değişimi ve toplumlar arasındaki farklılıkları açıklamak mümkün değildir. Toplumlar, sahip oldukları kültürel niteliklerine uygun olarak kendilerine mahsus bir değerler sistemi oluştururlar. Bundan dolayı, birtakım ortak paydalar bulunsa da bütün toplumların değerler sistemi farklıdır. Yani değerler, toplumdan topluma değişmektedir. Bir toplumda ekonomik değerler ön planda tutulup rahat yaşamaya önem verildiği halde, başka bir toplumda toplumsal fayda ön planda tutulup toplum yararına çabaya önem

75Güngör, Ahlâk Psikolojisi ve Sosyal Ahlâk, ss. 44-45.

76Güngör, Değerler Psikolojisi: Ahlâk Psikolojisi, Ahlâkî Değerler ve Ahlâkî Gelişme, s. 48.

24

verilebilmektedir. Bir toplumda “iyi” olarak nitelendirilen bir vasıf, başka bir toplumda kötü olarak nitelendirilebilmektedir.77 Örneğin, evlilik öncesi hamilelik bizim toplumumuzda şiddetle eleştirilen bir durum olduğu halde, Filipinler’de yaşayan Bontuklar’da evlilik öncesi hamilelik, doğum yapabileceğini kanıtlamış olması bakımından bir bayan için evlenme şansının artışı anlamına gelmekte, onun evliliği için bir ön şart niteliği taşımaktadır. 78 Yine aynı şekilde bir toplumdaki değer ve bunun somutlaşmış hali başka bir toplum için oldukça anlamsız olarak kabul edilebilmektedir. Örneğin Türk toplumunda “anne-baba” ifadeleri bu konumdaki fertlerin rollerine bir atıf niteliğinde olsa da, onlara gösterilen saygıyı da ifade etmektedir. Ancak başka toplumlara baktığımızda, anne-babaya isimleriyle hitap edildiğini de görüyoruz. Onların bakış açısına göre bu, bir saygısızlık göstergesi değildir. Aynı şekilde Türk toplumunda büyüklere saygı onların ellerinin öpülmesi şeklinde somutlaştırılırken, başka bir topluma göre bu davranış çok anlamsız ve gereksiz olarak nitelendirilebilir.

Bir toplum tarafından benimsenen değerler, şartların değişimine paralel olarak değişebilmektedir. Bu değişim, o toplum tarafından farklı değerlerin benimsenmesi şeklinde olabileceği gibi, benimsenen değerler hiyerarşisinde mevcut unsurların yer değiştirmesi şeklinde de olabilmektedir. Değerler sistemi içerisinde teşvik edilen bir davranış, zamanla yasaklanan bir davranış haline de gelebilmektedir. Örneğin bir toplumda, bir dönem dini değerler, değerler hiyerarşisinde ilk sırayı teşkil ederken, başka bir dönemde bu noktaya ekonomik değerler yerleşebilmektedir. Bir dönemde dini kurallara riayet noktasında gösterilen hassasiyet teşvik edildiği halde, başka bir dönemde bu hassasiyet yerini dikkate alınmama veya reddedilmeye bırakabilmektedir. 79

Değerler sistemi bakımından toplumlar arası farklılıklar olduğu gibi, aynı toplumda farklı şartlarda da değişiklik gösterebilmektedir. Hatta aynı toplum içersindeki alt gruplar arasında, aynı zaman kesitinde değer sistemleri bakımından

77 İoanna Kuçuradi, Uludağ Konuşmaları: Özgürlük, Ahlak, Kültür Kavramları, Türkiye Fel. Kur. Yay., Ank, 1997, ss.21-22.

78 Ozan Fikretoğlu, “Toplumsal Psikoloji Perspektifinde Kültür ve Kültür Değerleri”, K.K.T.C. M:E:B: Yay., 1990, s. 31.

79 Güngör, a.g.e., s. 136.

25

farklılıklar olabilmektedir. 80 Örneğin, bir zamanlar ülkemizin doğu bölgelerindeki bazı yörelerde kadınların, erkeklerle sofraya oturmalarına bile müsaade edilmediği halde, aynı dönemde ülkemizin batı kesimlerine bakıldığında, kadınlarla ilgili benimsenen değer hükümlerinin değişimine paralel olarak, böyle bir uygulamanın olmadığı görülmektedir. Değerler, koşulların değişmesi durumunda işlevlerini ve kognitif arka planlarını kaybedebilmektedir. Yani artık değerlerin benimsenmesi noktasındaki gerekçe temelsiz kalmaktadır. Örneğin “büyüklere saygı göstermenin ölçülerinden biri de onların elini öpmektir. Bu uygulama toplumumuzda hâlâ varlığını korumasına rağmen, niçin büyüklere saygının bu şekilde ifade edildiği temellendirilememektedir.

Hiçbir toplumda, değerlerin değişmeden kaldıkları iddia edilemez. 81 Çünkü bütün toplumlar, fertler arası ilişki örüntülerindeki karmaşıklık ve her geçen gün biraz daha artan kitle iletişim imkânlarından dolayı sürekli bir dönüşüm süreci içersindedir. Bu süreçte, diğer unsurlara nazaran daha yavaş değişseler de, değerler de dönüşüm geçirmektedir. Sahip oldukları değerlerin izafîliği ve değişime açık yapısından herhangi bir toplum üzerinde araştırmalar yapılırken, o toplumun kendi değerleri ve bu değerlerin yerine getirdikleri fonksiyonlar dikkate alınmalıdır. Bu çerçevede o toplum tahlil edilmelidir. Aksi halde hatalar yapılacak, yapılan tahlilde o toplumun sahip olduğu kültürel bütünlükten uzaklaşılacaktır. Örneğin bize göre bir vahşîlik olarak değerlendirilen “kafatası avcılığı” Yeni Gine’deki Marindese Kabilesi fertlerince çok önemli bir sosyal kurum olarak kabul edilmektedir. Çünkü bu kurum sayesinde bir çocuğun gerçek kişiliğine sahip olduğu ve bu sayede bir isim alabileceği kabul edilmekte, çocukları için yedekte isim-kafatası bulunduran bir baba, hazırlıklı ve ileri görüşlü olarak nitelendirilmektedir. 82

Değerler sistemi, bir çeşit sosyal şuuraltıdır. Bu şuuraltındaki prensipler, kanunlar ve emirler vasıtasıyla varlığını sürdürmektedir. Ancak bunlar bazen kanunlardan daha etkin bir sosyal kontrol işlevi görebilmektedir. 83 Değerler

80Dönmezer, a.g.e., s. 234.

81A.g.e., s. 97.

82Fikretoğlu, a.g.e., s. 30.

83 Yümni Sezen, Sosyolojide Temel Bilgiler ve Tartışmalar, Marmara Üniv. İlahiyat Fak. Vakfı Yay. (İFAV), İst, 1997, s. 92.

26

vasıtasıyla fertlerin topluma uyumu sağlanmaya çalışılmaktadır. Değerlerin ihlâl edilmesi durumunda karşılaşılan kınama, hor görme, toplumdan dışlama gibi cezâlar, bu şuuraltının müşterek olma, yaygınlaşma ve toplumun yeni fertleri tarafından benimsenme hızını olumlu yönde etkilemektedir. Bu mekanizma sayesinde toplumsal âhenk sağlanarak sürekli hâle gelmektedir. Aksi durumda ise Niyazi Berkeş’in de işâret ettiği gibi, toplumdaki anlamsal bütünlüğün kaybolmasıyla birlikte maddî ve manevî kültür unsurları arasındaki âhenk kaybolarak, toplumsal unsurlar arasında boşluklar, çelişkiler ve çatışmalar başlayacaktır.84

Değerler sisteminin belli bir sınıflamaya tabi tutulması sürekli problem olmuştur. Çünkü toplumların değer sistemleri, birbirine geçmiş pek çok alt değer sistemlerinin toplamından meydana gelmektedir. Bu alt sistemlerin aynı kademede olanlarını belirleyerek bir tasnif yapmak çok güçtür. Bu nedenle birbirinden farklı pek çok değer tasnifiyle karşılaşılmaktadır. Bu değer tasniflerinin başlıcalarına değinmek konumuz açısından önemlidir.

84 Niyazi Berkeş, Türkiye’de Çağdaşlaşma, (Haz. Ahmet Kuyaş), Yapı Kredi Yay., İstanbul, 2002, ss. 551-552.

27 2.3. Kültürel Değerler

Belgede TC ANKARA ÜN (sayfa 34-40)