• Sonuç bulunamadı

Soruşturmanın Gizliliğini Alenen İhlal Etme (TCK m. 285/1)

A. HAREKET

1. Soruşturmanın Gizliliğini Alenen İhlal Etme (TCK m. 285/1)

CMK m. 157 gereğince, kanun başka bir hüküm koymadıkça ve savunma hakkına zarar vermemek şartıyla soruşturma evresindeki usul işlemlerinin gizli olması esas olarak düzenlenmiştir. TCK m. 285/1’de soruşturma evresinin gizliliği korunmak istenmektedir. Yani, suçun hareket unsuru, soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal etmektir311. Soruşturmadan anlaşılan, ceza soruşturması olmalıdır; çünkü disiplin soruşturmaları ve kabahatler madde kapsamında kabul edilmemiştir312.

308 Meran, s. 439; Ersan, s. 133; Çakır, Gizliliğin İhlali, s. 72.

309 Koca, Üzülmez, Genel Hükümler, s. 84; Soyaslan, Genel Hükümler, s. 228.

310 Artuk, Gökcen, Yenidünya, s. 215.

311 Ünver, İftira, s. 438.

312 Yaşar, Gökcan, Artuç, s. 8415.

TCK m. 285/1’de düzenlenmiş olan suç tipi; soruşturmanın tarafları dışındaki kişilere karşı gizliliğin alenen ihlal edilmesiyle oluşmaktadır313. Aleniyet; inceleme konumuz açısından, ihlal edilen gizliliğe dair bilgilerin, sayısı ve kimliği belli olmayan kişilerce basın-yayın, sözlü, yazılı veya internet vb. araçlar aracılığıyla görülebilmesi, duyulabilmesi ve öğrenilebilmesi anlamına gelmektedir314. Gelişen teknolojiyle beraber günümüzde aleniyetin gerçekleşmesi çoğunlukla basın-yayın yoluyla, gazete, kitap gibi araçlarla ve internet yoluyla olmak üzere oldukça kolaylaşmıştır. Doktrinde, aleniyetin gerçekleşebilmesi için o bilginin kim olursa olsun herkes tarafından öğrenilmiş olmasını şart koşan görüşler315 olmakla birlikte, bizim de katıldığımız görüşe göre; aleniyetin varlığı için başvurulan yöntemin ve şartların, olayı birçok kişinin öğrenmesine elverişli olması yeterlidir316. Önemli olan, edinilen bilgilerin belirsiz sayıda kişi tarafından öğrenilme ihtimalidir317. Örneğin, bilgilerin herkesin kolaylıkla ulaşabileceği bir internet sitesinde yer alması, suçun hareket unsurunun gerçekleştiğini gösterir318.

Suç tipi bakımından aranan aleniyetin bir objektif cezalandırılabilme şartı319 mı yoksa suçun bir unsuru mu olduğu konusunda bir ihtilaf ortaya çıkabilir. Objektif cezalandırılabilme şartları; suçun unsurlarının dışında kalan ve kişinin işlemiş olduğu fiilden dolayı cezalandırılabilmesi için gerekli olan koşullardır ve objektif olan bu koşullar gerçekleşmedikçe faile ceza verilemez320. İşlenen fiilin haksızlık içeriği olmakla birlikte objektif cezalandırılabilme şartları gerçekleşmediği sürece kişiye ceza verilme imkanı bulunmamaktadır321.

Aleniyeti suçun unsuru olarak kabul edersek; failin somut olayda gizliliğin ihlali suçunun maddi unsurunun gerçekleştiğini bilmesi gerekir. Ancak, bir objektif cezalandırılabilme şartı olarak kabul edersek failin cezalandırılabilmesi için bu şartın gerçekleştiğini bilmesine gerek yoktur322. Kanun koyucunun, TCK m. 285’te suçun belli hallerde alenen işlenmesini cezalandırdığından burada açıkça failin eylemi bilmesi ve istemesi gerektiğini düzenlediği görülmektedir323. Başka bir ifadeyle,

313 Yaşar, Gökcan, Artuç, s. 8415.

314 Ersan, s. 122.

315 Meran, s. 440.

316 Yaşar, Gökcan, Artuç, s. 8416.

317 Türkoğlu, s. 121.

318 Çakır, Gizliliğin İhlali, s. 59.

319 Objektif cezalandırılabilme şartları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Ersoy, s. 5 vd.

320 Koca, Üzülmez, Genel Hükümler, s. 359.

321 Özgenç, Genel Hükümler s. 648.

322 Özgenç, Genel Hükümler, s. 648.

323 Çakır, Gizliliğin İhlali, s. 62.

kanımızca aleniyet suçun bir unsuru olarak ele alınmalıdır. Zira, kanun maddesinde aleniyetin ne şekilde gerçekleşmesi gerektiği vurgulanmakta ve fail soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal ettiği sürece cezalandırılmaktadır324.

TCK m. 285’in 6352 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinde;

suçun gerçekleşebilmesi için yalnızca soruşturmanın gizliliğinin alenen ihlal edilmiş olması yeterliydi. Birinci fıkradaki suçun gerçekleşmesi için yapılacak hareketlerin ve eylemin icrası için kullanılacak aracın hiçbir önemi yoktu. Bu nedenle birinci fıkrada düzenlenmiş olan suç, serbest hareketli bir suç olarak kabul edilmekteydi325.

6352 sayılı Kanun sonrasında, maddenin şimdiki halinde, ilk fıkradaki suçun oluşabilmesi için; soruşturma evresinde yapılan işlemlerin içeriğinin açıklanmasıyla kişilerin masumiyet karinesinden yararlanma hakkının veya haberleşmenin gizliliğinin ya da özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi gerekmektedir. Örnek vermek gerekirse; soruşturma evresinde yapılan arama gibi yöntemlerle kişilerin özel hayatına dair elde edilen bilgilerin içeriğinin açıklanması bu fıkra kapsamındaki suç oluşturacaktır326. Ayrıca, bu işlemlerin içeriğine dair yapılan açıklamaların maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engelleyecek ölçüde elverişli olması şarttır. Ancak, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına elverişli hususların ne olacağı konusunda herhangi bir belirleme yapılmamıştır. Henüz soruşturma aşamasındayken, hakkında kamu davasına başlanmamış kişinin kaçmasına ya da delilleri karartmasına yol açacak şekilde soruşturmayla ilgili bilgilerin sızdırılması durumunda maddi gerçeğin ortaya çıkması engellenmiş olacağından birinci fıkra kapsamındaki suç oluşacaktır.

TCK m. 285/1-a’daki şartlardan en az biri ile TCK m. 285/1-b’deki şart kanaatimizce bir arada bulunmalıdır. Ancak, yapılan bu açıklamaların ne şekilde (sözle, yazıyla, basın-yayın yoluyla vb.) olacağına dair herhangi bir açıklama kanun maddesinde bulunmamaktadır. Ersan, burada suçun bağlı hareketli mi yoksa serbest hareketli mi olduğu konusunda bir tartışmanın oluşabileceğini ileri sürse327 de Ünver’in bizim de katıldığımız görüşüne göre, hareketin tür ve biçimi önem arz etmemektedir; hareketin soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal etmesi yeterlidir 328. Bu nedenle suç, serbest hareketli bir suç olma vasfını korumaktadır. Zira, TCK m.

324 Ersan, s. 122.

325 Özgenç, Soruşturma İşlemlerinin, s. 162. Serbest hareketli suç; suçun kanuni tanımında belirlenmiş olan unsurların ne şekilde işleneceği hususunda herhangi bir sınırlamanın olmadığı suçtur.

Bkz. Artuk, Gökcen, Yenidünya, s. 215; Soyaslan, Genel Hükümler, s. 246; Özen, Genel Hükümler, s. 199.

326 Ersan, s. 121.

327 Ersan, s. 121.

328 Ünver, İftira, s. 438.

285/1’in kanuni tanımında hareketin şekline, yani ne şekilde işleneceğine dair bir özelleştirme yoktur329.

Ani suç-kesintisiz suç tasnifine göre ise; ani suçlar, ya hareketin başlayıp bitmesiyle ya da hareketten doğan neticenin gerçekleşmesiyle derhal sona erer330. Kesintisiz suçlarda ise hem hareket hem netice devam etmektedir331. Aslında ani olarak kabul edilen bir suçun kesintisiz olarak işlenmesi de kimi zaman mümkün olabilmektedir332. Ani suç- kesintisiz suç ayrımına göre, TCK m. 285/1’de yer alan suç tipinin ani suç olduğu kanaatindeyiz. Zira, suç tipinde belirtilen soruşturmanın gizliliğinin ihlalinin belli bir süre devam etmesi gerekmez. İşlenmekle tüketilen bir suçtur.

2. Soruşturmanın Tarafı Olan Kişilere Karşı Gizli Tutulması Gereken Karar ve