• Sonuç bulunamadı

2.6. Kent Yoksulluğuna Karşı Yerel Yönetimlerin Yerinden Çözümü: Bir Kavram

2.6.1. Sosyal Belediyeciliğin İşlevleri

Yerel yönetimler sosyal belediye vasfını kazandıktan sonra yüzünü büyük ölçüde yerel halka çevirmiştir. Bu durum ise hitap ettiği kitleye karşı çeşitli işlevler yüklenmesini gerekli kılmıştır. Söz konusu bu işlevler;

 Sosyalleştirme, ve sosyal kontrol

 Yönlendirme ve rehberlik etmek

 Yardım etme ve gözetme

 Yatırım şeklindedir

2.6.1.1 Sosyalleştirme, Sosyal Kontrol ve Rehabilitasyon

Sosyalleştirme, bireyin toplumla olan ilişkisini düzenlemek ve kişinin toplumla bütünleşmesini sağlayarak yaşamın bir parçası haline getirme durumudur. Daha açık bir ifadeyle sosyalleştirme kişinin ait olduğu sosyal çevrenin kültürünü ve bu çevrede edindiği yeri öğrenerek toplumla kaynaşmasıdır (Kızılçelik ve Erjem, 1994: 383). Toplum dediğimiz olgu her yerde ve her şartta genel-geçer özelliğe sahip bir kavramı ifade etmez. Aksine ülkelerin kendi bölgeleri arasında dahi farklı özelliklerde belirebilme özelliğine sahip dinamik bir olgudur. O halde içinde yaşadığımız toplumla bizi bütünleştirecek ve onun bir parçası olduğumuzu hissettirecek temel dürtü sosyalleştirme aracılığıyla gerçekleşecektir.

Hepimizin özel bir geçmişi, ilgi ve güdüleri, kendisi ve dünya hakkında bir görüşü vardır, ancak biz onları, sadece birlikte çalışırken, ortak anlamlar ve kabullere başvururken hayata geçirebilir ve böylece insanlar olarak yaşayabiliriz. Bu kabuller işlemez hale geldiğinde, temel konsensüs çöktüğünde toplumsal bir kargaşa ve düzensizlik ortaya çıkar (Slattery, 2014: 233). Sonuçta birbirinden kopuk bir görünüm arz eden söz konusu bu toplum yapısı içerisinde dışlanmış ve görmezden gelinen bir grup oluşacaktır. O halde içinde bulunduğu toplum yapısını en iyi çözümleyebilecek özelliğe sahip yerel yönetimler bu konuda önlemlerin alındığı mercii olma bakımından önem arz edecektir.

Bu kapsamda belediyeler tarafından yapılan sosyal hizmetler, kültür, eğitim, sanat ve spor alanında icra ettiği faaliyetler yüz binlerce insana ulaşmak suretiyle insanların sosyalleştirilmesine bir katkı sağlamakta ve onların şehirleri ile bütünleşmelerine ve şehirleşmelerine imkân sağlamaktadır. Aile içi eğitim seminerleri, konferans, panel, açık oturumlar, sportif faaliyetler gibi birçok faaliyet bireyi toplumun içerisine çekmekte ve

sosyalleşmesine imkân hazırlamaktadır. Bununla beraber, bazı hizmetler de doğası gereği birden fazla toplumsal kesimin aynı anda yararlanacağı hizmetler durumunda olabilir. Örneğin, “meslek ve beceri kazandırma” kursları; herhangi bir mesleğe sahip olmayan ya da bedensel veya zihinsel engeli nedeniyle istihdama dâhil olamayanlar ya da hobi edindirecek etkinliklere katılmak isteyen kesimlerinin tümüne birden hizmet vermektedir. Bu bağlamda özellikle toplumun dezavantajlı kesimine dâhil olan bireyler bahsi geçen çeşitli faaliyetlerde yer edinerek hem meslek sahibi olabilmekte hem de yeteneklerini geliştirme fırsatı yakalayabilmektedirler. Böylece bu insanlar verilen kurslar sayesinde sahip oldukları mesleklerden gelir sağlayabilmenin yanında birçok insanla tanışıp sosyalleşebilmektedirler (Arslantürk ve Amman, 2000: 172; Ateş, 2009: 93).

Sosyal kontrol ise toplumsal yaşamda ilişkileri yöneten normlardan sapmayı, çeşitli mükâfatlandırma ve cezalandırma süreçleri ile önlemek ve toplumda düzeni sağlamak için harekete geçirilen bir mekanizmayı ifade etmektedir (Eserpek, 1979: 160). Sosyal kontrol ile bahsi geçen sosyalleştirme kavramları birbiriyle ilintili kavramlardır. Fichter bu konuya dikkat çekerek Sosyal kontrolün sosyalleşmenin nesnel bir boyutu olduğunu belirtmiştir. Sosyalizasyon süreci, kişilerin davranış kalıplarına uymasını hem sağlayan hem de sürekli kılan bir mekanizmadır. Böylece kişilerin toplumda değerli görülen örüntü, rol, ilişki ve kurum çeşitlerine uymasını sağlamak için sosyal kontrol aracılığıyla kişiler üzerinde baskıda bulunulur (Çelebi, 2001: 177). Sosyal kontrol mekanizmasının belediyelerce sağlanmasının somut örneğini ise Akdoğan şu ifadelerle belirtmiştir “kedi-köpek gibi evcil ya da evcil olmayan hayvanları kendi yaşam alanı dışındaki alanlarda besleyen ya da çevresel bir takım rahatsızlıklara neden olabilecek gürültü, hoşa gitmeyen koku tarzında genel huzuru bozucu nitelikteki davranışları sergileyen yerel halka karşı yaptırım sorumluluğu belediyelere aittir. Belediyelerin toplumda sergilenecek davranış kalıplarına yönelik bu müdahalesi kişiler üzerinde eğitici bir etki oluşturarak fonksiyonu tamamlayıcı bir mahiyet doğuracaktır (Akdoğan, 2006: 45).

Toparlayacak olursak belediyelerin sosyal belediyecilik vasfını kazandıktan sonra edindiği sosyalleştirme ve rehabilitasyon işlevleri ile toplumun bir bütün olarak görünümünün oluşturulması sağlanırken sosyal kontrol mekanizması ile de sağladığı bu bütünlüğün çözülmesine engel olmaya çalıştığı söylenebilir.

2.6.1.2. Yönlendirme, Kılavuzluk ve Rehberlik Etme

Belediyeler, bünyesinde oluşturacakları birimler vasıtasıyla vatandaşların ihtiyaç duyduğu konularda kendisiyle istişare yapılmasına olanak tanıdığı gibi problemleri konusunda hangi yolu izlemeleri gerektiği hususunda da yardımda bulunabilmektedirler. (Pektaş, 2010: 14). Belediyeler yönetim anlayışında meydana gelen değişmeler ile birlikte yerel halka bakış açılarını da büyük ölçüde değiştirmişlerdir. Sosyal belediyecilik ve yönetişim ilkelerinin belediyelerde hayata geçmesiyle birlikte memnuniyeti çoğu şeyin üstünde tutulan toplum artık sorunlar karşısında kendisini yönlendiren, izleyeceği yol hakkında rehberlik eden sosyal bir belediyeye kavuşmuştur.

2.6.1.3. Yardım Etme ve Gözetme

Belediyeler, yardıma ihtiyaç duyan insanları rahatlıkla tespit edebilmekte ve gerekli gördüğünde çeşitli türden yardımlarda bulunabilmektedir. Ayrıca belediyeler yardım organizasyonculuğu yaparak yardımda bulunmak isteyen vatandaşlar ile yardıma ihtiyaç duyan bireyler arasında köprü görevini de yerine getirirler. Örneğin bir sosyal belediyecilik örneği olan iftar çadırı uygulamasında verilen yemekler çoğunluklu olarak yardımda bulunmak isteyenler tarafından karşılanmaktadır. (Pektaş, 2010: 14; Beki, 2008:40)

Yardım faaliyetlerinde belediyelerin sosyal doku çalışmaları büyük öneme sahiptir. Söz konusu sosyal doku analizleri kentin çeşitli kriterlerdeki görünümünü açıkça ortaya koyabilme özelliğine sahiptir. Böylece belediyeler yardımda bulunacakları kişileri doğru tespit ederek yapılan yardımlar sonrasındaki değişimi de gözetebilmektedirler.

2.6.1.4. Yatırım

Yerel yönetimler, vatandaşların ihtiyaçlarını kısa süreli gidermek için çeşitli yöntemlere başvursa da kalıcı tedbirler almakta yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle belediyeler kolaylaştırıcı bir takım önlemler alarak beslenmeye katkısı olacağı düşünülen aşevleri ile ekmek fabrikaları, genel sağlığa hizmet edecek sağlık ocakları ve sosyal hayata katkıda bulunabilecek sığınma evleri ve kütüphane hizmetleri sunmaya çalışmaktadır. Söz konusu bu hizmetleri gerçekleştirmek adına yerel yönetimlerin yatırım konusunda girişimci bir tavır takınmaları mecburi gözükmektedir. (Akdoğan, 1999: 36). Belediyelerin söz konusu yatırım işlevleri diğer birçok işlevin gerçekleşmesine ön ayak olan önemli bir unsurdur. Özellikle kentsel yoksulluk sorununun giderilmesi

konusunda kente yapılacak her yatırımın hatırı sayılır derecede katkısı olacaktır. Bu bakımdan aşağıda verilen çeşitli türdeki belediyelerin yatırım harcamalarının toplam harcamalara oranlarının değerlendirilmesi önem arz edecektir.

Tablo 7. Belediyelerin Yatırım Harcamalarının Toplam Harcamalara Oranı

BELEDİYELERİN YATIRIM HARCAMALARIN TOPLAM HARCAMALARA ORANI (%) Belediye türü 2006 2007 2008 2009 2010 Ortalama Genel eğilim Büyükşehir belediyeleri 53.46 56.51 52.25 44.69 41.37 49.65 Düşme yönünde İl belediyeleri 24.29 25.33 26.30 18.16 19.54 22.72 Düşme yönünde İlçe ve belde belediyeleri 26.52 27.87 26.90 19.00 20.67 24.19 Düşme yönünde Genel ortalama %32.18 Kaynak: (Başa, 2015: 12).

Görüldüğü üzere sosyal belediyecilik konusunda önem arz eden yatırım unsurunun 2006-2010 yılları arasındaki payı üzücü bir şekilde düşme eğilimindedir. Özellikle il, ilçe ve belde belediyelerinin oranları büyükşehir belediyelerinin yarısı kadardır. Bu durum hiç kuşkusuz büyükşehir belediyelerinde nüfusun yoğunlaşmasına sebebiyet vererek buralardaki sorunların çözümünün engellenmesine ve yoksulluk unsurunun derinleşmesine neden olacaktır. Bu nedenledir ki özellikle il belediyelerinin yatırım amaçlı faaliyetleri artırılarak kentlerde gözle görünür bir iyileşmenin sağlanmasının gerçekleştirilmesi büyük bir öneme sahiptir.